Söz konusu belge, davacı iddiaları ve davalının kabulü dikkate alındığında dava konusu alacağın taraflar arasındaki adi ortaklıktan kaynaklandığı anlaşılmaktadır. Dava; ortaklık payı olarak verilen bedelin iadesi için yapılmış olan takibe vaki itirazın iptali istemine ilişkindir. Taraflar arasında adi ortaklık ilişkisinin kurulduğu hususunda uyuşmazlık bulunmamaktadır. Adi ortaklık sözleşmesi, iki yada daha fazla kişinin emeklerini ve mallarını ortak bir amaca erişmek üzere birleştirmeyi üstlendikleri sözleşmedir. (TBK. 620/1 md.) Adi ortaklık ilişkisi, TBK'nun 639.maddesinde sayılan sona erme sebeplerinden birinin gerçekleşmesi ile sona erer. Bu şekilde ortaklığın sona ermesinin başlıca iki sonucu ortaya çıkar. Bunlardan ilki, yöneticilerin görevlerinin sona ermesi, diğeri de ortaklığın tasfiyesidir....
Davalılar vekili cevap dilekçesinde; huzurdaki dava süresi içerisinde açılmadığından davanın usulden reddinin gerektiğini, davacı tarafından her ne kadar müvekkilin cari hesaptan kaynaklanan alacağı olduğunu iddia edilmekte ise de müvekkilin davacıya herhangi bir borcu mevcut değildir. taraflar arasında adi ortaklık mevcut olup ilgili ödemeler ortaklığa sermaye olarak yapılmış ve müvekkil tarafından adi ortaklık kapsamında hizmet verildiğini, davacı tarafından sunulan mutabakat mektubunda yer alan imza müvekkil şirket yetkilisine ait olmadığını, davacı tarafından cari hesabın müvekkile iletildiği ve müvekkil tarafından itiraz edilmediği iddia edilmiş ise de davacının iddiaları gerçeği yansıtmadığını, davacı ile müvekkil şirket arasında adi ortaklık kurulmuş olup davacı tarafından gerçekleştirilen ödemeler adi ortaklığın faaliyetleri kapsamında gerçekleştirilmiş ve ödemeler karşılığında adi ortaklık kapsamında müvekkil tarafından hizmet verildiğini, davacının müvekkile borç verme maksadı...
Mahkemece, dava dışı ... ile davacı arasında bayilik sözleşmesi imzalandığı, davalılar ile ... arasında adi ortaklık ilişkisi bulunduğu, ortaklığı temsil yetkisinin ...’da olduğu, bayilik sözleşmesindeki işyeri ile ortaklık sözleşmesindeki işyerinin aynı yer olduğu, davalı ...’ın davacının gönderdiği bir kısım malları teslim aldığı, davalıların işlemler nedeniyle müteselsilen sorumlu oldukları gerekçesiyle davanın kabulüne, itirazın iptaline, icra inkar tazminatının davalılardan tahsiline karar verilmiş, hüküm davalılar vekili tarafından temyiz edilmiştir. Davaya konu edilen bayilik bölgesi direkt satış noktası sözleşmesinin tarafı dava dışı ... olup, davalılar ile ... arasındaki adi ortaklık, bayilik sözleşmesinde taraf değildir. Sözleşmede taraf olmayan adi ortaklara karşı, sözleşmeye dayanarak husumet tevcih edilemez. Yerel mahkemece bu yön gözetilmeden yazılı şekilde karar verilmesi isabetsizdir....
Taraflar arası uyuşmazlık her ne kadar yukarıda belirtildiği şekilde oluşmuş ise de uyuşmazlığın esası yönünden değerlendirmeye geçmeden evvel dava şartları yönünden dosyanın değerlendirilmesi gerektiği kanaatine varılmakla bu kapsamda yapılan inceleme neticesinde takip konusu alacağın adi ortaklık ile olan ticari ilişkiden kaynaklandığı, adi ortaklık borçlarından ötürü adi ortakların arasında 3. kişilere karşı mecburi dava arkadaşlığın bulunduğu (Yargıtay kapatılan 15. HD'nin 2019/2305 esas ve 2020/404 karar sayılı içtihat), buradan hareketle ortaklıktan olan alacağın tüm ortaklardan talep edilmesi gerektiği yani adi ortaklık alacağından kaynaklı icra takibinde tüm ortakların borçlu olarak gösterilmesi gerektiği (İzmir BAM 14....
ASLİYE HUKUK MAHKEMESİ TARİHİ : 11/12/2013 NUMARASI : 2013/361-2013/679 Taraflar arasındaki itirazın iptali davasının mahkemece yapılan yargılaması sonucunda, davanın reddine yönelik olarak verilen hükmün, süresi içinde davacı vekili tarafından temyiz edilmesi üzerine; temyiz dilekçesinin kabulüne karar verildikten sonra, dosya içerisindeki kağıtlar okunup gereği düşünüldü: Y A R G I T A Y K A R A R I Davacı vekili, davalı ile müvekkili arasında 15.03.2013 tarihinde adi ortaklık sözleşmesi imzalandığını, davacının davalının fiili olarak işlettiği ..........
