E. sayılı dosyası ile icra takibi başlatığını ve takibin kesinleştiğini, davacı şirkete İİK m.89 gereğince haciz ihbarnameleri gönderildiğini, daha önce yine aynı konu için İstanbul 25....
Dava, İİK 89/5.maddesi gereğince açılmış menfi tespit davasıdır. Davanın İİK 89/5.maddesi gereğince borçlu ile kötüniyetli alacaklıya karşı açılması gereklidir. Somut davada sadece borçlu, davalı şirkete dava açılmıştır. Davaya feri müdahil olarak katılan alacaklı ... isimli gerçek kişidir. Davada taraf teşkili dava şartı olmakla birlikte davaya bakacak asıl görevli mahkemece göz önüne alınması gereklidir. İİK 89.maddesi gereğince açılacak davalar İİK'dan kaynaklanmakla ticari nitelikte bulunmayıp temel ilişkinin ne olduğu görevde önemli değildir. Davaya bakma görevi genel görevli Asliye Hukuk Mahkemesine aittir. Kaldı ki, davaya dahil edilmesi zorunlu olan alacaklı gerçek kişi olup tacir değildir. Yargıtay ... Hukuk Dairesinin ... tarih ... Esas - ......
Kapsamında haczi mümkün olmadığını, İİKnun 82/1 maddesi kapsamındaki taşınmazlara haciz konulamayacağını belirterek ilk derece mahkeme kararının kaldırılmasına ve davanın kabulüne karar verilmesini istemiştir. DELİLLERİN DEĞERLENDİRİLMESİ VE GEREKÇE : İncelenen tüm dosya kapsamına göre, davalı alacaklı vekili tarafından davacı borçlu aleyhine Gaziosmanpaşa 6....
A.Ş.’ nin diğer davalı borçlu hakkında icra takibi yaptığı ve icra dosyasından davacıya İİK.’ nun 89/1. ve 89/2. haciz ihbarnameleri gönderildiği, davacının ihbarnamelere itiraz etmediği 89/3. ihbarnameye itiraz eden davacının süresinde dava açmadığı ve 89/ 3. haciz ihbarnamesinde belirtilen miktarın icra dosyasına yatırıldığı konusunda uyuşmazlık bulunmamaktadır. Davacı vekili, takip borçlusu ... .... Ltd. Şti.’ nin müvekkilinden bir alacağı bulunmadığı, takip alacaklısı ... A.Ş.’ nin bunu bilerek kötüniyetli olarak müvekkiline İİK.’ nun 89. maddesinde belirtilen ihbarnameleri gönderdiğini ve usulsüz tebligat yapıldığını iddia etmiştir. Davalı ... A.Ş. vekili, müvekkilinin ... .... Ltd. Şti.’den olan alacağını tahsil için icra takibi yaptığını ve davacıya da İİK.89. ihbarnameleri gönderildiğini, ihbarnamelere süresinde itiraz edilmediğini ve dava da açılmadığını belirterek davanın reddini istemiştir. Diğer davalı vekili davaya cevap vermemiştir....
yapılan iceleme sonunda: Dava, 2004 sayılı İİK'nin 89/4'üncü maddesi uyarınca açılan menfi tespit istemine ilişkindir.Dava dilekçesinde, müvekkiline İİK'nin 89'uncu maddesi uyarınca 1'inci ve 2'inci haciz ihbarnamelerinin gönderildiğini, üçüncü haciz ihbarnamesinin ise 22/11/2016 günü tebliğ edildiğini ileri süren davacı vekilinin İİK'nin 89/3'üncü maddesinde öngörülen 15 günlük süre içinde 07/12/2016 günü eldeki menfi tespit davasını açmıştır....
