Davacı vekili, müvekkili aleyhine davalı Tarım Kredi Kooperatifi tarafından ...sayılı dosyası ile icra takibi başlatıldığını, müvekkilinin davalı kooperatiften kredi çekmediğini, kimseye kredi çekmesi için vekalet vermediğini, kredi sözleşmesindeki imzanın kendisine ait olmadığını, adına sahte imza atılmak sureti ile kredi çekildiğini, bu nedenle davalı kuruma borçlu olmadığının tespitine karar verilmesini talep ve dava etmiştir. Davalı vekili, davalının itirazının zamanaşımına uğradığını ve hukuki dayanağının bulunmadığını savunarak davanın reddini istemiştir. Mahkemece iddia, savunma, bilirkişi raporu ve dosya kapsamına göre; davalı... tarafından davacı aleyhine...sayılı dosyalarında yürütülen takibe esas 23.11.1999 tarih ve 4578 nolu müşterek ve müteselsil borç senedindeki davacıya atfen atılan imzanın davacının eli ürünü olmadığı anlaşıldığından, davanın kabulü ile davacının... sayılı dosyası nedeni ile davalıya borçlu olmadığının tespitine, karar verilmiştir....
Kararın şikayetçi ipotek borçlusu tarafından istinaf edilmesi üzerine, Bölge Adliye Mahkemesince başvurunun esastan reddine hükmedilmiştir. Bölge Adliye Mahkemesi kararı şikayetçi ipotek borçlusu tarafından temyiz edilmekle; kesinlik, süre, temyiz şartı ve diğer usul eksiklikleri yönünden yapılan ön inceleme sonucunda, temyiz dilekçesinin kabulüne karar verildikten ve Tetkik Hâkimi ... tarafından hazırlanan rapor dinlendikten sonra dosyadaki belgeler incelenip gereği düşünüldü: I....
Asliye Ceza Mahkemesi'nin gözünden kaçırdığını, davacı tarafın bu durumu fırsat bilerek mahkemeyi yanlış bilgilendirdiğini, tetkike konu Limited Şirket Hisse Devri Sözleşmesi üzerinde ...adına atılı bulunan imza ile mukayeseye esas imzalar arasında, imzanın genel şekli ve imza içeresindeki bazı el hareketlerinin yapılışı itibariyle kısmi benzerlikler görüldüğünü, söz konusu imzanın ...elinden çıktığının mümkün ve muhtemel olduğu kanaatine varıldığını, davacı tarafın Antalya 20. Asliye Ceza Mahkemesini ve bu dosyanın hazırlık aşamasında aldırılan raporu gerekçe gösterdiğini, devir işlemi için Limited Şirket Hisse Devri Sözleşmesinde davacı ...'in attığı imzanın kendisine ait olduğunu, sadece ...Tic. Ltd. Şti. ana sözleşmesindeki imzanın ...'...
KARŞI OY YAZISI Davalı banka, aile konutu üzerine ipotek tesisine davacı eşin yazılı muvafakatinin alındığını ileri sürmüş; davacı vekili ise, muvafakat belgesindeki imzanın müvekkiline ait olmadığını bildirmiştir. Belgedeki imzanın, rızası gereken eşin (davacının) eli ürünü olmadığı, adli tıp raporu ile tespit edilmiştir. Adli Tıp raporu, muvafakat belgesinin sahte olarak düzenlendiğini gösterir. Ancak bu sahteliğin banka yetkililerinin el ve işbirliğiyle yapıldığı kanıtlanmadıkça, bu sahtelikten lehine ipotek tesis edilen banka etkilenmez. Çünkü Türk Medeni Kanununun 194'üncü maddesinde rıza beyanının geçerliliği belirli bir şekle tabi tutulmamıştır. Rıza beyanı, işlemden önce, işlem sırasında veya işlemden sonra verilebileceği gibi, yazılı veya sözlü olarak da verilebilir. İşlemden önce taşınmazın tapu kütüğüne konutla ilgili şerh konulmamış olduğuna göre, ipotek tesisine ilişkin işlemi yapan tapu sicil memurunun rızası gereken eşi huzuruna çağırması da beklenemez....
Davacı, dava dilekçesinde aile konutu üzerinde davalı eş tarafından diğer davalı banka lehine ipotek tesis edildiğini ileri sürerek ipoteğin kaldırılmasını talep etmiştir. Mahkemece davacının ipotek tesisine muvafakatname verdiği ve muvafakatnamedeki imzanın davacıya ait olduğu gerekçesi ile davanın reddine karar verilmiştir. Davacı kadın imza inkarında bulunmuştur. Davalı banka vekilinin sunduğu muvafakatnamedeki (aile konutunun ipotek verileceği hallerde diğer eşten alınacak yazılı rıza örneği) imzanın davacıya ait olup olmadığının tespiti için mahkemece davacının imza incelemesine esas teşkil edebilecek şekilde imza örnekleri ilgili kurumlardan celp edilmiş, İstanbul Adli Tıp Kurumu Fizik İhtisas Dairesinden rapor alınmıştır....
talebinde bulunulamayacağı değerlendirildiğinden davanın reddine karar verilmiştir. 7-Davalı taraf yargılama sırasında kötü niyet tazminatı talebinde bulunmuş olup, davacı kooperatif elinde bulunan ortaklık senedindeki imzanın davalıya ait olmadığını bilebilecek durumdadır....
