GEREĞİ DÜŞÜNÜLDÜ : Davacı vekili dava dilekçesinde özetle; müvekkili hakkında Bursa 14.İcra Müdürlüğünün 2020/7254 esas sayılı dosyası ile takip yapıldığını, takibe konu olan çeklerin yetkili hamilin elinden rızası dışında çıktığını, çeklerin çalındığını, bu nedenle suç soruşturması ve çek iptali davasının bulunduğunu, davalının takibe konu çekler nedeniyle yetkili hamil olmadığını ve alacak takip yetkisi bulunmadığını belirterek takibin iptaline, davalının alacağın %20'sinden az olmamak üzere kötüniyet tazminatına mahkum edilmesine, yargılama masrafları ve vekalet ücretinin alacaklı tarafa yüklenmesine karar verilmesini talep ve dava etmiştir. İlk derece mahkemesince; davanın süreden reddine dair karar verilmiştir....
Uyuşmazlık, ilamlı takipte imhal nedeniyle takibin iptali talebine ilişkindir. Ankara 20. İcra Müdürlüğünün 2018/13123 Esas sayılı takip dosyasında; davacı hakkında alacaklı davalı tarafından ilamlı takip başlatıldığı, takip dayanağı ilamın hüküm fıkrasının 5. maddesinin '' TMK 174/1- 2 md kapsamında 60.000 USD maddi tazminat, 36.000 TL manevi tazminatın karar kesinleştikten sonra davalıdan alınıp davacıya verilmesine,'' şeklinde olduğu anlaşılmıştır. Davacı vekili boşanma davası sonrasında taraflar arasında tazminat bedellerinin ödenme tarihlerini içerir ek protokol imzalandığı belirtmiş ve taraflar arasında düzenlen ek protokolü dosyaya sunmuş ise de İİK'nun 33/1. maddesi '' icra emrinin tebliği üzerine borçlu yedi gün içinde dilekçe ile icra mahkemesine başvurarak borcun zamanaşımına uğradığı veya imhal veya itfa edildiği itirazında bulunabilir....
Somut olayda, şikayetçi takibe dayanak ilamda davalı olarak yer almadığını, ihbar olunan konumunda olduğunu ve aleyhine hüküm kurulmadığını iddia ederek, takibin iptalini talep etmektedir. Şikayetçinin talebi görüldüğü gibi İİK'nun 33. maddesi hükmü kapsamında bir itiraz değildir. Talep İİK'nun 41. maddesi yollamasıyla İİK.nun 16. maddesine dayalı şikayet olarak değerlendirilebilir. Yerel mahkeme kararında da yerinde olarak değerlendirildiği gibi,takibe dayanak ilamda şikayetçinin ihbar olunan olarak yer alması,leh ve aleyhine hüküm kurulmaması nedeniyle şikayetçi aleyhine ilamlı takip yoluna başvurulması usul ve yasaya uygun değildir. O halde mahkemece şikayetçi yönünden takibin iptaline karar verilmesi gerekirken, İİK.nun 33/1. maddesi gereğince icranın geri bırakılmasına karar verilmesi isabetsizdir....
GEREKÇE: Uyuşmazlık, kambiyo senetlerine özgü takip yolu ile başlatılan icra takibinde takibin kesinleşmesinden sonraki itfa sebebiyle icranın geri bırakılması istemine ilişkindir....
nun davalı şirketin borcunun teminatını oluşturmak üzere davacı şirket lehine taşınmazı üzerinde ipotek tesis ettirdiğini, davacının başlattığı ipoteğin paraya çevrilmesi yoluyla takibe karşı yapılan itirazın üzerinden 6 aylık hak düşürücü sürenin geçtiğini, protokol gereği çeklerin davacı şirket tarafından teslim alınması nedeniyle ipotekten doğan alacak itfa edilmiş sayılacağından ipoteğe ilişkin borcun kalmayacağını belirterek davanın reddine ve %40'tan az olmamak üzere tazminata hükmedilmesine karar verilmesini istemiştir....
İcra Hukuk Mahkemesi TARİHİ : 10/03/2015 NUMARASI : 2014/783-2015/112 Yukarıda tarih ve numarası yazılı mahkeme kararının müddeti içinde temyizen tetkiki alacaklı tarafından istenmesi üzerine bu işle ilgili dosya mahallinden daireye gönderilmiş olup, dava dosyası için Tetkik Hakimi tarafından düzenlenen rapor dinlendikten ve dosya içerisindeki tüm belgeler okunup incelendikten sonra işin gereği görüşülüp düşünüldü: Sair temyiz itirazları yerinde değil ise de; Alacaklı tarafından çeke dayalı olarak kambiyo senetlerine mahsus haciz yoluyla başlatılan takibe karşı borçluların, yetki ve borca itirazlarını ileri sürerek takibin iptali istemi ile icra mahkemesine başvurdukları, mahkemece, yetki itirazının kabulüne karar verildiği anlaşılmaktadır. İ.İ.K.’nun 168/5.maddesi hükmü gereği, borçlunun, borcu olmadığını veya borcun itfa edildiğini, mehil verildiğini, alacağın zamanaşımına uğradığını, yetki itirazını sebepleri ile birlikte beş gün içinde icra mahkemesine bildirmesi gerekir....
