ve varsa diğer takyidatlar ile haciz kayıtlarının paraya çevrilmesine yönelik yapılacak her türlü yasal takibin dava sonuçlanıncaya ve karar kesinleşinceye kadar teminatsız olarak cebri satışların durdurulması yönünde ihtiyati tedbir kararı verilmesine, diğer davalılar Akbank A.Ş. ve T3 tarafından konulan ipoteklerden dolayı davacı müvekkilinin borçlu olmadığının tespiti ile İstanbul İli, Esenyurt İlçesi, Çınar Mahallesi, 382 Ada, 43 Parsel, B BLOK, 104 Bağımsız bölüm numarası no.lu bağımsız bölümde yer alan taşınmazın üzerinde yer alan diğer davalılar Akbank A.Ş. ve T3. tarafından konulan tüm ipoteklerin ve varsa başkaca diğer hacizlerin terkin edilerek (fekkine) tüm ipoteklerin kaydının terkin edildiğinin ilgili tapu müdürlüğü’ne bildirilmesine, bu talepleri yerinde görülmez ise, müvekkili ile davalı şirket arasındaki sözleşmenin feshedilmesine, müvekkilin ödediği tüm bedellerin davalı Koza'dan alınarak müvekkile iadesine, mahrum kalınan kira bedellerinin yine davalı şirketten alınarak...
ŞİRKETİ) olarak 2002 ve 2005 yıllarında ipotek tesis edildiğini, ticari ilişki boyunca müvekkilinin babası hiçbir şekilde hiçbir zaman davalı şirkete karşı borçlu konumuna geçmediğini, zaten davalı şirketin 2016 yılında ... isminin satışını gerçekleştirdikten sonra geçmiş dönem alacak verecek hesaplarını kapattığını, müvekkilinin babasının hiçbir şekilde borcu olmadığından davalı şirket hesaptarını kapatırken müvekkilinin babasından herhangi bir talepte de bulunmadığını, bunun üzerine aynı dönemlerde müvekkilinin babası çok rahatsızlandığını, 2016 yılında da vefat ettiğini, bu yüzden ipoteklerin varlığı her iki tarafça da unutulduğunu beyanla davalı şirket ile müvekkili arasında ipotekler ile ilişkilendirilebilecek herhangi bir borcun olmadığının tespitini, müvekkiline ait .... ili, .... itçesi, .... köyü, ... mevki,.... parsel sayılt, .... blok .... kat .... bağımsız bölüm üzerinde bulunan ipoteklerin fekkini, mahkemece ipoteklerin fekkine karar verilmesi durumunda ilamın yerine getirilmesi...
Ancak somut olayda davacı ile davalı Garanti Koza...A.Ş.arasında dava konusu taşınmaza ilişkin konut satım sözleşmesi akdedildiği, dava konusu bağımsız bölümün konut niteliği ile davalı Garanti Koza ....A.Ş.adına tapuda kayıtlı bulunduğu, taşınmazın tapu kaydında davalı T5ile davalı T3'nin alacaklı, davalı Garanti Koza....A.Ş.nin borçlu olduğu ipotek şerhleri ile dava dışı kişilerin alacaklı olduğu çok sayıda haciz şerhi bulunduğu sabittir. İpotek alacaklıları ile ipotek borçlusunun işbu dava dosyasında davalı olduğu, davacının işbu dava dosyasındaki talebinin konut satım sözleşmesinden kaynaklanan tapu iptali ve takyidatlardan arındırılmış tescil, ipoteklerden dolayı borçlu olmadığının tespiti, ipoteklerin ve hacizlerin fekki istemine ilişkin olduğu anlaşılmaktadır. Uyuşmazlık dava konusu taşınmazın aynına ilişkindir....
