Loading Logo

sonkarar

Sayfa Yükleniyor

Bundan sonra, ödediği paranın geri alınması için bir dava açması söz konusu olur ki, bu da istirdat davasıdır--------- Menfi tespit davası, normal bir hukuk davası gibi açılır. Borçlu, itirazın kaldırılması sırasında tetkik merciinde--------- ileri sürüp ispat edemediği itiraz ve def'ilerini, menfi tespit davasında yeniden ileri sürebilir; çünkü itirazın kaldırılması kararı, menfi tespit davasında kesin hüküm teşkil etmez. Menfi tespit davasının istirdat davasına dönüşmesi ve davaya istirdat davası olarak devam edilmesi de İİK'nın 72/VI. maddesinde düzenlenmiş olup, bu madde hükmüne göre borçlu, dava konusu borcu ödemek zorunda kalmış olursa menfi tespit davası yasa gereği kendiliğinden istirdat davasına dönüşür ve davaya istirdat davası olarak devam edilir....

    Bundan sonra, ödediği paranın geri alınması için bir dava açması söz konusu olur ki, bu da istirdat davasıdır--------- Menfi tespit davası, normal bir hukuk davası gibi açılır. Borçlu, itirazın kaldırılması sırasında tetkik merciinde--------- ileri sürüp ispat edemediği itiraz ve def'ilerini, menfi tespit davasında yeniden ileri sürebilir; çünkü itirazın kaldırılması kararı, menfi tespit davasında kesin hüküm teşkil etmez. Menfi tespit davasının istirdat davasına dönüşmesi ve davaya istirdat davası olarak devam edilmesi de İİK'nın 72/VI. maddesinde düzenlenmiş olup, bu madde hükmüne göre borçlu, dava konusu borcu ödemek zorunda kalmış olursa menfi tespit davası yasa gereği kendiliğinden istirdat davasına dönüşür ve davaya istirdat davası olarak devam edilir....

      Dosya kapsamından, davacının haksız olduğunu iddia ettiği haczin yapıldığı İcra Müdürlüğü'nün 2008/19456 esas sayılı dosyası nedeniyle, Asliye Hukuk Mahkemesi'nin 2009/296 esas sayılı dosyası üzerinden açtığı menfi tespit davasının lehine sonuçlandığı, borçlu olmadığının tespitine ve takibin iptaline karar verildiği ve kararın kesinleştiği, yine davalılar tarafından davacı aleyhine, Büyükçekmece 2. Asliye Hukuk Mahkemesi'nin 2009/445 esas, 2010/907 karar sayılı dosyası üzerinden açılan, tapu iptal ve tescil davasının reddine karar verildiği ve bu kararın da kesinleştiği anlaşılmaktadır. Anılan tapu iptal ve tescil davası ile menfi tespit davası davacı lehine sonuçlandığına ve kesinleştiğine göre, takip ile haczin haksız olduğunun kabulü gerekir. Ancak, davalıların zarar ile yükümlü tutulabilmeleri için, haczin haksız olması tek başına yeterli değildir. Doğduğu iddia olunan zarar ile, haciz işlemi arasında uygun illiyet bağı bulunmalıdır....

        Borçlunun bir alacaklının kendisinden bir hak veya alacak talep etmesi üzerine ileri sürülen hak veya alacağın doğmadığını ve doğduktan sonra sona erdiğini tespit ettirmek amacıyla açtığı tespit davasına menfi tespit davası denir. Menfi tespit davası icra takibinden önce açılabildiği gibi icra takibinden sonra da açılabilir. Takipten önce menfi tespit davası açılabilmesi için borçlunun borcu olmadığının hemen tespitinde korunmaya değer bir hukuki yararı bulunmalıdır. (Kuru Baki; İcra ve İflas Hukukunda Menfi Tespit ve İstirdat Davası, Ankara 2003, s 24) Borçlu maddi hukuk bakımından ödemekle yükümlü olmadığı bir alacak talebiyle karşılaşmışsa menfi tespit davası açmakta hukuki yararının bulunduğu kabul edilmelidir....

          ASLİYE TİCARET MAHKEMESİ GEREKÇELİ KARAR ESAS NO : 2020/213 Esas KARAR NO : 2020/740 DAVA : Menfi Tespit (Ticari İlişkiden Kaynaklanan) DAVA TARİHİ : 19/06/2020 KARAR TARİHİ : 22/12/2020 Mahkememizde görülmekte olan Menfi Tespit (Ticari İlişkiden Kaynaklanan) davasının yapılan açık yargılaması sonunda, GEREĞİ DÜŞÜNÜLDÜ: İDDİA : Davacı vekili dava dilekçesinde; Müvekkili ...---------- faaliyet göstereceği kiralanacak bir ----- yapılması amacıyla sipariş fişinin hazırlandığını, bu anlaşma çerçevesinde ..------ tarihinde ise elden 13.000.-TL. Getirdiğini, bu ödemeleri müteakip, Müvekkilinin, -----------yazılı belgenin davalıya verdiğini, müvekkilinin , bu siparişe uygun olarak gerekli malzemeleri satın almış ve atölyeye yerleştirmiş, ----için ölçüm hazırlıkları yaparken, Gerçekten de taraflar arasında bir ihtimal olarak düşünülen----- iptal edilmesi üzerine Davalı ..., Müvekkil .....

