Loading Logo

sonkarar

Sayfa Yükleniyor

İcra Hukuk Mahkemesi'nin 2020/291 esas- 2020/409 esas sayılı dosyasının kaldırılmayan hacizler yönünden verilen kararının kaldırılarak davanın kabulü ile evinin üzerinde bulunan tüm hacizlerin kaldırılmasına karar verilmesini talep etmiştir. Dairemizce yapılan değerlendirmede; Şikayetçi 3. kişinin hacze konu taşınmaz hakkında açmış olduğu Kayseri 5. Asliye Hukuk Mahkemesinin 2017/246 Esas 2018/386 Karar sayılı ilamı ile" tapu iptal ve tescil davasının kabulü ile taşınmazın tapu kaydının iptali ile şikayetçi adına tesciline "karar verildiği, kararın 10/09/2019 tarihinde kesinleştiği ilgili ilamda hacizlerin kaldırılmasına dair bir kararın bulunmadığı anlaşılmıştır. Mahkemece tapu kaydının iptal kararının kesinleşme tarihinden sonra konulan hacizlerin kaldırılmasına , tapu kaydının iptal kararından önce konulan icra dosyalarındaki hacizlerin kaldırılması talebinin reddine karar verilmiştir....

İcra Hukuk Mahkemesinin 2021/549 Esas, 2021/695 Karar sayılı dosyasında verilen davanın reddi kararına karşı, davacılar vekili tarafından istinaf kanun yoluna başvurulması üzerine istinaf incelemesi yapılmak üzere Dairemize gönderilen ve heyetçe incelenen dosyada; İSTEM : Davacılar vekili dava dilekçesinde özetle, müvekkillerinin murisi Erol Karakurt'un maliki bulunduğu İzmir İli, Karşıyaka İlçesi, Şemikler Mah., 25486 ada 1 parselde kayıtlı, A15 Blok, 13. kat, 113 giriş 51 bağımsız bölüm üzerine ipotek tesis edildiğini, murisin Covid-19 hastalığından vefat ettiğini, İzmir 1.Asliye Ticaret Mahkemesinin 2019/481 Esas sayılı dosyasından konkordato talep edildiğini ve mahkemece davacılar hakkında kesin mühlet kararı verildiğini, dava ve konkordato kesin mühlet kararının devam ettiğini, taşınmazda murisin eşi ve müşterek çocuklarının oturmaya devam ettiğini, müvekkilinin başka bir evinin olmadığını belirterek, zorunlu olarak kurulan ipoteğin ve hacizlerin meskeniyet şikayeti nedeniyle kaldırılmasına...

Tüketici Mahkemelerince ayrı ayrı görevsizlik kararı verilmesi nedeni ile yargı yerinin belli edilmesi için gönderilen dosya içindeki tüm belgeler incelendi gereği düşünüldü: K A R A R Dava, dava konusu taşınmaz üzerine , davalının borcu nedeniyle konulan ipoteğin ve hacizlerin kaldırılması istemine ilişkindir. Bakırköy 6. Tüketici Mahkemesince, "... Davacı ile davalılar ... AŞ. ve ... AŞ. arasında her hangi bir sözleşmenin mevcut olmadığı, uyuşmazlığa konu ipoteğin davalı ... Şirketinin davalı ... AŞ. ve ... A.Ş ile yapmış oldukları kredi sözleşmesinden kaynaklı tesis edildiği, söz konusu ipoteğin haksız olduğu, kaldırılması taleplerinin yargılamayı gerektirdiği ancak ipotek alacaklısının ... A.Ş ve ... A.Ş, ipotek borçlusunun ise bir diğer davalı ......

    İİK'nun 82. maddesinin birinci fıkrasının 4. bendi uyarınca; borçlu çiftçi ise kendisinin ve ailesinin geçimi için zaruri olan arazi haczedilemez. Ancak, borçlunun, daha önce ipotek ettiği taşınmazı hakkında sonradan haczedilmezlik şikayetinde bulunabilmesi için, ipoteğin, ya mesken kredisi, esnaf kredisi, zirai kredi gibi zorunlu olarak kurulmuş ipoteklerden olması, ya da, kurulan ipotek zorunlu değil ise, en geç haciz tarihleri itibariyle ipotek borcunun ödenmiş olması gerekir. Zira, zorunlu olarak kurulan ipoteğin haczedilmezlik şikayetine engel teşkil etmeyeceği ilkesi, bu ipoteğin sosyal amaçlı olarak verilen kredinin teminatını oluşturmasından kaynaklanmaktadır. Bunun dışında, borçlunun serbest iradesi ile kurduğu ipotekler, haciz tarihleri itibariyle ipotek borcunun ödenmemiş olması halinde adı geçenin daha sonra bu yerlerle ilgili olarak haczedilmezlik şikayetinde bulunmasını engeller....

      Temyiz Sebepleri Alacaklılar temyiz dilekçesinde; şikayete konu taşınmaz üzerindeki 08.06.2011, 09.06.2011 ve 11.06.2011 tarihli hacizlerin düşmüş olduğu belirtilse de anılan hacizler kaldırılmadan mahkemece tüm hacizlerin kaldırıldığı yönünde verilen kararın yasalara aykırı olduğu, haciz tarihinde şikayete konu taşınmaz malikinin takip dosya borçlusu olduğu, hacizden sonra mülkiyetin 3. kişiye geçtiği dolayısı ile taşınmaz mülkiyetinin 3. şahıs adına geçmesi ve kararın kesinleşmesinin haciz tarihindeki mülkiyete etki etmeyeceği, şikayete konu taşınmaz üzerine konulmuş olan son haciz tarihinin 16.06.2014 olduğu, 08.06.2015 tarihinde satış avansı yatırıldığı ve anılan haczin ayakta olduğu iddialan ile mahkeme kararının bozulmasını talep etmiştir. C. Gerekçe 1. Uyuşmazlık ve Hukuki Nitelendirme Uyuşmazlık, 22.03.2021 tarihli müdürlük red kararı işleminin iptali ile taşınmaz üzerindeki hacizlerin kaldırılması istemine ilişkindir. 2....

