Bu tür kişisel haklar tapu kütüğüne şerh verilmekle, hak sahibine eşya üzerinde dolaylı da olsa hâkimiyet kurma hakkı sağlamaz ise de tasarruf yetkisinin dar anlamda kısıtlanması sonucunu doğurduğundan, taşınmaz üzerinde sonradan bu hakla bağdaşmayan hak kazanan kişilere karşı da ileri sürülebilir hale gelir. Öte yandan, haciz şerhinin usulsüz konulduğunun saptanması veya lehtarın talebi üzerine kaldırılması mümkün olduğu gibi, Türk Medeni Kanununun 1010. maddesi uyarınca borcun ödenmesi, icra takibinin düşmesi ya da herhangi bir sebeple sona ermesi halinde de haciz şerhinin terkini mümkündür. Haciz şerhinin terkini istemine ilişkin bu tür davalarda, tüm şerh lehtarlarının davada davalı olarak yer alması zorunludur. Taraf teşkili kamu düzenine ilişkin olup mahkemece, yargılamanın her aşamasında re'sen gözetilmesi gerekir....
Davalı, taşınmazın tescili için tapu sicil müdürlüğüne yazı yazdıklarını ancak tapu sicil müdürlüğünün tescil işlemini gerçekleştirmediğini belirterek davayı kabul etmiştir. Mahkemece ihale ile taşınmaz mülkiyetinin davacıya geçtiği, davayı açmakta hukuki yararı bulunmadığı gerekçesiyle tapu iptali ve tescil istemi, haciz alacaklarına karşı dava açılmadığından da haciz şerhinin terkini istemi reddedilmiştir. Hükmü davacı temyiz etmiştir. Dava kişisel hakka dayalı tapu iptali, tescil ve haciz şerhinin terkini istemine ilişkindir. Davacı ihtiyari aleni ihaleden satın aldığı taşınmazın adına tescilini talep etmektedir. Türk Medeni Kanununun 705. maddesi uyarınca taşınmaz mülkiyeti tescille kazanılır. Ancak miras, mahkeme kararı, cebri icra, işgal ve kamulaştırma ile kanunda öngörülen diğer hallerde tescilsiz iktisapta mümkündür(TMK.705/2)....
"İçtihat Metni" MAHKEMESİ :Sulh Hukuk Mahkemesi Davacı vekili tarafından, davalı aleyhine 08.05.2009 gününde verilen dilekçe ile tapu kayıtlarında vakıf şerhinin terkini istenmesi üzerine yapılan duruşma sonunda; davanın kabulüne dair verilen 26.01.2011 günlü hükmün Yargıtayca incelenmesi davalı ... İdaresi vekili tarafından istenilmekle süresinde olduğu anlaşılan temyiz dilekçesinin kabulüne karar verildikten sonra dosya ve içerisindeki bütün kağıtlar incelenerek gereği düşünüldü: K A R A R Dava, 52 ada 2 parsel, 41 ada 2 parsel, 53 ada 7 parsel ve 53 ada 8 parsel sayılı taşınmazların tapu kayıtları üzerindeki "Hersekzade Vakfı" şerhinin terkini istemi ile açılmıştır. Davalı, "Hersekzade Vakfı"nın sahih esasa dayandığını, vakıf şerhinin ancak taviz bedeli ödenmesi suretiyle kaldırılabileceğini, davanın reddini savunmuştur. Mahkemece, bilirkişi raporu dikkate alınarak dava kabul edilmiştir. Hükmü, davalı ......
"İçtihat Metni"MAHKEMESİ :Asliye Hukuk Mahkemesi Davacı vekili tarafından, davalı aleyhine 01.11.2007 gününde verilen dilekçe ile haciz şerhinin terkini istenmesi üzerine yapılan duruşma sonunda; davanın kabulüne dair verilen 26.12.2007 günlü hükmün Yargıtayca incelenmesi davalı vekili tarafından istenilmekle süresinde olduğu anlaşılan temyiz dilekçesinin kabulüne karar verildikten sonra dosya ve içerisindeki bütün kağıtlar incelenerek gereği düşünüldü: K A R A R Davacı, 1226 parsel sayılı taşınmaz kaydında 2.İcra Müdürlüğünün 2003/1725 sayılı dosyasındaki alacaktan dolayı haciz kaydının bulunduğunu, alacaklı davalı ile 45.000.YTL. ödendiği takdirde haczin terkin edileceğinin kabul edildiğini, bu bedel ödenmesine rağmen haciz şerhinin terkin edilmediğini ileri sürerek, kayıttaki haciz şerhinin terkinini istemiştir. Davalı, takibe konu alacağın tamamının ödenmediğini savunmuş, mahkemece haciz borcuna karşılık 45.000....
Şirketi'nin borçlarından kaynaklı haciz şerhinin konulduğunu, önalım davasının kabulü ile haciz şerhinin konusuz kaldığından, dava konusu taşınmaz üzerindeki haciz şerhinin kaldırılmasını talep etmiştir. II. CEVAP Davalı ... Sicil Müdürlüğü vekili cevap dilekçesinde; taşınmaz için açılan önalım davasında haciz şerhinin kaldırılmasına karar verilmemesi sebebiyle oluşan ihtilafın Tapu Sicil Müdürlüğü ile ilgisinin bulunmadığını belirterek, davanın Tapu Sicil Müdürlüğü yönünden husumetten reddini savunmuştur....
