Loading Logo

sonkarar

Sayfa Yükleniyor

Dosyada mevcut bilgi ve belgelere göre; 23.05.2015 tarihli haciz sırasında mahcuzlarla ilgili davacı 3. kişinin istihkak iddiasında bulunduğu ve haczi yapan icra memurunun istihkak iddia edene istihkak davası açmak için 7 günlük süre verdiği, bunun üzerine 3. kişi tarafından eldeki davadan önce 30.03.2015 tarihinde dava konusu haczin İİK 97. maddesi uyarınca yapılmış sayılmasına ilişkin müdürlük kararının iptali için şikayet yoluna başvurulduğu, bu tarihten çok sonra 23.07.2015 tarihinde İcra Müdürlüğünce İİK 96-97 maddeleri uyarınca takibin devamı veya taliki hususunda karar verilmek üzere dosyanın İcra Hukuk Mahkemesine gönderildiği, İcra Hukuk Mahkemesince 29.07.2015 tarihinde takibin devamına karar verildiği, eldeki davanın ise prosedür işletilmesi beklenilmeden 3. kişi tarafından 08.05.2015 tarihinde açıldığı anlaşılmıştır....

    "İçtihat Metni"MAHKEMESİ :Asliye Ceza Mahkemesi SUÇ : Muhafaza görevini kötüye kullanma HÜKÜM : Beraat Yerel mahkemece sanık hakkında muhafaza görevini kötüye kullanma suçundan verilen beraat hükmü temyiz edilmekle, başvurunun süresi ve kararın niteliği ile suç tarihine göre dosya görüşüldü: Sanığa yediemin olarak bırakılan eşyalar hakkında istihkak iddiası nedeniyle 30/01/2013 tarihinde Antalya 4....

      Kavaklı Cad No:14 Kemer/Antalya” adresinde 20.09.2019 tarihinde yapılan haczizlerdeki istihkak iddiası hakkında İİK.96 ve 97. mad.uygulanmasına yönelik olarak anılan dosyadan verilen 24.09.2019 tarihli tarihli icra müdürlüğü kararlarının kaldırılarak; her iki haciz yönünden İİK.99. Maddesi uyarınca işlem yapılmasına, icra müdürlüğü tarafından 3. kişi aleyhine icra mahkemesine istihkak davası açması için alacaklı vekiline 7 gün süre verilmesine" karar verildiği görülmüştür....

      Somut olayda, İİK’nun 97/13 maddesinde öngörüldüğü şekilde bu dava nedeniyle takibin ertelenmesine veya ihtiyati tedbir yolu ile icra takibinin durdurulduğuna ilişkin hiçbir kanıt bulunmamaktadır. Bu durumda bu dava nedeniyle 3.kişinin tutumu sonucu alacağın tahsilinin geciktiğinden söz edilemeyeceğinden davacı alacaklı yararına %40 tazminata hükmedilmesi usul ve yasaya aykırıdır. Ne var ki, bu yanılgının giderilmesi yeniden yargılamayı gerektirir nitelikte görülmediğinden HUMK 438/7. Maddesi gereğince hükmün düzeltilerek onanması gerekmiştir....

        Bunun üzerine kural olarak asıl İcra Müdürlüğünce İİK'nun 96. ve devamı maddelerinde düzenlenen prosedürün işletilmesi, İİK'nun 96/2. maddesi uyarınca istihkak iddiasına itirazlarını bildirmek üzere alacaklıya (3 gün) süre verilmesi ve verilecek cevaba göre İİK'nun 97/1. maddesinin uygulanması gerekir. Ne var ki bu mutlak bir dava açma şartı olmayıp, prosedür işletilmeden dava açılmasında (3. kişinin doğrudan dava açmasında)bir engel yoktur. Somut olayda, 3.kişinin istihkak iddiası üzerine, asıl icra müdürlüğünce İİK.nun 96/2.maddesi uyarınca düzenlenen, 3.kişinin istihkak iddiasına karşı itirazı varsa 3 gün içinde bildirmesi uyarısını içeren örnek 60 nolu (istihkak iddiasının bildirmesine dair varaka) belgenin alacaklı vekiline tebliğ edilmediği anlaşılmaktadır. Bu durumda, alacaklının istihkak iddiasını kabul etmiş olduğundan söz edilemez. Mahkemece aksi düşüncelerle yazılı şekilde hüküm kurulması bozmayı gerektirmiştir....