Ancak somut olayda davacı ile davalı Garanti Koza...A.Ş.arasında dava konusu taşınmaza ilişkin konut satım sözleşmesi akdedildiği, dava konusu bağımsız bölümün konut niteliği ile davalı Garanti Koza ....A.Ş.adına tapuda kayıtlı bulunduğu, taşınmazın tapu kaydında davalı T3ile davalı T7'nin alacaklı, davalı Garanti Koza....A.Ş.nin borçlu olduğu ipotek şerhleri ile dava dışı kişilerin alacaklı olduğu çok sayıda haciz şerhi bulunduğu sabittir. İpotek alacaklıları ile ipotek borçlusunun işbu dava dosyasında davalı olduğu, davacının işbu dava dosyasındaki talebinin konut satım sözleşmesinden kaynaklanan tapu iptali ve takyidatlardan arındırılmış tescil, ipoteklerden dolayı borçlu olmadığının tespiti, ipoteklerin ve hacizlerin fekki istemine ilişkin olduğu anlaşılmaktadır. Uyuşmazlık dava konusu taşınmazın aynına ilişkindir....
Dava, davacının kullandığı iki adet kredinin teminatı olarak verilen taşınmazlara ait ipoteklerin, bu kredilerin kapatılmış olmasına karşın sonradan alınan kredi borcundan dolayı icra yoluyla satılması dolayısıyla borçlu olunmadığı ve istirdat talebine ilişkindir. Davalı, 16.6.2006 ve 13.11.2007 tarihli ipotek senetleri ve kredi sözleşmelerinde davacının, taşınmazları, alınan tüm kredilerin teminatı olarak gösterdiğini savunmuştur....
Öte yandan, İİK'nın 72/6.maddesi hükmüne göre borçlu, dava konusu borcu ödemek zorunda kalmış olursa menfi tespit davası yasa gereği kendiliğinden istirdat davasına dönüşür ve davaya istirdat davası olarak devam edilir. Buna göre menfi tespit davasının devamı sırasında borcun herhangi bir nedenle ödendiği iddiası üzerine mahkemece bu iddia araştırılıp ödemenin kanıtlanması halinde, talep olmasa dahi dava kendiliğinden istirdat davasına dönüşeceğinden açılan menfi tespit davasına istirdat davası olarak devam edilmelidir. Bu nedenle somut olayda mahkemece, davacıların dava konusu bono nedeniyle borçlu olmadıklarının tespiti talebi yönünden bono bedelinin ödenmesi sebebiyle davanın istirdat davasına dönüştüğü kabul edilerek, işin esasına girilerek sonucuna göre bir karar verilmesi gerekirken, yazılı şekilde, davacının bonoya ilişkin borçlu olmadığının tespiti talebinin konusuz kaldığından bahisle karar verilmesine yer olmadığına karar verilmesi de usul yasaya aykırı olmuştur....
"İçtihat Metni"Mahkemesi :Ticaret Mahkemesi Tarih :15.07.2009 No :205-415 Taraflar arasındaki birleştirilen menfi tespit davasının yapılan yargılaması sonunda ilamda yazılı nedenlerden dolayı esas ve birleşen davanın reddine yönelik olarak verilen hükmün süresi içinde davacı vekilince temyiz edilmesi üzerine dosya incelendi, gereği konuşulup düşünüldü. - K A R A R - Davacı vekili, müvekkilinin anneannesi olan davalı ...’a müvekkili lehine verdiği ipoteklere teminat olarak bono verdiğini, ancak bu bononun ipoteklerin kaldırılmasına rağmen iade edilmediği ve diğer davalı tarafından takibe konulduğunu belirterek müvekkilinin bu bonodan dolayı borçlu olmadığının tespitini talep ve dava etmiştir.Bu dosya ile birleşen 5.Asliye Ticaret Mahkemesinin 2009/232 Esas sayılı dosyasında ise takibe konu bonoda tahrifat yapıldığını belirterek, müvekkilinin bu bonodan dolayı borçlu olmadığının tespitini talep ve dava etmiştir. Davalı ......
