Loading Logo

sonkarar

Sayfa Yükleniyor

Asliye Hukuk Hakimliğince verilen 06.03.2007 gün ve 531-68 sayılı hükmün Yargıtayca incelenmesi davacı vekili tarafından istenilmekle dosyadaki kağıtlar okundu gereği konuşulup düşünüldü: - K A R A R - Taraflar arasındaki uyuşmazlık, 6183 sayılı Yasa’nın 79. maddesi uyarınca gönderilen haciz ihbarnamesine karşı borçlu olunmadığının tesbiti istemine ilişkindir. Dairemiz 6183 sayılı Yasa’dan kaynaklanan istihkak davalarına bakmakla görevli olup, diğer uyuşmazlıklar konusunda görevli değildir. Uyuşmazlığın niteliği itibariyle doyanın temyiz incelemesi görevi Yüksek 4. Hukuk Dairesi’ne aittir. Nevar ki, aynı Dairece’de görevsizlik kararı verildiğinden görev uyuşmazlığının çözümü için dosyanın Başkanlar Kurulu’na gönderilmesi gerekmiştir. SONUÇ:Yukarıda açıklanan nedenlerle dosyanın Yargıtay Yüksek Birinci Başkanlığına GÖNDERİLMESİNE, 04.07.2007 gününde oybirliğiyle karar verildi....

    Asliye Hukuk Hakimliğince verilen 20.12.2005 gün ve 253-302 sayılı hükmün Yargıtayca incelenmesi taraf vekillerince istenilmekle dosyadaki kağıtlar okundu gereği konuşulup düşünüldü: - K A R A R - Davada, davalı köy muhtarlığının yetkisi olmadığı halde 6183 Sayılı Yasa’ya göre tahsil etmiş olduğu paranın istirdadı talep edilmekte olup taraflar arasında sözleşme ilişkisi bulunmadığından istem sebepsiz zenginleşmeden kaynaklanmaktadır. Yargıtay 15. Hukuk Dairesi 6183 Sayılı Yasa’dan kaynaklanan istihkak ve tasarrufun iptâli davalarına bakmakla görevlidir. Davanın bu niteliğine göre temyiz incelemesi yapma görevi Yargıtay Yüksek 3. Hukuk Dairesine ait bulunmaktadır. SONUÇ: Temyiz incelemesi yapılmak üzere dosyanın görevli Yargıtay Yüksek 3.Hukuk Dairesi Başkanlığına GÖNDERİLMESİNE, 06.06.2006 gününde oybirliğiyle karar verildi....

      Kamu alacağına ilişkin olarak anılan madde kapsamında öngörülen menfi tespit davası dışında, yeni ve ayrı bir menfi tespit davası açılmasına anılan kanun hükümleri cevaz vermemektedir. Zira, tahsil edilmesi istenen alacak, kamu alacağı niteliğinde imtiyazlı olup sürüncemede kalması önlenerek, hızla tahsili sağlanmak istenmektedir. 6183 sayılı Kanun'da, İcra ve İflas Kanunu'nun 72. maddesine koşut bir hükme yer verilmemiş bulunması karşısında, yasada öngörülen 7 günlük itiraz süresini geçiren kamu alacağı borçlusu, aynı konuda yeni bir menfi tespit, istirdat davası açamayacaktır (Yargıtay Hukuk Genel Kurulunun 26.04.2006 gün ve 2006/21-198 Esas, 249 Karar sayılı Kararı). 6183 sayılı Kanun ile menfi tespit davasına, “Üçüncü şahıslardaki menkul malların, alacak ve hakların haczini” düzenleyen 6183 sayılı Kanun'un 5479 sayılı Kanun ile değişik 79. maddesinde üçüncü şahıslar yönünden yer verilmiş ise de, bu olanak, kamu alacağı borçluları yönünden tanınmamıştır....

