"İçtihat Metni" Taraflar arasında görülen davada bozmaya uyularak verilen 13/03/2013 tarih ve 2011/713-2013/70 sayılı kararın Yargıtayca incelenmesi davacı vekili tarafından istenmiş ve temyiz dilekçesinin süresi içinde verildiği anlaşılmış olmakla, dava dosyası için Tetkik Hakimi ... tarafından düzenlenen rapor dinlendikten ve yine dosya içerisindeki dilekçe, layihalar, duruşma tutanakları ve tüm belgeler okunup, incelendikten sonra işin gereği görüşülüp, düşünüldü: Davacı vekili, davalı ...’ın kullanmış olduğu kredilerin teminatı olarak davalıya ait taşınmazlar üzerine banka lehine ipotek tesis edildiğini, müvekkili bankanın tarafından yapılan usulsüz işlemler ile kredi borcu ödenmediği halde taşınmaz üzerindeki ipoteğin kaldırıldığını, gerçekte kredi borcunun ödenmemesi nedeniyle banka alacağının devam ettiğini, bu nedenle ipoteğin kaldırılması işleminin usulsüz olduğunu ileri sürerek, MK'nın 933. maddesi hükmü uyarınca usulsüz fek edilen ipoteğin hükmen tesisine karar verilmesini...
Bu açıklamalardan sonra somut olaya gelince; İpoteğin dayanağı 10.08.1990 ve 28.06.2007 tarihli vekaletnamelerde, vekil ... ve vekil ...'a ipotek tesisi hususunda verilen yetki geçerli ve yeterlidir. Davacı, vekili ...'in kötüniyetini de ispat edememiştir. Kaldı ki, davalı şirketin (üçüncü kişinin) vekil ile çıkar ve işbirliği içerisinde olduğu iddia dahi edilmemiştir. Bu nedenlerle, ipoteğin kaldırılması isteminin reddi gerekir. Ne var ki, söz konusu ipotek 14.02.2011 tarihinde terkin edildiğinden bu istem konusuz kalmıştır. Mahkemece, belirtilen hususlar gözetilerek, istirdat isteminin reddi yerine yazılı şekilde hüküm tesisi doğru görülmediğinden, kararın bozulması gerekmiştir....
Davalı şirket vekili; müvekkili ile davacı arasında un alışverişi olduğunu ancak ipoteğin tesisi sırasında davacı tarafın işletmenin borcu nedeniyle ipotek tesis edildiği hususunun resmi senede geçirilmediğini belirterek davanın reddi gerektiğini savunmuştur. Mahkemece, davalının yasal yollara başvurarak dava hakkını kullandığı, yerin ihale ile satıldığı, satışa ilişkin bedelin davacıya ödendiği gerekçeleriyle davanın reddine karar verilmiştir. Uyuşmazlık haksız hacizden, diğer bir deyişle haksız eylemden kaynaklanmaktadır. Haksız eylemden kaynaklanan tazminat davalarında kural olarak gerçek zarar ilkesi geçerli olup, Borçlar Kanunu uyarınca zararın kanıtlanması davacı tarafa, hükmedilecek tazminatın miktarının belirlenmesi ise hakime aittir. Davacının gerçek zararı, haczedilen malların haciz tarihindeki rayiç değeri ile davacıya ödenen ihale bedeli arasındaki oluşan değer farkıdır....
-KARAR- Dairenin noksanın tamamlanması kararının dikkatlice okunarak; çekişme konusu 1659 parsel sayılı taşınmazın tapu kaydının (kütük sayfasının) ilgili merciinden temin edilmesi ve bu kaydın ilk tesisi hükmen tescil ile oluştuğundan, 28.11.1963 tarihli hükmen tescile esas mahkeme kararının kesinleşme şerhli suretinin getirtilerek evraka eklenmesi, ondan sonra gönderilmesi için dosyanın yerel mahkemesine GERİ ÇEVRİLMESİNE, 07.02.2013 tarihinde oybirliğiyle karar verildi....
