WhatsApp Hukuki Asistan

Yeni

Son Karar yapay zeka destekli hukuk asistanınız artık WhatsApp üzerinden cebinizde. Aşağıdaki hizmetlerden dilediğinizi seçerek WhatsApp asistanınıza soru sorarak hemen kullanmaya başlayabilirsiniz.

Hukuki Destek Alma
Hukuki sorularınız için anında uzman desteği alın
Yargıtay ve BAM Kararı Arama
Emsal kararlar ve içtihatlar için arama yapın
Dava Dilekçesi Hazırlama
Yapay zeka ile hızlı ve profesyonel dilekçeler oluşturun
Sözleşme Hazırlama
Özelleştirilmiş sözleşme şablonları oluşturun
Loading Logo

sonkarar

Sayfa Yükleniyor

Bu durumda, davacının davasından feragat etmesi ile dava konusu uyuşmazlık sona erer ve kesin hükmün hukuksal sonuçlarını doğurur. Bu nedenle mahkeme henüz feragat nedeniyle davanın reddine karar vermemiş olsa bile davacı feragattan dönemez (rücu edemez); feragat ile bağlıdır. Ancak, feragatle ortaya çıkan sonucun buna sebep olan rızayı ifsad eden bir nedenle malul olduğu kanıtlanırsa, doğurduğu netice bakımından ifsad olunan kimseye talep hakkı bahşedeceği kuşkusuzdur. Öte yandan; diğer maddi hukuk işlemlerinde olduğu gibi (BK. madde 23 vd ), hata, hile veya ikrah nedeniyle feragatın feshi (iptali) için dava açılabileceği gibi feragatın hata, hile veya ikrah nedeniyle geçersiz olduğu aynı davada da savunma yoluyla ileri sürebilir. Keza, 6100 sayılı HMK'nun 311. maddesi, ''feragat ve kabul kesin hüküm gibi sonuç doğurur. İrade bozukluğu hallerinde feragat ve kabulün iptali istenebilir.'' hükmünü öngörmektedir....

Öte yandan, Hukuk Muhakemeleri Kanununun 311.maddesinde "Feragat ve kabul, kesin hüküm gibi sonuç doğurur. İrade bozukluğu hallerinde, feragat ve kabulün iptali istenebilir." düzenlemesine yer verilmiştir. Nitekim Dairenin 23.10.2013 tarihli karar düzeltme kararında da ‘’...davacı ...'un 7.12.2010 tarihli dilekçe ile feragat ettiğini, 22.12.2010 tarihli dilekçeyle de feragatinden vazgeçtiğini bildirdiği; daha sonra davacı vekili tarafından verilen dilekçelerde, oğlu olan davalının tehditleri ve baskıları sonucunda davacı ...'un feragat beyanda bulunduğu ileri sürülmüştür. Öyle ise, anılan feragat beyanının tehdit, hata ve hile sonunda yapılıp yapılmadığının aynı dava içerisinde ve hadise şeklinde incelenerek araştırılması ve değerlendirilmesi zorunludur. Bilindiği ve HMK' nun 311. ( 1086 sayılı HUMK.'nun 95.) maddesinde de ifade edildiği üzere feragat yapıldığı anda karşı tarafın irade beyanına gerek kalmaksızın kesin hüküm sonuçlarını doğurur....

    Davadan feragat, davacının açmış olduğu davada talep sonucundan kısmen veya tamamen vazgeçmesidir. (6100 s. HMK m. 307). Feragat, davacının mahkemeye hitaben tek taraflı, açık bir irade açıklaması ile gerçekleşir. Feragat, kesin hüküm gibi sonuç doğurur ve irade bozukluğu hâllerinde, feragatın iptali istenebilir. (6100 s. HMK m. 311/1- 2. cümle; Kuru, B.:Hukuk Muhakemeleri Usulü, 6.Baskı, Cilt:IV, İstanbul 2001, sahife:3646 vd.). Davacının davadan feragatı halinde davanın reddine karar verilmesi gerekeceği şüphesizdir. Bu itibarla mahkemenin bu yöndeki gerekçesi kural olarak doğrudur. Ne var ki, somut olayda davacı taraf feragati nedeniyle reddine karar verilmiş bulunan davada, kendisinin feragat beyanı tarihi itibari ile ehliyetsiz olduğunu vekili marifeti ile öne sürerek kararı istinaf etmiştir. Başka bir anlatımla, feragat beyanının ehliyetsizlik nedeni ile geçersiz olduğu iddiasıyla feshi ile tapu iptali ve tescili talebi hakkında karar verilmesini talep etmiştir....

