Taraflar arasındaki istihkak davasının yapılan yargılaması sonunda; kararda yazılı nedenlerden dolayı davanın reddine dair verilen hükmün süresi içinde davacı üçüncü kişi tarafından temyiz edilmesi üzerine dosya incelendi, gereği düşünüldü: -K A R A R- Davacı (üçüncü kişi) vekili, İstanbul 3.İcra Müdürlüğü’nün 2006/18544 Esas sayılı dosyasından yazılan talimat uyarınca Sincan 3. İcra Müdürlüğü’nün 2006/2084 Talimat sayılı dosyasında yapılan 22.12.2006 günlü hacze konu trafo ve eklentilerinin davacıya ait olduğunu belirterek istihkak iddiasının kabulü ile haczin kaldırılmasına karar verilmesini istemiştir. Davalı (alacaklı) vekili, davanın reddine karar verilmesini savunmuştur. Mahkemece toplanan delillere göre; “istihkak iddiası kanıtlanamadığından” davanın reddine karar verilmiş;hüküm,davacı üçüncü kişi vekili tarafından temyiz edilmiştir. Dava, üçüncü kişinin İİK’nun 96.vd.maddeleri uyarınca açtığı “istihkak” davası niteliğindedir. Hükmü temyiz eden davacı .......
Dava alacaklının İİK’nun 99.maddesine dayalı olarak açtığı istihkak iddiasının reddi istemine ilişkindir. Bu tür davaların dinlenebilmesi için ön koşul, malın 3.kişi elinde haczedilmesi üzerine 3.kişi tarafından haczedilen mal üzerinde mülkiyet veya rehin hakkı gibi sınırlı bir ayni hakka vs. dayanarak istihkak iddiasında bulunmasıdır. Somut olayda, dava konusu 02.07.2009 tarihinde yapılan haciz sırasında 3.kişi yararına istihkak iddiasında bulunan ...işyerinin babası...’ya ait olduğunu belirtmiş ise de anılan şahıs, 3.kişi yararına istihkak iddiasında bulunmaya yetkili şahıs değildir. Davalı 3.kişi de hacizden itibaren İİK’nun 96/3.maddesinde belirtilen 7 günlük sürede adına istihkak iddiasında bulunmamıştır....
Bu yönüyle uyuşmazlık İİK’nin 96 ve onu izliyen maddelerine dayalı 3.kişinin istihkak davasına ilişkindir. Davacı, yokluğunda haczedilen araçlarla ilgili istihkak iddiasını icra müdürlüğüne verdiği 26.03.2010 tarihli dilekçe ile ileri sürmüştür. İcra Müdürlüğünce İİK’nin 96/2.maddesi uyarınca düzenlenen, 3.kişinin istihkak iddiasına karşı itirazı varsa 3 gün içinde bildirmesi uyarısını içeren örnek 60 nolu (istihkak iddiasının bildirilmesine dair varaka) davalı alacaklı vekiline 14.04.2010 tarihinde tebliğ edilmiş olmasına karşın davalı 3 günlük yasa süre içinde itirazda bulunmadığından “istihkak" iddiasını kabul etmiş sayılır (İİK.Mad.96/2 ikinci cümle). İstihkak iddia edenin dava açması, 3 günlük hakdüşürücü sürenin geçirilmiş olmasıyla doğan sonuçları ortadan kaldırmaz. 3.kişinin istihkak iddiası alacaklı tarafından kabul edilmiş sayıldığından davacının dava açmakta hukuki yararı yoktur....
Mahkemece; İİK'nin 99.madde uyarınca dava açmak için alacaklıya süre verilmesine ilişkin İcra Müdürlüğü işlemine ilişkin şikayet talebinin reddine, borçlu ve üçüncü kişinin baba oğul olması nedeniyle istihkak iddiasının reddine, karar verilmiş, hüküm davalı borçlu tarafından temyiz edilmiştir. Dava, alacaklının İİK’nin 99. maddesine dayalı üçüncü kişinin istihkak iddiasının reddi talebi ile şikayet başvurusuna ilişkindir. Bu tür davaların dinlenebilmesi için ön koşul, malın üçüncü kişi elinde haczedilmesi üzerine üçüncü kişi tarafından haczedilen mal üzerinde mülkiyet veya rehin hakkı gibi sınırlı bir ayni hakka vs. dayanarak istihkak iddiasında bulunulmasıdır. İstihkak iddiası, tüzel kişilerde tüzel kişiyi temsile yetkili organlarca, gerçek kişilerde ise ya kendisi tarafından ya da bu kişiyi temsile yetkili kişilerce ileri sürülebilir. Tüzel kişiyi veya gerçek kişiyi temsil yetkisi olmayan kişinin yaptığı iddia, geçerli bir istihkak iddiası sayılmaz....
GEREKÇE:Dava, alacaklının İİK’nun 99. maddesine dayalı istihkak iddiasının reddi talebine ilişkindir. İİK'nun 96/3. maddesi uyarınca, malın haczini öğrenen borçlu veya üçüncü şahsın öğrenme tarihinden itibaren yedi gün içinde istihkak iddiasında bulunması gerekir, aksi halde bu kişiler aynı takipte bu iddiayı ileri sürme hakkını kaybederler. İstihkak iddiası, tüzel kişilerde tüzel kişiyi temsile yetkili organlarca, gerçek kişilerde ise ya kendisi tarafından ya da bu kişiyi temsile yetkili kişilerce ileri sürülebilir. Tüzel kişiyi veya gerçek kişiyi temsil yetkisi olmayan kişinin yaptığı iddia, geçerli bir istihkak iddiası sayılmaz. Geçerli istihkak iddiasının varlığının, hüküm kesinleşinceye kadar yargılamanın her aşamasında re’sen gözetilmesi gerekir....
