Loading Logo

sonkarar

Sayfa Yükleniyor

İCRA HUKUK MAHKEMESİ TARİHİ : 14/09/2021 NUMARASI : 2020/291 ESAS 2021/525 KARAR DAVA KONUSU : İstihkak (Taşınır Mal Haczinden Kaynaklanan) KARAR : İlk Derece Mahkemesi tarafından verilen karara karşı süresinde istinaf kanun yoluna başvurulması üzerine dosya incelendi, gereği görüşülüp düşünüldü; Davacı vekili dava dilekçesinde özetle, İİK 97. maddesi uyarınca açtıkları davada, istihkak idiaslarının kabulü ile haczedilen menkul mallar üzerindeki haczin kaldırılmasına karar verilmesini talep ve dava etmiştir. Davalı banka vekili, davanın reddine karar verilmesi gerektiğini savunmuştur. İzmir 7. İcra Hukuk Mahkemesince yapılan yargılama sonunda, davanın reddine karar verilmiştir....

Eğer istihkak iddiasına konu mal, borçlunun ya da üçüncü kişinin gıyabında (yokluğunda) haczedilmiş, yani haciz sırasında bunlar hazır bulunmamış ise, malın haczedildiğini öğrendikleri tarihten itibaren yedi gün içinde istihkak iddiasında bulunmak zorundadırlar; aksi takdirde aynı takipte bu iddiayı ileri sürme hakkını kaybederler. Şu halde bu ihtimalde,istihkak iddiasında bulunma süresi haczin yapıldığı tarihten itibaren değil,haczin öğrenildiği tarihten itibaren başlayacaktır. İİK'nın 97/1 maddesinde öngörülen prosedürün işletilmesi halinde icra mahkemesinin takibin devamına veya ertelenmesine ilişkin kararının üçüncü kişiye tefhim ya da tebliğinden itibaren 7 gün içerisinde istihkak davasının açılması gerekir. Bu karar tefhim veya tebliğ edilmediği takdirde hacizli mal satılıp bedeli alacaklıya ödeninceye kadar davacı 3. kişi tarafından istihkak davası açılabilir. Yine İİK'nın 97/9....

Başvuru; üçüncü kişinin İİK'nın 96 ve 97 maddesi gereğince haczin yapılmasına dair işleminin iptaline ilişkin şikayet ile İİK'nın 96. vd. maddelerine dayalı istihkak iddiasına ilişkindir. Ankara 18. İcra Müdürlüğünün 2015/1002 sayılı takip dosyasının incelenmesinde; davalı alacaklı tarafından, davalı borçlu şirket hakkında genel haciz yolu ile ilamsız takip yapıldığı, 11/03/2020 tarihinde şikayete konu haciz işleminin davacı Hatice Mahtıcı huzurunda yapıldığı görülmüştür. İİK. 97/a. maddesinde; "Bir taşınır malı elinde bulunduran kimse onun maliki sayılır. Borçlu ile üçüncü şahısların taşınır malı birlikte ellerinde bulundurmaları halinde dahi mal borçlu elinde addolunur. Birlikte oturulan yerlerdeki mallardan mahiyetleri itibariyle kadın, erkek ve çocuklara aidiyetleri açıkça anlaşılanlar veya örf ve adet, sanat, meslek veya meşgale icabı olanlar bunların farz olunur. Bu karinenin aksini ispat külfeti iddia eden kişiye düşer....

