Loading Logo

sonkarar

Sayfa Yükleniyor

Taraflar arasındaki ihtilaf, taraflar arasında yürütülen ticari ilişki kapsamında kur farkı alınacağına dair anlaşma bulunup bulunmadığı veya kur farkına yönelik bir ticari teamül olup olmadığı, davacının davaya konu ve icra takibine dayanak kur farkı faturası nedeniyle davalıdan alacağının varlığı ve miktarıdır. Zira kur farkı farkının talep edilebilmesi için taraflar arasında kur farkı talep edilebileceğine ilişkin bir sözleşme bulunması ya da bu yönde oluşan bir teamül olması gerekmektedir. Somut olayda ise, Mahkememizce alınan bilirkişi raporunda da belirtildiği üzere taraflar arasında yürütülen ticari ilişki kapsamında kur farkına yönelik ihtilaf konusu fatura dışında daha önce herhangi bir fatura düzenlenmemesinden dolayı kur farkına yönelik bir ticari teamülün bulunmadığı tespit edilmiştir....

    Tüm dosya kapsamı bir arada değerlendirildiğinde, davacının talebinin davalı taraftan olan cari hesap alacağının tahsili amacı ile başlatılan icra takibine itirazın iptali istemine ilişkin olduğu, tarafların defter ve belgeleri üzerinde yapılan inceleme neticesinde taraf defteri arasında farkın sebebinin davacı tarafından yapılan kur farkı değerleme kaydından kaynaklandığı, yetkili icra dairesinde takibin TL cinsinden yapıldığı, taraflar arasında kur farkı değerlemesi yapılabileceğine dair bir sözleşmenin sunulmadığı, mevcut durum itibari ile ispat yükünün davacı tarafta olduğu, ne var ki davacı tarafından kur farkı değerleme kaydının yapılabileceğine ilişkin bir delilin sunulmadığı, açıklanan bu nedenlerle açılan davanın kısmen kabulüne, davacı tarafın alacağın likit olması sebebi ile icra inkar tazminatı talebinin kabulüne karar vermek gerektiği kanaatine varılarak aşağıda belirtildiği şekilde hüküm tesis edilmiştir....

      Mahkemece toplanan deliller ve bilirkişi raporuna göre; taraflar arasında kur farkı ile ilgili fatura düzenleneceği hususunda herhangi bir sözleşme ya da uygulama tespit edilemediğinden kur farkı alacağı ile ilgili talebin yerinde görülmediği, davalı tarafın davacı tarafça gönderilen malların ayıplı olduğu hususundaki iddiasının, yasal süresi içinde usulüne uygun olarak yapılan bir ayıp ihbarı bulunmadığından değerlendirmeye alınmadığı gerekçesiyle davanın kısmen kabulü ile davalı tarafça Bakırköy 12 icra müdürlüğünün 2008/16270 esas sayılı dosyasına yapılan itirazın kısmen iptali ile, 6.990,38.-TL üzerinden takibin devamına, kabul edilen miktar üzerinden hesap edilecek % 40 icra inkar tazminatının da davalı taraftan tahsil edilerek davacıya verilmesine karar verilmiş, hüküm davalı vekili tarafından temyiz edilmiştir....

        "İçtihat Metni"Mahkemesi :Ticaret Mahkemesi Taraflar arasındaki itirazın iptali davasının yapılan yargılaması sonunda ilamda yazılı nedenlerden dolayı davanın reddine yönelik olarak verilen hükmün süresi içinde davacı vekilince temyiz edilmesi üzerine dosya incelendi, gereği konuşulup düşünüldü. - K A R A R - Dava, kur farkı faturasına dayalı alacağın tahsili amacı ile yapılan takibe vaki itirazın iptali istemine ilişkindir. Davalı vekili, taraflar arasında kur farkı talep edilmesini öngören bir anlaşma bulunmadığını belirterek davanın reddini savunmuştur. Mahkemece, taraflar arasında kur farkı uygulanacağına dair bir anlaşma veya teamül bulunmadığı gerekçesi ile davanın reddine karar verilmiş, hüküm davacı vekili tarafından temyiz edilmiştir....

          Mahkemece bozma ilamına uyularak yapılan yargılama ve tüm dosya kapsamına göre, kur farkı alacağının istenebilmesi için borcun yabancı para cinsinden ödeneceği ve kur farkı yansıtılacağı hususunda taraflar arasında yazılı bir sözleşme veya uygulama bulunması gerektiği, davalı tarafın alacağın yabancı para ile ödeneceği veya kur farkı yansıtılacağını kabul etmediği, davacı tarafça dayanak olarak ileri sürülen sipariş formlarının asıllarının sunulmadığı, fotokopi olarak sunulan sipariş formları altındaki imzaların davalı şirket yetkilisi tarafından kabul edilmediği, sunulan sipariş formlarının fotokopi olması nedeni ile mahkemece imza incelemesine ilişkin bilirkişi raporunun da aldırılamadığı, davacı tarafça davalıya gönderilen ihtarnamelerin kabul edilmeyerek iade edildiği, alacağın yabancı para cinsinden ödeneceği ve kur farkı yansıtılacağı hususunun davacı tarafça ispatlanması gerektiği ancak bu hususun usulüne uygun delillerle ispatlanamadığı, ayrıca dava dilekçesinde açıkça yemin deliline...

            farkı alacağının doğmadığı, bu hali ile de kur farkı faturası nedeniyle doğan 2482,70 Euro alacak dışındaki asıl alacak için .."...

