, bir süre sonra ise bankaya sadece 1.200.00 TL maaş ödemesi yapılmaya başlandığını, hakediş yada maaş farkı adı altında herhangi bir ödemenin yapılmadığını, çalışma şartlarının tek taraflı olarak müvekkili aleyhine değiştirilmesi nedeni ile müvekkilinin 23.05.2013 tarihinde istifa etmek zorunda kaldığını, müvekkilinin işe giriş tarihi olan 02.05.2012 tarihinden itibaren 3 aylık süre içinde anlaşmaya göre 3.000.00 TL maaş ve %13 hakediş primi aldığını, hakediş prim hesabına göre davalı şirketin üroloji servisinde bir aylık süre içerisinde yapılan ameliyat, tomografi, laboratuvar tetkikleri ve muayene bedeli olarak giren total meblağdan maaş olarak ödenen 3.000,00 TL düşürüldükten sonra bakiye miktarın %13 ‘nün hakediş olarak müvekkiline ödenmesi gerekirken 3 aylık ödeme dışında 9 aylık sürede sadece 1.200,00 TL maaş adı altında ödeme yapıldığını, geri kalan maaş ve hakediş primlerinin ödenmediğini, 9 aylık sürede ödenmeyen maaş farkının toplam 16.200,00 TL olduğunu, ayrıca kayıtlarının...
Mahkemece Yargıtay uygulaması gereği işçinin istifa dilekçesinde ya da haklı fesih anında fesih gerekçelerinin tamamını açıkça ileri sürmesinin gerekmediği ancak açmış olduğu davada dilekçesi ile bu haklı gerekçelerini açıklayabileceği, bayram ve genel tatil günü çalışmalarının karşılığı ücretinin ödenmemesinin işçiye haklı fesih imkanı verdiği, davacının bayram ve genel tatil ücreti alacağına hak kazandığının kabulü halinde fesih için haklı sebebin olduğu aksi durumda ise haklı fesih hakkı olmadığı ve davalı-karşı davacınınnın ihbar tazminatına hak kazanabileceği, davacı işçinin genel tatil alacaği bulunduğu gerekçesiyle davacının kıdem tazminatı talebinin kabulüne karar verilmiştir. 4857 sayılı İş Kanunu2nun 24/II. Maddesinde işçinin haklı nedenlerle fesih hakkı düzenlenmiştir. İşçi bu nedenlerle fesih iddiasında bulunduğunda, bu iddiasını kanıtlamak zorundadır....
Bununla birlikte sayın mahkemenizce sözleşme ile ödenmesi kararlaştırılan promosyon bedelinin bu süreyle orantılı kısmı olan 7600/24*8=2.533,33 TL ‘nin davalı banka tarafından ödenmesi gerektiği ve bununda bir promosyon ödemesi olacağı kabul edilirse 2016/7 aydan sonra herhangi bir maaş ödemesi yapılmadığından sözleşmeye göre ödenen tutarın işleyecek faizi ile birlikte cezai şart olarak ödeneceği kararlaştırıldığından bu tutar kadar da bankanın cezai şart alacağı doğacağı sonuç varılmakla takdir ve değerlendirmesi Sayın Mahkemenize aittir....
Davalılar; karşı dava olarak davacının müvekkili ..den 2.000,00 TL. maaş avansı aldığını, elden ödeyeceğini beyan ile avansın maaşından kesilmesine engel olduğunu, tüm şifahi taleplere rağmen davacı işçinin aldığı 2.000,00 TL. lik avans borcunu ödemediğini, davacının kıdem tazminatı ve ücretli izin alacağı toplamının 9.916,54 TL olmasına rağmen davacıya toplam 14.000,00 TL. ödeme yapıldığının muhasebe kayıtlarının incelenmesi esnasında fark edildiğini, davacıya fazla ödenen 4.083,86 TL. fazla ödemenin istenmesine rağmen davacının ödemeyi gerçekleştirmediğini iddia ederek, fazla ödenen paranın tahsilini talep etmiştir. C) Yerel Mahkeme Kararının Özeti: Mahkemece, toplanan kanıtlar ve bilirkişi raporuna dayanılarak asıl davanın ve karşı davanın kısmen kabulüne karar verilmiştir. D) Temyiz: Kararı, taraflar temyiz etmiştir....
Hukuk Dairesi tarafından istinaf incelemesi yapılmış ve dosyanın Dairemizce yapılan temyiz incelemesi sonucunda da 2018/9273 esas sayılı karar ile davalının temyiz isteminin kesinlik sınırı nedeni ile reddine karar verildiği görülmüş olup bahsi geçen emsal dosyada dosyamız davacısı ... adına düzenlenen maaş kartlarının üç işçi adına düzenlendiği kabul edilmiş ve haftalık kazanç kartlarına göre yapılan ödemelerin 03.12.2012- 10.06.2013 tarihleri arasında ki 25 haftalık süreçte toplam 13.175,67 TL olduğunun anlaşıldığı ve dosya delillerine göre üç işçiye yapılan ödemeyi gösteren işyeri hesap kartlarına göre ücret tespitinin yapılması gerektiği değerlendirilmiş olup, yine dosya kapsamında bros kesintisinin asgari ücret karşılığı bankadan yapılan ödemeye karşılık kesilip net ödeme olarak ödenen, bakiyesinin ise elden yapılan ödeme olduğu kabul edilerek, elden ödenen ve bros kesintisi yapılarak bankaya ödenen haftalık ortalama kazancının; 13.175,67/25=527,03-TL/net, aylık 527,03/7x30...