Ancak yapılan hacizde istihkak iddiasında bulunulursa bu iddia ile ilgili İİK.nun 97 ve 99. maddelerinin uygulanmasına dair karar, asıl takibin yapıldığı yer icra dairesince verilir. Talimat icra dairesi, haciz işlemini yaptıktan ve istihkak iddialarını tutanağa geçirdikten sonra sözü edilen istihkak iddiası hakkında bir karar verilmek üzere dosyayı asıl icra dairesine göndermesi gerekir. İİK'nın 4. maddesi gereğince; takip hangi icra dairesinde başlamış ise, bu takiple ilgili itiraz ve şikayetler, takibin yapıldığı yer icra müdürlüğünün bağlı bulunduğu icra mahkemesinde çözümlenir. Bu husus, kamu düzenine ilişkin kesin yetki niteliğindedir. Somut olayda; İstanbul Anadolu 9. İcra Müdürlüğü'nün 2019/33932 Esas sayılı dosyasının talimatı ile Ereğli (Konya) İcra Müdürlüğü'nün 2020/379 talimat dosyasında 13.07.2020 tarihinde yapılan hacizde davacı 3. kişinin istihkak iddiasında bulunduğu, davacının istihkak iddiası üzerine İstanbul Anadolu 18....

İİK'nın 97/a maddesinde belirtildiği üzere; "bir taşınır malı elinde bulunduran kimse onun maliki sayılır. Borçlu ile üçüncü şahısların taşınır malı birlikte ellerinde bulundurmaları halinde dahi mal borçlu elinde addolunur. Bu hâlde üçüncü şahıs yedieminliği kabul ettiği takdirde bu mal muhafaza altına alınmaz. Ancak 97 nci maddenin birinci fıkrası uyarınca takibin devamına karar verilmesi hâlinde mal muhafaza altına alınabilir. Birlikte oturulan yerlerdeki mallardan mahiyetleri itibariyle kadın, erkek ve çocuklara aidiyetleri açıkça anlaşılanlar veya örf ve adet, sanat, meslek veya meşgale icabı olanlar bunların farz olunur. Bu karinenin aksini ispat külfeti iddia eden kişiye düşer. İstihkak davacısı malı ne suretle iktisap ettiğini ve borçlunun elinde bulunmasını gerektiren hukuki ve fiili sebep ve hadiseleri göstermek ve bunları ispat etmekle mükelleftir."...

nın 96- 97.maddesine göre haczedildiği, davanın 3. kişi tarafından icra mahkemesince verilen sürede açıldığı görülmüştür. İİK'nun 97/a maddesinde; "Bir taşınır malı elinde bulunduran kimse onun maliki sayılır. Borçlu ile üçüncü şahısların taşınır malı birlikte ellerinde bulundurmaları halinde dahi mal borçlu elinde addolunur. Birlikte oturulan yerlerdeki mallardan mahiyetleri itibariyle kadın, erkek ve çocuklara aidiyetleri açıkça anlaşılanlar veya örf ve adet, sanat, meslek veya meşgale icabı olanlar bunların farz olunur. Bu karinenin aksini ispat külfeti iddia eden kişiye düşer. İstihkak davacısı malı ne suretle iktisap ettiğini ve borçlunun elinde bulunmasını gerektiren hukuki ve fiili sebep ve hadiseleri göstermek ve bunları ispat etmekle mükelleftir." düzenlemesi getirilmiştir....

Kişinin İİK'nun96 vea onu izleyen maddelerine dayalı olarak açtığı istihkak davasına ilişkindir. Dava konusu taşınır mallar 25.6.2007 tarihinde 3. Kişi davacı huzurunda haczedilmiş ve 3. Kişi bu mallar hakkında istihkak iddiasında bulunmuştur. İstihkak iddiası ile yasada öngörülen hak düşürücü dava süresi kesilmiştir. İstihkak iddiası üzerine İİK'nun 97/1 maddesinhdeki prosedür işletilmiş İTM'nun takibin devamına ilişkin kararı ise 3. Kişiye tebliği edilmemiştir. Bu karar 3. Kişiye tebliğ edilmeden dava açma süresi henüz başlamış olamayacağından 3. Kişinin davasını hacizli mal satılarak bedeli alacaklıya ödenmesine kadar açabileceği kuralı gereği davacının 24.8.2007 tarihinde açtığı davanın yasal süre içinde açılmış olduğunun kabulü gerektiği açık olup işin esasına girilip taraf delilleri toplandıktan sonra karar verilmesi gerekirken aksi düşünce ile süreden red kararı verilmesi usul ve yasaya aykırıdır....