        Kamu alacağına ilişkin olarak anılan madde kapsamında öngörülen menfi tespit davası dışında, yeni ve ayrı bir menfi tespit davası açılmasına anılan kanun hükümleri cevaz vermemektedir. Zira, tahsil edilmesi istenen alacak, kamu alacağı niteliğinde imtiyazlı olup sürüncemede kalması önlenerek, hızla tahsili sağlanmak istenmektedir. 6183 sayılı Kanun'da, İcra ve İflas Kanunu'nun 72. maddesine koşut bir hükme yer verilmemiş bulunması karşısında, yasada öngörülen 7 günlük itiraz süresini geçiren kamu alacağı borçlusu, aynı konuda yeni bir menfi tespit, istirdat davası açamayacaktır (Yargıtay Hukuk Genel Kurulunun 26.04.2006 gün ve 2006/21-198 Esas, 249 Karar sayılı Kararı). 6183 sayılı Kanun ile menfi tespit davasına, “Üçüncü şahıslardaki menkul malların, alacak ve hakların haczini” düzenleyen 6183 sayılı Kanun'un 5479 sayılı Kanun ile değişik 79. maddesinde üçüncü şahıslar yönünden yer verilmiş ise de, bu olanak, kamu alacağı borçluları yönünden tanınmamıştır....

          Hukuk Usulü Muhakemeleri Kanunu’nun 76. maddesi hükmü ile 04.06.1958 gün 15/6 sayılı İçtihadı Birleştirme Kararı gereğince; maddi olayları açıklamak taraflara, hukuki nitelendirme ise hâkime aittir. Davacı, davalı Vergi Dairesi’nce konulan haczin kaldırılmasını isterken mahçuz mallar üzerinde istihkak iddiasında bulunmuş olduğundan, dava 6183 Sayılı Amme Alacaklarının Tahsili Usulü Hakkında Kanunu’nun 66 ve izleyen maddeleri hükmünde düzenlenmiş istihkak davasıdır. Aynı Kanunun 67. maddesi hükmü gereğince istihkak davalarında haczi koyan tahsil dairesinin bulunduğu yer Asliye Hukuk veya Sulh Hukuk Mahkemesi değere göre görevli ve yetkilidir. 15.H.D. 2010/3355 2010/4096 Uyuşmazlığın idari yargıda çözümlenebilmesi için idari eylem ve işlemden ya da vergi uyuşmazlığından kaynaklanmış olması zorunludur....

            Yasa koyucu, kamu alacağı hakkında alacağın daha süratli tahsil edilmesi amacıyla İcra İflas Kanununca benimsenen takip yönteminden ayrı bir yöntem belirlemiştir.Örneğin, yukarıda değinildiği gibi İcra İflas Kanununun 89. maddesine göre iki defa haciz ihbarnamesi gönderilmesi gerektiği halde 6183 Sayılı Yasanın 79. maddesinde bir defa haciz ihbarnamesi gönderilmekle yetinilmiştir.Hernekadar 6183 Sayılı Yasada İcra İflas Kanununun 72. maddesine koşut bir hüküm yoksa da, 6183 Sayılı Yasanın 58.maddesine göre açılan itiraz davası "menfi tesbit davası" olarak nitelendirilebilir....

              Dava 6183 sayılı Yasadan kaynaklanan istirdat davasına ilişkindir. 1-Dosyadaki yazılara kararın dayandığı delillerle gerektirici sebeplere, bozmaya uygun olarak karar verilmiş olmasına göre, davalı vekilinin aşağıdaki bendin kapsamı dışındaki temyiz itirazlarının reddi gerekmiştir. 2-492 sayılı Kanun'un 13. maddesine göre davalı idare harçtan muaftır. Davacı davayı kazanmış olduğundan davalı idare de 492 sayılı Kanun'un 13. maddesi gereğince harçtan sorumlu olmayacaklarından, davalı idare aleyhine harç giderine hükmedilmesi usul ve yasaya aykırıdır. Ne var ki, bu yanlışlığın giderilmesi yeniden yargılama yapılmasını gerektirir nitelikte görülmediğinden, 6100 sayılı HMK'nın geçiçi 3/2 maddesi delaletiyle 1086 sayılı HUMK'nın 438/7 maddesi uyarınca hükmün düzeltilerek onanması gerekmiştir....