İş Mahkemesi'nin 2009/900 Esas ve 2011/484 Karar sayılı ilamının 1/b bendinde " ... dava tarihine kadar fark maaş alacağı olan 10.551,69 TL 'nin davalıdan tahsili ile davacıya ödenmesine... " karar verilmiştir. 25.09.2012 tarihinde başlatılan takipte, hükmedilen bu miktar " maaş alacağı " olarak takibe konulmuştur. Dosya arasında bulunan ve taraflarca itiraz edilmeyen alacaklının banka hesabının incelenmesinde, borçlu Kurum tarafından, alacaklının hesabına Ağustos-2012 tarihinde 17.184,89 TL yatırıldığı görülmüştür. Alacaklı vekili, 18.10.2012 havale tarihli dilekçesinde, borçlu Kurum tarafından alacaklının hesabına 15.802,48 TL yatırıldığını ancak, dava tarihi ile hükmedilen maaş farkı alacağının ayrı bir kalem olarak gösterilmemesi nedeniyle ödenen miktarın neye istinaden ödendiğinin anlaşılamadığını savunmuştur. Borçlu SGK ......
Borçlunun üçüncü kişi nezdinde bulunan maaş alacağı için İİK'nun 355. maddesindeki hüküm uygulanacak isede maaş dışındaki hak ve alacakları için İİK'nun 89. maddesinin uygulanmasında bir yanlışlık yoktur. Bu durumda mahkemece davacıya birinci haciz ihbarnamesinin tebliğ tarihi itibariyle dava dışı takip borçlusu Atakan Yarız’ın davacı nezdinde maaş dışında bir alacağı bulunup bulunmadığı bilirkişi incelemesi ile belirlendikten sonra bir karar verilmek gerekirken, yazılı gerekçe ile hükmün kurulması doğru görülmemiştir. SONUÇ: Yukarıda açıklanan nedenlerle, hükmün BOZULMASINA, bozma nedenine göre davalının diğer temyiz itirazlarının incelenmesine yer olmadığına, peşin harcın istek halinde iadesine, 18/12/2017 gününde oybirliğiyle karar verildi....
yılı Ekim ayında davalıya yersiz ödenen 5.251,86 TL'nin ve ödeme tarihi olan 15.10.2016 tarihinden itibaren hesaplanacak yasal faizinin davalıdan tahsiline karar verilmesini talep etmiştir....
"İçtihat Metni"MAHKEMESİ :Asliye Ceza Mahkemesi SUÇ : Hizmet nedeniyle güveni kötüye kullanma HÜKÜM : TCK'nun 155/2, 62, 53. maddeleri gereğince mahkumiyet Hizmet nedeniyle güveni kötüye kullanma suçundan sanığın mahkumiyetine ilişkin hüküm sanık müdafi tarafından temyiz edilmekle, dosya incelenerek gereği düşünüldü; Katılanın yetkilisi olduğu şirkette mağaza sorumlusu olarak çalışan sanığın, mağazaya ait 3.307,95 TL parayı bankaya yatırması gerekirken, diğer çalışanlara 147,95 TL teslim ettiği ve geriye kalan parayı kendisine mal edinmek suretiyle üzerine atılı hizmet nedeniyle güveni kötüye kullanma suçunu işlediği iddia edilen olayda; Sanığın aşamalarda alınan savunmasında olay günü iki aylık ücret alacağı ve prim alacağını aldığını, maaşının bankaya yatandan daha fazla, ayrıca elden ödenen miktarın da olduğunu, katılanın bilgisiyle elden ödenen miktarı kasadan aldığını savunduğu, kasadaki tüm parayı alabilecekken kendi alacağı olduğunu düşündüğü miktarı alıp kalanını iade...
Lisesinde müdür yardımcısı olarak görevini icra eden davalının Norm Kadro Yönetmeliği hükümleri uyarınca idarecilik görevinden alınıp, öğretmen olarak atandığını, davalının idare Mahkemesine dava açıp, yürütmeyi durdurma kararı aldığını, bunun üzerine davalının fiilen müdür yardımcısı olarak görev yapmadığı dönemin maaş farklarının da kendisine ödendiğini, daha sonra davalının idare Mahkemesine açtığı davanın Danıştay'ın bozması üzerine reddedildiğini, hükmün kesinleştiğini, böylece davalının idarecilik görevinde bulunmadığı dönemde idarecilikten dolayı maaş farkı almasının onu sebepsiz olarak zenginleştirdiğini ileri sürerek fazladan ödenen 884.980.000 TL.'nin tahsiline karar verilmesini istemiştir. Davalı, davanın reddini dilemiştir. Mahkemece, idare Mahkemesinin ilk kararına göre ödenen özlük haklarının sonradan istenemeyeceği gerekçe gösterilerek davanın reddine karar verilmiş; hüküm, davacı tarafından temyiz edilmiştir....