AŞ. vek.Av.İsmet Aslan aralarındaki istirdat davası hakkında Beyoğlu 3.Sulh Hukuk Mahkemesinden verilen 15.02.2010 gün ve 123/89 sayılı hükmün davacı vekili tarafından temyiz edilmesi üzerine dosya incelendi, gereği konuşuldu. - K A R A R - Hükmü davacı vekili olarak temyiz eden "Av....'ın üç sayfadan ibaret olan temyiz dilekçesinde imzası bulunmadığından, imza eksikliğinin giderilmesinden sonra yeniden incelenmek üzere gönderilmesi için dosyanın mahkemesine GERİ ÇEVRİLMESİNE, 13.10.2011 gününde oybirliğiyle karar verildi....
ile davalı ... vek.Av.... aralarındaki menfi tespit-istirdat davası hakkında Sarayönü Asliye Hukuk Mahkemesinden verilen 02.12.2009 gün ve 80/156 sayılı hükmün davacı vekili tarafından temyiz edilmesi üzerine dosya incelendi, gereği konuşuldu. - K A R A R - Heyetçe incelenmesine gerek görülen Sarayönü İcra Müdürlüğü'nün 2009/195 sayılı dosya ile Sarayönü Sulh Ceza Mahkemesinin 2009/89 Esas sayılı dosyasının onaylı örneğinin eklenmesinden sonra yeniden gönderilmek üzere dosyanın mahkemesine GERİ ÇEVRİLMESİNE, 05.10.2010 gününde oybirliğiyle karar verildi....
ve HMK'nın 353/1-a-3 maddesi gereğince esası incelenmeden dosyanın Kayseri Asliye Hukuk Mahkemesine yönelik görevsizlik kararı verilmek üzere Kayseri 2....
nun 89. maddesi uyarınca açılmış ve tarafların tacir sıfatına haiz bulunduğu menfi tespit ve istirdat istemine ilişkin olup, haksız hacizden kaynaklanan tazminat talebine yönelik değildir. Nitekim mahkemenin kabulü ve hükümde tazminata değil istirdata ilişkindir. Hal böyle olunca davanın niteliği, tarafların sıfatı, temyizin kapsamı dikkate alındığında 6110 sayılı Kanunla değişik Yargıtay Kanunu'nun 14. maddesi hükmüne göre Başkanlar Kurulu tarafından hazırlanan ve Büyük Genel Kurul'ca kabul edilerek yürürlüğe giren işbölümü kararına göre yerel mahkemece verilen hükmün temyiz incelemesini yapma görevi Yüksek (19.) Hukuk Dairesine ait olmakla birlikte anılan Dairece de aidiyet kararı verilerek dosya Dairemize gönderilmiş olmakla temyiz inceleme yerinin belirlenmesi için dosyanın YÜKSEK HUKUK DAİRELERİ BAŞKANLAR KURULU'NA SUNULMASINA, 10/04/2014 tarihinde oybirliğiyle karar verildi....
Maddesi gereğince kamu düzenine aykırılık halleri dışında istinaf sebepleriyle bağlı olarak yapılan inceleme sonunda; Taraflar arasındaki uyuşmazlık; yapıldığı iddia edilen fazla ödemenin hukuki nitelemesinin istirdat davası mı yoksa sebepsiz zenginleşme davası konusu mu olduğu, buradan varılacak sonuca göre davanın süresinde açılıp açılmadığına ilişkindir. Yerel mahkeme yapıldığı iddia edilen fazla ödemenin istirdat davası konusu olabileceğini, bu durumda da hak düşürücü sürenin geçtiğinden bahisle davanın usulden reddine karar vermiştir. İstirdat ve sebepsiz zenginleşme arasında farklar vardır. İstirdat davası, borç olmayan bir şeyin icra takibi sonucunda ödenmesi durumunda, ödenen paranın geri alınması için açılan bir davadır. Sebepsiz zenginleşme davası ise, haklı bir sebep olmaksızın bir başkasının mal varlığından veya emeğinden zenginleşen kişiye karşı bu zenginleşmenin geri verilmesi için açılan bir davadır. Sebepsiz zenginleşmede, iradi olarak bir ödeme söz konusudur....