            ASLİYE TİCARET MAHKEMESİ ESAS NO : 2018/118 KARAR NO : 2019/238 DAVA : Menfi Tespit DAVA TARİHİ : 20/02/2018 KARAR TARİHİ : 19/03/2019 Mahkememizde görülmekte olan Menfi Tespit davasının yapılan açık yargılaması sonunda, GEREĞİ DÜŞÜNÜLDÜ: Davacı vekili dava dilekçesinde özetle: alacaklı tarafından takibe konu olan senedin müvekkilinin emlak işletmesinin ürütüldüğü taşınmazın ve işletmenin devrine ilişin ve devri karşılığında ... ve ... tarafından müvekkiline verildiğini, müvekkilinin ... Caddesinde bulunan ... isimli, ... üzerine hizmet veren işyerinin sahibi iken yaklaşık 4 ay önce ... ve ... söz konusu iş yerinin devri hususunda görüşmeler yapıldığını, görüşmeler neticesinde müvekkilinin ... ve ... ile, iş yerinin ...-TL tutarla devri hususunda ... tarihinde anlaşmaya vardıklarını, ... ve ...'ın müvekkiline ödemeyi 10.000,00.-TL nakit geri kalan 35.000,00....

              Bunun için, takip devam ederken alacaklıya karşı menfi tespit davası açabileceği gibi, böyle bir menfi tespit davası açmamış ve borcu cebri icra tehdidi altında ödemiş ise ödemiş olduğu paranın kendisine verilmesi için alacaklıya karşı istirdat davası açabilir (Kuru, Baki: İcra ve İflâs Hukukunda Menfi Tespit Davası ve İstirdat Davası, ... 2003, s. 233). Başka bir şekilde ifade etmek gerekirse, menfi tespit davası icra takibinden önce sonuçlanmaz ve ihtiyati tedbir kararı verilmemiş olması (veya ihtiyati tedbir kararının kaldırılması) nedeniyle, (menfi tespit davası görülmekte iken) borç alacaklıya (davalıya) ödenmiş olursa, menfi tespit davasına istirdat davası olarak devam edilir (m.72/6); yani menfi tespit davası (kendiliğinden) istirdat davasına dönüşür; bu hâlde mahkeme menfi tespit davasına istirdat davası olarak devam eder (Kuru, Baki: İstinaf Sistemine Göre Yazılmış İcra ve İflâs Hukuku Ders Kitabı, ..., 2017, s. 146)....

                Eda davası veya tespit davası ayrımı arabulucuğa ilişkin anılan düzenlemede yer almamaktadır. İİK.'na tabi menfi tespit davasının anılan düzenlemeden ayrı tutulduğuna dair gerek TTK’da gerekse İİK’da bir hüküm de bulunmamaktadır. İİK kapsamında kalmayan menfi tespit davaları da olabileceği için menfi tespit davasının ayrıntılı olarak İİK’da düzenlenmesi de dava şartı arabuluculuk dava şartından muaf olması için yeterli bir dayanak değildir. İİK 72. maddesindeki menfi tespit davasının aynı zamanda yargılama sırasında ödeme üzerine kendiliğinden istirdata dönüşme ihtimali de gözetilmelidir. Diğer taraftan ödeme üzerine açılan menfi tespit davasında hukuki yarar bulunup bulunmadığı da Yargıtay'da tartışmalı bir konudur. Yargıtay 19....

                  Eda davası veya tespit davası ayrımı arabulucuğa ilişkin anılan düzenlemede yer almamaktadır. İİK.'na tabi menfi tespit davasının anılan düzenlemeden ayrı tutulduğuna dair gerek TTK’da gerekse İİK’da bir hüküm de bulunmamaktadır. İİK kapsamında kalmayan menfi tespit davaları da olabileceği için menfi tespit davasının ayrıntılı olarak İİK’da düzenlenmesi de dava şartı arabuluculuk dava şartından muaf olması için yeterli bir dayanak değildir. İİK 72. maddesindeki menfi tespit davasının aynı zamanda yargılama sırasında ödeme üzerine kendiliğinden istirdata dönüşme ihtimali de gözetilmelidir. Diğer taraftan ödeme üzerine açılan menfi tespit davasında hukuki yarar bulunup bulunmadığı da Yargıtay'da tartışmalı bir konudur. Yargıtay 19....

                    Tüm dosya kapsamından; 7445 sayılı Kanun ile getirilen değişikliğe bağlı olarak menfi tespit davasının arabuluculuğa el verişli olduğu ve dava şartı arabuluculuk kapsamında kaldığı anlaşılmıştır. TTK'nın 5/A maddesindeki düzenleme ile dava türüne açıkça vurgu yapıldığından, 01.09.2023 tarihinden sonra açılan menfi tespit davasının dava şartı arabuluculuk kapsamında kaldığının kabulü gerekmiştir. Bu hali ile davacı yanın arabuluculuğa başvurmadan doğrudan dava açtığı ve dava konusu menfi tespit talebi bakımından davanın açılış tarihi olan 11.09.2023 tarihi itibarıyle zorunlu arabuluculuğun söz konusu olduğu, dava şartının gerçekleşmediği, bu hususun da hakim tarafından re'sen gözetilmesi gereken ve eksikliği giderilemeyecek bir konu olduğu, 6100 sayılı HMK 114/2 maddesi gereğince özel kanunlardaki dava şartlarının da incelenmesi gerekeceğinden HMK 115/2 maddesi gereğince davanın dava şartı yokluğundan usulden reddine karar verilmiştir.6100 Sayılı Hukuk Muhakemeleri Kanununun 138....

                      UYAP Entegrasyonu