emrinin ve takibin iptali gerekmediğinden davacının icra emrinin ve icra takibinin iptali isteminin reddine ve İİK'nın da ilamlı icranın geri bırakılmasına ilişkin hükümlerde taraflar leh ve aleyhine tazminat öngörülmediği anlaşılmakla tarafların leh ve aleyhine tazminata hükmolunmasına yer olmadığına karar verilmiştir....
Somut olayda, her ne kadar borçlu tarafından, takibin kesinleşmesinden sonraki döneme ilişkin olarak, 11.05.2018 ve 31.05.2018 tarihli protokollerde yer alan nafaka miktarı üzerinden hesaplama yapılması ve ödemeler dikkate alınarak itfa nedeniyle icranın geri bırakılması talep edilmiş ise de, sunulan belgelerin yukarıda izah edilen nitelikte salt bir ibraname olmadığı açıktır. Kesin hükmün bağlayıcılığı ve değiştirilemeyeceği açık yasa hükmü iken; adı her ne olursa olsun haricen düzenlenmiş bir belge ile hükmün yorumlanması/değiştirilmesi kabul edilemez. Taraflarca yapılacak iş mevcut protokolle somut uyuşmazlığa konu nafakanın tenkisi veya kaldırılması yönünde görevli mahkemede dava açmaktır. Aksi düşünce dar yetkili icra mahkemesinde yeni bir nafaka ilamı oluşturulması sonucunu doğurur. Mahkemelere düşen görev, kesinleşmiş mahkeme kararlarını yorum yoluyla işlevsiz kılmak veya değiştirmek değil, eksiksiz uygulamaktır....
nun 71/1. maddesine göre, borçlu, takibin kesinleşmesinden sonraki devrede borcun ve fer'ilerinin itfa edildiğini yahut alacaklının kendisine bir mühlet verdiğini noterden tasdikli veya imzası ikrar edilmiş bir belge ile ispat ederse, takibin iptal veya talikini her zaman icra mahkemesinden isteyebilir. Davacı tarafça maddede belirtilen belgelerden biri ile ödeme iddiasının ispat edilemediği, sunulan protokol incelendiğinde kayıtsız şartsız bir ikrar olmadığı gibi senede atıf da bulunmadığı ayrıca davalı tarafça protokolün kabul edilmediği anlaşılmakla davanın reddine'' karar verildiği görülmüştür....
İcra Dairesinin 2022/8143 Esas sayılı takip dosyasında 2.000,00 TL yönünden itfa nedeniyle icranın geri bırakılmasına karar verilmiştir. Bu karara karşı davalı alacaklı tarafından istinaf yasa yoluna başvurulmuş, ilk derece mahkemesince 06/02/2023 tarihli ek karar ile kararın miktar itibariyle kesin olması sebebiyle reddine karar verilmiştir. İSTİNAFA BAŞVURAN TARAF VE İLERİ SÜRÜLEN İSTİNAF SEBEPLERİ: Davalı vekili tarafından, ilk derece mahkemesince karar verilirken maddi hata yapıldığı, verilen kararın kesin olsa dahi maddi hatadan kaynaklı olarak kaldırılarak düzeltilmesi gerektiği belirtilerek ek karara yönelik istinaf yasa yoluna başvurulmuştur. DELİLLERİN DEĞERLENDİRİLMESİ VE GEREKÇE: İstinaf konusu, ilamlı takipte takipten önceki dönemde gerçekleşen itfa nedeniyle icranın geri bırakılması talebine ilişkindir....
DEĞERLENDİRME VE GEREKÇE : Dava, İİK'nın 33/1. maddesi uyarınca icra emrinin tebliğinden önceki döneme ilişkin itfa nedeniyle icranın geri bırakılması isteğidir. Marmaris 1. İcra Müdürlüğünün 2022/1872 esas sayılı dosyasının incelenmesinde, alacaklı davalı tarafından davacı borçlu aleyhine 12/05/2022 tarihinde başlatılan ilamlı icra takibi olduğu, takibin dayanağını Marmaris Arabuluculuk Bürosunun 2021/378 E. Sayılı kararı olduğu davacı borçluya icra emrinin 21/05/2022 tarihinde tebliğ edildiği, davanın yasal süresinde olduğu anlaşılmıştır. İİK'nın 33/1. maddesinde, icra emrinin tebliği üzerine borçlu yedi gün içinde dilekçe ile icra mahkemesine başvurarak borcun zamanaşımına uğradığı veya imhal veya itfa edildiği itirazında bulunabilir....
