Geçerli bir istihkak iddiasının bulunup bulunmadığı istihkak iddiasının reddi davasında da incelenebilmektedir. Nitekim Y.12.HD.nin 2021/10118 E. 2022/5942 K. Sayılı emsal içtihadında özetle;"...Dava, alacaklının İİK’nın 99. maddesine dayalı istihkak iddiasının reddi talebine ilişkindir....... dava konusu haciz sırasında üçüncü kişi şirket yararına istihkak iddiasında bulunan şantiye şefinin üçüncü kişi şirketin ortağı ya da yetkili temsilcisi olmadığı dosya kapsamından anlaşılmaktadır....
Şti. vekilinin yerinde görülmeyen tüm temyiz itirazlarının reddi gerekmiştir. 2.Dava üçüncü kişinin haciz sırasında İİK’nun 96. vd. maddeleri uyarınca ileri sürdüğü istihkak iddiasının reddi istemi ile aynı Kanunu’nun 99. maddesi gereğince açılan “istihkak iddiasının reddi” davası niteliğindedir. Somut olayda davanın kabulü ile istihkak iddiasının reddi yönünde kurulan hüküm fıkrası içerisinde aynı zamanda haczin kaldırılmasına da karar verilmesi bir çelişki olup doğru değildir. Bu Yanılgının düzeltilmesi amacı ile alacaklı vekilinin yaptığı başvuruya ilişkin de Mahkemece olumlu ya da olumsuz bir karar verilmemiştir. Ne var ki bu yanılgınınn giderilmesi yeniden yargılamayı gerektirir nitelikte görülmediğinden HUMK’nun 438/7. maddesi uyarınca hükmün düzeltilerek onanması uygun görülmüştür. SONUÇ: Yukarıda (1) numaralı bentte açıklanan nedenlerle davalı (üçüncü kişi) ......
İstihkak davasının dinlenebilmesi için ön koşul, malın üçüncü kişi elinde haczedilmesi üzerine üçüncü kişi tarafından haczedilen mal üzerinde mülkiyet veya rehin hakkı gibi sınırlı bir ayni hakka vs. dayanarak istihkak iddiasında bulunulmasıdır. İstihkak iddiası, tüzel kişilerde tüzel kişiyi temsile yetkili organlarca, gerçek kişilerde ise ya kendisi tarafından ya da bu kişiyi temsile yetkili kişilerce ileri sürülebilir. Tüzel kişiyi veya gerçek kişiyi temsil yetkisi olmayan kişinin yaptığı iddia, geçerli bir istihkak iddiası sayılmaz. Somut olayda, dava konusu 28.02.2015 tarihinde yapılan haciz sırasında 3. kişi yararına istihkak iddiasında bulunan ...’nın davalı 3. kişinin eşi olduğu, anılan şahsın üçüncü kişi yararına istihkak iddiasında bulunmaya yetkili olmadığı, haciz yapılan yerin de bir işyeri olduğu sabittir. Davalı üçüncü kişi tarafından hacizden itibaren İİK’nun 96/3. maddesinde belirtilen 7 günlük süre içerisinde yapılmış bir istihkak iddiası da bulunmamaktadır....
İLK DERECE MAHKEMESİ KARARI İlk Derece Mahkemesinin yukarıda tarih ve sayısı belirtilen kararı ile; dava konusu haciz yapılan yerin işyeri olduğu, haciz sırasında 3. kişi yararına istihkak iddiasında bulunan .... ve ....’nın davalı 3. kişinin arkadaşı ve çalışanı olduğu, anılan şahısların üçüncü kişi yararına istihkak iddiasında bulunmaya yetkili olmadığı, davalı üçüncü kişi tarafından hacizden itibaren İİK’nın 96/3. maddesinde belirtilen 7 günlük süre içerisinde yapılmış bir istihkak iddiası da bulunmadığından davacı alacaklının İİK 99. maddesi hükümlerine göre istihkak iddiasının reddi davası açmakta hukuki yararı bulunmadığı gerekçesi ile dava şartı yokluğundan davanın usulden reddine karar verilmiştir. IV. İSTİNAF A. İstinaf Yoluna Başvuranlar İlk Derece Mahkemesinin yukarıda belirtilen kararına karşı süresi içinde davalı üçüncü kişi vekili ile borçlu vekili istinaf başvurusunda bulunmuştur. B....
"İçtihat Metni"MAHKEMESİ :İcra Hukuk Mahkemesi Taraflar arasındaki istihkak iddiasının reddi davasının yapılan yargılaması sonunda; kararda yazılı nedenlerden dolayı davanın kabulüne dair verilen hükmün süresi içinde davalı 3.kişi vekili tarafından temyiz edilmesi üzerine dosya incelendi, gereği düşünüldü: -K A R A R- Davacı alacaklı vekili, ... 9.İcra Müdürlüğünün 2009/397 talimat sayılı dosyasından, borçluya ait işyerinde 25.02.2009 tarihindeki haciz sırasında 3.kişi yararına istihkak iddiasında bulunulduğunu belirterek, İİK”nun 99. maddesine dayalı olarak 3.kişinin istihkak iddiasının reddi ile anılan haczin kaldırılmasını istemiştir. Davalı 3.kişi vekili, davalı şirketin 1995 yılında ...’da kurulduğunu, 05.02.2008 yılında haciz adresinde ... Market Gıda AŞ den franchise sözleşmesi gereği ......