    Mahkemece, davacının 17.12.2010 tarihli feragat beyanının HUMK 91 ve devamı maddeleri gereğince açılan davadan kayıtsız ve şartsız olarak feragat edildiği gerekçesiyle davanın vaki feragat nedeniyle reddine karar verilmiş, hüküm davacı tarafından temyiz edilmiştir. Dava, icra takibine konu banka kredi sözleşmesi nedeniyle borçlu bulunulmadığının tespiti istemine ilişkindir. Mahkemece davanın feragat nedeniyle reddine karar verilmiş ise de, HUMK'nun 91 ve müteakip maddelerinde yer alıp, yine bu maddeler de sözü edilen hukuki sonuçları doğuracak olan feragatın öncelikle geçerlilik koşulunu taşıması gerekir. Davacı asil 27.01.2011 tarihinde mahkemeye verdiği dilekçesinde diğer taraf vekilinin hata ve hile ile zorla hazırlayıp ne olduğunu bilmeden imzalatılan feragat dilekçesinin geçersizliğine ve davanın kaldığı yerden devamına karar verilmesini istemiştir. 6100 sayılı HMK'nun 311. maddesine göre irade bozukluğu hallerinde feragatın iptali istenebilir....

      Doğru sonuca varılabilmesi için HMK'nın 311. maddesinin "İrade bozukluğu hâllerinde, feragat ve kabulün iptali istenebilir." şeklindeki ikinci cümlesi gözetilerek, davalı ...’in kabule yönelik beyanı yönünden irade bozukluğu bulunup bulunmadığının 6100 sayılı Kanun'un 163. maddesi gereğince ön sorun (hadise) şeklinde incelenmesi, özellikle dava konusu taşınmazların öncesinde bir bütün iken, hükmen ifraz edildiği gözetilerek keşfen davalı ...’in davacının taşınmaz üzerinde hissesi bulunduğu yönündeki iradesinin hangi parsele isabet ettiğinin saptanması ve sonucuna göre bir karar verilmesi gerekirken yazılı şekilde karar verilmesi isabetsiz olduğundan davalının temyiz itirazları bu nedenle yerinde görülmüştür. V....

        Mahkemece, davacı vekili tarafından davadan feragat edildiği, vekaletnamesinde buna ilişkin yetkisinin bulunduğu, irade bozukluğu halleri hariç feragatten rücu edilemeyeceği, her ne kadar feragat iradesinin hataya dayalı olduğu beyan edilmiş ise de, feragat beyanının kayıtsız şartsız bir şekilde davanın tamamına yönelik gerçekleştirildiği, feragatin sadece ödenen çeke dair olmadığı, zira feragat dilekçesinde yatırılan avans ile teminatın da iadesi istenmek sureti ile, ödenen çeke dair değil davanın tamamından feragat edildiğinin anlaşılmakta olduğu, feragat beyanının hataya müstenit olmadığı gerekçesiyle, davanın feragat nedeniyle reddine karar verilmiştir. Kararı, davacı vekili temyiz etmiştir. Dava dosyası içerisindeki bilgi ve belgelere, mahkeme kararının gerekçesinde dayanılan delillerin tartışılıp, değerlendirilmesinde usul ve yasaya aykırı bir yön bulunmamasına göre, davacı vekilinin tüm temyiz itirazları yerinde değildir. ....