            Huzurdaki davanın “kur farkı” faturasına dayalı olarak başlatılan ilamsız icra takibine vaki itirazın İİK.'nun 67. maddesi hükmü uyarınca iptali istemine ilişkin olduğu anlaşılmaktadır. İki farklı ülkeye ait resmi paralar arasındaki değişim oranı “kur” olarak adlandırılır. Kısaca bir ülkenin parasının, diğer ülke parası cinsinden yazılımı kur kavramını ortaya çıkarır. Bu para birimlerinin değiştirilmesi işlemi yapılırken oluşan fark da kur farkı olarak nitelendirilir. Önceden düzenlenmiş olan faturaların ödeme günü geldiğinde, fatura tarihi ile tahsilat tarihi arasında kur farkı oluşması durumunda; iki taraftan hangisinin lehine bir kur farkı oluşmuş ise oluşan bu farktan kaynaklanan tutar fatura edilir. İşte bu faturaya “kur farkı faturası” denir. Yargıtay 19....

              "İçtihat Metni"Mahkemesi :Ticaret Mahkemesi Taraflar arasındaki itirazın iptali davasının yapılan yargılaması sonunda ilamda yazılı nedenlerden dolayı davanın kısmen kabulüne, kısmen reddine yönelik olarak verilen hükmün süresi içinde davalılar vekilince temyiz edilmesi üzerine dosya incelendi, gereği konuşulup düşünüldü. - K A R A R - Davacı vekili, müvekkili ile davalılar arasında yapılan 24.3.2008 tarihli Finansal Kiralama Sözleşmesi gereğince davalılara 7.750.00.-USD kur farkı alacağının ödenmesi için ihtarname gönderildiğini, ödeme yapılmayınca alacağın tahsili için yapılan icra takibinin davalıların haksız itirazı nedeniyle durduğunu ileri sürerek itirazın iptaline, % 40 tazminata karar verilmesini talep ve dava etmiştir. Davalılar vekili, davacının sözleşmeden kaynaklanan kur farkı alacağı bulunmadığını, davacıya parite farkından dolayı fazla ödeme yapıldığını belirterek, davanın reddini savunmuş, % 40 kötüniyet tazminatına karar verilmesini istemiştir....

                E sayılı sırasına kaydedildiğini, her ne kadar ödeme emrinde takip konusu kur farkı olarak ifade edilmiş ise de, taraflar arasında kur farkının alıcı tarafından ödeneceğine dair bir sözleşmenin bulunmadığını, davacıya borcunun olmadığını beyanla davanın reddine, yargılama giderleri ile vekalet ücretinin davacıya yükletilmesine karar verilmesini talep istemiştir. İLK DERECE MAHKEMESİNİN KARARININ ÖZETİ: İlk Derece Mahkemesi'nin 04/02/2021 tarih ve 2016/930 Esas - 2021/79 Karar sayılı kararında;"Dava itirazın iptali istemine ilişkindir. ...Dosyada mevcut deliller değerlendirildiğinde; Taraflar arasındaki ihtilaf kur farkı sebebiyle düzenlenen faturadan doğmaktadır. Kur farkına hak kazandığını iddia eden taraf bu iddiasını kanıtlamakla yükümlüdür....

                  DELİLLERİN DEĞERLENDİRİLMESİ VE GEREKÇE: Dava, ürün satışından kaynaklanan kur farkı alacağın tahsili amacıyla başlatılan icra takibine yapılan itirazın iptali istemine ilişkin olup, taraflar arasındaki uyuşmazlığın; icra takibine konu taraflar arasındaki ticari ilişkisi kapsamında davacının davalıya vermiş olduğu ürün satışından kaynaklanan kur farkı alacaklı olup olmadığı, alacaklı ise miktarının ne kadar olduğu hususlarındadır. Bakırköy ... İcra Müdürlüğü'nün ... esas sayılı takip dosyası aslı celp edilmiş, incelenmesinde; davacı takip alacaklısı tarafından davalı takip borçlusuna karşı toplam 24.760,56 USD 'nin tahsili için ilamsız takip talebinde bulunulduğu, süresinde itiraz üzerine takibin durduğu anlaşılmıştır. Davacı vekili tarafından 2004 Sayılı İİK'nun 67. Maddesi uyarınca yasal bir yıllık hak düşürücü süre içinde davalının itirazının iptali için dava açıldığı anlaşılmıştır....

                    UYAP Entegrasyonu