WhatsApp Hukuki Asistan

Yeni

Son Karar yapay zeka destekli hukuk asistanınız artık WhatsApp üzerinden cebinizde. Aşağıdaki hizmetlerden dilediğinizi seçerek WhatsApp asistanınıza soru sorarak hemen kullanmaya başlayabilirsiniz.

Hukuki Destek Alma
Hukuki sorularınız için anında uzman desteği alın
Yargıtay ve BAM Kararı Arama
Emsal kararlar ve içtihatlar için arama yapın
Dava Dilekçesi Hazırlama
Yapay zeka ile hızlı ve profesyonel dilekçeler oluşturun
Sözleşme Hazırlama
Özelleştirilmiş sözleşme şablonları oluşturun
Loading Logo

sonkarar

Sayfa Yükleniyor

Şti’nin davacı bankaya olan kredi borcunun temini için davacı banka lehine davalı tarafa ait taşınmaz üzerinde tesis edilen ipotek kapsamında, davalının kefil sıfatıyla da sorumlu olduğu iddiası ile açılan alacak istemine ilişkin olup, taraflar arasındaki uyuşmazlık, ipotek senedindekiipotek limiti miktarınca borcun tamamından müştereken ve müteselsilen kefil sıfatıyla da sorumlu olduğumu kabul ve taahhüt ederim” hükmü nedeni ile davalının aynı zamanda kefil olarak sorumlu tutulup tutulamayacağı ve kefalet sözleşmesinin geçerli olup, olmadığı noktalarında toplanmaktadır. Davalı borçlu tarafından davacı banka lehine verilen ipotekler ile borcun tamamı kadar ve ipotek limiti ile sınırlı olarak, kefil sıfatı ile de sorumluluk altına girdiği dosya kapsamı itibari ile sabittir....

    nin kullandığı kredilerin teminatı olarak davalının maliki bulunduğu taşınmaz üzerine 350.000 CHF bedelli 1. derece ipotek ile 350.000 USD bedelli 2. dereceden ipotek tesis edildiğini, kullanılan kredinin ödenmemesi sebebiyle hesap kat ihtarı yaptığını, ardından ipoteğin paraya çevrilmesi yoluyla icra takibine girişilerek taşınmazın satışının istendiğini, davalının eşi tarafından Aile mahkemesine ipoteğin iptali talebiyle açılan davada ipoteğe konu taşınmazın aile konutu olduğu, eşin rızası olmadan konuta ipotek konulamayacağı, eş muvafakatnamesindeki imzanın davalının eşine ait olmadığı gerekçesiyle ipoteğin terkinine karar verildiğini ileri sürerek; davalının ipotek limiti olan 350.000 CHF kadar davacı bankaya borçlu olduğunun tespiti ile bu tutarın davalıdan tahsiline, 350.000 CHF kadar dava konusu taşınmaz üzerine 1. dereceden davacı lehine ipotek tesisini, talebin kabul edilmemesi halinde davalının taşınmaz üzerindeki 1/2 hissesi üzerine ipotek limitinin yarısı olan 175.000 CHF kadar...

      nin kullandığı kredilerin teminatı olarak davalının maliki bulunduğu taşınmaz üzerine 350.000 CHF bedelli 1. derece ipotek ile 350.000 USD bedelli 2. dereceden ipotek tesis edildiğini, kullanılan kredinin ödenmemesi sebebiyle hesap kat ihtarı yaptığını, ardından ipoteğin paraya çevrilmesi yoluyla icra takibine girişilerek taşınmazın satışının istendiğini, davalının eşi tarafından Aile mahkemesine ipoteğin iptali talebiyle açılan davada ipoteğe konu taşınmazın aile konutu olduğu, eşin rızası olmadan konuta ipotek konulamayacağı, eş muvafakatnamesindeki imzanın davalının eşine ait olmadığı gerekçesiyle ipoteğin terkinine karar verildiğini ileri sürerek; davalının ipotek limiti olan 350.000 CHF kadar davacı bankaya borçlu olduğunun tespiti ile bu tutarın davalıdan tahsiline, 350.000 CHF kadar dava konusu taşınmaz üzerine 1. dereceden davacı lehine ipotek tesisini, talebin kabul edilmemesi halinde davalının taşınmaz üzerindeki 1/2 hissesi üzerine ipotek limitinin yarısı olan 175.000 CHF kadar...