Bölge Adliye Mahkemesinin 07.10.2019 tarihli ek kararıyla Daire kararının miktar itibariyle kesin olması nedeniyle davalı üçüncü kişi vekilinin temyiz talebinin reddine karar verilmiş, süresi içinde ek karara karşı temyiz talebinde bulunulmuştur. Dava, alacaklının İİK'nin 99. vd. maddelerine dayalı istihkak iddiasının reddi talebine ilişkindir. Her ne kadar Bölge Adliye Mahkemesince davanın istihkak davası olması nedeniyle dava değerinin dava konusu alacak ile haczedilen malların değerinden az olan miktar üzerinden belirlenerek kararın kesin olduğu belirtilmiş ise de, belirtilen bu kural harç ve vekalet ücreti hesaplanırken dikkate alınmaktadır. İstihkak davalarında kesinlik sınırının belirlenmesinde ise davaya konu alacak, hak veya malın değerinin esas alınacağı İİK'nin 363/1. maddesinde belirtilmiştir....
"İçtihat Metni"MAHKEMESİ :İcra Hukuk Mahkemesi Taraflar arasındaki istihkak davasının yapılan yargılaması sonunda; kararda yazılı nedenlerden dolayı davanın reddine dair verilen hükmün süresi içinde davacı 3.Kişi vekili tarafından temyiz edilmesi üzerine dosya incelendi, gereği düşünüldü: -K A R A R- Davacı 3.kişi vekili, davacının ithal ettiği 51.000 kg lateks malzemenin, fason üretim için borçlu adresinde bulunduğu sırada, Kayseri 2.İcra Müdürlüğünün 2007/10300 Esas sayılı dosyasından haczedildiğini, haciz nedeniyle açılan istihkak davasının yargılaması sırasında, borçlu şirket iflas ettiği için takipler düştüğü ve açılan istihkak davasının da konusu kalmadığından, karar verilmesine yer olmadığına karar verildiğini, bu aşamada dava konusu lateks iflas müdürlüğünce ihalede satılmak istenilince, davacı tarafından satın alındığını ve böylece dava bedele dönüştüğünden, ödenen bedel üzerinde yapılan istihkak iddiası, iflas masasınca red edildiğini belirterek, İİK”nun...
Davalı alacaklı vekili, eksik harcın tamamlanması gerektiğini, haczin saat 17.00 de yapılmış olması nedeniyle geçerli olduğunu, davacı ile borçlunun karı koca olup haczin borçlu adresinde ve huzurunda yapılması nedeniyle mülkiyet karinesinin lehlerine olduğunu, dava konusu mahcuzların başka bir alacaklı tarafından 2009/35381 takip sayılı dosyasından da 25.12.2009 tarihinde haczedilmiş olmasına rağmen davacının istihkak iddiasında bulunmadığını ve o dosyadaki ihale sonucu mahcuzların davacı tarafından 29.3.2010 tarihinde satın alındığını belirterek davanın reddi ile %40 tazminatın tahsilini savunmuştur....
Mahkemece, davacı hakkında 3/11/2009 tarihinde ihtiyati haciz kararının uygulandığı, yine davacının açtığı istihkak davası hakkında da 08/10/2010 tarihinde kabul kararı verildiği, bu tarihte haksız fiili ve faili öğrendiği, davacının eldeki davayı 1 yıllık süre içerisinde açmadığı kabul edilerek davanın zamanaşımından reddine karar verilmiştir. Dosya kapsamına göre; davacı tarafça açılan istihkak davasında mahkemenin temyiz yolu açık olarak verdiği kabul kararı hakkında Yargıtay tarafından, 26/05/2011 tarihinde “miktar itibarıyla kesin olması nedeniyle temyiz talebinin reddine” karar verildiği, istihkak davasının bu tarihte kesinleştiği, zararın varlığı istihkak davasının kesinleşme tarihi olan 26/05/2011 tarihinde anlaşılacağından, bu tarihe göre 1 yıllık dava açma süresi dolmadan 28/10/2011'de dava açılmakla, dava süresinde açılmıştır. Zaman aşımından ret kararı verilmesi doğru olmamış, işin esasına girilerek sonuca göre karar verilmek üzere kararın bozulması gerekmiştir....
Davalı, davacı tarafından icra mahkemesine açılan istihkak davasının reddedilmiş olduğunu, o kararın bu dava yönünden kesin hüküm teşkil ettiğini ayrıca borçlu şirket ile davacının adreslerinin aynı olduğunu belirterek davanın reddine karar verilmesini talep etmiştir. Mahkemece, İ.İ.K m.97'de düzenlenen istihkak davası neticesinde verilen kararların maddi anlamda kesin hüküm teşkil ettiğini, istihkak davası reddedilen davacının genel hükümler çerçevesinde dava açmasının mümkün olmadığı belirtilerek kesin hüküm nedeniyle davanın reddine karar verilmiştir. Dosya kapsamından taraflar arasındaki ...Karar numarası ile görülen istihkak davasında, gider avansının süresinde yatırılmadığı gerekçesiyle davanın usulden reddine karar verildiği ve davacının temyiz talebinin de hükmün miktar itibariyle temyiz edilemez nitelikte olması nedeniyle reddedilmesi üzerine hükmün kesinleştiği anlaşılmaktadır....