          nın 307. maddesinde, "Feragat, davacının, talep sonucundan kısmen veya tamamen vazgeçmesidir. “ denilmiş, Aynı sayılı yasanın 309. maddesinde ise, “(I)Feragat ve kabul, dilekçeyle veya yargılama sırasında sözlü olarak yapılır. (II)Feragat ve kabulün hüküm ifade etmesi, karşı tarafın ve mahkemenin muvafakatine bağlı değildir. (III)Kısmen feragat veya kabulde, feragat edilen veya kabul edilen kısmın, dilekçede yahut tutanakta açıkça gösterilmesi gerekir. (IV)Feragat ve kabul, kayıtsız ve şartsız olmalıdır. “ hükmü yer almaktadır. 310. maddede , “Feragat ve kabul, hüküm kesinleşinceye kadar her zaman yapılabilir” denilmiş olup, 311. madde ise, “Feragat ve kabul, kesin hüküm gibi hukuki sonuç doğurur. İrade bozukluğu hâllerinde, feragat ve kabulün iptali istenebilir.” denilmektedir....

            in raporu okundu, açıklamaları dinlendi, gereği görüşülüp düşünüldü; KARAR- Dava, tapu iptali-tescil isteğine ilişkindir.Mahkemece, feragat nedeniyle davanın reddine karar verilmiştir.Gerçekten de, 6100 sayılı Hukuk Muhakemeleri Kanunu'nun(HMK) 309/2. maddesinde, feragat ve kabulün hüküm ifade etmesinin karşı tarafın ve mahkemenin muvafakatine bağlı olmadığı ve 311. maddesinin birinci cümlesinde, feragatın kesin hüküm gibi hukuki sonuç doğuracağı düzenlenmiştir.Ne var ki, davacı taraf feragat dilekçelerinin hile ile alındığını ileri sürerek kararı temyiz ettiğine göre; HMK'nın 311. maddesinin "İrade bozukluğu hâllerinde, feragat ve kabulün iptali istenebilir." şeklindeki ikinci cümlesi gözetilerek davacıların feragat beyanlarının serbest irade ürünü olup olmadığı hususunun incelenebilmesi ve sonucuna göre bir karar verilebilmesi için hüküm bozulmalıdır.Davacıların temyiz itirazı açıklanan nedenle yerindedir....

              İş bu dava zayi nedeniyle çekin iptali davasıdır. 6100 S. HMK.'nın 307. maddesinde, "Feragat, davacının, talep sonucundan kısmen veya tamamen vazgeçmesidir. “ denilmiş, Aynı sayılı yasanın 309. maddesinde ise, “(I)Feragat ve kabul, dilekçeyle veya yargılama sırasında sözlü olarak yapılır. (II)Feragat ve kabulün hüküm ifade etmesi, karşı tarafın ve mahkemenin muvafakatine bağlı değildir. (III)Kısmen feragat veya kabulde, feragat edilen veya kabul edilen kısmın, dilekçede yahut tutanakta açıkça gösterilmesi gerekir. (IV)Feragat ve kabul, kayıtsız ve şartsız olmalıdır. “ hükmü yer almaktadır. 310. maddede , “Feragat ve kabul, hüküm kesinleşinceye kadar her zaman yapılabilir” denilmiş olup, 311. madde ise, “Feragat ve kabul, kesin hüküm gibi hukuki sonuç doğurur. İrade bozukluğu hâllerinde, feragat ve kabulün iptali istenebilir.” denilmektedir....

                İş bu dava zayi nedeniyle çekin iptali davasıdır. 6100 S. HMK.'nın 307. maddesinde, "Feragat, davacının, talep sonucundan kısmen veya tamamen vazgeçmesidir. “ denilmiş, Aynı sayılı yasanın 309. maddesinde ise, “(I)Feragat ve kabul, dilekçeyle veya yargılama sırasında sözlü olarak yapılır. (II)Feragat ve kabulün hüküm ifade etmesi, karşı tarafın ve mahkemenin muvafakatine bağlı değildir. (III)Kısmen feragat veya kabulde, feragat edilen veya kabul edilen kısmın, dilekçede yahut tutanakta açıkça gösterilmesi gerekir. (IV)Feragat ve kabul, kayıtsız ve şartsız olmalıdır. “ hükmü yer almaktadır. 310. maddede , “Feragat ve kabul, hüküm kesinleşinceye kadar her zaman yapılabilir” denilmiş olup, 311. madde ise, “Feragat ve kabul, kesin hüküm gibi hukuki sonuç doğurur. İrade bozukluğu hâllerinde, feragat ve kabulün iptali istenebilir.” denilmektedir....

                  UYAP Entegrasyonu