Asliye Hukuk Hakimliğince verilen 30.06.2016 gün ve 2014/104-2016/246 sayılı hükmün duruşmalı olarak Yargıtayca incelenmesi davalı vekili tarafından istenilmekle dosyadaki kağıtlar okundu gereği konuşulup düşünüldü: - K A R A R - Taraflar arasındaki uyuşmazlık, adi ortaklık ilişkisinden kaynaklanmakta olup, davacılar, davalı ile aralarında kurulan adi ortaklık sonucu dava dışı arsa sahibinden davalı adi ortak adına devredilen bağımsız bölümlerde ortaklık hisseleri oranında tapu iptâli ve tescil isteminde bulundukları ve mahkemece adi ortaklık ilişkisi varlığı kabul edilerek hüküm oluşturulduğundan kararın temyizen incelenmesi görevi Yargıtay Yüksek 3. Hukuk Dairesi'ne ait olup, 6723 sayılı Danıştay Kanunu ile Bazı Kanunlarda Değişiklik Yapılmasına Dair Kanun'un 21/2. maddesi ile değişik 2797 sayılı Kanun'un 60/3. maddesi gereğince dosyanın anılan Yüksek Daireye gönderilmesi gerekmiştir. SONUÇ: Yukarıda açıklanan nedenlerle dosyanın görevli Yargıtay Yüksek 3....
Davanın itirazın iptali davası olması ve itirazın iptali davalarının takip talebi ile sıkı sıkıya ilişkisi göz önüne alındığında ilk incelenmesi gereken husus itirazın iptali davasında davalı olarak gösterilen taraflar ile takip dosyasında yer alan tarafların aynı olup olmadığıdır.Takip dosyası incelendiğinde -----, ortaklığın -----kişiliği bulunmadığından ---- husumet ehliyeti bulunmadığı gibi ortaklardan sadece birinin dava açma hak ve yetkisi ya da birine karşı dava açılması da mümkün bulunmamaktadır. Bir başka anlatımla, adi ortaklık şeklinde yürütülen iş ve işlemlerden dolayı oluşacak olan uyuşmazlıklar sonunda açılacak olan davada, ortaklığı oluşturan tüm kişilerin davada taraf olarak gösterilmesi zorunludur....
Davacı tarafın alacak iddası davalı adi ortaklığa yöneliktir.Adi ortaklığın tüzel kişiliği bulunmadığından her bir ortak ayrı ayrı borçlu gösterilerek takip başlatılmalı ve akabinde dava açılmalıdır.Nitekim icra takibi olması gerektiği şekilde her bir adi ortaklığın ortağı şirket ayrı ayrı borçlu gösterilmek suretiyle başlatılmıştır.Ancak itirazın iptali davasına ilişkin dava dilekçesinde adi ortaklığın da 3.davalı olarak gösterildiği görülmekle adi ortaklığın tüzel kişliliği bulunmadığından ,usul ekonomisi çerçevesinde ------ tarihli duruşmada adi ortaklık yönünden dosyanın tefrikine karar verilerek tefrik edilen dosya üzerinden ehliyet yokluğuna ilişkin dava şartı eksikliğinden adi ortaklık yönünden davanın usulden reddine karar verilmiştir.Nitekim davalı ---- hakkında --------- tarihinden itibaren geçerli olmak üzere geçici mühlet verilerek hiçbir takip başlatılmamasına karar verildiği,takibin konkordato davasındaki ara karardan sonra başlatıldığı gözetilerek,davalı ----- yönünden dosyanın...
ye ait taşınmazın ihalesini almak amacıyla adi ortaklık kurdukları, ihaleyi kazandıktan sonra dava dışı ... ile adi ortaklık arasında 24.10.1995 tarihli ön sözleşme ile 15.08.1996 tarihli ana sözleşmenin düzenlendiği, adi ortaklığın ihale ile kazandığı taşınmazın işletme hakkını 09.08.1996 tarihli sözleşme ile dava dışı ... İnşaat ....Şirketi'ne devrettikleri; bu devirle birlikte adi ortaklığın ortakları olan davacı ve davalı şirketin ...'...
Eldeki davada, davalı taraf her ne kadar taraflar arasında adi ortaklık olduğunu beyan etmiş ise de, sunduğu deliller incelendiğinde taraflar arasında adi ortaklık bulunduğunu ispat edemediği kanaatine varılmıştır. Zira sunulan konuşma içeriklerinde adi ortaklığın bulunduğuna dair bir konuşmanın yer almadığı, bu haliyle de delil başlangıcı kabul edilemeyeceği kanaati edinilmiş, taraflar arasında yazılı bir adi ortaklık sözleşmesi de olmadığından ayrıca vergi numarası ve------ kaydı da bulunmadığından davalı taraf bu iddiasını ispat edememiştir. Yine davalı taraf bilirkişi incelemesi sırasında ihtara rağmen ticari defter ve belgelerini ibraz etmemiştir. Bu haliyle davacı tarafın kayıtlarından çıkan sonuca katlanmak zorunda kalacaktır. Açıklanan nedenle davanın kabulüne karar verilmiştir....