(III)Kısmen feragat veya kabulde, feragat edilen veya kabul edilen kısmın, dilekçede yahut tutanakta açıkça gösterilmesi gerekir. (IV)Feragat ve kabul, kayıtsız ve şartsız olmalıdır. “ hükmü yer almaktadır. 310. maddede , “Feragat ve kabul, hüküm kesinleşinceye kadar her zaman yapılabilir” denilmiş olup, 311. madde ise, “Feragat ve kabul, kesin hüküm gibi hukuki sonuç doğurur. İrade bozukluğu hâllerinde, feragat ve kabulün iptali istenebilir.” denilmektedir....
Ancak feragat, kayıtsız ve şartsız olmalı, kesin ve açık bir irade beyanı ile yapılmalıdır. 5. Davadan feragatin zamanı ise 6100 sayılı Kanun'un 310 uncu maddesinde düzenlenmiş ve feragatin hüküm kesinleşinceye kadar her zaman yapılabileceği öngörülmüştür. Böyle olunca mahkemece verilen bir kararın temyizi aşamasında, usul hukuku çerçevesinde kesinleşmiş bir karar olmadığından davadan feragat edilmesi mümkündür. 6. Davadan feragat, kesin hüküm gibi hukuki sonuç doğurur. Diğer bir anlatımla, davadan feragat ile dava konusu uyuşmazlık esastan sona ermiş olur. Bu nedenle mahkeme henüz feragat nedeniyle davanın reddine karar vermemiş olsa bile davacı feragatten dönemez; feragati ile bağlıdır. Belirtmek gerekir ki feragat, ıslah yolu ile de hükümsüz kılınamaz. 7. Ancak irade bozukluğu hâllerinde feragatin iptali istenebilir (6100 sayılı Kanun md. 311)....
Bununla birlikte, diğer maddi hukuk işlemlerinde olduğu gibi ( BK. m.23 vd), hata, hile veya ikrah nedeniyle kabulün feshi (iptali) için dava açılabileceği gibi kabulün hata, hile, ve ikrah nedeniyle geçersiz olduğu aynı davada da savunma yoluyla ileri sürülebilir. Keza, 6100 sayılı HMK'nun 311. maddesi, " feragat ve kabul kesin hüküm gibi sonuç doğurur. İrade bozukluğu hallerinde feragat ve kabulün iptali istenebilir. " hükmünü öngörmektedir. Hal böyle olunca ; kabulün irade fesadı nedeniyle feshi (iptali) isteminin esastan incelenip hasıl olacak sonuca göre karar verilmesi gerekirken hukuki yarar yokluğu nedeniyle yazılı şekilde karar verilmesi doğru olmadığından ilk derece mahkemesi kararının kaldırılarak davanın yeniden görülmesi için dosyanın kararı veren ilk derece mahkemesine gönderilmesine karar vermek gerekmiş ve aşağıdaki şekilde hüküm kurulmuştur. HÜKÜM :Yukarıda açıklanan gerekçelerle 1- Davacı vekilinin istinaf başvurusunun KABULÜNE, 2- İzmir 1....
nın 307. maddesinde, "Feragat, davacının, talep sonucundan kısmen veya tamamen vazgeçmesidir. “ denilmiş, Aynı sayılı yasanın 309. maddesinde ise, “(I)Feragat ve kabul, dilekçeyle veya yargılama sırasında sözlü olarak yapılır. (II)Feragat ve kabulün hüküm ifade etmesi, karşı tarafın ve mahkemenin muvafakatine bağlı değildir. (III)Kısmen feragat veya kabulde, feragat edilen veya kabul edilen kısmın, dilekçede yahut tutanakta açıkça gösterilmesi gerekir. (IV)Feragat ve kabul, kayıtsız ve şartsız olmalıdır. “ hükmü yer almaktadır. 310. maddede , “Feragat ve kabul, hüküm kesinleşinceye kadar her zaman yapılabilir” denilmiş olup, 311. madde ise, “Feragat ve kabul, kesin hüküm gibi hukuki sonuç doğurur. İrade bozukluğu hâllerinde, feragat ve kabulün iptali istenebilir.” denilmektedir....
Ne var ki, somut olayda davacı taraf feragati nedeniyle reddine karar verilmiş bulunan ilk açtığı davada, hile ve kandırma nedeniyle iradesinin fesada uğratılarak feragat beyanında bulunmasının sağlandığını öne sürmüştür. Başka bir anlatımla, feragat beyanının irade fesadı nedeniyle geçersiz olduğu iddiasıyla feshi ile iptal tescil ve alacak talebi hakkında karar verilmesini talep etmiştir....
