Loading Logo

sonkarar

Sayfa Yükleniyor

DELİLLERİN DEĞERLENDİRİLMESİ VE GEREKÇE: Dava, yüklenicinin temlikine dayalı tapu iptal ve tescil olmazsa bedel iadesi, birleşen dosya ipoteğin fekki istemine ilişkindir. 6100 sayılı HMK'nun 341/1. maddesi uyarınca ilk derece mahkemelerinden verilen nihai kararlar ile ihtiyatı tedbir ve ihtiyati haciz taleplerinin reddi ve bu taleplerin kabulü halinde itiraz üzerine verilecek kararlara karşı istinaf yoluna başvurulabilir. Bilindiği ve öğretide de kabul edildiği üzere ihtiyatî tedbir "kesin hükme kadar devam eden yargılama boyunca davacı veya davalının dava konusu ile İlgili olarak hukuki durumunda meydana gelebilecek zararlara karşı ön görülmüş geçici nitelikte geniş veya sınırlı olabilen hukuki korumadır" şeklinde tarif edilmiştir....

HUKUKİ NİTELENDİRME, DELİLLERİN VE İSTİNAF SEBEPLERİNİN DEĞERLENDİRİLMESİ Dava; genel kredi sözleşmesinden kaynaklanan alacağın tahsili talebiyle ipoteğin paraya çevrilmesi yoluyla başlatılan icra takibinde akdedilen borç ödeme protokolü kapsamında ipotekli taşınmazın gerçek değerinin altında banka tarafından devralınması nedeniyle ipotekli taşınmazın devir tarihindeki gerçek değerinin tespit edilerek devir bedeli ile gerçek değer arasında oluşan bedel farkının asıl borçlunun genel kredi sözleşmesinden kaynaklanan borcuna mahsup edilmesi, mümkün olmadığı takdirde ipotekli taşınmazın banka adına yapılan tescilinin iptal edilerek taşınmazın davacı adına tescili istemine ilişkindir....

Tüketici Mahkemesi'nde açtığı tapu iptal tescil davasının lehine sonuçlandığını, davalı bankanın ipotek karşılığı kredi açtığı dava dışı şirketin kredi borcundan dolayı davalının icra takibinde bulunarak dava konusu taşınmazı satışa çıkardığını, davalının iyiniyetli 3.kişi olmadığını ileri sürerek, dava konusu taşınmaz üzerinde mevcut davalı lehine konulan ipotek ve haciz dahil tüm takyidatların fekkine karar verilmesini talep ve dava etmiştir. Davalı vekili, davalı ile dava dışı şirket arasında akdedilen bankacılık sözleşmesi uyarınca kredi açılıp kulladırıldığını,kredilerin teminatı olarak dava konusu dava dışı şirketin maliki bulunduğu taşınmaz üzerinde ipotek tesis edildiğini,davalının lehine ipoteğin 27.07.2007 tarihinde tescil edilmiş olup,tapu kaydının dava dışı şirket adına olduğunu,ipotek tescil tarihinde taşınmaz üzerinde hiç bir takyidatın bulunmadığını savunarak davanın reddini istemiştir. Mahkemece toplanan delillere göre, davacının dava konusu olan 6130 parsel sayılı 3....

    dan 26.06.2007 tarihinde 300.000 TL peşin bedel mukabilinde satın alındığını, dava konusu olan ... arsasının tapu harcına tabi bedeli olan 496.000 TL o günkü kur üzerinden ABD Dolarına çevrilerek 350.000 USD olarak sabitlenerek ödeme planına bağlandığını, ödeme planının 13.12.2007 tarihinde başlatılarak 18.07.2008 tarihine kadar yedi takside bölündüğünü, bu yedi taksidin onaltı parça halinde satıcının banka hesabına havale edilerek ödendiğini, borcun tamamının bitmesi üzerine de borç teminatı olarak taşınmazın tapu kaydına konulmuş olan ipo... bedeli ödendiğinden fek edildiğini, ortada davacının iddia ettiği gibi muvazaalı bir bedelsiz ipoteğin mevcut olmadığını, bu ipoteğin satış bedeli mukabili alacaklının alacağını teminat altına alan ve faturalı satışın bedelini oluşturan kısmın taksitler halinde ödenmesini sağlayan ve ödemeler sona erdiğinde de kaldırılan bir ipo... olduğunu, davacının muvazaa iddiasının gerçek ve hukuki olmadığını, ipoteğin bir bedel mukabili olduğunu ve bedel de...