          İİK.nun 97/3.maddesine göre “Takibin talikine karar verilirse, haksız çıktığı takdirde alacaklının muhtemel zararına (İİK.Md.97/13) karşı davacıdan 36. maddede gösterilen teminat alınır.” hükmü öngörülmüştür.Anılan madde gereğince, mahkemece teminat alınarak takibin ertelenmesi Kararı verilmişse, haczedilen mal veya hakka ilişkin takip işlemleri ertelenmiş sayılır. Ancak, takip işlemlerinin ertelenmiş sayılması için, İİK.nun 97/3. maddesi uyarınca alacaklının muhtemel zararı karşılığı 36. maddede gösterilen teminatın alınması zorunludur.İcra Mahkemesince takibin ertelenmesine karar vermiş olmasına karşın, 3.kişiden teminat alınması kararlaştırılmamış veya karar altına alınmış olsa bile bu teminat 3.kişi tarafından yatırılmamışsa, İcra Müdürlüğü takibe devam eder. Çünkü böyle bir durumda istihkak davası yüzünden alacağın tahsilinin geciktiğinden söz edilemez....

            İCRA HUKUK MAHKEMESİ TARİHİ : 18/11/2021 NUMARASI : 2021/723 ESAS 2021/927 KARAR DAVA KONUSU : İstihkak İddiası Nedeniyle Takibin Taliki Veya Devamı KARAR : Yukarıda tarih ve numarası yazılı mahkeme kararının müddeti içinde istinaf yolu ile tetkikinin istenmesi üzerine bu işle ilgili dosya mahallinden daireye gönderilmiş olup, dava dosyası için düzenlenen inceleme raporu dinlendikten ve dosya içerisindeki tüm belgeler okunup incelendikten sonra işin gereği görüşülüp düşünüldü: Alacaklı vekili dava dilekçesinde özetle; borçluya ait adreste yapılan haciz sırasında üçüncü kişi tarafından istihkak iddiasında bulunulduğunu, hacze konu hayvanların bir kısımının küpesiz olduğunu, küpeli olan hayvanların küpe numarası ile davalı tarafından sunulan belgelerde yazılı küpe numaralarının örtüşmediğini, mülkiyet karinesinin borçlu lehine olduğunu beyanla haciz işleminin devamına karar verilmesini talep etmiştir....

            Davalı 3. kişi 02/10/2018 tarihinde istihkak iddiasında bulunmamış, hacizden itibaren İİK’nin 96/3. maddesinde belirtilen 7 günlük süre içerisinde de istihkak iddiasını içerir dilekçe sunmamıştır. 29/11/2018 tarihinde istihkak iddiasında bulunmuş ise de, bu iddia 02/10/2018 tarihinden itibaren yasal 7 günlük sürede yapılmadığından geçerli değildir. Bu durumda, davalı 3.kişi tarafından sunulmuş, geçerli herhangi bir istihkak iddiası olmaksızın davacı alacaklının İİK'nin 99. maddesi hükümlerine göre istihkak davası açmakta hukuki yararı yoktur. Geçerli bir istihkak iddiasının bulunup bulunmadığı resen gözetilmesi gereken kamu düzenine ilişkin bir husus olduğundan, ilk derece Mahkemesince HMK'nın 114/ h ve 115/2 maddeleri uyarınca, davanın hukuki yarar bulunmaması nedeniyle dava şartı yokluğundan usulden reddi gerekirken, ispatlanamadığından davanın reddine karar verilmesi isabetsizdir....

            Dava konusu haciz sırasında üçüncü kişi adına ileri sürülen istihkak iddiası alacaklı vekili tarafından kabul edilmeyerek alacaklıdan mal kaçırmaya yönelik danışıklı hareket edildiği belirtilmiş, üçüncü kişi vekili de prosedürün işletilmesi ya da asıl icra müdürlüğü kararını beklemeden hacizden sonraki 3.günde istihkak davasını açmıştır. Asıl icra müdürlüğü ise sonraki süreçte istihkak iddiası ile ilgili herhangi bir karar vermemiştir. Bu şartlarda, alacaklının kabul etmediği istihkak iddiası ile ilgili üçüncü kişinin doğrudan dava açmakta hukuki yararı bulunmaktadır. Haciz mahallinin, ödeme emrinin de tebliğ edildiği borçlunun önceki faaliyet adresi olması nedeni ile İİK’nun 97/a maddesindeki mülkiyet karinesi borçlu, dolayısıyla alacaklı yararına olup ispat yükü altında bulunan üçüncü kişi karinenin aksini yani mahcuzların kendisine ait olduğunu sunduğu delillerle kanıtlamıştır....

              İİK 97/5 maddesi gereği istihkak iddiası nedeni ile takibin iptali veya devamına dair verilen İcra Mahkemesi kararı kesin olduğundan kararın temyiz kabiliyeti yoktur. Yargıtay'ca temyizen incelenmesi istenen iş bu karar bu maddelerle tespit edilen temyiz edilebilen kararlar arasına girmeyip kesin nitelikte bulunduğundan davacı üçüncü kişinin temyiz dilekçesinin REDDİNE, taraflarca HUMK'nun 388/4. (HMK m.297/ç) ve İİK'nun 366/3. maddeleri gereğince Yargıtay Daire ilamının tebliğinden itibaren ilama karşı 10 gün içinde karar düzeltme isteğinde bulunulabileceğine, 27.01.2014 tarihinde oybirliğiyle karar verildi....

                UYAP Entegrasyonu