Mahkemece, 7267,00 TL ödeme yaptığı anlaşıldığından bu meblağ üzerinden icranın geri bırakılmasına, kalan kısım yönünden takibin devamına karar verilmiştir. Hükmün, davacı borçlu vekili tarafından temyiz edildiği anlaşılmıştır. Sair temyiz itirazları yerinde değilse de; Borçlunun İcra Mahkemesi'ne şikayet nedenleri arasında icra takibiyle istenen 170,75 TL harcın ödenmiş olması nedeniyle icra emri ile istenilmesinin haksız olduğu ve iptali istemi de olduğu halde mahkemece bu konuda olumlu/olumsuz karar verilmemesi doğru değildir. SONUÇ: Borçlu vekilinin temyiz itirazlarının kısmen kabulü ile mahkeme kararının yukarıda yazılı nedenlerle İİK'Nun 366. ve 6100 sayılı HMK'nın Geçici 3. maddesi yollamasıyla 1086 sayılı HUMK'nun 428. maddesi uyarınca BOZULMASINA, taraflarca HUMK'nun 388/4....
sürerek itfa nedenine dayalı olarak icranın geri bırakılması ile hacizlerin kaldırılmasını talep ettiği, İlk Derece Mahkemesince, istemin reddine karar verildiği, borçlu tarafından istinaf yoluna başvurulması üzerine Bölge Adliye Mahkemesi’nce istinaf başvurusunun kabulü ile ilk derece mahkemesi kararının kaldırılmasına ve istemin kısmen kabulü ile itfa nedeniyle icranın geri bırakılmasına, aylık nafakanın 20.000 TL olarak devamına, dayanak ilamdaki artış oranlarının dikkate alınmasına ve hacizlerin kaldırılmasına hükmedildiği, kararın alacaklı tarafından temyiz edildiği görülmektedir....
İcra Müdürlüğü’nün 2018/3660 Esas sayılı dosyaya yönelik İİK'nın 33. maddesi uyarınca icranın itfa nedeniyle geri bırakılmasına karar verilmiştir. İSTİNAF SEBEPLERİ : Davalılar vekili istinaf başvuru dilekçesinde özetle, cevap dilekçesindeki beyanlarını tekrarla, ilk derece mahkemesi kararının kaldırılmasına, davanın reddine karar verilmesini istemiştir. DEĞERLENDİRME VE GEREKÇE : Dava, İİK'nın 33/1. maddesi uyarınca icra emrinin tebliğinden önceki döneme ilişkin itfa nedeniyle icranın geri bırakılması isteğidir. Bodrum 2. İcra Müdürlüğünün 2018/3660 Esas sayılı dosyasının incelenmesinde, alacaklı davalılar tarafından, borçlu davacı aleyhine, 4.897.184,78 TL alacağın tahsili amacıyla Bodrum 3. Asliye Hukuk Mahkemesinin 2015/129 Esas 2018/106 Karar sayılı ilamına dayalı olarak başlatılan ilamlı takip olduğu, icra emrinin davacı borçluya 01/06/2018 tarihinde tebliğ edildiği, davanın süresinde açıldığı anlaşılmıştır....
Borçlu tarafça 13.06.2013 tarihli feragat sözleşmesi aslının sunulmaması halinde 13.06.2013 tarihli protokolde bulunan imzanın alacaklıya ait olup olmadığı yönünde alacaklı tarafın açık beyanının alınması, protokoldeki imzanın inkar edilmesi halinde ise; İİK'nun 71. maddesinde "Borçlu, takibin kesinleşmesinden sonraki devrede borcun ve ferilerinin itfa edildiğini yahut alacaklının kendisine bir mühlet verdiğini noterden tasdikli veya imzası ikrar edilmiş bir belge ile ispat ederse, takibin iptal veya talikini her zaman icra mahkemesinden isteyebilir." hükmü gereğince imza incelemesi yapılamayacağı ve takibin iptali talebinin reddi gerekeceği düşünülmelidir. Bu halde, Mahkemece belirtilen ilkelere göre inceleme yapılması gerekirken eksik inceleme ile yazılı şekilde sonuca gidilmesi doğru değildir....