Borçlu vekilinin İİK.nun 33/1.maddesinde öngörülen yasal süre içerisinde İcra Mahkemesine başvurduğu ve takipten önce dosya borcunun ödendiğini ileri sürerek takibin iptalini talep ettiği görülmektedir. Alacaklı vekilinin 05.12.2005 tarihli duruşmada dava dilekçesinde sözü edilen ödemelerle ilgili olarak yaptığı açıklamada ilama konu alacak nedeniyle verilen 5.000.000.000.TL.lik çek bedelinin ödendiğini beyan ederek bu miktar ödemeyi kabul ettiği ve yine alacaklı vekili tarafından İcra Mahkemesine verilen 06.12.2005 tarihli dilekçede de; anılan çeke karşılık olarak 14.08.2000 tarihinde 7.000.000.000.TL. ödeme yapıldığının ikrar edildiği anlaşılmaktadır. Alacaklı vekilinin bu beyanları davanın kabulü değil HUMK.nun 236.maddesinde düzenlenen ikrar niteliğindedir. Davayı kabul ikrardan farklıdır. İkrarın konusu vakıalardır. Oysa kabul talep sonucuna ilişkindir. İkrar ile bir vakıanın doğru olduğu bildirilir....
Davacının başvurusu İİK'nın 71/1. maddesine dayalı itfa iddiası olup, anılan madde uyarınca borçlu, “takibin kesinleşmesinden sonraki devrede” borcun ve fer’ilerinin itfa edildiğini yahut alacaklının kendisine bir mühlet verdiğini noterden tasdikli veya imzası ikrar edilmiş bir belge ile ispat ederse, takibin iptal veya talikini “her zaman” icra mahkemesinden isteyebilir. Bu istemin kabul edilebilmesi için itfa şikayetinin İİK'nun 71. maddesinde açıklanan nitelikte bir belge ile veya alacaklının kabul beyanıyla kanıtlanması zorunludur....
edilmediğini, davacı tarafından ilama dayanan bir kısım ödemeler yapılmış olmasının takibin iptali sonucunu doğurmayacağını beyan etmiş olup itirazın reddine, itirazın açıkça kötüniyetli olması sebebiyle yüzde %20'nin icra inkar tazminatı ile cezalandırılmasına karar verilmesini mahkememizden talep etmiştir....
İcra Hukuk Mahkemesinde 2021/32 esas sayılı dosya ile taraflarınca başlatılan Kayseri Genel İcra Dairesinin 2021/1369 esas sayılı ilamlı takibin itfa nedeniyle geri bırakılması için dava açıldığını, mahkemece iki tane bilirkişi raporu alındığını, raporun ilkinde davacı idarenin borcunun 17.799,94 TL ikincisin de ise herhangi bir borcu bulunmadığı yönünde tespit yapıldığını, iki rapor arasında çelişki bulunduğunu ileri sürerek kararın kaldırılmasına karar verilmesini talep etmiştir. Dairemizce yapılan değerlendirmede; Davalı alacaklılar tarafından T1 aleyhine ilamlı icra takibi başlatıldığı, davacı kurumun itfa sebebiyle icranın geri bırakılmasına ilişkin iş bu davayı açtığı anlaşılmıştır....
Yukarıdaki açıklamalar doğrultusunda, takip dosyası ve dava dilekçesi içeriği incelendiğinde, murisin takibin kesinleşmesinden sonra öldüğü, bu nedenle davacı mirasçıya ödeme emri gönderilmesinin fuzuli bir işlem olduğu, muhtıra olarak kabulü gerektiği anlaşılmaktadır. Bu durumda, davacı/borçlu mirasçının dava dilekçesinde ileri sürdüğü zamanaşımı ve itfa itirazlarının takibin kesinleşmesinden sonraki döneme ilişkin oldukları, mahkemece İİK'nın 71/1. maddesine ve İİK'nın 71/2. maddesi yollamasıyla 33/a maddesine dayalı zamanaşımı ve itfa itirazlarının ve ayrıca temlike yönelik ve diğer mirasçıların takibe dahil edilmesi gerektiğine yönelik şikayetler de değerlendirilerek oluşacak sonuca göre bir karar verilmesi gerekirken, davacının talepleri borca itiraz olarak kabul edilerek hatalı nitelendirme ile inceleme yapılmaksızın yazılı şekilde karar verilmesi isabetsiz olmuştur....