Loading Logo

sonkarar

Sayfa Yükleniyor

zenginleşmeye yol açacağını, bu nedenle davacıların 328 TL ipotek bedelini yatırmak suretiyle ipoteğin kaldırılması yönündeki istemlerinin yerinde olmayıp ipotek bedelinin arttırılması istemli karşı dava açmak zorunluluğu doğduğunu, dava değerinin 50.000 TL olarak gösterilmiş olup yapılacak keşif ve bilirkişi incelemesi sonucu tespit edilecek bedel üzerinden eksik harcın tamamlanacağını belirterek davacı-karşı davalıların davasının reddine, karşı davalarının kabulü ile ipoteğin tesis edildiği 82 m2 lik kısmın dava tarihi itibariyle rayiç değeri belirlenmek suretiyle ipotek bedelinin arttırılmasına ve bu bedelin karşı davalılarca depo edilmesi halinde ipoteğin kaldırılmasına karar verilmesini istemiştir....

üzerine devir tarihinden itibaren geçerli olacak şekilde müvekkili şirket tarafından 04.03.2022 tarihli 04.03.2022 tarihli, A1839090 seri numaralı ve 1.650.168,00- TL bedelli yeni bir teminat mektubunun davalı tarafından verildiğini dolayısıyla iş bu hizmet alım sözleşmesi için geçerli olan teminatın devir tarihinden sonra idareye sunulan teminat olduğunu, şayet teminatın güncellenmesi gerekse bile mevcut teminatın üzerindeki tarihten itibaren güncellenmesi gerektiğini, davalı idarece herhangi bir sebep ileri sürülmeksizin iade edilen bir teminatın alındığı tarihten itbaren güncelleme yapılmasının açıkça hukuka aykırı olduğunu, bu sebeple devir alınan sözleşme için firmalarının davalı idareye sunmuş olduğu 04.03.2022 tarih 0550MW001328 referans nolu 1.650.168,00- TL tutarındaki kesin teminatın 04.03.2022 tarih itibarıyla güncellenmesi gerektiğini, davalı idarece sözleşmenin imzalandığı tarihinden itibaren yapılan güncelleme işleminin hatalı olduğunu, anılan yasal düzenleme gereğince talep...

Davalı idare vekilinin temyiz dilekçesinin 24.06.2019 günü davacılar vekiline tebliğ edildiği, davacılar vekilince ise karar 05.07.2019 tarihinde katılma yolu ile temyiz edildiğinden 10 günlük temyiz süresi geçirilmiş olup temyiz dilekçesi süresinde değildir.Bu nedenle; davacılar vekilinin temyiz dilekçesinin süre nedeniyle REDDİNE karar verildikten sonra;Davalı idare vekilinin temyizi yönünden yapılan incelemede;Arsa niteliğindeki ... ilçesi, ...mahallesi, 78 parsel sayılı taşınmaza 6745 sayılı Kanunun 35. maddesi ile 2942 sayılı Yasaya eklenen geçici 12. maddesi uyarınca uygulamanın tapuda tescil edildiği tarih değerlendirme tarihi olarak esas alınıp, emsal karşılaştırması sonucu tespit edilen bedelin, Türkiye İstatistik Kurumu tarafından açıklanan Yurt İçi Üretici Fiyat Endeksi tablosuna göre dava tarihine güncellenmesi suretiyle değer biçilmesinde yöntem itibariyle bir isabetsizlik görülmemiştir....

    Mahallesi 2725 ada 17 parsel sayılı taşınmaza 6745 sayılı Kanunun 35. maddesi ile 2942 sayılı Yasaya eklenen geçici 12. maddesi uyarınca uygulamanın tapuda tescil edildiği tarih değerlendirme tarihi olarak esas alınıp, emsal karşılaştırması sonucu tespit edilen bedelin, Türkiye İstatistik Kurumu tarafından açıklanan Yurt İçi Üretici Fiyat Endeksi tablosuna göre dava tarihine güncellenmesi suretiyle değer biçilmesinde yöntem itibariyle bir isabetsizlik görülmemiştir....

      Arsa niteliğindeki ... ili, ... ilçesi, ... mahallesi, 2186 ada 31 parsel sayılı taşınmaza 6745 sayılı Kanunun 35. maddesi ile 2942 sayılı Yasaya eklenen geçici 12. maddesi uyarınca uygulamanın tapuda tescil edildiği tarih değerlendirme tarihi olarak esas alınıp, emsal karşılaştırması sonucu tespit edilen bedelin, Türkiye İstatistik Kurumu tarafından açıklanan Yurt İçi Üretici Fiyat Endeksi tablosuna göre dava tarihine güncellenmesi suretiyle değer biçilmesinde bir isabetsizlik görülmemiştir....

