Loading Logo

sonkarar

Sayfa Yükleniyor

Noterliğinin 26.10.1999 tanzim tarihli " Düzenleme Şeklinde Taşınmaz Satış Vaadi Sözleşmesi'' akdedildiğini, bu sözleşmeye dayanarak davacı tarafından açılan tescil davasında, davalının söz konusu satış vaadi sözleşmesine annesi adına vekaletle fakat annesi vefat ettikten sonra imza attığı anlaşıldığından geçersiz vekaletname ile imza edildiği gerçeğinin ortaya çıkması neticesinde davanın sonuçsuz kaldığını, taraflar arasında yapılan satış vaadi sözleşmesinde yüksek harçtan kaçınmak için 1.000 TL bedel gösterilmiş ise de taşınmazın 23.500 ... Doları bedel konusunda anlaşıp bu paranın davalıya aynı gün ödendiğini belirterek sözleşme günü taşınmaz için ödenmiş olunan 23.500 ...'nin sözleşme tarihinden itibaren yasal faiziyle birlikte tahsiline karar verilmesini talep ve dava etmiştir....

    Davanın niteliği, tapu kaydı, düzenleme şeklinde taşınmaz satış vaadi sözleşmesi sunulan belge ve deliller ile tüm dosya kapsamı birlikte değerlendirildiğinde; terditli davada birincil talep düzenleme şeklinde satış vaadi sözleşmesinden kaynaklanan tapu iptali, haciz ve ipoteklerin fekki, haciz ve ipoteklerden ari tescil istemine ilişkin olup uyuşmazlık taşınmazın aynına ilişkindir. Davacının iddiasında haklılığını ispat konusunda tapu kaydı, düzenleme şeklinde taşınmaz satış vaadi sözleşmesi ve ekleri ile konut teslim tutanağı, ödeme belgeleri, keşif, bilirkişi, vs. yasal delillere dayandığı dava dilekçesi ile sabittir. Doğaldır ki davacının iddiasında haklı olup olmadığı yargılama sonunda tüm deliller toplandıktan, incelendikten ve değerlendirildikten sonra ortaya çıkacaktır....

    09/09/2015 tarihinde T1 e dükkan için hiçbir bedel almadan Satış Vaadinde bulunduğunu, bu nedenle davacıya borcunun olmadığını, satış vaadi sözleşmesinin tamamen Mehmet Zeki Baygeldi ile aralarında ticari alış verişten kaynaklanan teminat amaçlı verilmiş bir güvence olduğunu, Mehmet Zeki Baygeldi' nin teminat olarak verilen Satış Vaadi Sözleşmesini art niyetli olarak kullandığını, Manisa 2....

    Vaad alacaklısı, taşınmaz satış vaadi sözleşmesi ile mülkiyet geçirim borcu yüklenen satıcıdan, edimini yerine getirmediğinde dava tarihinde yürürlükte bulunan Medeni Kanunun 716. maddesi uyarınca açılacak tapu iptali ve tescil davası ile edimin hükmen yerine getirilmesini isteyebilir. Satış vaadi sözleşmesinden kaynaklanan davaların kabulüne karar verebilmek için sözleşmenin ifa olanağının bulunması zorunludur. Elbirliği mülkiyetinde (T.M.K. madde 701 ) bir taşınmazda elbirliği ( iştirak halinde ) ortaklardan birinin ortaklık dışı bir kişiye satış vaadinde bulunması halinde sözleşme bir taahhüt muamelesi olarak geçerli olmakla birlikte elbirliği ortaklığı çözülünceye kadar sözleşmenin ifa olanağı yoktur. Somut olayda ; Satış vaadi sözleşmesine konu taşınmazlar tapu kayıtlarına göre elbirliği mülkiyeti rejimine tabi olup davacı ... elbirliği ortakları arasında bulunmamaktadır....

      Satıldığı bildirilen bir kısım taşınmazlar akdin yapıldığı tarihte tapuda kayıtlı bulunmadığından, kuşkusuz senedin satış vaadi yapılması şeklinde değerlendirilmesi gerekecektir. Esasen 2644 sayılı Tapu Kanunu’nun 26. maddesi hükmünce yasanın satış akdi yapmakla görevlendirdiği Tapu Sicil Müdürlüklerinin satış vaadi sözleşmesi yapamayacağı düşünülemez. Doktrinde de hakim olan görüş satış vaadi sözleşmelerinin Noterlerin yanında Tapu Sicil Müdürlüğü tarafından da yapılabileceği doğrultusundadır....