      Davalı, taraflar arasındaki ilişkinin gerçek bir satış olmadığını, ancak aldıkları bedel olan 2.500.000.000 TL’yi yasal faiziyle birlikte davacıya ödemeye hazır olduklarını savunarak, davanın reddini dilemiştir. Mahkemece, dava konusu taşınmazın kaçak ve ruhsatsız Olduğu, sözleşmenin imzalandığı tarihte uygulanmasının imkansız hale geldiğinden geçersiz sözleşme kapsamında tarafların aldıklarını birbirlerine iade ile yükümlü oldukları, denkleştirici adalet kurallarına göre davacının davalıya verdiği 2.500 TL’nin dava tarihindeki değerinin 17.175TL olduğu gerekçesiyle tapu iptal ve tescil davası hakkında konusuz kaldığından bir karar verilmesine yer olmadığına, bedel iadesi talebinin kısmen kabulüne, 17.175 TL’nin dava tarihinden itibaren yasal faiziyle birlikte 2010/9459 2011/443 davalılardan tahsiline karar verilmiş; hüküm, davacı tarafından temyiz edilmiştir....

        adına kayıtlı olan ve aile konutu olduğunu ileri sürdüğü taşınmazın eşi davalı ...’a satıldığını, Orhan’ın da diğer davalı-karşı davacı ... lehine ipotek tesis ettirdiğini, Orhan aleyhine açtığı tapu iptal ve tescil davasını kazandığını yeniden eşi adına tesciline karar verildiğini, taşınmaz üzerine Ayhan lehine konulan ipoteğin Türk Medeni Kanunu’nun 194. maddesi uyarınca kaldırılmasını talep etmiş, mahkemece yapılan yargılama sonunda, ipoteğin kaldırılmasına karar verilmesi üzerine, verilen karar davalı-karşı davacı ... tarafından temyiz edilmiş, Dairemizin 16.12.2015 tarihli ilamı ile “Dava sonunda verilecek hüküm dava dışı eş ... ’in hukukuna da etkili olacaktır....

          Davacı, ipotek akit tablosunda yazılan senet bedellerini ödediğini iddia ederek iptal edilmiş senetleri dosyaya sunmuş ve ipoteğin bu sebeple terkinini talep etmiştir. Gerçekten, Borçlar Kanununun 87. ve Türk Ticaret Kanununun 621. madde hükümlerine göre borcu ödeyen borçlu senedin geri verilmesini veya iptal edilmesini istemek hakkına haizdir. Kısaca, 06.08.2004 tarihli ipotek aktinin yapılmasına neden olan ve akit tablosunda vadeleri ile bedelleri gösterilen senetlerin davacı elinde bulunması bunların bedellerinin ödendiğine karine teşkil eder. Bu karinenin aksini ispat etmek yükü ise senet lehtarı olan davalıya düşer....

            Bir kısım ipotek borçlusu İdaremize başvurarak ipoteğin güncellenmesi ile belirlenen tutarı ödemek suretiyle ipoteğin terkinini gerçekleştirmiş, bazıları ise borcu kısmen veya tamamen ödememiştir. Dava konusu yapılan taşınmaz üzerindeki ipotek de bunlardan birisidir. 04.07.2019 tarih ve 7181 sayılı yasanın 19.maddesi ile Medeni Kanunun 883....

            Bu bedelle nelerin yapılacağı ise yine sözleşme ve projelerde gösterilmiştir. Bu nedenle davacının götürü bedel kapsamına dahil işlerin bedelini (KDV hariç) almış olması nedeniyle götürü bedel kapsamında yapılması gereken imalâtın bedelini talep edemez. O halde mahkemece sözleşme kapsamı dışında kalan imalâtın yapıldığı tarihlerdeki mahalli rayiçlerden bedellerinin saptanması bakımından yeniden oluşturulacak bilirkişi kurulundan rapor alınarak belirlenecek bedel ile götürü bedelin ödenmeyen KDV’sine hükmedilmeli, birleştirilmiş dahi olsa davalar müstakil hüviyetlerini muhafaza ettiklerinden asıl ve birleşen dava için ayrı ayrı karar verilmelidir. Mahkemece bu hususlar üzerinde durulmadan imalâtın tamamını birim fiyatlardan hesaplayan bilirkişi raporu esas alınarak hüküm kurulması doğru olmamıştır....

              Aleyhine yargılamanın iadesi talep olunan ... ve ..., yargılamanın iadesi için öngörülen 3 aylık hak düşürücü sürenin geçtiğini, hileli ya da muvazaalı bir dava söz konusu olmadığını, dava konusu bağımsız bölümlerde ... adına kayıtlı 1/2’şer payın, 05.08.2011 ve 15.08.2011 tarihli ikrazat sözleşmeleri gereğince borca teminat olmak üzere ...’na devredildiğini, anılan sözleşmelerdeki borcun ödenmesi halinde taşınmazların ...’a iadesi gerektiğini, ancak ... hakkında savcılıkça yürütülen bir soruşturma nedeniyle taşınmazların iadesinin mümkün olmaması karşısında ... tarafından ... aleyhine ... 16. Asliye Hukuk Mahkemesinin 2015/208 Esas sayılı iptal tescil davasının açıldığını ve bu davanın kabulle neticelendiğini, hileli bir işlem olmadığını belirterek yargılamanın iadesi talebinin reddini savunmuşlardır. İlk derece mahkemesince, 6100 Sayılı Hukuk Muhakemeleri Kanununun 376. maddesindeki koşulların oluştuğu gerekçesiyle yargılamanın iadesi talebinin kabulü ile ... 16....

                UYAP Entegrasyonu