"İçtihat Metni"MAHKEMESİ :Asliye Hukuk Mahkemesi K A R A R Taraflar arasında kiracılık ilişkisinin bulunmadığı tarafların kabulünde olup, 03.05.2010 tarihli ıslah dilekçesinde belirtildiğinden, dava adi ortaklık ilişkisinden kaynaklanan tazminat istemine ilişkin bulunduğundan, 2797 sayılı Yargıtay Kanununun 14.maddesi gereğince temyiz incelemesi 13.Hukuk Dairesine ait bulunmaktadır. Yukarıda belirtilen nedenle dosyanın görevli sözü edilen Yüksek Daire Başkanlığına gönderilmesine, 29.06.2011 tarihinde oybirliği ile karar verildi....
Davalı vekili cevap dilekçesinde özetle; Her ne kadar davacının davalı adi ortaklık nezdinde talep edebileceği herhangi bir hak veya alacak mevcut değilse de, kabul anlamına gelmemek kaydıyla, davacının dava konusu ettiği alacaklarının tamamının zamanaşımına uğradığını, zamanaşımı itirazının Mahkemece hükmün tesisinde dikkate alınmasını, davalı adi ortaklığa gönderilen ödeme emrinin incelenmesinde, ödeme emrinde adi ortaklığın kimlerden oluştuğu açıklanmadığını, takipte adi ortaklık adına tek bir ödeme emri çıkartıldığını, adi ortaklığı oluşturan şirketler adına ayrı ayrı çıkartılmış ve tebliğ edilmiş bir ödeme emri bulunmadığı tespit edildiğini, bu nedenle gönderilen ödeme emri usule aykırı olduğunu, davalı Adi Ortaklık ile davacı taraf arasında imzalanan taşıma hizmet sözleşmesi gereğince kararlaştırılan ücret davalı adi ortaklık tarafından ödenmiş olduğunu, davalı adi ortaklık tüm yükümlülüklerini yerine getirdiğini, .......
Dava, taraflar arasında imzalanmış olan taşeron sözleşmesi kapsamında yapılan işler bedelinden ödenmeyen kısmın tahsili için yapılan takibe itirazın iptaline ilişkindir. Davacı alt yüklenici, davalı ise asıl yüklenici (iş sahibi) dir. Davacı vekili, müvekkili ile davalının ortağı olduğu adi ortaklık arasında taşeron sözleşmesi imzalandığını, müvekkilinin sözleşme kapsamında edimini yerine getirmesine rağmen adi ortaklığın borcunun bir kısmının ödenmediğini, alacaklarının tahsili için davalı hakkında yaptıkları takibe haksız itiraz edildiğini belirterek itirazın iptaline karar verilmesini talep etmiştir....
Adi ortaklıkla, ortaklığın tüzel kişiliği bulunmadığından salt adi ortaklık olarak husumet ehliyeti bulunmadığı gibi ortaklardan sadece birinin dava açma hak ve yetkisi bulunmamaktadır. Bir başka anlatımla, adi ortaklık şeklinde yürütülen iş ve işlemlerden dolayı oluşacak olan uyuşmazlıklar sonunda açılacak olan davada ortaklığı oluşturan tüm kişilerin davada taraf olarak gösterilmesi zorunludur. Dava konusu olayda, dava konusu ihale davacı ve dava dışı şirket tarafından adi ortaklık kurularak alınmış olduğundan, davacı yanında diğer ortak olan Doğu Yıldız Ltd. Şirketinin de davada taraf olarak yer alması gerekir. Mahkemece değinilen bu yön gözardı edilerek, adi ortaklığı oluşturan tüm şirketlerin davaya katılımı sağlanmadan yargılamaya devam edilip yazılı şekilde hüküm tesis edilmiş olması usul ve yasaya aykırı olup, kararın bu nedenle bozulması gerekmiştir. 2-Bozma nedenine göre, tarafların diğer temyiz itirazlarının incelenmesine gerek görülmemiştir....
düşen payın müvekkiline ödenmediğini belirterek; müvekkilinin adi ortaklık ilişkisinden doğan ödenmeyen fazlaya dair hakları saklı kalmak kaydı ile 1.000,00 TL alacağın, alacağın doğduğu tarihinden itibaren işleyecek yasal faziyle birlikte davalıdan tahsiline, müvekkiline ait olan ve ancak şirket adına tescili yapılan 34 XX 155 plakalı aracın müvekkili adına tesciline karar verilmesini talep ve dava etmiştir....
Yine iş bu itirazın iptali davasında davalı olarak “... Ort.” Gösterilmiş, ortaklık aleyhine dava açılmıştır. Davalı olarak davaya ... vekili vermiş olduğu cevap dilekçesinde; “…5- İş bu davada husumet “... Ort.” olarak tevcih edilmiş ancak bu bir tüzel kişilik olmayıp, iki gerçek kişiden oluşan adi ortaklık olmakla husumet konusunda da usul ve yasaya uygunluk yoktur.” diyerek davanın reddini istemiştir. İİK’nun 67. maddesi hükmü gereğince açılan itirazın iptali davası takibe sıkı sıkıya bağlıdır. Hukuk davalarında olduğu gibi icra takibinin taraflarının da taraf ehliyetine sahip olmaları gerekir. Yukarıda yapılan açıklamalar dikkate alındığında takibin ortaklık aleyhine yapıldığı ve davanın da ortaklık aleyhine açıldığı anlaşılmaktadır. Bilindiği üzere adi ortaklığın tüzel kişiliği (taraf ehliyeti) bulunmamaktadır....
