Loading Logo

sonkarar

Sayfa Yükleniyor

Ne var ki, somut olayda davacı taraf feragati nedeniyle reddine karar verilmiş bulunan davada, hile ve kandırma nedeniyle iradesinin fesada uğratılarak feragat beyanında bulunmasının sağlandığını öne sürerek kararı temyiz etmiştir. Başka bir anlatımla, feragat beyanının irade fesadı nedeniyle geçersiz olduğu iddiasıyla feshi ile alacak talebi hakkında karar verilmesini talep etmiştir. Bu gibi durumlarda yapılması gereken, feragatin geçersizliği iddiasının hadise olarak aynı mahkemede görülüp, sonuçlandırılmasıdır....

    Hal böyle olunca, HMK'nın 311. maddesinin "İrade bozukluğu hâllerinde, feragat ve kabulün iptali istenebilir." şeklindeki ikinci cümlesi gözetilerek, davacı ...’nın feragate yönelik beyanı yönünden irade bozukluğu bulunup bulunmadığının 6100 sayılı Kanun'un 163. maddesi gereğince ön sorun (hadise) şeklinde incelenmesi ve sonucuna göre bir karar verilebilmesi gerekirken yazılı şekilde karar verilmesi isabetsizdir. V. SONUÇ Açıklanan nedenlerle; davacının temyiz itirazları yerinde görüldüğünden kabulü ile hükmün BOZULMASINA, alınan peşin harcın yatırana geri verilmesine, kararın tebliğinden itibaren 15 gün içinde karar düzeltme yolu açık olmak üzere, 24/10/2022 tarihinde oy birliğiyle karar verildi....

      Her ne kadar davacı taraf 23/09/2019 tarihli dilekçesi ile silahla tehdit nedeniyle irade yanıltılması sonucu davadan feragat ettiklerini, feragat dilekçesinin işleme konulmamasını talep etmiş ise de; davacının dilekçe tarihinde davanın karara çıkarıldığı, "Feragat ve kabulün sonuçları" başlıklı HMK'nın 311. Maddesinin irade bozukluğu hâllerinde, feragat ve kabulün iptalinin istenebileceği düzenlemesi dikkate alındığında davacının irade bozukluğu iddiasının ayrı bir davanın konusu olduğu anlaşılmakla, davanın feragat nedeniyle reddine," şeklinde karar verildiği anlaşılmıştır....

      Keza, 6100 sayılı HMK'nın 311. maddesi, ''feragat ve kabul kesin hüküm gibi sonuç doğurur. İrade bozukluğu hallerinde feragat ve kabulün iptali istenebilir.'' hükmünü öngörmektedir. Bu durumda davacı vekili feragatin geçersiz olduğunu iddia ettiğinden davacının buna dair delilleri toplanıp davacının feragat beyanının hukuki sonuç doğurup doğurmayacağı tartışılarak karar verilmek üzere mahkemece verilen kararın bozulmasına karar vermek gerekmiştir. SONUÇ: Yukarıda açıklanan nedenlerle, davacı vekilinin temyiz itirazlarının kabulü ile kararın davacı yararına BOZULMASINA, peşin alınan harcın istek halinde temyiz eden davacıya geri verilmesine 06/04/2022 gününde oybirliğiyle karar verildi....

        Ancak feragat, kayıtsız ve şartsız olmalı, kesin ve açık bir irade beyanı ile yapılmalıdır. 5. Davadan feragatin zamanı ise 6100 sayılı Kanun'un 310 uncu maddesinde düzenlenmiş ve feragatin hüküm kesinleşinceye kadar her zaman yapılabileceği öngörülmüştür. Böyle olunca mahkemece verilen bir kararın temyizi aşamasında, usul hukuku çerçevesinde kesinleşmiş bir karar olmadığından davadan feragat edilmesi mümkündür. 6. Davadan feragat, kesin hüküm gibi hukuki sonuç doğurur. Diğer bir anlatımla, davadan feragat ile dava konusu uyuşmazlık esastan sona ermiş olur. Bu nedenle mahkeme henüz feragat nedeniyle davanın reddine karar vermemiş olsa bile davacı feragatten dönemez; feragati ile bağlıdır. Belirtmek gerekir ki feragat, ıslah yolu ile de hükümsüz kılınamaz. 7. Ancak irade bozukluğu hâllerinde feragatin iptali istenebilir (6100 sayılı Kanun md. 311)....

