Menfi tespit davacısının hiçbir ek ispat ve maddi külfet gerektirmeyen ve sadece sükut etmesiyle infazı kabil bir istirdat hükmüne kavuşma imkanı varken ısrarla uyuşmazlığın menfi tespit hükümlerine göre sonuçlandırılmasını talep etmesi halinde mahkemenin nasıl bir tutum belirlemesi gerektiği konusunu da ayrıca irdelemek gerekir. Menfi tespit davasına bakan hakim, yargılama esnasında ödeme vakıasını herhangi bir şekilde öğrenince kanunun amir hükmü gereğince davaya istirdat davası olarak bakmaya devam eder. Ancak olayımızda oluğu gibi nadiren de olsa davacının menfi tespit talebinde ısrar etmesi halinde davanın “hukuki yarar” yokluğu nedeniyle reddi yoluna gitmesi kanunun amaç ve ruhuna daha da uygun düşecektir. Zira, bu durumda dava, kendiliğinden istirdada dönüştü diye istirdat hükmü kurulması, talep aşımına tekabül edeceğinden, HMK 26....
davalıya borçlu olmadığının tesbiti ile %40 tazminata davalıya ödenen bedelin istirdadına ve manevi zararın tahsiline karar verilmesini talep ve dava etmiştir....
"İçtihat Metni"MAHKEMESİ :Sulh Hukuk Mahkemesi Taraflar arasındaki menfi tespit ve istirdat davasında ..... 2. Asliye Hukuk Mahkemesi ile ..... Sulh Hukuk Mahkemesince ayrı ayrı görevsizlik kararı verilmesi nedeni ile yargı yerinin belirlenmesi için gönderilen dosya içindeki tüm belgeler incelendi, gereği düşünüldü: K A R A R Dava, menfi tespit ve istirdat istemine ilişkindir. Asliye hukuk mahkemesince uyuşmazlığın taraflar arasındaki kira sözleşmesi ve kat mülkiyetinden kaynaklandığı gerekçesiyle görevsizlik yönünde hüküm kurulmuştur. Sulh hukuk mahkemesi tarafından ise, dava değerine göre asliye hukuk mahkemesinin görevli olduğu gerekçesiyle görevsizlik kararı verilmiştir. Dava tarihinde yürürlükte bulunan 1086 sayılı HUMK'ya göre alacak ve menfi tespit davalarında görev, dava değerine göre belirlenir....
Asliye Hukuk Mahkemesinin 2014/6 Esas sayılı akdin feshi ve istirdat istekli davanın, olayın sürüncemede kalmaması amacıyla, davacılar tarafından kabul edildiğini, davalının temlik karşılığı ödediği bedelin yasal faiziyle kendisine iade edildiğini, davalının da aldığını iade etmesi gerektiğini ileri sürerek çekişmeli taşınmazın tapu kaydının iptali ile davacılardan ... adına tescilini istemişler, yargılama aşamasında ise davacılardan Ahmet adına tesciline karar verilmesini istemişler, karşı davada da, taraflar arasında görülen ... 2. Asliye Hukuk Mahkemesinin 2014/6 Esas, 2014/131 Karar sayılı akdin feshi ve istirdat davası sonunda karşı davacının ödediği bedeli yasal faiziyle birlikte tahsil ettiğini, anılan davanın temyiz denetiminden geçerek kesinleştiğini belirterek karşı davanın reddini savunuşlardır....
"İçtihat Metni"Mahkemesi :Ticaret Mahkemesi Taraflar arasındaki menfi tespit- istirdat davasının yapılan yargılaması sonunda ilamda yazılı nedenlerden dolayı davanın kısmen kabulüne, kısmen reddine yönelik olarak verilen hükmün süresi içinde taraf vekillerince temyiz edilmesi üzerine dosya incelendi, gereği konuşulup düşünüldü. - K A R A R - Dava, davalı hamil ... tarafından takibe konulan bonoların davalı ... ile yapılan kira sözleşmesi gereği aylık kira parası karşılığı verildiği ve kiranın ödendiği halde senetlerin verilmeyerek takibe geçildiği iddiasıyla borçlu olunmadığının tespiti, senetlerin ve takiplerin iptali ile % 40 tazminat talebine ilişkin yargılama sırasında dava istirdat davasına dönüşmüştür....