                İcra Hukuk Mahkemesi'nin 2017/542 Esas, 2019/104 Karar sayılı kararı ile, 09/10/2017 tarihinde yapılan haciz sırasında üçüncü şahıs yararına istihkak iddiasında bulunan Kabil Kaçar'ın şirket yetkilisi olmadığından istihkak iddiasında bulunmaya yetkili olmadığı, davalı üçüncü kişi olan Servel Tekstil Şirketi tarafından da İİK'nın 96/3. fıkrası gereğince 7 günlük süresi içinde yapılmış bir istihkak iddiası olmadığı, bu sebeple alacaklının İİK'nın 99. maddesi gereğince istihkak davası açmakta hukuki yararı olmadığı, usulüne uygun bir istihkak iddiası yapılmadı gerekçesiyle alacaklı vekilinin şikayetinin kabulü ile icra müdürlüğünün alacaklının 09/10/2017 tarihinde haczedilen malların satış talebinin reddine dair kararının iptaline karar verildiği, söz konusu mahkeme kararının 31/05/2019 tarihinde kesinleştiği anlaşılmıştır....

                "İçtihat Metni"Mahkemesi :Asliye Hukuk Hakimliği Yukarıda tarih ve numarası yazılı bozmaya uyularak verilen hükmün temyizen tetkiki davalı vekili tarafından istenmiş ve temyiz dilekçesinin süresi içinde verildiği anlaşılmış olmakla dosyadaki kağıtlar okundu gereği konuşulup düşünüldü: - K A R A R - Dava 6183 Sayılı Kanuna göre konulan haciz şerhinin kaldırılması ve tazminat istemine ilişkin istihkak davası olup, mahkemece bozmaya uyularak davanın haciz şerhinin kaldırılmasına ilişkin kısmının kabulüne, tazminat isteminin ise reddine karar verilmiş, karar davalı Hazine vekili tarafından temyiz edilmiştir. 1-Dosyadaki yazılara, mahkemece uyulan bozma ilamı gereğince inceleme yapılıp hüküm verilmiş olmasına delillerin takdirinde bir isabetsizlik bulunmamasına göre davalı vekilinin aşağıdaki bendin kapsamı dışında kalan diğer temyiz itirazları yerinde görülmemiş, reddi gerekmiştir. 2-Harçlar Kanunu’nun 13/j maddesine göre Hazine...

                  İSTİNAF NEDENLERİ Davalı SGK vekili istinaf dilekçesinde özetle; Yerel mahkemece davacının davasının kabulü ile müvekkili kurumun davacı hakkında yaptığı 2014/046407, 2011/017885, 2005/002349, 2003/002395, 2003/002392 sayılı ödeme emirlerinin dosyasındaki borçtan dolayı borçlu olmadığının tespitine” karar verildiğini, kararın usule ve yasaya aykırı olduğunu, davacının 6183 sayılı kanun hükümleri gereğince davacıların sorumlu bulunduğu devrelerle ilgili yeterli araştırma yapılmadan, kurum tarafından düzenlenen denetim raporu gözardı edilerek verilen kararın usul ve yasaya aykırı olduğunu, Mülga 506 Sayılı Kanun ve 5510 Sayılı Kanunun 88. maddesi ile 6183 sayılı kanunun 35 maddesi ve mükerrer 35. maddesi gereğince şirket ortaklarının müştereken ve müteselsilen sorumlulukları bulunduğunu, ödeme emirlerinin tanzim edilerek adı geçen borçlulara gönderildiğini beyanla yerel mahkeme kararının kaldırılmasını talep etmiştir....

                  UYAP Entegrasyonu