Davalı-karşı davacı kadın 16.01.2017 tarihinde verdiği dilekçeyle nafaka ve tazminat taleplerinden feragat ettiğini bildirmiş, ancak 19.01.2017 tarihinde yeni bir dilekçe vererek feragat beyanının davacı-karşı davalı erkeğin tehdit ve zorlamasına dayalı olduğundan geçersiz olduğunu bildirmiş, bu iddiasına ilişkin Cumhuriyet Başsavcılığına verdiği 19.01.2017 tarihli şikayet dilekçesi ve polis ifade tutanaklarını ibraz etmiştir. Hukuk Muhakemeleri Kanununun 311. maddesi uyarınca feragat kesin hüküm gibi hukuki sonuç doğurur. İrade bozukluğu hallerinde feragatin iptali istenebilir. Feragat, davayı sona erdiren kesin bir işlem olması sebebiyle feragetten dönülemez ise de, davalı-karşı davacı kadın feragatın ikrah sebebiyle geçersiz olduğunu aynı davada ileri sürebilir. Bu durumda mahkemece yapılacak iş feragatın irade bozukluğu sebebiyle geçersiz olduğu iddiasını hadise olarak inceleyip, sonucu uyarınca karar vermekten ibarettir....
Hukuk Muhakemeleri Kanunu'nun "Davayı kabul" başlıklı 308/1 inci maddesinde; "Kabul, davacının talep sonucuna, davalının kısmen veya tamamen muvafakat etmesidir”, aynı Kanun'un 309/1 inci maddesinde; "Feragat ve kabul, dilekçeyle veya yargılama sırasında sözlü olarak yapılır.", 311/1 inci maddesinde ise, "Feragat ve kabul, kesin hüküm gibi hukuki sonuç doğurur. İrade bozukluğu hâllerinde, feragat ve kabulün iptali istenebilir." şeklinde düzenlenmiştir. Davayı kabulden söz edilebilmesi için, davalı tarafından mahkemeye yöneltilmiş bulunan tek taraflı ve varması gereken bir irade beyanının mevcudiyeti gerekir (Tanrıver, S.; Mahkeme Huzurunda Yapılan Kabuller, AÜHFD, 1995/I, s. 221). Bu irade beyanının kendisinden beklenen hüküm ve sonuçları doğurabilmesi mahkeme veya davacı tarafından kabul edilmesine bağlı değildir (Kuru, B.; Hukuk Muhakemeleri Usulü, 6. Baskı, C. IV., İstanbul 2001, s. 3691)....
Hukuk Dairesi DAVA TÜRÜ : İrade Bozukluğu Nedeniyle Feragat Beyanının İptali Taraflar arasındaki davanın yapılan muhakemesi sonunda bölge adliye mahkemesi hukuk dairesince verilen, yukarıda tarihi ve numarası gösterilen hüküm davacı kadın tarafından temyiz edilmekle, evrak okunup gereği görüşülüp düşünüldü: Dosyadaki yazılara, kararın dayandığı delillerle kanuna uygun sebeplere ve özellikle delillerin takdirinde bir yanlışlık görülmemesine göre, yerinde bulunmayan temyiz itirazlarının reddiyle usul ve kanuna uygun olan hükmün ONANMASINA, aşağıda yazılı onama harcının temyiz edene yükletilmesine, peşin alınan harcın mahsubuna ve 292.10 TL. temyiz başvuru harcı peşin alındığından başkaca harç alınmasına yer olmadığına, dosyanın ilk derece mahkemesine, karardan bir örneğinin ilgili bölge adliye mahkemesi hukuk dairesine gönderilmesine kesin olarak oybirliğiyle karar verildi. 06.07.2021 (Salı)...
Davacı asil, 06.08.2007 havale tarihli dilekçesi davadan feragat ettiğini bildirmiştir. Dosya içeriği ve toplanan delillerden; 1928 doğumlu ...'nin çekişme konusu 19 ada 89 parsel teras kat 5 nolu bağımsız bölümü 20.01.2006 tarihinde 1957 doğumlu davalı yeğeni HaticeAydın'a ölünceye kadar bakma akdi ile temlik ettiği, 06.08.2007 havale tarihli dilekçesi ile davadan feragat ettiği davacı vekilinin de temyiz dilekçesinde davacının iradesini özgürce kullanamadığını feragat beyanının geçersizliğini ileri sürdüğü anlaşılmıştır. Bilindiği üzere, Hukuk Muhakemeleri Kanunu 311.maddesinde, “Feragat ve kabul kesin hüküm gibi sonuç doğurur. İrade bozukluğu hallerinde, feragat ve kabulün iptali istenebilir.” düzenlemesi yer almaktadır....