-KARAR- Davacı vekili, davalı bankanın müvekkili aleyhine icra takipleri yaptığını, borcun dayanağı olarak gösterilen 22.04.2009 tarihli genel kredi sözleşmesindeki imzanın davacıya ait olmadığını, müvekkilinin okuma yazma bilmediğini, kandırılmaya müsait, yapmış olduğu hukuki işlemlerin neticesini tam anlamıyla kavrayabilecek bir ruh ve fiziki duruma sahip olmadığını, taşınmazları üzerine banka lehine ipotek tesis edildiği görülmesine rağmen ipotek sözleşmesindeki imzanın müvekkiline ait olmadığını iddia ederek ...1. İcra Müdürlüğü'nün 2010/1671 ve 2010/1672 sayılı dosyalarından dolayı müvekkilinin borçlu olmadığının tespitine karar verilmesini talep ve dava etmiştir. Davalı vekili cevap dilekçesinde, davanın haksız ve kötüniyetle açıldığını, davacının kızının kendisi adına imza atarak kredi çektiği iddiası ile şikayette bulunması sonucu ......
- K A R A R - Davacı vekili, müvekkili şirketin Fortisbankta hesabı olduğunu, şirket kasasında bazı çek yapraklarının olmadığını fark edince bankaya TTK.nun 711/3.maddesi gereği ödemeden men talimatı verdiğini, çeklerden birinin keşideci yerine sahte imza atılarak piyasaya sürülmesi ile takibe geçildiğini ileri sürerek davalılara borçlu olunmadığının tespiti, çekin iptali ve %40 tazminat talebinde bulunmuştur. Davalı banka vekili, bonodaki imzaların soyut olup, müvekkili bankanın iyiniyetli 3.kişi konumunda olduğunu, keşideci imzanın kime ait olduğunu bilemeyeceğini belirterek davanın reddini istemiştir. Diğer davalı şirketlere Tebligat Kanunun 35.maddesine göre tebligat yapılmış, cevap vermemişlerdir....
Gerekçe ve Sonuç Bölge Adliye Mahkemesinin yukarıda tarih ve sayısı belirtilen kararı ile kambiyo senedindeki imzanın keşideciye ait olduğu yönündeki ispat yükünün, senedi elinde bulundurup icra takibine girişen ve senette yer alan imzanın borçluya ait olduğunu iddia eden davalı alacaklıya düştüğü, mahkemece 6100 sayılı Kanun'un 211 inci maddesinin 1 inci fıkrasının (a) bendi uyarınca dosyaya sunulan delillerin değerlendirilmek suretiyle imzanın keşideci eli ürünü olduğu gerekçesi ile sahtelik iddiasının kabul edilmediği; ancak mahkemece dayanak gösterilen 6100 sayılı Kanun'un 211 inci maddesinin 1 inci fıkrasının (a) bendinin hatalı değerlendirildiği, hakim tarafından yazı ve imzayı inkar eden tarafın öncelikle isticvap edileceğinin belirtildiği, eldeki uyuşmazlıkta ise keşidecinin vefat ettiği, davacı mirasçı tarafından menfi tespit isteminde bulunulduğundan müteveffanın davaya konu edilen bono tarihinden önceki yakın tarihli imzaları ile sonraki tarihli imza örnekleri toplanarak bilirkişi...
Yargıtay'ın yerleşik uygulamasına göre, senetteki imzanın borçluya ait olduğunu ispat yükü, senet elinde olup takibe başlayan ve imzanın borçluya ait olduğunu iddia eden alacaklıya aittir (HGK, 6.2.2008, E. 2008/12- 77, K. 2008/90; HGK, 26.04.2006, E. 2006/12- 259, K. 2006/231; 12. HD, 12.01.2016, E. 2015/25038, K. 2016/1753). Bu nedenle somut olayda ispat yükünün, çekişmeli olgulardan kendi lehine haklar çıkaran alacaklı taraf üzerinde olduğu kabul edilmiştir. Borçlu, takip dayanağı olan kambiyo senedindeki imza kendisine ait olmadığı kendisine ait olmadığı yolundaki itirazını beş gün içinde açıkça bir dilekçe ile icra mahkemesine bildirmek zorundadır; aksi takdirde kambiyo senedindeki imzanın icra takibinde kendisinin eli ürünü olduğu sayılır (İİY m. 170/1, c. 1, 168/4). Bu itiraz satıştan başka icra takip işlemlerini durdurmaz (İİY m. 170/1, c. 2)....