          Bununla birlikte, diğer maddi hukuk işlemlerinde olduğu gibi ( BK. m.23 vd), hata, hile veya ikrah nedeniyle kabulün feshi (iptali) için dava açılabileceği gibi kabulün hata, hile, ve ikrah nedeniyle geçersiz olduğu aynı davada da savunma yoluyla ileri sürülebilir. Keza, 6100 sayılı HMK'nun 311. maddesi, " feragat ve kabul kesin hüküm gibi sonuç doğurur. İrade bozukluğu hallerinde feragat ve kabulün iptali istenebilir. " hükmünü öngörmektedir. Hal böyle olunca ; kabulün irade fesadı nedeniyle feshi (iptali) isteminin esastan incelenip hasıl olacak sonuca göre karar verilmesi gerekirken hukuki yarar yokluğu nedeniyle yazılı şekilde karar verilmesi doğru olmadığından ilk derece mahkemesi kararının kaldırılarak davanın yeniden görülmesi için dosyanın kararı veren ilk derece mahkemesine gönderilmesine karar vermek gerekmiş ve aşağıdaki şekilde hüküm kurulmuştur. HÜKÜM :Yukarıda açıklanan gerekçelerle 1- Davacı vekilinin istinaf başvurusunun KABULÜNE, 2- İzmir 1....

          Ne var ki, somut olayda davacı taraf feragati nedeniyle reddine karar verilmiş bulunan ilk açtığı davada, hile ve kandırma nedeniyle iradesinin fesada uğratılarak feragat beyanında bulunmasının sağlandığını öne sürmüştür. Başka bir anlatımla, feragat beyanının irade fesadı nedeniyle geçersiz olduğu iddiasıyla feshi ile iptal tescil ve alacak talebi hakkında karar verilmesini talep etmiştir....

            Ne var ki, somut olayda davacı taraf, feragati nedeniyle reddine karar verilmiş bulunan davada, hile ve kandırma nedeniyle iradesinin fesada uğratılarak, feragat beyanında bulunmasının sağlandığını öne sürerek kararı istinaf etmiştir. Başka bir anlatımla, feragat beyanının irade fesadı nedeniyle geçersiz olduğu iddiasıyla feshi ile, alacak talebi hakkında karar verilmesini talep etmiştir. Bu gibi durumlarda yapılması gereken, feragatin geçersizliği iddiasının hadise olarak aynı mahkemede görülüp, sonuçlandırılmasıdır....

            (III)Kısmen feragat veya kabulde, feragat edilen veya kabul edilen kısmın, dilekçede yahut tutanakta açıkça gösterilmesi gerekir. (IV)Feragat ve kabul, kayıtsız ve şartsız olmalıdır. “ hükmü yer almaktadır. 310. maddede , “Feragat ve kabul, hüküm kesinleşinceye kadar her zaman yapılabilir” denilmiş olup, 311. madde ise, “Feragat ve kabul, kesin hüküm gibi hukuki sonuç doğurur. İrade bozukluğu hâllerinde, feragat ve kabulün iptali istenebilir.” denilmektedir....

              Mahkemece, davacının 07.06.2012 dilekçesi ile isteminden vazgeçtiği, ancak son celsede vazgeçme dilekçesinden de vazgeçerek taleplerinin devam ettiği şeklinde beyanda bulunduğu, feragat ve kabulün kesin hüküm gibi hukuki sonuç doğurduğu, yalnızca irade bozukluğu hallerinde feragat ve kabulün iptalinin istenebileceği, davacının feragatinden vazgeçmesi talebinin HMK'nun 311 maddesine göre, feragatin iptali olduğu, ancak karar oturumunda davacının feragatı irade bozukluğu içinde yaptığına ilişkin bir beyanı olmadığı, şeklindeki gerekçe ile davanın feragat nedeniyle reddine karar verilmiştir. Dosya kapsamından, davacının karar oturumundan önce 07.06.2012 tarihinde açmış olduğu manevi tazminat davasından hukuki hakları saklı kalmak kaydı ile vazgeçtiğine yönelik dilekçe sunduğu, karar oturumunda ise, ceza davasının Yargıtay aşamasının çok uzun sürmesi ve ameliyat olması nedeni ile vazgeçtiğini, bu dilekçenin işleme konulmamasını talep ettiği anlaşılmaktadır....

                UYAP Entegrasyonu