Mahkemece toplanan deliller ve dosya kapsamına göre; icra kefili olarak takip konusu borcu tamamen üstlenen davacının taksitler halinde borcu ödediği, kapak hesabını teyit eden ve denetlemeye imkan veren bilirkişi raporuna göre icra kefili olan davacının takip konusu alacaktan dolayı dava tarihi itibarı ile davalıya 5.854,66 TL borçlu olduğu anlaşılmakla; davacının kanıtlanamayan menfi tespit ve istirdat talepleri ile yerinde görülmeyen manevi tazminat talebinin reddine karar verilmiş, hüküm davacı vekili tarafından temyiz edilmiştir. Dosyadaki yazılara kararın dayandığı delillerle gerektirici sebeplere, delillerin takdirinde bir isabetsizlik bulunmamasına göre, davacı vekilinin yerinde görülmeyen bütün temyiz itirazlarının reddiyle usul ve kanuna uygun bulunan hükmün ONANMASINA, 23.06.2014 gününde oybirliğiyle karar verildi....
Davalı vekili cevabında, davacıdan fazla para tahsilinin söz konusu olmadığını, teminat mektuplarının tazmininde ihtar zorunluluğu bulunmadığını, manevi tazminat talebinin haksız ve yersiz olduğunu savunarak davanın reddini istemiştir....
, senetlerin toplam -------yoluyla karşı tarafın -----numaraları hesabına yatırdığını, kalan------- tutarındaki ekte sunulmuş olan senetlerin ödenmesinin satılan makineler kullanılmaz durumda olduğundan mümkün olmadığını, ---------- senetlerin takibe konulduğunu, ve ödeme emri kesinleşmeden tedbir talepli iş bu davanın açılmış bulunduğunu, makinelerin davalı tarafından müvekkilinin bulunduğu yerden teslim alınmasının ve ücret iadesinin sağlanmasını, davalı makinelerdeki ayıbı gidermeyerek ve taahhüt edilen makineleri göndermeyerek ayrıca müvekkili şirketi toplam -------- tutarında ziya ve zarara uğrattığını, mezkûr süre zarfında sürekli üretim halinde olan müvekkilinin maddi ve manevi zararını talep hakkının saklı olduğunu, davalı taraf sözleşmenin kendisine yüklediği makineleri gereği gibi teslim etme yükümlülüğünü gerçekleştirmediği gibi sözleşmeye dayanarak verilen kambiyo senetlerini geri vermediğini, dava konusu haksız durum sebebiyle, müvekkilinin telafisi imkansız maddi ve manevi...
Bu durumda; mahkemece davanın kabulüne karar verilmesi gerekirken bu maddi ve hukuki olgular nazara alınmaksızın yazılı şekilde davanın reddine hükmedilmesi usul ve yasaya aykırı olup bozma nedenidir O halde, davacı vekilinin temyiz itirazları kabul edilmeli ve hüküm bozulmalıdır. SONUÇ: Hükmün yukarıda açıklanan nedenlerle BOZULMASINA, temyiz harcının istek halinde temyiz edene iadesine 19.12.2016 gününde oybirliğiyle karar verildi....
İcra Hukuk Mahkemesi’nin 10/07/2008 tarih ve 2008/717 E. - 2008/616 K. sayılı ilamı ile bu haczin kaldırılmasına karar verildiğini, takipsizlik nedeniyle işlemden kaldırılan dosyanın yenilenerek 2011/2750 E. numarasını aldığını, usulsüz ve haksız şekilde davacının emekli maaşına tekrar haciz konularak maaşından 8.603.- TL kesinti yapıldığını belirterek, haksız yapılan bu kesintilerin kesinti tarihinden itibaren işleyecek yasal faizi ile birlikte davalıdan tahsiline karar verilmesini talep ve dava etmiştir. Davalı vekili, istirdat davası açabilmek için İ.İ.K.’nun 72/7 maddesinde öngörülen 1 yıllık hak düşürücü sürenin, alacaklıya paranın ödenmesinden değil, icra dairesine girmesinden itibaren başlayacağını, hak düşürücü süre dışında istirdat davası açılabilmesi için gerekli maddi hukuka ilişkin "aslında borcu olmadığı bir parayı cebri icra tehdidi altında ödemiş olması" koşulunun da gerçekleşmediğini belirterek, davanın reddini talep etmiştir....