Loading Logo

sonkarar

Sayfa Yükleniyor

ASLİYE TİCARET MAHKEMESİ TARİHİ: 19/12/2018 NUMARASI: 2017/439 Esas - 2018/1211 Karar DAVA: İtirazın İptali (Ticari Satımdan Kaynaklanan) İSTİNAF KARAR TARİHİ: 29/04/2021 Taraflar arasındaki İtirazın İptali davasının yapılan yargılaması sonunda ilamda yazılı nedenlerden dolayı davanın reddine yönelik olarak verilen hükme karşı süresi içinde davacı vekili tarafından istinaf kanun yoluna başvurulması üzerine dosya içerisindeki tüm belgeler okunup, incelendi, gereği konuşulup düşünüldü....

    Hukuk Dairesinin 14/11/2018 tarih ve 2017/4782 Esas 2018/5802 Karar sayılı ilamında aynen; ''...Dava, kur farkı alacağından kaynaklanan alacağın tahsiline yönelik icra takibine yapılan itirazın iptali istemine ilişkindir. Taraflar arasındaki sözleşmede kararlaştırılan bedel yabancı para cinsinden olup, davacı alacağının tahsili için davalı tarafından verilen çekleri teslim almış olmakla çekin bir ödeme aracı olması nedeniyle çek üzerindeki bedel dışında herhangi bir kur farkı talep edemez. Davacı tüm alacağının bu bedel üzerinden ödenmesini kabul etmiş bulunmaktadır. Bu nedenle davanın reddi gerekirken, yanılgılı gerekçe ile yazılı şekilde karar verilmesi doğru görülmemiştir....'' ibarelerine yer verilmiştir. Yargıtay 19. Hukuk Dairesinin 19/03/2019 tarih ve 2017/3234 Esas 2019/1778 Karar sayılı ilamında aynen; ''...Dava, cari hesap ve kur farkı alacağından kaynaklanan itirazın iptali istemine ilişkindir....

      olduğu, ödeme gününde oluşan kur artışından dolayı davacının davalıya kur farkı alacağından dolayı kur farkı faturası düzenleyebileceği, davacının düzenlemiş olduğu 11.09.2018 tarinli 19.902,77 TL'lik faturadan dolayı kur farkı alacağının bulunduğu tespit edilmiştir....

        Dava, kur farkı alacağından kaynaklanan alacağın tahsiline yönelik icra takibine yapılan itirazın iptali istemine ilişkindir. Taraflar arasındaki sözleşmede kararlaştırılan bedel yabancı para cinsinden olup, davacı alacağının tahsili için davalı tarafından verilen çekleri teslim almış olmakla çekin bir ödeme aracı olması nedeniyle çek üzerindeki bedel dışında herhangi bir kur farkı talep edemez. Davacı tüm alacağının bu bedel üzerinden ödenmesini kabul etmiş bulunmaktadır. Bu nedenle davanın reddi gerekirken, yanılgılı gerekçe ile yazılı şekilde karar verilmesi doğru görülmemiştir. SONUÇ : Yukarıda açıklanan nedenlerle hükmün BOZULMASINA, peşin harcın istek halinde temyiz eden davalıya iadesine, 14/11/2018 gününde oybirliğiyle karar verildi....

          davalı tarafın iş bu faturalara itiraz ettiğine dair dosya muhteviyatında tevsik edici belge de bulunmadığı, davacı tarafın söz konusu kur farkının talep edilebilmesi için taraflar arasında bir sözleşme bulunması veya bu yönde oluşan bir teamül bulunması gerektiği, somut olayda ise kur farkı ödeneceğine dair taraflar arasında bir sözleşme bulunmamakta ise de; davacı tarafından düzenlenen 2020 yılı içerisindeki kur farkı faturalarında Usd/Euro kur farkı tutarı diye yazıldığı, faturaların tamamının taraf ticari defterlerine işlendiği, taraflar arasında 2018 ve 2019 yıllarında ticari defterlerinde kur farkı açıklamalı kayıt işlemlerinin yer aldığı, taraflara arasında kur farkının istenebileceğine dair teamül oluştuğu kanaatine varılmakla davacının kur farkı ücreti de dahil olmak üzere toplam davalıdan 110.351,39 TL alacaklı olduğu anlaşılmakla, taleple bağlı kalınarak davalının itirazının iptaline karar verilmiştir....

            -TL tutar olduğu, taraflar arasında kur farkı faturası kesileceğine dair hususunun öncekli uyuşmazlık konusu olup bununla ilgili olarak SMMM bilirkişi Daim Karcı'dan bir ek rapor daha aldırılarak mahkememizce dosya üzerinde yapılan inceleme ve değerlendirme sonucunda taraflar arasında satışlardan kur farkı alınacağı ve kur farkı faturası kesileceğiune dair cari hesap satış ve / veya sipariş sözleşmesinde herhangi bir anlaşma bulunmadığı, ödeme vadesinin 180 günlük müşteri çeki ile yapılır ibaresinin bulunmasından 180 günlük ödemeye vade farkı uygulanmayacağının anlaşılacağı, bunu da kur farkı alınacağı ya da kur farkı faturası düzenleneceği anlamına gelmeyeceği, kur farkından söz edebilmek için kura esas alınacak dövizli satış faturası, dövizli satış sözleşmesi veya dövizli sipariş sözleşmesinden birisinin bulunması gerekeceği, taraflar arasında ise bu şekilde düzenlenmiş bir sözleşme veya anlaşmanın bulunmadığı sonucuna varılmakla davacı yanın yapmış...