İLERİ SÜRÜLEN İSTİNAF SEBEPLERİ : Davacı borçlu vekili istinaf dilekçesinde özetle; müvekkilinin davaya konu taşınmaz için konut kredisi kullandığını ve zorunlu ipotek kurulduğunu, bankanın. 03.11.2020 tarihli cevabı ekinde gönderilen belgelerden kredinin konut destek kredisi olduğunun bildirildiğini, müvekkilinin kredi borcunun halen devam ettiğini, bankaların kendileri lehine düzenleyip tüketiciye imzalatmış oldukları, tüketicilerin de okuyamadan imzaladıkları sözleşmeden dolayı her türlü krediyi ifade eden matbu ibarelerden dolayı söz konusu taşınmazda bulunan ipoteğin zorunlu krediden dolayı olmadığına karar verilmesinin hukuka ve somut gerçeğe uygun olmadığını, söz konusu ipoteğin konut kredisi nedeniyle kurulmuş zorunlu ipotek olduğunu, mahkemenin davacının başka kredisi olup olmadığı yönünde bir araştırma da yapmadığını, ilk derece mahkemesinin şikayetin reddine ilişkin kararının kaldırılarak, şikayetin kabulüne karar verilmesini talep etmiştir....
Öte yandan borçlunun daha önce ipotek ettiği taşınmazı hakkında sonradan haczedilmezlik şikayetinde bulunabilmesi için, ipoteğin, mesken kredisi, zirai kredi, esnaf kredisi gibi zorunlu olarak kurulmuş ipoteklerden olması ya da zorunlu ipoteklerden olmamakla birlikte ipotek bedelinin haciz tarihinden önce ödenmiş olması gerekir. Zira zorunlu olarak kurulan ipoteğin meskeniyet şikayetine engel teşkil etmeyeceği ilkesi, bu ipoteğin sosyal amaçlı olarak verilen kredinin teminatını oluşturmasından kaynaklanmaktadır. Bunun dışında, borçlunun serbest iradesi ile kurduğu ipotekler, adı geçenin, daha sonra bu yerle ilgili olarak meskeniyet iddiasında bulunmasını engeller. Somut olayda şikayete konu taşınmaz üzerinde ipotek tesis edildiği anlaşılmış olup, ipoteğin mesken kredisi, zirai kredi, esnaf kredisi gibi zorunlu olarak kurulmuş ipoteklerden olup olmadığının ya da zorunlu ipoteklerden olmaması halinde, ipotek bedelinin haciz tarihinden önce ödenip ödenmediğinin araştırılması gerekir....
Öte yandan borçlunun daha önce ipotek ettiği taşınmazı hakkında sonradan haczedilmezlik şikayetinde bulunabilmesi için, ipoteğin, mesken kredisi, zirai kredi, esnaf kredisi gibi zorunlu olarak kurulmuş ipoteklerden ya da zorunlu ipoteklerden olmamakla birlikte ipotek bedelinin haciz tarihinden önce ödenmiş olması gerekir. Zira zorunlu olarak kurulan ipoteğin meskeniyet şikayetine engel teşkil etmeyeceği ilkesi, bu ipoteğin sosyal amaçlı olarak verilen kredinin teminatını oluşturmasından kaynaklanmaktadır. Bunun dışında, borçlunun serbest iradesi ile kurduğu ipotekler, adı geçenin daha sonra bu yerle ilgili olarak meskeniyet iddiasında bulunmasını engeller. Somut olayda şikayete konu taşınmaz üzerinde ipotek tesis edildiği anlaşıldığından ipoteğin mesken kredisi, zirai kredi, esnaf kredisi gibi zorunlu olarak kurulmuş ipoteklerden olup olmadığının ya da zorunlu ipoteklerden olmaması halinde ipotek bedelinin haciz tarihinden önce ödenip ödenmediğinin araştırılması gerekir....