İcra Müdürlüğü'nün 2018/3678 Esas sayılı dosyaları dahil olmak üzere başkaca dosya var ise yahut ileride mevcut olacak dosyaları da kapsayacak şekilde taşınmazın ipoteğin paraya çevrilmesi yolu ile satışına yönelik takip ve icrai işlemlerin durdurulmasını, ipoteğin devri veya temlikinin de önlenmesi şeklinde ihtiyati tedbir kararı verilmesini, taşınmazın üçüncü kişilere devrinin önlenmesi bakımından taşınmaz üzerinde ihtiyati tedbir kararı verilmesi talep ve dava etmiştir. Dava, tapu iptali ve tescil ile ipoteğin fekki talebine ilişkin olup, Hakimler ve Savcılar Kurulunun İstanbul Bölge Adliye Mahkemesi Hukuk Daireleri İş Bölümü ile ilgili 01.09.2020 tarihinden itibaren geçerli İş Bölümü Kararı uyarınca, 18.Hukuk Dairesinin görevine giren dava ve uyuşmazlıkların 6502 s....
a ait taşınmaz üzerindeki ipoteğin kaldırılmasını, ön inceleme duruşmasına kadar ipoteğin kaldırılmaması halinde ise her bir davacı için ayrı ayrı 150.000,00 TL manevi tazminat ile bilirkişi marifetiyle tespit edilecek maddi zararların tahsiline karar verilmesini talep ve dava etmiştir. Davalı vekili, dava konusu ipoteğin davalı ...’ın ve diğer davacının davalıya olan borçlarına teminat teşkil etmek üzere tesis edildiğini, bu hususun ipotek akit tablosunda açıkça belirtildiğini, davacı şirket tarafından davalıya ciro edilmiş olan çekin ödenmemesi sebebiyle davalı tarafından davacı şirket aleyhine icra takibi başlatıldığını, takibin kesinleştiğini, icra takibinine konu borcun dava açıldıktan sonra ödendiğini, borcun ödenmesi üzerine ipoteğin terkin edildiğini, davanın konusuz kaldığını, davalı tarafından davanın açılmasına sebebiyet verilmediğini belirterek, ipoteğin terkini konusunda karar verilmesine yer olmadığına karar verilmesini ve tazminat istemlerinin reddini istemiştir....
Şti. tarafından açılan ipoteğin fekki davasının reddine, davacı ... tarafından açılan ipoteğin fekki davasının kabulü ile dava konusu taşınmazın tapu kaydındaki ipoteğin kaldırılmasına karar verilmiş, hüküm davacılar vekili tarafından temyiz edilmiştir. 1- Dosyadaki yazılara, kararın dayandığı delillerle gerektirici sebeplere, delillerin taktirinde bir isabetsizlik bulunmamasına göre davacılar vekilinin aşağıdaki bendin kapsamı dışında kalan diğer temyiz itirazlarının reddi gerekmiştir. 2-Davacılardan ... ipoteğin terkini ve manevi tazminat talebinde bulunmuş, diğer davacı ...Ltd. Şti. borçlu olmadığının tespitini talep etmiştir. Mahkemece talep gözetilerek hüküm kurulması gerekirken, menfi tespit konusunda davası bulunmayan ...'in talebinin reddine, ipoteğin fekki talebi bulunmayan ...Ltd. Şti.'nin ipoteğin fekki davasının reddine karar verilmesi 6100 sayılı HMK'nun 26. maddesine aykırı olup bozmayı gerektirmiştir....
O halde mahkemece, lehine ipotek şerhi olan bankadan ipoteğin mahiyeti, verilme nedeni sorularak ve tapudan ipotek akit tablosu getirtilerek zorunlu ipotek olup olmadığı, zorunlu ipotek değil ise haciz tarihinden önce ipoteğe konu borcun ödenip ödenmediği tespit edilerek, oluşacak sonuca göre karar verilmesi gerekirken, eksik inceleme ile yazılı şekilde hüküm tesisi isabetsizdir....
DELİLLER VE GEREKÇE: Dava, yetkili satıcılık sözleşmesi kapsamında cari hesap alacağından kaynaklanan alacağın tahsili için ipoteğin paraya çevrilmesi suretiyle girişilen icra takibi nedeniyle borçlu olmadığının tespiti ve ipoteğin kaldırılması istemine ilişkindir. Davacı taraf, daha sonra davasını ıslah ettiğini belirterek ipoteğin temelindeki genel kurul kararının iptal edildiğini, ipoteği kuran kişiye bu yetkinin verilmediğini, dolayısıyla ipoteğin hükmen geçersiz olduğunu iddia etmiştir....
Bankası lehine konulan 30.05.2006 tarihli 110.000 TL. bedelli ipoteğin tesisi sırasında hazırlanmış ekspertiz raporunun eklenerek birlikte gönderilmek üzere dosyanın malalli mahkemesine İADESİNE, oybirliğiyle karar verildi. 04.12.2012 (salı)...