Loading Logo

sonkarar

Sayfa Yükleniyor

Davaya konu 21.2.2014 tarihli hacizde hazır bulunan ..... isimli çalışan haczin dava dışı ...i.’nin faaliyet adresinde yapıldığını,hacze konu bilet bedellerinin acentelik sözleşmesi gereği davacı 3.kişi şirkete ait olduğunu beyan etmiş, davalı alacaklı istihkak iddiasına itiraz etmiştir.İstihkak iddiası ile yasada öngörülen hak düşürücü dava süresi kesilmekle birlikte istihkak iddiası, tüzel kişilerde tüzel kişiyi temsile yetkili organlarca,gerçek kişilerde ise ya kendisi tarafından ya da bu kişiyi temsile yetkili kişilerce ileri sürülebilir. Tüzel kişiyi veya gerçek kişiyi temsil yetkisi olmayan kişinin yaptığı iddia, geçerli bir istihkak iddiası sayılmaz. Somut olayda, haciz esnasında istihkak iddiasında bulunan şahsın,üçüncü kişi yararına istihkak iddiasında bulunmaya yetkili olmadığı sabittir. Ancak, üçüncü kişi hacizden sonra 7 gün içinde doğrudan dava açarak kendi lehine istihkak iddiasında bulunmuştur ki bunu engelleyen yasal bir düzenleme yoktur....

    Takip dosyası incelendiğinde; alacaklı tarafından borçlu aleyhine kambiyo senetlerine mahsus haciz yolu ile başlatılan takipte, maaş haczi müzekkeresi neticesi 30.04.2013 tarihinde dosyaya para geldiği, gelen bu para üzerinde 3.kişi bankanın istihkak iddiasında bulunduğu, istihkak iddiası üzerine ...İcra Hukuk Mahkemesi'nin 2013/244 Esas sayılı dosyasında 09.05.2013 tarihinde 3.şahsın istihkak iddiasının reddi ile takibin devamına karar verildiği, bunun üzerine 3.kişi banka tarafından 05.06.2013 tarihinde istihkak davası açıldığı, istihkak davasına bakan mahkeme tarafından dosyaya giren para ile ilgili tedbir kararı verilmediği, alacaklı tarafın paranın taraflarına ödenmesi yönündeki taleplerinin icra müdürlüğü tarafından reddedildiği görülmektedir. İİK'nun 97/1. maddesi uyarınca istihkak iddiasına karşı alacaklı veya borçlu tarafından itiraz edilirse icra müdürü takibin devamına veya talikine karar verilmek üzere dosyayı icra mahkemesine verir....

      işleminin muvaazalı olduğunu belirterek istihkak davasının kabulüne karar verilmesini talep etmiştir....

      yönünden istihkak iddiası yerinde görülmeyerek takibin devamına ve istihkak iddia eden üçüncü kişinin, kararın İcra Müdürlüğünce tebliğinden itibaren 7 gün içinde İİK'nin 97/6.maddesi uyarınca istihkak davası açması yönünde karar verildiği, söz konusu mahkeme kararının istihkak iddia eden şirkete 05.05.2016 tarihinde tebliğ edildiği görülmüştür. Eldeki dava ise, ... Gıda Tarım Hayv. Et. ve Et. Ürn. Oto. Elk. Eşya Teks. Mob. İnş. Akaryakıt Tur. Nak. San. ve Tic. Ltd. Şti tarafından açılmıştır. Dosyada mevcut Ticaret Sicil Gazetesi kayıtlarına göre; davacı üçüncü kişi "... Gıda ... Şti."nin Kayseri Ticaret Sicil Müdürlüğünde 23063 sicil numarası ile istihkak iddiasında bulunan "... Et ve Et Ürün....Şti.nin ise Kayseri Ticaret Sicil Müdürlüğünde 39987 sicil numarası ile kayıtlı ve faal olduğu, her iki şirketin ayrı sicil numaralarında ve farklı şirketler olduğu anlaşılmıştır....

        Çarşısı 89/2 ... adresinde ve borçlunun huzuru ile 3. şahsın yokluğunda yapılmıştır. 6183 sayılı Yasa’nın 66/1-2 cümleleri uyarınca borçlunun istihkak iddiasını içeren haciz tutanağının, yararına istihkak iddiasında bulunulan 3. kişiye tebliğ edilip, 3. kişiye istihkak iddiasında bulunma imkanı ve bunun sonucu olarak istihkak davası açma olanağının yaratılması gerekirken bu prosedüre uyulmamıştır. 6183 sayılı Yasa’nın 67. maddesi 2. fıkrasındaki “borçlu ile birlikte ikamet etmekte olan şahıslar tarafından istihkak iddiasında bulunulduğu takdirde mal borçlu elinde sayılır” hükmü ve yasal karine uyarınca malın borçlu elinde olduğunun kabulü zorunludur. Bu halde kural olarak istihkak davasının 3. kişi tarafından açılması gerekir. Ne var ki, kamu idaresinin 3. kişi yararına yapılan istihkak iddiasının kaldırılması ya da reddi için dava açmasını engelleyen bir yasa hükmü olmadığı gibi, eğer dava kamu idaresince açılmışsa bunu süreye bağlayan bir Kanun hükmü de bulunmamaktadır....