    Delillerin Değerlendirilmesi ve Gerekçe: Uyuşmazlık, davacı üçüncü kişinin İİK’nun 96. vd. maddeleri uyarınca açtığı “istihkak” davası niteliğindedir. İİK'nun 96 vd. maddesine göre istihkak iddiası borçlu tarafından 3.kişi lehine veya 3. kişi tarafından bizzat kendi lehine ya da İİK'nun 85/2. maddesi uyarınca borçlu ile malı birlikte elinde bulunduran 3. kişiler, diğer bir 3. kişi lehine istihkak iddiasında bulunabilirler. Bu kişiler tarafından yasal sürede yapılan istihkak iddiası ile dava açma süresi kesilir. İİK'nun 97/1 maddesinde öngörülen prosedürünün işletilmesi halinde icra mahkemesinin takibin devamına veya ertelenmesine ilişkin kararının 3. kişiye tefhim ya da tebliğinden itibaren 7 gün içerisinde istihkak davasının açılması gerekir. Bu karar tefhim veya tebliğ edilmediği takdirde hacizli mal satılıp bedeli alacaklıya ödeninceye kadar davacı 3. kişi tarafından istihkak davası açılabilir....

    İcra mahkemesinin takibin devamına ilişkin kararı İİK'nun 97/5.maddesi uyarınca temyiz edilemez. Takibin devamına karar verilmesi halinde mahcuz satılarak paraya çevrilir ve bu bedel alacaklıya ödenir. İİK'nun 97/10. maddesine göre ise istihkak davası neticelenmeden mahcuz mal paraya çevrilirse icra hakimi bu yargılama neticesine kadar ödenmemesi veya teminat karşılığında veya halin icabına göre teminatsız derhal alacaklıya verilmesine ayrıca karar verir. Açıklanan bu kurallar uyarınca icra mahkemesinin takibin devamı kararı üzerine, istihkak davasına bakan icra mahkemesinden bir tedbir kararı verilmediği sürece haczedilen ve dosyaya giren paranın alacaklıya ödenmesinde bir sakınca yoktur. O halde mahkemece, dosyada takibin talikine dair karar ile istihkak davasında paranın alacaklıya ödenmemesi yönünde bir tedbir kararı bulunmadığı dikkate alınarak alacaklının şikayetin kabulüne karar verilmesi gerekirken yazılı şekilde hüküm tesisi isabetsizdir....

      takibin devamı ve taliki kararı yönünde dosyanın hukuk hâkimliğine gönderilmesine dair kararının hukuka aykırı olduğunu ve şikâyet konusu olduğunu, mahkemenin şikâyetin kabulüne yönelik karar vermeyip icra müdürünün işlemini doğru kabul ederek istihkak davasının esasına girecek olursa alacaklı vekilinin de kabul ettiği üzere fatura edilmiş tüm menkullerin davacıya ait olduğunu, menkul mülkiyeti karinesinin zilyetlik olduğunu, mülkiyetin aidiyeti konusunda zilyetliği destekleyecek olanın da faturalar olduğunu, buradaki sahiplik karinesinin faturalarla da sübuta erdirildiğini ve mülkiyetin davacıda olduğunu, davalı alacaklının iddialarının İİK 277 vd. maddeleri olması halinde ise bunun da görüleceği yerin icra hukuk mahkemeleri olmadığını belirterek şikayetlerinin kabulü ile icra müdürlüğünün İİK m. 99 değil de İİK m. 96 ve 97'yi uygulamaya yönelik kararının iptali ile doğru kararın icra edilmesi için dosyanın daireye tebliğine, mahkeme aksi kanaatte ise istihkak davasının kabulü ile istihkak...

      UYAP Entegrasyonu