Davacı ..., 582 sayılı parselin tespitine esas olan tapu kaydının oluşumuna neden olan ifraz işlemi, 582 parsel sayılı taşınmaza ait tapulama tutanağı ve 20.04.1968 tarih ve 692 yevmiye numaralı satış işlemine ait resmi senedin sahteliğinin tespiti ve iptali istemi ile dava açmıştır. Mahkemece yapılan yargılama sonunda aynı belgeler ile açılmış ve derdest olan bir dava bulunduğu gerekçesi ile dava şartı yokluğu nedeni ile davanın reddine karar verilmiş; hüküm, davacı vekili tarafından temyiz edilmiştir. Dosya içeriğine, kararın dayandığı delillerle yasaya uygun gerektirici nedenlere, delillerin takdirinde bir isabetsizlik bulunmamasına, iş bu davada "12.08.1966 tarih ve 1112 yevmiye numaralı ifraz istemi sonucu yapılan krokinin ve bu isteme dayalı 16.02.1968 tarihli tapulama tutanağının sahteliğinin tespiti ve iptali, 20.04.1968 tarih ve 692 yevmiye numaralı işlemle yapılan resmi senedin sahteliğinin tespiti ve iptali" istenilmiş olup aynı ve irtibatlı iddialar Torbalı 1....
) şeklinde tanımlanan bu ilkenin poliçeye atılan her geçerli imzanın (keşidecinin, cirantanın, avalistin, kabul eden muhatabın imzası gibi) sahibini bağladığını, geçersiz imzanın sahiplerini sorumlu kılmamalarına rağmen poliçenin geçerliliğini ortadan kaldırmadığını ifade ettiği, geçerli imzaların sahiplerinin, başkasının imzasının geçersiz olduğunu ileri sürerek kambiyo sorumluluğundan kurtulamayacakları, geçersiz bir imzanın sahibini bağlamayacağı, ancak, ciro zincirini de koparmayacağı, bu nedenle davacıların başka imzaların geçersizliği iddiasına dayanamayacaklarından tespit isteminde hukuki yararları bulunmadığı ve genel kural gereği, geçerli imzanın sahiplerinin geçersiz imzaları ileri süremeyeceği gerekçesiyle davanın reddine karar verilmiş, hüküm davacılar vekili tarafından temyiz edilmiştir....
Tarafların iddia ve savunmalarına, dayandıkları belgelere, hukuki ilişkinin nitelendirilmesine, ilk derece mahkemesinin dosya içeriği ile çelişmeyen tespitlerine ve uyuşmazlığa uygulanması gereken hukuk kurallarına, kriminal raporunda senetteki imzanın davacının eli ürünü olduğunun tespiti karşısında her iki rapor arasında uyumsuzluk bulunmadığının, bilirkişi raporunun hüküm kurmaya ve denetime elverişli olduğunun ve kriminal raporunda imzanın davacının eli ürünü olduğunun kesin olarak tespit edildiğinin ve bu rapor gereğince yeniden rapor alınması gerekmediğinin anlaşılmasına göre; ilk derece mahkemesi kararının usul ve esas yönünden hukuka uygun olduğu anlaşıldığından, davacının istinaf başvurusunun esastan reddine karar vermek gerekmiştir....
Grafoloji uzmanı bilirkişi raporunda, ortaklık senedindeki imzanın davalı ...'ye ait olmadığını gerekçeleriyle belirtmiş ise de, kooperatife üyelik yasa gereği ve uygulamada sadece ortaklık senedi ile değil, zımnen de kabul edilmektedir....
Noterliği’nin 20.05.2004 tarih ... yevmiye nolu hisse devir senedindeki imzanın müvekkiline ait olmadığını ileri sürerek, hisse devir senedi ve ortaklar kurul kararlarının iptaline, davacının davalı ... ’nin ortağı ve yetkilisi olmadığının tespiti ile ortaklık payının iptaline karar verilmesini talep ve dava etmiştir. Davalı ..., hissesini devrettiği kişinin davacı olmadığını, ancak hisse devrini noterde iyiniyetle gerçekleştirdiğini, şirket devredilirken borcu bulunmadığı halde şimdi pek çok borcu olduğunu savunarak, davanın reddini istemiştir. Mahkemece, iddia, savunma, bilirkişi raporu ve tüm dosya kapsamına göre, hisse devrine ilişkin noter sözleşmesindeki imzaların davacıya ait olmadığı, sahte olarak üçüncü kişiler tarafından atıldığının anlaşıldığı gerekçesiyle davanın kabulüne, davacının davalı şirketin kuruluştan beri ortağı ve yetkilisi olmadığının tespitine, ortaklık payının iptaline karar verilmiştir. Kararı, davalı ... vekili temyiz etmiştir....