        Fakat elbirliği ortaklığına dahil paydaşlar arasında gayrimenkul satış vaadi sözleşmesi yapılmışsa iştirak bozulmamak kaydıyla satıcı elbirliği ortağının payının alıcı elbirliği ortağının payına ilave edilmek suretiyle satış vaadi sözleşmesinin ifa olanağı vardır. Somut olaya gelince; dava konusu taşınmazda 5040/40320 oranındaki payın tapu kayıt maliki davalıların murisi ...'dir Adana 5. Noterliğinin 23.05.1989 tarih 13420 yevmiye no'lu taşınmaz satış vaadi sözleşmesine göre muris Aydın dava konusu taşınmazdaki payının tamamını davacıya satmayı vaat etmiştir. Muris Aydın'ın tapu kaydındaki payı paylı mülkiyet şeklindedir. Murisin ölümü nedeniyle külli halefiyet gereği davanın mirasçılarına yöneltilmesi zorunlu olduğundan mirasçıların elbirliği paydaşları olmaları satış vaadi borçlusunun mirasçıların kendileri olmaması nedeniyle satış vaadinin ifa edilmesine engel oluşturmamaktadır....

          "İçtihat Metni"MAHKEMESİ :Asliye Hukuk Mahkemesi Davacılar vekili tarafından, davalılar aleyhine 15.08.2012 gününde verilen dilekçe ile tapu iptali ve tescil istenmesi üzerine yapılan duruşma sonunda; davanın reddine dair verilen 07.03.2013 günlü hükmün Yargıtayca incelenmesi davacılar vekili tarafından istenilmekle süresinde olduğu anlaşılan temyiz dilekçesinin kabulüne karar verildikten sonra dosya ve içerisindeki bütün kağıtlar incelenerek gereği düşünüldü: K A R A R Dava, satış vaadi sözleşmesine dayalı tapu iptali ve tescil isteğine ilişkindir. Davalılar, beyanda bulunmamıştır. Mahkemece, davanın reddine karar verilmiştir. Hükmü davacı vekili temyiz etmiştir. Dosya içerisindeki satış vaadi sözleşmelerine göre davalılar ... ile ... 05.02.2010 tarihli 01472 yevmiye sayılı satış vaadi sözleşmesi gereğince Tatarlı Köyü 58 sayılı parseldeki hak ve hisselerini...'a satmayı vaat ettikleri satış vaadi alacaklısı...'...

            Kaynağını Borçlar Kanununun 22. maddesinden alan taşınmaz satış vaadi sözleşmeleri, Borçlar Kanununun 213. maddesi ile Türk Medeni Kanununun 706. ve Noterlik Kanununun 89. maddesi hükümleri uyarınca noter önünde re’sen düzenlenmesi gereken, bir başka anlatımla geçerliliği resmi şekil şartına bağlı kılınan, tam iki tarafa borç yükleyen ve kişisel hak sağlayan sözleşme türüdür. Vaat alacaklısı, taşınmaz satış vaadi sözleşmesi ile mülkiyet devir borcu yüklenen satıcıdan edim yerine getirilmediğinde Türk Medeni Kanununun 716. maddesi uyarınca açacağı tapu iptali ve tescil davasında borcun hükmen yerine getirilmesini isteyebilir. Davacının dayanağı satış vaadi sözleşmesi yukarıda açıklanan tam iki tarafa borç yükleyen ve kişisel hak sağlayan geçerli bir sözleşme olup zilyetlik de sözleşme ile vaat alacaklısı davacıya devredilmiştir....

              Davalı Hüseyin Şahin vekili cevap dilekçesinde; ecrimisil talebine dayananak yapılan satış vaadi sözleşmesi, geçersiz bir başka satış vaadi sözleşmesinin devrinden kaynaklandığından; başka bir deyişle satış vaadi sözleşmesinin dayandığı ilk satış vaadi sözleşmesi hukuken geçersiz olduğundan; ecrimisil talep edilemeyeceğini, satış vaadi sözleşmesinin kaynağının tefecilik olduğunu, davacının devraldığı satış vaadi sözleşmesinde satış vaadi borçlusu görünen; ilk satış vaadi sözleşmesinde ise satış vaadi alacaklısı görünen Durmuş Horlu, tefecilik yoluyla müvekkillerinden alacaklı olmuş bulunduğunu, müvekkillerinin korku ve müzayaka altında satış vaadi sözleşmesini imzalamış olduklarını, bu konuda tanık dinletilmesi talebinde bulunmakta olduklarını, ayrıca satış vaadi sözleşmesi bu sözde alacağın teminatı olarak düzenlenmiş olduğunu, dava konusu yer, "taşınmaz sıfatını taşımamakta" olup, muhdesat niteliğinde olduğunu, dolayısıyla satış vaadi sözleşmesi tapu siciline kayıtlı olmayan bir taşınmaza...

              Noterliğine gittiklerini, taşınmaz satış vaadi sözleşme bedeli olarak söz konusu noterlikçe 14.000,00-TL gibi yüksek bir masraf çıkınca tarafların sözleşmeyi kendi aralarında adi yazılı şekilde yapma kararı aldıklarını, akabinde adi yazılı şekilde taşınmaz satış vaadi sözleşmesi imzaladıklarını, yapılan sözleşmenin resmi şekilde yapılmamasına rağmen davacının sözleşmede belirtilen edimlerini yerine getirdiğini, davalı tarafın edimlerini yerine getirmeyip kötü niyetli davranarak sözleşmeye aykırı davrandığını, Sözleşmenin 3....

                UYAP Entegrasyonu