        Bu maddeler, eczanenin Kuruma fatura ettiği reçetelerde bulunması gereken ve reçete muhteviyatı ilaçların reçete sahibine ya da yakınına teslim edildiğine ilişkin imzanın reçete sahibine veya ilaçların teslim edildiği yakınına ait olmadığının tespit edilmesi haline (6.3.3) ve hasta veya yakınına teslim edilmeyen ilaçlara ait fiyat kupürlerinin yer aldığı reçetelerin Kuruma fatura edildiğinin tespiti haline (6.3.10) ilişkindir. Öyleyse incelemenin de bahsedilen protokol maddeleri çerçevesinde yapılması, bu yapılırken eczanenin SUT ve Protokolde(3.2.3) düzenlenen yükümlülüklerinin de göz önüne alınması gerekir. Sonuç olarak davalı Kurum, protokolün 6.3.3 ve 6.3.10 maddelerine istinaden ceza kesmiş olup, dosya içeriğine göre reçete sahibinin de reçete arkasındaki imzanın kendisine ait olmadığını ilaçları da almadığını belirtmesine rağmen mahkemece bu hususlar dikkate alınmadan yazılı şekilde davanın kabulüne karar vermesi usul ve yasaya aykırı olup, bozmayı gerektirmiştir....

          in suça konu çeki ... isimli bir şahıstan aldığını belirtmesi ve temyiz dilekçesinde de, kendisini ... olarak tanıtan şahsın .... ilçesi PTT karşısında serbest ofis çalıştırdığını, gerçek isminin de .... olduğunu tespit ettiğini beyan etmesi karşısında, gerçeğin kuşkuya yer bırakmayacak şekilde tespiti bakımından, sanık ...'...

            Belge içeriği gözetilerek kaşe üzerindeki imzanın şirket vekili olarak tayin edilen ...'e ait olup olmadığı konusunda bilirkişi incelemesi yaptırılıp, toplanan tüm deliller birlikte değerlendirilerek varılacak uygun sonuç çerçevesinde bir karar verilmelidir. SONUÇ:Yukarıda açıklanan nedenlerle hükmün BOZULMASINA, peşin harcın istek halinde iadesine, 22.01.2013 gününde oybirliğiyle karar verildi....

              Mahkemece, takip dayanağı 18.10.1999 tarih, 1999/367 sayılı müşterek ve müteselsil borç senedindeki davacıya atfen bulunan imzanın Adli Tıp Kurumu raporu ile davacının eli ürünü olmadığının tespit edildiği gerekçesiyle davanın kabulüne karar verilmiş, hüküm davalı vekilince temyiz edilmiştir. Dosyadaki yazılara kararın dayandığı delillerle gerektirici sebeplere, delillerin takdirinde bir isabetsizlik bulunmamasına göre, davalı vekilinin yerinde görülmeyen bütün temyiz itirazlarının reddiyle usul ve kanuna uygun bulunan hükmün ONANMASINA, 15.06.2010 gününde oybirliğiyle karar verildi....

                Mahkemece, iddia, savunma, benimsenen bilirkişi raporu ve tüm dosya kapsamına göre; davaya konu borç senedinin yasa gereğince ilam hükmünde olduğu, ancak, sahteliğinin iddia edilebileceği, davacının imzanın kendisine ait olmadığını iddia ettiği, senet üzerinde yapılan inceleme sonucunda senetteki imzanın davacıya ait olmadığının tespit edildiği gerekçesiyle davanın kabulüne karar verilmiş, hükmün davalı vekilince temyiz edilmesi üzerine Dairemizin 31.03.2014 tarihli, 2013/9266 E., 2014/2426 K. sayılı ilamı ile kamu düzenine ilişkin kesin yetki kuralı üzerinde durulması ve işin esasına yetki sorununun çözümünden sonra girilmesi gerektiğinden bozulmuş, bozma ilamına uyularak yapılan yargılamada verilen yetkisizlik kararı üzerine dosyanın gönderildiği mahkemece, iddia, savunma, benimsenen bilirkişi raporu ve tüm dosya kapsamına göre; dava konusu olan 1346 no'lu senet üzerindeki imzanın davacının el ürünü olmadığı, 1231 no'lu senet üzerindeki imzanın ise davacının eli ürünü olduğu, senet asıllarında...

                  Esas sayılı dosyasındaki takip dayanağı kambiyo senedindeki imzanın müvekkiline ait olmadığını, söz konusu takibe konu bonodaki imzanın müvekkiline ait olmadığı ve senette sahtecilik yapılmak suretiyle resmi belgede sahtecilik suçu oluşması sebebiyle ......

                    Hukuk Dairesi DAVA TÜRÜ : Ferman Kaydının Sahteliğinin Tespiti Ve Yargılamanın İadesi K A R A R Taraflar arasındaki uyuşmazlık, ferman kaydının sahteliğinin tespitine dayalı yargılamanın yenilenmesi istemine ilişkin olup, Yargıtay Birinci Başkanlık Kurulunun 02.07.2021 tarihli ve 211 sayılı kararı ile hazırlanan, 09.07.2021 tarihli ve 31536 sayılı Resmi Gazetede yayımlanan Hukuk Dairelerine ilişkin iş bölümü uyarınca hükme yöneltilen temyiz itirazlarının incelenmesi Yargıtay (7.) Hukuk Dairesinin görevi cümlesinden bulunmakla, dosyanın anılan Daire Başkanlığına GÖNDERİLMESİNE, 15.09.2021 tarihinde oy birliği ile karar verildi....

                      UYAP Entegrasyonu