        Kat 32 nolu" bağımsız bölümün satışı konusunda anlaştıkları ve tapu kaydı doğrultusunda taşınmazın 08/02/2019 tarihinde tapu devrinin yapıldığı, hali hazırda taşınmazın davacı adına kayıtlı olduğu, eldeki dava ile davacının taşınmaz üzerinde davalılara ait olan ipoteğin fekkini talep ettiği, davalılar tarafından dava konusu taşınmazlar üzerine ipotek konulduğu ve ipotek borçlusunun davalı T7 olduğu, söz konusu ipoteğin davalı şirketin doğmuş ve doğacak kredi borçlarının teminatı olarak tesis edildiği, ipotek lehtarı ve teminat altına alınan borçlu arasında imzalanan sözleşmenin ticari nitelikte olduğu, davacının taşınmazın kayden tapu maliki olmasının durumu değiştirmeyeceği ve uyuşmazlığın Ticaret Mahkemesinde görülmesi gerektiği (Yargıtay 19. HD 16/01/2017 tarih ve 2016/6413 Esas 2017/133 Karar, 14/02/2017 tarih ve 2016/12348 Esas 2017/1116 Karar sayılı kararları, İstanbul BAM 7. Hukuk Dairesinin 2020/948 Esas 2020/928 Karar sayılı kararı ve İstanbul BAM 14....

        Somut olayda, alacaklı tarafından genel haciz yoluyla yapılan ilamsız icra takibine borçlunun itirazı üzerine takibin durduğu, alacaklının itirazın iptali isteminin, İş Mahkemesinin 29.05.2015 tarih ve 2013/766 Esas, 2015/226 Karar sayılı kararı ile kısmen kabul edilerek, 34.476,80 TL. alacak yönünden takibin devamına karar verildiği, alacaklının, icra dairesine ilamı ibraz ederek haciz talep etmesi üzerine, icra müdürlüğünce hacizlerin uygulandığı, borçlunun ise itirazın iptali ilamını tehir-i icra talepli temyiz ettiğine dair derkenar dilekçeyi ve icra müdürlüğünce hesaplanan dosya borcuna yetecek miktarda 07.07.2015 tarihli süresiz kesin teminat mektubunu icra dairesine sunması üzerine, teminat mektubunun İcra Mahkemesi'nce teminat olarak kabul edildiği ve Büyükçekmece 1. İcra Müdürlüğü tarafından 22.07.2015 tarihinde mehil vesikası düzenlendiği görülmüştür....

          olmakla takibin de dayanağı kalmadığı ve iptali gerektiği kanaatine varıldığından davanın kabulüne karar verilmesinde bir isabetsizlik görülmemiştir....

          Derece ve 06.06.2013 tarihli 11895 yevmiye numaralı 2. Derece olarak ipotekli olduğunu, iş bu ipotekler lehine Bursa 4. İcra Müdürlüğü 2020/909 e. Sayılı dosya ile ipoteğin paraya çevrilmesi yolu ile takibi başlatıldığını, haciz tarihi itibariyle iş bu Garanti Bankasına olan borcun ödenmediğini, bu sebeple meskeniyet iddiasına engel olacağını ve borçlunun meskeniyet şikayetinden vazgeçmiş sayılacağını, davacının 8315 ada 40 parsel ve 8315 ada 41 parsel yerlerdeki hacizlerin İİK 82. Maddeye göre kaldırılmasına yönelik talebinin de yersiz olduğunu zira 82. Maddenin şartlarının somut olayda gerçekleşmediğini, borçlunun çalışmasının emeğinden ziyade sermayeye dayandığını, davacının iş bu davayı tamamen vakit kazanma amaçlı olarak açtığını, açılan davanın reddine, yargılama giderleri ve vekalet ücretinin davacıya yükletilmesine karar verilmesini talep etmiştir....

          DELİLLERİN DEĞERLENDİRİLMESİ VE GEREKÇE: Dava, İİK'nın 149. ve 150/1 maddelerine dayalı olarak ipoteğin paraya çevrilmesi yolu ile başlatılan ilamlı icra takibinde icra emrinin ve takibin iptali isteğine ilişkindir. Mahkemece, takip konusu borcun ödendiğinden bahisle, davanın konusuz kaldığı gerekçesiyle karar verilmesine yer olmadığına dair hüküm tesis edişmiştir. Emsal Yargıtay ilam metni aynen şöyledir: "23/12/1976 tarih ve 7/6 sayılı İçtihadı Birleştirme Kararında, her davanın (takibin), dava tarihindeki (takip tarihindeki) koşullara göre çözümleneceği ifade edilmiştir. Dosya borcunun ödenmesinden dolayı icra dosyasının infazen kapatılmış olması gerekçesine dayalı olarak dava hakkında karar verilmesine yer olmadığına karar verilmesi isabetsizdir. Her dava açıldığı tarihteki koşullara göre sonuçlandırılacağından davacının davayı açmakta hukuki yararının olduğu açıktır." (Yargıtay 12.H.D.'nin 2018/4183 esas ve 2018/9608 karar sayılı içtihadı)....

          UYAP Entegrasyonu