dolayı davacı müvekkil’in borçlu olmadığının tespiti ile dava konusu bağımsız bölüm üzerinde yer alan diğer davalılar Akbank A.Ş. ve T3. tarafından konulan tüm ipoteklerin ve varsa başkaca diğer hacizlerin terkin edilmesine karar verilmesini talep ve dava etmiştir....
Bankası A.Ş. ile imzalamış olduğu kredi sözleşmesi dolayısıyla bankaya ödenmemiş bulunan borçlarının oluşturduğunu, ancak ... bu kredi borcu dolayısıyla davacıların anılan banka lehine veya borçlu şirket lehine tesis edilmiş bir ipotekleri bulunmadığı gibi şahsen bankaya anılan kredi borcundan dolayı da sorumluluklarının bulunmadığını, ipotek akit tablolarına göre her ne kadar ipotek alacaklısı banka ise de, ... bu icra takibine konu edilen 5. ve 6. numaralı parsele ilişkin verilen ipoteklerin borçlu Küresel ... Ltd. Şti. lehine değil, Atilla Makine Montaj İzolasyan Taah. İnş. Tur. Nak. San. ve Tic. Ltd. Şti. ( ... Ltd. Şti.) lehine verildiğini, davalı bankanın Atilla ... Ltd. Şti. lehine verilmiş ipoteği üçüncü bir tüzel kişinin borcu için paraya çevrilmesi yoluyla icra takibine konu edemeyeceğini, davalı banka ile Küresel ... Ltd....
DELİLLER : Tapu senetleri, Delil listeleri sunulan ve toplanan deliller ile tüm dosya kapsamı, DELİLLERİN DEĞERLENDİRİLMESİ VE GEREKÇE : Dava ipoteğin ve hacizlerin kaldırılması, ipoteklerden, hacizlerden ve icra takiplerinden dolayı borçlu olmadığının tespiti istemine ilişkindir. 28.05.2014 tarihinde yürürlüğe giren 6502 Sayılı Tüketicinin Korunması Hakkında Kanun her türlü tüketici işlemi ile tüketiciye yönelik uygulamaları kapsamaktadır. Konut satış sözleşmeleriyle devre tatil ve uzun süreli tatil hizmeti sözleşmeleri de kanun kapsamına alınmıştır. Dava konusu taşınmazların da konut satış sözleşmesiyle satın alındığı belirtilerek bu dava açılmıştır....
Kat, 278 numaralı bağımsız bölüm nolu taşınmaz üzerinde bulunan tüm ipoteklerin yolsuz ve hukuksuz olması nedeniyle iptaline, ipoteklerin tapudan fekkine, taşınmaz üzerindeki ipoteklerden davacının sorumlu olmadığının tespitine, dava konusu taşınmazın var olan tüm ipoteklerden ari bir şekilde müvekkili adına tapuda tescilinin ve devamının sağlanmasına, mümkün olmaması halinde taşınmazın rayiç değerinin ve masraf olarak ödenen bedellerin davalılardan tahsiline, olmadığı taktirde sözleşme kapsamında ödenen bedelin davalıdan tahsiline karar verilmesini talep ve dava etmiştir. SAVUNMA: Davalı T7 Vekili cevap dilekçesinde özetle ; fazlaya ilişkin her türlü hakkımız saklı kalmak kaydıyla, ilk itirazlarımız ve usule ilişkin karşı beyanlarımız yönünde karar verilmesini ve ayrıca huzurdaki davanın reddi ile vekalet ücreti ve yargılama giderlerinin karşı tarafa yükletilmesini talep etmiştir....
Bank A.Ş. lehine konulan ipoteğin kaldırılmasına karar verildiği hususu dikkate alındığında bahse konu ipoteğin geçersiz hale geldiği, davacı ...’nın davalı bankaya borçlu olmadığının tespiti için açtığı dava sonucunda Kırıkkale 2. Asliye Hukuk Mahkemesi’nin 2016/631 Esas 2017/11 Karar sayılı kesinleşen ilamı ile "ipotek resmi senedi içeriğinde ipotek sorumluluğu dışında, davacının ayrıca müteselsil kefil olarak sorumlu bulunduğuna ilişkin bir hüküm bulunmadığından, Genel Kredi Sözleşmesinden dolayı borçlu olmadığının tespitine’" hükmedildiğinden davacı ...’nın müteselsil kefaletten dolayı da sorumlu olmadığı hususunun kesin hüküm ile sabit olduğu, bu nedenlerle davacı ...’nın, Ankara 31....
