WhatsApp Hukuki Asistan

Yeni

Son Karar yapay zeka destekli hukuk asistanınız artık WhatsApp üzerinden cebinizde. Aşağıdaki hizmetlerden dilediğinizi seçerek WhatsApp asistanınıza soru sorarak hemen kullanmaya başlayabilirsiniz.

Hukuki Destek Alma
Hukuki sorularınız için anında uzman desteği alın
Yargıtay ve BAM Kararı Arama
Emsal kararlar ve içtihatlar için arama yapın
Dava Dilekçesi Hazırlama
Yapay zeka ile hızlı ve profesyonel dilekçeler oluşturun
Sözleşme Hazırlama
Özelleştirilmiş sözleşme şablonları oluşturun
Loading Logo

sonkarar

Sayfa Yükleniyor

"İçtihat Metni" Taraflar arasındaki şikayet davasının yapılan yargılaması sonunda; kararda yazılı nedenlerden dolayı reddine dair verilen hükmün süresi içinde davacı 3.kişi vekili tarafından temyiz edilmesi üzerine mahkemece temyiz süresinin geçirilmesi nedeniyle temyiz isteminin reddine karar verilmiş, bu ek kararda davacı 3.kişi vekili tarafından temyiz edilmiş olmakla, dosya incelendi, gereği düşünüldü: -K A R A R- Temyiz olunan mahkeme kararı davacı vekiline usule uygun şekilde 31.10.2012 tarihinde tebliğ olunmasına karşın karar İİK.’nun 363. maddesinde öngörülen 10 günlük temyiz süresi geçirildikten sonra 13.11.2012 tarihinde temyiz edildiğinden İİK.’nun 365. maddesi hükmü uyarınca davacı 3.kişi vekilinin temyiz isteminin reddine dair ek karar yerindedir SONUÇ:Yukarıda açıklanan nedenlerle, davacı 3.kişi vekilinin mahkemenin 14.11.2012 tarihli İİKnun 365.maddesine göre verdiği temyiz dilekçisinin reddine dair ek kararına yönelik yerinde bulunmayan temyiz...

    Buna göre, somut uyuşmazlığa ilişkin istinaf başvurusunu değerlendirme görevinin HSK'nın 564 ve 586 sayılı işbölümü kararları gereğince İstanbul Bölge Adliye Mahkemesi 4. Hukuk Dairesinin görev alanında kaldığı, iş bölümü yönünden Dairemizin görevli olmadığı anlaşılmakla aşağıdaki şekilde karar verilmiştir. K A R A R : Yukarıda açıklanan gerekçelerle; 1- Dairemizin GÖREVSİZLİĞİNE 2- Dava dosyasının İstanbul Bölge Adliye Mahkemesi 4. Hukuk Dairesine GÖNDERİLMESİNE, Dair; HMK'nın 352. maddesi gereğince dosya üzerinde yapılan ön inceleme sonunda 03/06/2022 tarihinde oy birliği ile karar verildi....

    Davacı vekili istinaf dilekçesinde özetle; mahkemece iş bu davanın İİK 89.maddesi uyarınca açılmış menfi tespit davası olduğundan bahisle tedbir talebinin reddine karar vermiş ise de davanın İİK.’nun 72. Maddesi gereğince açılmış menfi tespit davası olduğunu, davalı- nın da takip borçlusu .... Ltd.Şti. olduğunu, takip alacaklısı.... aleyhine İİK 89 maddesi gereğince açılmış bir menfi tespit davası bulunmadığını belir- terek kararın kaldırılmasına ve ihtiyati tedbir taleplerinin kabulüne karar verilmesini talep etmiştir. Dava, takip borçlusunun borçlusu sıfatıyla kendi alacaklısı olduğundan bahisle takip borçlusuna karşı açılan menfi tespit davasıdır. Dairemizce istinaf incelemesi, 6100 sayılı HMK'nın 355. madde hükmü uyarınca istinaf dilekçesinde belirtilen sebeplerle sınırlı olarak ve kamu düzenine aykırı hususların olup olmadığı gözetilerek yapılmıştır....

      SONUÇ: Borçlu vekilinin temyiz itirazının kabulü ile Mahkeme kararının yukarıda açıklanan nedenle İİK'nun 366 ve 6100 sayılı HMK'nun Geçici 3. maddesi yollamasıyla 1086 sayılı HUMK'nun 428. maddesi uyarınca BOZULMASINA, taraflarca HUMK'nun 388/4. (HMK m.297/ç) ve İİKnun 366/3. maddeleri gereğince Yargıtay Daire ilamının tebliğinden itibaren ilama karşı 10 gün içinde karar düzeltme isteğinde bulunulabileceğine, 09.12.2013 tarihinde oybirliğiyle karar verildi....

        Av. ..... aralarındaki istirdat davası hakkında ... 10. Asliye Hukuk Mahkemesi'nden verilen 17/12/2015 gün ve 2014/461 E. - 2015/518 K. sayılı hükmün asıl davada davalı vekilince duruşmalı olarak temyiz edilmesi üzerine ilgililere çağrı kağıdı gönderilmişti. Belli günde davacı vek. Av. ... ve ... ile daval...... vek. Av. ...'nun gelmiş olmalarıyla duruşmaya başlanarak hazır bulunan avukatların sözlü açıklamaları dinlenildikten ve temyiz dilekçesinin süresinde olduğu anlaşıldıktan sonra dosya incelendi, gereği konuşulup düşünüldü. -KARAR- Dava İİK'nın 89/5.md'si uyarınca açılmış istirdat davasıdır....