Dava, alacaklının İİK’nin 99. maddesine dayalı istihkak iddiasının reddi talebine ilişkindir. Bu tür davaların dinlenebilmesi için ön koşul, malın üçüncü kişi elinde haczedilmesi üzerine üçüncü kişi tarafından haczedilen mal üzerinde mülkiyet veya rehin hakkı gibi sınırlı bir ayni hakka vs. dayanarak istihkak iddiasında bulunulmasıdır. İstihkak iddiası, tüzel kişilerde tüzel kişiyi temsile yetkili organlarca, gerçek kişilerde ise ya kendisi tarafından ya da bu kişiyi temsile yetkili kişilerce ileri sürülebilir. Tüzel kişiyi veya gerçek kişiyi temsil yetkisi olmayan kişinin yaptığı iddia, geçerli bir istihkak iddiası sayılmaz. Somut olayda, dava konusu 28.07.2015 tarihinde yapılan haciz sırasında üçüncü kişi yararına istihkak iddiasında bulunan Adem Topraklı’nın borçlunun kardeşi olduğu, anılan şahsın, üçüncü kişi yararına istihkak iddiasında bulunmaya yetkili olmadığı sabittir....
Hukuk Dairesinin 24.3.2017 tarihli ve 2017/119 Esas, 2017/ 244 Karar sayılı kararı ile; davacı üçüncü kişinin ileri sürdüğü istinaf sebeplerinin yerinde olmadığı, istihkak davasının ancak istihkak iddia edilen mahcuzla ilgili hak sahibi olduğu iddiasında bulunan kişi veya kişilerce açılabileceği, HMK'nin 114/I-d maddesine göre tarafların, taraf ve dava ehliyetine sahip olmalarının dava şartlarından olduğu, dava ehliyetinin mahkemece resen nazara alınması gerektiği, somut olayda istihkak iddiasında bulunan üçüncü kişi ile davacı üçüncü kişinin farklı tüzel kişilikler olduğu, bu itibarla davanın aktif husumet yokluğundan reddi gerektiği, Mahkemece davanın sadece bu nedenle ve esası incelenmeksizin reddi gerekirken yazılı şekilde hüküm tesisinin usul ve yasaya uygun bulunmadığı gerekçesi ile İlk Derece Mahkemesinin kararının kaldırılmasına, davanın aktif husumet yokluğu nedeni ile reddine karar verilmesi üzerine; istinaf kararı davacı üçüncü kişi vekili tarafından bu kez temyiz edilmiştir...
talep ve dava ettiği, mahkemece dosya arasında bulunan ticaret sicil yazıları ve fatura gibi tutanaklardan menkullerin borçluya ait olduğunun anlaşıldığı gerekçesiyle davanın kabulüne, istihkak iddiasının reddi ile haciz tutanağındaki eşyaların borçluya ait olduğunun tespitine karar verildiği anlaşılmıştır....
GEREKÇE: Şikayet, haczin İİK'nın 99. maddesine göre yapılmış sayılmasına ve alacaklıya istihkak davası açmak üzere yedi günlük süre verilmesine dair müdürlük kararının iptaline ilişkindir. Dava ise, alacaklının açtığı, üçüncü kişinin istihkak iddiasının reddi taleplidir. Şikayetin ve davanın süresi içerisinde ikame edildiği görülmüştür. Usule uygun istihkak iddiasının var olduğu belirlenmiştir. Haczin İİK'nın 96,97 maddesine göre yapılması gerektiğine dair şikayet ile istihkak iddiasının reddi talepli davanın birlikte açılması ve görülmesi mümkün değildir. Zira şikayet yargılaması ile dava yargılaması aynı usul kurallarına tabi değildir. Bu durumda mahkemece şikayet tefrik edilerek öncelikle sonuçlandırılmalı, akabinde istihkak iddiasının reddi talepli davada da şikayet üzerine verilen kararın kesinleşmesi bekletici mesele yapılmalıdır....
Bu ilke ışığında dilekçe içeriğindeki açıklamalar ve talep sonucu dikkate alınarak, uyuşmazlığın konusunun üçüncü kişinin iki ayrı takip dosyasında aynı gün aynı yerde yapılan hacizlere karşı İİK’nun 96. vd. maddeleri uyarınca ileri sürdüğü “istihkak iddiasına” ilişkin olduğunun kabulü gerekir. Mahkemece dava türü istihkak ve şikâyet olarak kabul edilmiş, İİK’nun 97/11. maddesi uyarınca genel hükümler dâhilinde basit yargılama usulü uygulanarak yapılan inceleme sonucunda istihkak iddiasının esasına yönelik olarak davanın reddi ile takibin devamına karar verilmiştir....