Ne var ki, somut olayda davacı taraf, feragati nedeniyle reddine karar verilmiş bulunan davada, hile ve kandırma nedeniyle iradesinin fesada uğratılarak, feragat beyanında bulunmasının sağlandığını öne sürerek kararı istinaf etmiştir. Başka bir anlatımla, feragat beyanının irade fesadı nedeniyle geçersiz olduğu iddiasıyla feshi ile, alacak talebi hakkında karar verilmesini talep etmiştir. Bu gibi durumlarda yapılması gereken, feragatin geçersizliği iddiasının hadise olarak aynı mahkemede görülüp, sonuçlandırılmasıdır....
nın 307. maddesinde, "Feragat, davacının, talep sonucundan kısmen veya tamamen vazgeçmesidir. “ denilmiş, Aynı sayılı yasanın 309. maddesinde ise, “(I)Feragat ve kabul, dilekçeyle veya yargılama sırasında sözlü olarak yapılır. (II)Feragat ve kabulün hüküm ifade etmesi, karşı tarafın ve mahkemenin muvafakatine bağlı değildir. (III)Kısmen feragat veya kabulde, feragat edilen veya kabul edilen kısmın, dilekçede yahut tutanakta açıkça gösterilmesi gerekir. (IV)Feragat ve kabul, kayıtsız ve şartsız olmalıdır. “ hükmü yer almaktadır. 310. maddede , “Feragat ve kabul, hüküm kesinleşinceye kadar her zaman yapılabilir” denilmiş olup, 311. madde ise, “Feragat ve kabul, kesin hüküm gibi hukuki sonuç doğurur. İrade bozukluğu hâllerinde, feragat ve kabulün iptali istenebilir.” denilmektedir....
(III)Kısmen feragat veya kabulde, feragat edilen veya kabul edilen kısmın, dilekçede yahut tutanakta açıkça gösterilmesi gerekir. (IV)Feragat ve kabul, kayıtsız ve şartsız olmalıdır. “ hükmü yer almaktadır. 310. maddede , “Feragat ve kabul, hüküm kesinleşinceye kadar her zaman yapılabilir” denilmiş olup, 311. madde ise, “Feragat ve kabul, kesin hüküm gibi hukuki sonuç doğurur. İrade bozukluğu hâllerinde, feragat ve kabulün iptali istenebilir.” denilmektedir....
Davacı vekili 05/03/2024 tarihli dilekçesiyle davadan feragat etmiştir. 6100 S. HMK.'nın 307. maddesinde, "Feragat, davacının, talep sonucundan kısmen veya tamamen vazgeçmesidir. “ denilmiş, Aynı sayılı yasanın 309. maddesinde ise, “(I)Feragat ve kabul, dilekçeyle veya yargılama sırasında sözlü olarak yapılır. (II)Feragat ve kabulün hüküm ifade etmesi, karşı tarafın ve mahkemenin muvafakatine bağlı değildir. (III)Kısmen feragat veya kabulde, feragat edilen veya kabul edilen kısmın, dilekçede yahut tutanakta açıkça gösterilmesi gerekir. (IV)Feragat ve kabul, kayıtsız ve şartsız olmalıdır. “ hükmü yer almaktadır. 310. maddede , “Feragat ve kabul, hüküm kesinleşinceye kadar her zaman yapılabilir” denilmiş olup, 311. madde ise, “Feragat ve kabul, kesin hüküm gibi hukuki sonuç doğurur. İrade bozukluğu hâllerinde, feragat ve kabulün iptali istenebilir.” denilmektedir....
Mahkemece, davacının 07.06.2012 dilekçesi ile isteminden vazgeçtiği, ancak son celsede vazgeçme dilekçesinden de vazgeçerek taleplerinin devam ettiği şeklinde beyanda bulunduğu, feragat ve kabulün kesin hüküm gibi hukuki sonuç doğurduğu, yalnızca irade bozukluğu hallerinde feragat ve kabulün iptalinin istenebileceği, davacının feragatinden vazgeçmesi talebinin HMK'nun 311 maddesine göre, feragatin iptali olduğu, ancak karar oturumunda davacının feragatı irade bozukluğu içinde yaptığına ilişkin bir beyanı olmadığı, şeklindeki gerekçe ile davanın feragat nedeniyle reddine karar verilmiştir. Dosya kapsamından, davacının karar oturumundan önce 07.06.2012 tarihinde açmış olduğu manevi tazminat davasından hukuki hakları saklı kalmak kaydı ile vazgeçtiğine yönelik dilekçe sunduğu, karar oturumunda ise, ceza davasının Yargıtay aşamasının çok uzun sürmesi ve ameliyat olması nedeni ile vazgeçtiğini, bu dilekçenin işleme konulmamasını talep ettiği anlaşılmaktadır....