        Ancak ilerleyen süreçte defalarca davacıdan ve diğer çalışanlardan kişisel bilgilerinin güncellenmesi istenildiğinde davacının farkına varmamış olma ihtimali bulunmayan bu hatanın düzeltilmesi bakımından üzerine düşeni yapmadığı, suskun kaldığı anlaşılmaktadır. Son olarak fesih öncesinde davacının güncellemediği kişisel verilerini güncellenmesi bakımından e-posta iletisi ile uyarılması sonrasında davacının üniversite mezunu olmayıp lise mezunu olduğu, buna ilişkin kaydın hatalı olduğu hususunda davalı işvereni uyardığı görülmektedir. Somut olay bakımından davacının işverenini yanıltmaya çalışması, gerçeğe aykırı beyanda bulunması, usulsüzlük yapması gibi bir durum söz konusu olmayıp davalı işverenden kaynaklanan hataya davacının uzun süre davalı aleyhine olacak şekilde sessiz kalması söz konusudur. Bu durum davacı ile davalı arasında olması gereken güven ilişkisini bozmuştur. Artık bu aşamadan sonra birlikte çalışmanın devamı beklenemez....

          Davalı vekili, dava dışı Mehmet ... ile banka arasında konut kredisi sözleşmesi yapıldığından taşınmazın teminatı olarak ipotek verildiğini, borç halen ödenmediğinden ipoteğin sona erme sebebininde gerçekleşmediğini, icra mahkemesinin kararının takip hukukuna ilişkin olduğunu, ipoteğin kredi için verildiğini ve mala doğrudan bağlı olduğundan ipoteğin bankanın ayni hakkı olduğunu, takibin iptal edilmesinin ipoteğin kaldırılmasını doğurmayacağını ileri sürerek davanın reddini istemiştir....

            Davalı vekili, dava konusu ipoteğin dava dışı kredi borçlusunun müvekkili bankaya olan tüm kredi borcunun teminatı olarak kurulduğunu ve kredi borçlusunun halen müvekkili bankaya kredi kartı ve Bankomat kredisi borcunun olduğunu bu nedenle ipoteğin kaldırılmadığını öne sürerek davanın reddi gerektiğini savunmuştur. Mahkemece yapılan yargılama sonunda dava konusu ipoteğin üst sınır ipoteği olduğu ve dava dışı ...'ün davalı banka aracılığı ile kullandığı 26.8.2004 tarihli Tüketici Kredisinin teminatı olarak tesis edildiği, ipoteğin dayanağı olan bu kredinin tümüyle kapatılmadığı, bu nedenle ipoteğin kaldırılmasının mümkün bulunmadığı gerekçesiyle davanın reddine karar verilmiş, hüküm davacı vekilince temyiz edilmiştir....

              adına kayıtlı bulunan taşınmaz üzerine, davalı banka lehine 50.000 USD meblağlı ipotek konulduğunu, bu bedelin ödenmesi halinde ipoteğin kaldırılacağının bildirildiğini, bankaya ödeme yapıldığını, ipoteğin kaldırılması hususunda yazı da alındığını, davacı ...’ında buna güvenerek ipotekli taşınmazı satın aldığını, çekilen ihtarnameye rağmen ipoteğin kaldırılmadığını ileri sürmüş, davalı vekili de ipoteğin dava dışı şirket ... Gıda A.Ş’nin bankaya olan kefaletinden dolayı devam ettiğini beyan etmiştir. Bu durumda, ipotek resmi senedi, bankanın ipoteğin fekkine ilişkin yazısı ... Gıda A.Ş'nin kefil olduğu ......

                "İçtihat Metni"Mahkemesi :Asliye Hukuk Mahkemesi Taraflar arasındaki ipoteğin fekki davasının yapılan yargılaması sonunda ilamda yazılı nedenlerden dolayı davanın ve tavzih talebinin reddine yönelik olarak verilen hükmün süresi içinde davacı vekilince temyiz edilmesi üzerine dosya incelendi, gereği konuşulup düşünüldü. - K A R A R - Davacı vekili, davalı bankanın müvekkili aleyhine ipoteğin paraya çevrilmesi yolu ile icra takibi yaptığını, ipotek bedelinin ödenmiş olmasına rağmen, ipoteğin kaldırılmadığını iddia ederek, borçlu olmadıklarının tespiti ve ipoteğin fekkini talep ve dava etmiştir. Davalı savunmasında, ipoteğin tüm borçtan sorumlu olduğu gerekçesiyle davanın reddini istemiştir. Mahkemece ipotek bedelinin icra dosyasına yatırıldığını ve ipoteğin fekki hakkında karar verme yetkisinin İTM olduğu gerekçesiyle davanın reddine karar verilmiş, hüküm davacı vekili tarafından temyiz edilmiştir....

                  UYAP Entegrasyonu