              Kural olarak, kur farkı alacağının talep edilebilmesinin, taraflar arasındaki sözleşmede bu konuda bir hüküm bulunmasına veya akdi ilişkinin yabancı para cinsinden olmasına bağlı olduğu, somut olayda, davacının kur farkı alacağına dayandığı faturaların TL üzerinden düzenlendiği ve üzerlerinde döviz karşılığının gösterildiği, cari hesapta döviz borcundan dolayı cinsinden ödemelerin yapıldığı tarihteki döviz kuru baz alınarak gerçekleştirildiği görülmekle kur farkı alacağının koşullarının somut olayda gerçekleşmediği gibi davacının cari hesabına kaydettiği kur farkı alacağına ilişkin herhangi fatura düzenlemediği, taraflar arasında kur farkı alacağına ilişkin sözleşme bulunmadığı veya bu hususta anlaşıldığına dair herhangi bir belge sunulmadığı gibi bilirkişi raporunda belirlenen defter kayıtlarına göre kur farkı için kaydedilen ve dava konusu edilen 3 kayıt dışında bir kayıt olmadığı, bu nedenle kur farkı alacağı yönünden tarafların ticari ilişkileri çerçevesinde bir teamül de geliştiğinden...

                "İçtihat Metni"Mahkemesi :Ticaret Mahkemesi Taraflar arasındaki itirazın iptali davasının yapılan yargılaması sonunda ilamda yazılı nedenlerden dolayı davanın kabulüne yönelik olarak verilen hükmün süresi içinde davalı vekilince temyiz edilmesi üzerine dosya incelendi, gereği konuşulup düşünüldü. - K A R A R - Davacı vekili, müvekkili ile davalı şirket arasındaki ticari ilişkide ödemelerin USD üzerinden yapılacağının kararlaştırıldığını, davalının borcu vade tarihinde ödemediği gibi daha sonra yapmış olduğu ödemeleri de TL bazında yaptığını, kur farkından kaynaklanan 9.153.TL alacaklarının tahsili için başlattıkları takibin davalının itirazı üzerine durduğunu bildirerek itirazın iptali ile takibin devamına, %40 tazminatın davalıdan tahsiline karar verilmesini talep ve dava etmiştir....

                  Davalı vekili, müvekkili ile davacı arasında kur farkı ödeneceğine ilişkin yazılı bir sözleşme veya teamül bulunmadığını, bu nedenle davacının kur farkı talep edemeyeceğini belirterek davanın reddine karar verilmesini istemiştir. Mahkemece, benimsenen bilirkişi raporu doğrultusunda, davacının mal satışına ilişkin faturaların bedelini, fatura tarihlerinde keşide edilen çeklerle aldığı, çeklerin tahsil tarihine göre kur farkı talep edilebileceği gerekçesiyle davalının icra takip dosyasında yaptığı itirazın kısmen iptali ile 63.778,16 TL asıl alacak üzerinden takip tarihinden itibaren değişen oranlarda avans faizi uygulanarak takibin devamına, % 40 oranında icra inkar tazminatının davalıdan tahsiline karar verilmiş, hüküm davalı vekili tarafından temyiz edilmiştir....

                    Yargıtay 19 Hukuk Dairesi'nin Esas no: 2017/3234 -Karar No :2019/1778 Karar tarihi: 19/03/2019 sayılı kararında da belirtildiği gibi "....Dava, cari hesap ve kur farkı alacağından kaynaklanan itirazın iptali istemine ilişkindir. Dosya içerisindeki bilirkişi raporu incelendiğinde kur farkına esas olan faturalara yönelik ödemelerin bir kısmının çek ile yapıldığı görülmektedir. Çek ile yapılan ödemelerde kur farkı istenemeyeceği Dairemizce istikrar kazanmış uygulamalardandır...." Yine Yargıtay 19. Hukuk Dairesi'nin 2018/1227 Esas 2019/1611 Karar sayılı ilamında da açıklandığı üzere "....Çek bir ödeme vasıtası olup, döviz üzerinden düzenlenmesi mümkün olduğu gibi, bedel hanesi verildiği andaki döviz satış kuru üzerinden hesap edilerek de doldurulabilir. Buna rağmen, ödemeyi Türk Lirası üzerinden çek olarak kabul eden davacının bu aşamadan sonra kur farkı isteyemeyeceğinin kabulü gerekirken,..." denilerek temel ilkeler ortaya konulmuştur....

                      UYAP Entegrasyonu