Kararı, davacı vekili temyiz etmiştir. 1- Dosyadaki yazılara, mahkemece uyulan bozma kararı gereğince hüküm verilmiş olmasına ve delillerin takdirinde bir isabetsizlik bulunmamasına göre davacı vekilinin aşağıdaki bendin kapsamı dışında kalan sair temyiz itirazlarının reddine karar verilmiştir. 2- Dava, menfi tespit ve ipoteklerin kaldırılması istemine ilişkindir. Davacı, borçlu olmadığının tespitinin yanında, 15.10.2014 tarihine kadar süreli olan ipoteklerin süresinin dolması nedeniyle taşınmaz üzerindeki ipoteklerin kaldırılmasını da talep etmiş, davalı ise ipotek sözleşmelerindeki 15.10.2014 tarihinin borcun vadesi olduğunu, ipoteklerin süreli olmadığını ve aynı iddialarla icra hukuk mahkemesinde açılan davanın reddedildiğini savunmuştur....
ve 09.09.2016 tarihinde asıl borçlu ...'...
"İçtihat Metni"MAHKEMESİ :Ticaret Mahkemesi Taraflar arasındaki kayıt kabul davası davasının yapılan yargılaması sonunda ilamda yazılı nedenlerden dolayı davanın kabulüne yönelik olarak verilen hükmün süresi içinde davalı vekilince temyiz edilmesi üzerine dosya incelendi, gereği konuşulup düşünüldü. -K A R A R- Davacı vekili, müvekkilinin müflis şirketten genel kredi sözleşmeleri, teminat mektupları ve ipoteklerden dolayı alacaklı olduğunu, bu alacakların tahsili için borçlu şirketin iflasından önce aleyhine icra takiplerine girişildiğini, alacaklarının iflas masasına kaydı için yaptıkları başvurunun alacağın yargılamayı gerektirdiği gerekçesiyle reddedildiğini ileri sürerek, davaya konu alacaklarının rüçhanlı olarak iflas masasına kaydına karar verilmesini talep ve dava etmiştir. Davalı vekili, alacağın yargılamayı gerektirdiğini savunarak, davanın reddine karar verilmesini istemiştir....
Bununla birlikte davalı banka tarafından dava dışı kooperatif aleyhine başlatılan icra takibinde, kooperatife gönderilen ihtarnamede belirtilen 1.923.248,18TL borç miktarından Şaban Tuğ adına yapılan ödeme miktarı düşülerek bakiye bedel üzerinden icra takibi yapıldığı da dikkate alındığında, 20 nolu bağımsız bölüm yönünden kredi borcunun ödendiği ve tapu kaydında yer alan ipoteğin kaldırılması gerektiği anlaşılmaktadır. 21. Davacı adına kayıtlı 12 nolu bağımsız bölüm yönünden ise, davalı banka tarafından davacıya gönderilen 04.04.2011 tarihli borcun ödenmesini içeren ihtarname ekinde yer alan listede davacının ismine yer verilmediği, bankaca bu ihtarname ekindeki borçlu listesinde ismi bulunmayan dava dışı bağımsız bölüm malikleri hakkında talepleri üzerine ipoteğin kaldırılması için tapu sicil müdürlüğüne müzekkere yazıldığı dikkate alındığında, davacının anılan bağımsız bölüm yönünden de borcunun bulunmadığı ve ipoteğin kaldırılması gerektiğinin kabulü gerekir. 22....
Somut olayda dava tarihine göre dava dışı ipotek borçlularının davalıya borçlu olup olmadığının tespit edilerek sonucuna bir karar verilmesi gerekirken eksik inceleme ile yazılı şekilde karar verilmesi doğru görülmemiş, hükmü bozulması gerekmiştir. SONUÇ: Yukarıda açıklanan nedenlerle davalı vekilinin temyiz itirazlarının kabulüyle hükmün davalı yararına BOZULMASINA, peşin harcın istek halinde iadesine, 26/04/2016 gününde oybirliğiyle karar verildi....