Ne var ki, somut olayda davacı taraf feragati nedeniyle reddine karar verilmiş bulunan davada, hile ve kandırma nedeniyle iradesinin fesada uğratılarak feragat beyanında bulunmasının sağlandığını öne sürerek kararı temyiz etmiştir. Başka bir anlatımla, feragat beyanının irade fesadı nedeniyle geçersiz olduğu iddiasıyla feshi ile alacak talebi hakkında karar verilmesini talep etmiştir. Bu gibi durumlarda yapılması gereken, feragatin geçersizliği iddiasının hadise olarak aynı mahkemede görülüp, sonuçlandırılmasıdır....
Hal böyle olunca, HMK'nın 311. maddesinin "İrade bozukluğu hâllerinde, feragat ve kabulün iptali istenebilir." şeklindeki ikinci cümlesi gözetilerek, davacı ...’nın feragate yönelik beyanı yönünden irade bozukluğu bulunup bulunmadığının 6100 sayılı Kanun'un 163. maddesi gereğince ön sorun (hadise) şeklinde incelenmesi ve sonucuna göre bir karar verilebilmesi gerekirken yazılı şekilde karar verilmesi isabetsizdir. V. SONUÇ Açıklanan nedenlerle; davacının temyiz itirazları yerinde görüldüğünden kabulü ile hükmün BOZULMASINA, alınan peşin harcın yatırana geri verilmesine, kararın tebliğinden itibaren 15 gün içinde karar düzeltme yolu açık olmak üzere, 24/10/2022 tarihinde oy birliğiyle karar verildi....
Toplanan deliller ve tüm dosya içeriğinden, davanın 22.6.2005 tarihinde davacılar Sultan, Gülbadem ve Zeynep tarafından açıldığı, davacılar Sultan ve Gülbadem'in 18.7.2005 tarihli dilekçelerle davadan feragat ettikleri, daha sonra vekilleri aracılığıyla feragat beyanının hile ile alındığını iddia ettikleri anlaşılmaktadır. Bilindiği ve 6100 s. HMK'nun 311. maddesinde düzenlendiği üzere, ''Feragat ve kabul, kesin hüküm gibi hukuki sonuç doğurur. İrade bozukluğu hâllerinde, feragat ve kabulün iptali istenebilir.'' Davacının davasından feragat etmesi ile dava konusu uyuşmazlık sona erer, kesin hükmün hukuksal sonuçları doğar. Bu nedenle mahkeme henüz feragat nedeniyle davanın reddine karar vermemiş olsa bile davacı feragatten dönemez (rücu edemez) başka bir ifadeyle davacı, feragat beyanı ile bağlıdır. Ancak, feragatle ortaya çıkan sonucun iradeyi bozan bir nedene dayandığı kanıtlanırsa, doğurduğu netice bakımından iradesi fesada uğrayan kimseye talep hakkı bahşedeceğinde kuşku yoktur....
Her ne kadar davacı taraf 23/09/2019 tarihli dilekçesi ile silahla tehdit nedeniyle irade yanıltılması sonucu davadan feragat ettiklerini, feragat dilekçesinin işleme konulmamasını talep etmiş ise de; davacının dilekçe tarihinde davanın karara çıkarıldığı, "Feragat ve kabulün sonuçları" başlıklı HMK'nın 311. Maddesinin irade bozukluğu hâllerinde, feragat ve kabulün iptalinin istenebileceği düzenlemesi dikkate alındığında davacının irade bozukluğu iddiasının ayrı bir davanın konusu olduğu anlaşılmakla, davanın feragat nedeniyle reddine," şeklinde karar verildiği anlaşılmıştır....
Keza, 6100 sayılı HMK'nın 311. maddesi, ''feragat ve kabul kesin hüküm gibi sonuç doğurur. İrade bozukluğu hallerinde feragat ve kabulün iptali istenebilir.'' hükmünü öngörmektedir. Bu durumda davacı vekili feragatin geçersiz olduğunu iddia ettiğinden davacının buna dair delilleri toplanıp davacının feragat beyanının hukuki sonuç doğurup doğurmayacağı tartışılarak karar verilmek üzere mahkemece verilen kararın bozulmasına karar vermek gerekmiştir. SONUÇ: Yukarıda açıklanan nedenlerle, davacı vekilinin temyiz itirazlarının kabulü ile kararın davacı yararına BOZULMASINA, peşin alınan harcın istek halinde temyiz eden davacıya geri verilmesine 06/04/2022 gününde oybirliğiyle karar verildi....
(III)Kısmen feragat veya kabulde, feragat edilen veya kabul edilen kısmın, dilekçede yahut tutanakta açıkça gösterilmesi gerekir. (IV)Feragat ve kabul, kayıtsız ve şartsız olmalıdır. “ hükmü yer almaktadır. 310. maddede , “Feragat ve kabul, hüküm kesinleşinceye kadar her zaman yapılabilir” denilmiş olup, 311. madde ise, “Feragat ve kabul, kesin hüküm gibi hukuki sonuç doğurur. İrade bozukluğu hâllerinde, feragat ve kabulün iptali istenebilir.” denilmektedir....