Ancak; 1-Tapu kaydında davalılar ..., ..., ...hisseleri üzerindeki haciz şerhlerinin hükmedilen bedele yansıtılması gerektiğinin düşünülmemesi, 2-Davanın niteliği gereği kendisini vekil ile temsil ettiren davacı idare lehine maktu vekalet ücretine hükmedilmesi gerektiğinin gözetilmemesi, Doğru değil ise de; bu yanılgıların giderilmesi yeniden yargılama yapılmasını gerektirmediğinden, a)Gerekçeli kararın hüküm fıkrasına ayrı bir bent olarak (Tapu kaydında davalılar ..., ..., ... hisseleri üzerindeki haciz şerhinin hükmedilen bedele yansıtılmasına,) cümlesinin yazılmasına, b)Gerekçeli kararın hüküm fıkrasına ayrı bir bent olarak (Davacı idare kendisini vekil ile temsil ettirdiğinden yürürlükte bulunan Avukatlık Asgari Ücret Tarifesi'ne göre belirlenen 1.500,00 TL maktu vekalet ücretinin davalı taraftan alınarak davacı tarafa verilmesine,) cümlesinin yazılmasına, Hükmün böylece DÜZELTİLEREK ONANMASINA,...
Dosya içeriği ve toplanan delillerden; davacının çekişme konusu taşınmazla ilgili olarak davalı EGO Genel Müdürlüğü ile yapmış oldukları 03/08/2007 tarihli protokole dayanarak ve tapu müdürlüğüne de husumet yöneltmek suretiyle tapu iptal- tescil ile kamulaştırma şerhinin terkini istemiyle dava açtığı, davacı vekilince 16/03/2016 havale tarihli feragat dilekçesi ile protokol gereğince davadan feragat edildiğinin bildirildiği, davanın feragat nedeniyle reddine dair verilen ek kararın davacı vekili tarafından davalı ... yararına takdir edilen nisbi vekalet ücreti yönünden temyiz edildiği anlaşılmıştır. Dava, tapu iptal ve tescil ve kamulaştırma şerhinin terkini isteğine ilişkin olup mülkiyet değişikliğine neden olacak bu tür davaların kural olarak kayıt malikine ya da maliklerine karşı açılması gerekir....
Yine dava konusu haciz şerhinin ilgili taşınmaza 11/06/1965 tarihinde konulduğu, taşınmazın tapu kaydına konulan ihtiyati haciz şerhinin on yılı aşkın süredir devam ettiği, bu sürenin makul olmadığı gibi taşınmaz maliklerinin hukuki tasarruflarda bulunmasının sınırlandırdığı ve mülkiyet hakkını ihlal ettiği, zarara sebebiyet verdiği, yine lehtarın tespit edilemediği anlaşılmakla hukuki yararı kalmadığı anlaşılan ihtiyati haciz şerhinin terkinine " karar verilmiştir. İLERİ SÜRÜLEN İSTİNAF SEBEPLERİ: Davalı vekili tarafından ilk derece mahkemesince verilen karara karşı yasal süresi içinde istinaf kanun yoluna başvurulmuştur....
Mahallesi 7803 parsel sayılı taşınmaz ile emsalin üstün ve eksik yönleri belirlenip kıyaslaması yapılarak zeminine; resmi birim fiyatları esas alınarak, üzerindeki yapıya; yaş, cins ve verim durumu dikkate alınmak suretiyle ağaçlara değer biçilmesinde ve tespit edilen bedelin bloke ettirilerek hükmün kesinleşmesi beklenmeden davalı tarafa ödenmesine karar verilmesinde bir isabetsizlik görülmemiştir. Ancak; Tapu kaydında davalı ... payı üzerinde bulunan haciz şerhinin bedele yansıtılması gerektiğinin düşünülmemesi, Doğru değilse de; bu yanılgının giderilmesi yeniden yargılama yapılmasını gerektirmediğinden, Gerekçeli kararın hüküm fıkrasına, ayrı bir bent olarak (Davalı ... payı üzerinde bulunan haciz şerhinin bedele yansıtılması) cümlesinin yazılmasına, Hükmün böylece DÜZELTİLEREK ONANMASINA, davalılardan peşin alınan temyiz harcının istenildiğinde iadesine ve temyize başvurma harcının ...ye irad kaydedilmesine, 05/02/2019 gününde oybirliğiyle karar verildi....
"İçtihat Metni" MAHKEMESİ :Asliye Hukuk Mahkemesi Davacı vekili tarafından, davalı aleyhine 1.3.2006 gününde verilen dilekçe ile haciz şerhinin terkini istenmesi üzerine yapılan duruşma sonunda; davanın reddine dair verilen 16.6.2006 günlü hükmün Yargıtayca incelenmesi davacı ve davalı vekilleri tarafından istenilmekle süresinde olduğu anlaşılan temyiz dilekçesinin kabulüne karar verildikten sonra dosya ve içerisindeki bütün kağıtlar incelenerek gereği düşünüldü: K A R A R Davacı 16.2.2000 tarihinde ...'dan satın aldığı 791 ada 1 parsel numaralı taşınmaz üzerindeki haciz şerhinin bayii ... ile davalı arasındaki sözleşme uyarınca kaldırılmasını istemiş, davalı kendilerinin ilgili icra dosyasında 11.5.2005 tarihinde haczin kaldırılması için talepte bulunduklarını, masrafını da verdiklerini, ancak icra memurunun müzekkereyi noksan yazdığını, bunda kendisinin bir kusurunun bulunmadığını söyleyerek davanın reddini savunmuştur....