          Kişiler için konulmuş olan İİK 89 ve İİK 72. madde düzenlemelerindeki sürelerin bir anlamının kalmayacağı, yasanın şahıs ifadesinden anlaşılması gerekenin takip borçlusu olduğu, şu halde İİK 89. madde kapsamında, süresi içinde menfi tespit davası açma hakkını kullanmayan ve bu sebeple takip borçlusuna herhangi bir borcu olmadığı halde, yasanın emredici kuralları gereğince alacaklıya ödeme yapmak zorunda kalan 3. kişinin, genel hükümlere göre sebepsiz zenginleşme davası açması mümkündür. Öte yandan, davalı takip alacaklısı olup, takip hukuku sınırları içerisinde alacağı için başlatmış olduğu icra takibi neticesinde alacağına karşılık yaptığı haciz işlemlerinden dolayı sebepsiz zenginleşmesi söz konusu değildir. Burada sebepsiz zenginleşen dava dışı takip borçlusu olduğundan, davacı tarafından ancak dava dışı gerçek borçluya karşı sebepsiz zenginleşme davası açılabilecek olup, davalının bu davada taraf sıfatı bulunmamaktadır....

            İcra Hukuk Mahkemesinin ... esas ve ... karar sayılı dosyasında davacının İİK madde 89 kapsamında aldığı tebliğlerdeki süreye yönelik iddiaları kabul edilmemiş olup, iddiaların kabul edilmiş olması halinde dahi öğrenme tarihinin 12/09/2022 tarihi olarak kabul edilmesi halinde bile davanın 19/01/2023 tarihinde açılmış olması ile İİK madde 89/3 kapsamındaki 15 günlük dava açmaya ilişkin hakdüşürücü sürenin dolduğu görülmüş, bu şekilde alacağın temliki ile takip alacaklısı olan ... hakkında açılan davanın İİK madde 89/3 gereğince yasal süre olan 15 günlük süre içerisinde açılmamış olması nedeni ile, Davalı ... hakkında açılan davanın hakdüşürücü süre nedeni ile reddine karar vermek gerekmiştir....

              İstinaf nedenleri: Davacı vekili istinaf dilekçesinde özetle; yerel mahkemece davanın hatalı değerlendirildiğini, davanın İİK 89/5 maddesi kapsamında değerlendirilmesi gerektiğini, alacaklı şirketin kötü niyetli olarak davayı müvekkiline yönelttiğini, eldeki davanın hak düşürücü süreye tabi olmadığını, eksik inceleme ile usul ve yasaya aykırı karar verildiğini belirterek kararın kaldırılması istemiyle istinaf kanun yoluna başvurulmuştur. 6100 sayılı HMK'nın 355. maddesindeki düzenleme gereğince, İstinaf edenin sıfatına, istinafın kapsam ve nedenleriyle sınırlı olmak kaydıyla yapılan inceleme ve değerlendirme sonucunda; Her ne kadar davacı vekili dava dilekçesinde, genel hükümlere dayalı menfi tespit davası açtığını belirtmiş ise de, davacı iddiası, davalı savunması, haciz ihbarnamelerine ilişkin tebligat parçaları hep birlikte değerlendirildiğinde somut olayda davacının takip borçlusu olmadığı, 3.kişi niteliğinde bulunduğu anlaşılmakla, eldeki davanın İİK'nun 89.maddesi uyarınca...

              HÜKÜM: Gerekçesi yukarıda açıklandığı üzere; 1- Davacının istinaf başvurusunun 6100 sayılı HMK.nun 353/1- b-1 maddesi gereğince ESASTAN REDDİNE, 2- Alınması gereken 80,70 TL karar harcından peşin alınan 59,30 TL harcın mahsubu ile eksik 21,40 TL harcın davacıdan alınarak hazineye gelir kaydına, 3- Dosyanın İstinaf Mahkemesine gönderilmesi amacıyla yapılan harç, posta masrafı ve tebligat giderlerinin istinaf kanun yoluna başvuran taraf üzerinde bırakılmasına, 4- İnceleme duruşmasız yapıldığından vekalet ücretine hükmedilmesine yer olmadığına, 5- Kararın mahkemesince bilgi mahiyetinde taraflara tebliğine, Dair, HMK'nın 353/1- b-1 maddesi uyarınca dosya üzerinden yapılan inceleme sonucunda İİK. 7165 sayılı kanun ile değişik 364. maddesi gereğince alacağın 107.090,00 TL'nin altında kalması nedeni ile kesin olmak üzere oy birliğiyle karar verildi....

              "İçtihat Metni"Mahkemesi :Ticaret Mahkemesi Tarih : 08/07/2008 No : 89/242 İhbar olunan :T.C.Hazine Müşteşarlığı Taraflar arasındaki istirdat davasının yapılan yargılaması sonunda ilamda yazılı nedenlerden dolayı davanın kabulüne yönelik olarak verilen hükmün süresi içinde davalı vekilince temyiz edilmesi üzerine dosya incelendi, gereği konuşulup düşünüldü. - K A R A R - Davacı vekili, müvekkilinin Turizm İşletme Belgesine haiz “Grand Yavuz Otel” adlı işletmenin sahibi olup davalı kurumun elektrik abonesi olduğunu, Turizmi Teşvik Kanunu’nun 16.maddesi uyarınca en düşük sanayi tarifesi üzerinden elektrik bedeli ödemesi gerekmesine rağmen davalının daha yüksek olan ticarethane tarifesinden fatura tahakkuk ettirdiğini ileri sürerek 10.765.11 YTL’den borçlu olmadıklarının tespiti ile bu miktarın ödeme tarihlerine göre avans faiziyle birlikte davalıdan tahsiline karar verilmesini talep ve dava etmiştir....

                UYAP Entegrasyonu