          "İçtihat Metni"MAHKEMESİ :İcra Hukuk Mahkemesi Taraflar arasındaki istihkak iddiasının reddi davasının yapılan yargılaması sonunda; kararda yazılı nedenlerden dolayı davanın reddine dair verilen hükmün süresi içinde davacı alacaklı tarafından temyiz edilmesi üzerine dosya incelendi, gereği düşünüldü: -K A R A R- Davacı 3.kişi vekili, İstanbul 9.İcra Müdürlüğünün 2009/4894 esas sayılı takip dosyasında haczedilen menkullerin borçluya ait olduğunu, istihkak iddia eden 3.kişiye ait olmadığını ileri sürerek, 3.kişinin mahcuzlar üzerindeki istihkak iddiasının reddini talep etmiştir. Davalı borçlu davaya cevap vermemiştir. Mahkemece, takip borçlusunun davalı olarak gösterildiği, lehine istihkak iddiasında bulunan 3.kişiye dava açılmadığı, davalı olarak gösterilen şirketin aktif dava ehliyeti bulunmadığı gerekçesiyle davanın husumet nedeniyle davanın reddine karar verilmiş; hüküm, davacı alacaklı vekilince temyiz edilmiştir....

            K A R A R Davacı üçüncü kişi, takip alacaklısı ...’yu davalı göstererek İcra ve İflas Kanunu’nun 96 ve onu izleyen maddelerine dayalı olarak açtığı istihkak davasında, 07.05.2007 tarihinde haczedilen ve mülkiyetinin kendisine ait olduğunu iddia ettiği eşyalar üzerine konulan haczin kaldırılmasını istemiştir. Borçlu davada taraf gösterilmemiştir. Kural olarak, istihkak davasında borçlunun davalı gösterilmesi için üçüncü kişinin istihkak iddiasına karşı çıkmış olması gerekir. Borçlunun İcra ve İflas Kanunu’nun 96/1. maddesi uyarınca davayı açan üçüncü kişi yararına istihkak iddiasında bulunması veya haciz sırasında hazır bulunmasına karşın üçüncü kişinin istihkak iddiasına karşı çıkmaması ya da İcra ve İflas Kanunu’nun 96/2. maddesi gereği yokluğunda yapılan üçüncü kişinin istihkak iddiası kendisine bildirilmesine karşın verilen üç günlük süre içinde itiraz etmemesi durumunda istihkak davasında davalı gösterilmesine gerek yoktur....

              İstihkak davasının dinlenebilmesi için ön koşul, malın üçüncü kişi elinde haczedilmesi üzerine üçüncü kişi tarafından haczedilen mal üzerinde mülkiyet veya rehin hakkı gibi sınırlı bir ayni hakka vs. dayanarak istihkak iddiasında bulunulmasıdır. İstihkak iddiası, tüzel kişilerde tüzel kişiyi temsile yetkili organlarca, gerçek kişilerde ise ya kendisi tarafından ya da bu kişiyi temsile yetkili kişilerce ileri sürülebilir. Tüzel kişiyi veya gerçek kişiyi temsil yetkisi olmayan kişinin yaptığı iddia, geçerli bir istihkak iddiası sayılmaz. Somut olayda, dava konusu 28.02.2015 tarihinde yapılan haciz sırasında 3. kişi yararına istihkak iddiasında bulunan ...’nın davalı 3. kişinin eşi olduğu, anılan şahsın üçüncü kişi yararına istihkak iddiasında bulunmaya yetkili olmadığı, haciz yapılan yerin de bir işyeri olduğu sabittir. Davalı üçüncü kişi tarafından hacizden itibaren İİK’nun 96/3. maddesinde belirtilen 7 günlük süre içerisinde yapılmış bir istihkak iddiası da bulunmamaktadır....

                Bu inceleme yapılırken icra mahkemesi'nce duruşma açılabilir ise de açılmış bir "istihkak davası" varmışçasına inceleme yapılarak haczedilen mallar üzerindeki 3. kişinin istihkak iddiasının kabulüne karar verilemez, 3. kişinin İİK'nun 97/6. maddesi gereğince istihkak davası açma hakkı bulunmaktadır. Zira, İİK'nun 97/6. maddesi “Üçüncü şahıs, icra mahkemesi kararının tefhim veya tebliğinden itibaren yedi gün içinde icra mahkemesinde istihkak davası açmaya mecburdur. Bu müddet zarfında dava edilmediği takdirde üçüncü şahıs alacaklıya karşı iddiasından vazgeçmiş sayılır." hükmünü içermektedir. Anılan maddenin 6. fıkrasında açıkça belirtildiği üzere; Mahkemece, istihkak iddiası üzerine gerek takibin devamı gerekse ertelenmesine ilişkin karar verilmiş olsun, her iki halde de dava açılması için üçüncü kişiye süre verilmesi gerekmektedir....

                  Davalı alacaklı vekili cevap dilekçesinde özetle; istihkak iddiasının usulüne aykırı yapıldığını, istihkak iddiasında bulunabilme yetkisinin ya borçlunun kendisinde ya da haczedilen mal üzerinde hak iddia eden üçüncü şahısta olduğunu, istihkak iddiasında bulunan T5'ın ne borçlu ne de üçüncü kişi olduğunu, gerçek kişilerde istihkak iddiasının bizzat ileri sürülmesi gerektiğinden geçerli bir istihkak iddiasının bulunmadığını, istihkak iddiasının usulden reddinin gerektiğini, istihkak iddia eden tarafından sunulan vergi levhasının her zaman düzenlenebilir belge niteliğinde olduğunu, mülkiyeti ispata yeterli belge olarak kabul edilmediğini, ayrıca vergi levhasının tarihinin borca konu senetlerin düzenlenme tarihinden sonraki tarihe ilişkin olduğunu, lehine İstihkak İddia edilen ile borçlu arasında akrabalık (organik) bağı bulunduğunu, istihkak iddiacısı T5'ın borçlunun ağabeyi, lehine istihkak iddia edilen T1 ise borçlunun yeğeni olduğunu, borçlu ile istihkak iddiacısı ve lehine istihkak iddia...

                  UYAP Entegrasyonu