Yine iş bu itirazın iptali davasında davalı olarak “... Ort.” Gösterilmiş, ortaklık aleyhine dava açılmıştır. Davalı olarak davaya ... vekili vermiş olduğu cevap dilekçesinde; “…5- İş bu davada husumet “... Ort.” olarak tevcih edilmiş ancak bu bir tüzel kişilik olmayıp, iki gerçek kişiden oluşan adi ortaklık olmakla husumet konusunda da usul ve yasaya uygunluk yoktur.” diyerek davanın reddini istemiştir. İİK’nun 67. maddesi hükmü gereğince açılan itirazın iptali davası takibe sıkı sıkıya bağlıdır. Hukuk davalarında olduğu gibi icra takibinin taraflarının da taraf ehliyetine sahip olmaları gerekir. Yukarıda yapılan açıklamalar dikkate alındığında takibin ortaklık aleyhine yapıldığı ve davanın da ortaklık aleyhine açıldığı anlaşılmaktadır. Bilindiği üzere adi ortaklığın tüzel kişiliği (taraf ehliyeti) bulunmamaktadır....
geri verilmesine yetmezse) zarar da belirlenerek ortaklara paylaştırılmak üzere son bilançonun düzenleneceği belirtilmesine rağmen bunun usulünce yapılmadığı, birleşen davalarda davacının motorlu taşıtlar vergisi, vergi borçları ve yine işçilik alacaklarından kaynaklı ödemeleri icra takiplerine konu yaptığı da dikkate alındığında, birleşen davalarla ilgili adi ortalıklığa ait aktif ve pasiflerin net olarak belirlenmesi yönünden bu dosyalar yönünden yeterli inceleme ve araştırmanın yapılmadığı, davalının işçilik alacağına yönelik itirazları açısından dava dışı İsmail Yenilmez adlı şahsın 2007 yılında kurulup 17/03/2008 tarihinde sona eren adi ortaklık ilişkisinden önce de davacı bünyesinde çalıştığı ve bu nedenle kendisinin adi ortaklıktan kaynaklı tüm işçilik alacaklarından sorumlu tutulamayacağı, zira dava dışı bu kişinin adi ortaklık ilişkisi süresince toplam 11 aylık bir süre adi ortaklık bünyesinde de çalıştığı yönündeki itirazlarının bilirkişi raporlarında değerlendirilmediği,...
Öğretide para borcunun tahsili için sadece bir ortağa başvurulması mümkün iken, Yargıtay'ın müstakar içtihatlarına göre davanın konusunu para alacağı teşkil etse bile, icra takibinin ve itirazın iptali davasının tüm ortaklara karşı açılması gerekir. Olayda, yemek satım ilişkisinin davacı ile davalının da içinde bulunduğu adi ortaklık arasında gerçekleştiği, takip konusu faturaların adi ortaklık adına düzenlendiği belirgindir. Oysa, adi ortaklığa karşı yapılacak icra takibinin tüm ortaklara yöneltilmesi gerekir. Dava konusu takip yalnızca davalı adi ortağa yöneltildiğine göre usulüne uygun bir icra takibinin varlığından söz etmek mümkün değildir. Bu itibarla, usulüne uygun ve geçerli bir icra takibi bulunmadığı için dava şartı yokluğu nedeniyle davanın usulden reddine..." şeklindeki gerekçe ile davanın usulden reddine karar verilmiştir....
te davaya konu alacağının bulunmadığı, ortaklık ilişkisinden kaynaklanan alacağın varlığının ispatlanamadığı gerekçesi ile davalı S.. A..'e yönelik davanın reddine, davalılardan M.S. A. 'e yönelik davanın 6100 sy HMK'nın 307 vd maddeleri gereğince feragat nedeniyle bu davalı hakkındaki davaya ilişkin hüküm kurulmasına yer olmadığına karar verilmiş, hüküm davacı vekili tarafından temyiz edilmiştir. Dava konusu uyuşmazlık, davacı, davalılar ve dava dışı ........ Mühendislik San Tic Ltd.Şti arasında adi ortaklık ilişkisinin bulunup bulunmadığı ile varsa adi ortaklık faaliyetinden kaynaklanan alacak istemine ilişkindir. Adi ortaklık sözleşmesi geçerlilik yönünden herhangibir şekle tabi olmayıp, sözlü yapılan adi ortaklık sözleşmesi geçerli ise de inkarı halinde bu ortaklığın varolduğunu ileri süren kişinin bu ortaklığı, uygulanması gerekli HUMK'nun 287-288 ve 290 maddeleri gereğince (yasal sınır aşıldığından) ispatı gerekir....