İİK'nın 168/4. maddesinde, kambiyo senedindeki imzaya itirazın süresi ve nasıl yapılacağı belirlenmiş olup, söz konusu maddeye göre takibe konu kambiyo senedindeki imzaya itiraz edecek ise borçlunun bunu açıkça dile getirmesi gerekmektedir. Takip dayanağı senedin vekaleten düzenlenmesi halinde, vekaleten senedi imzalayan kişinin imzasının vekile ait olmadığının ileri sürülebileceği tabidir. Dava dilekçesi incelendiğinde 2. sayfasında açıkça senette vekaleten Uğur Ertuğrul'un imzasının bulunduğunun ifade edildiği, 5. sayfasında ise senetteki imzanın müvekkilinin abisi Uğur Ertuğrul'a ait olduğunun düşünüldüğü ifade edilmekle birlikte imza ve yazı incelemesi yapılması gerektiği belirtilmiştir. Bu durumda takip dayanağı senetteki imzaya ayrıca ve açıkça bir itiraz bulunmadığından geçerli bir imzaya itiraz söz konusu değildir. Nitekim dava dilekçesindeki talep sonucu da borca itiraza ilişkindir....
Asliye Hukuk Mahkemesi'nin 2013/283 Esas sayılı dosyası ile açılan Menfi Tespit davasında 30/12/2021 tarihinde tesis edilen davanın kabulüne ilişkin karara karşı davacının istinaf kanun yoluna başvurması üzerine, üye hakimin görüşleri alındıktan sonra dosya incelendi; DAVA: Davacı vekili dava dilekçesinde özetle; müvekkili adına kayıtlı olan Afyonkarahisar Merkez Örnekevler mh. 851 ada, 89 parselde kayıtlı 464 metrekare arsa üzerine 29.08.2012 tarih ve 22292 yevmiye numaralı resmi senetle davalı banka lehine 92.500,00 TL bedelli ipotek tesis edildiğini, ancak ipotek senedindeki imzaların müvekkiline ait olmadığını, ipoteğin nedeninin Hasibe Pektaş'ın davalı bankaya olan kredi borcunun teminatı olarak göründüğünü, ancak müvekkilinin teminat yükü altına girmediğini, ipotek senedindeki resmin müvekkilinin kayınbiraderi Tahir Pektaş'a ait olduğunu, müvekkilinin bu durum ile ilgili bankaya başvurduğunu, ancak başvurusunun sonuçsuz kaldığını, daha sonra davalı bankanın Afyonkarahisar 5.İcra...
ın bilgisinin dışında olduğunu, satış senedindeki imzanın müvekkiline ait olmadığını, satış senedinin esas yönüyle sakat olduğunu, 10/05/2004 tarihli satış senedinde tanık sıfatıyla ismine yer verilen ...'un senette imzasının bulunmadığını, müvekkilinin imzasının taklit olarak sahte olarak gerçekleştirildiğini belirterek dava konusu taşınmazların tapularının iptali ile müvekkilinin miras payı oranında adına tapuya tesciline karar verilmesini talep ve dava etmiştir....
- K A R A R - Davacı vekili, müvekkili aleyhine takip yapıldığını, takip dayanağı senet altındaki imzanın müvekkiline ait olmadığını, haciz baskısı ile müvekkilinden tahsilatlar yapıldığını ileri sürerek, müvekkili adına atılan imzanın sahteliğinin tespitine ve ödenen meblağın ödeme tarihinden itibaren faizi ile birlikte tahsiline karar verilmesini talep ve dava etmiştir. Davalı vekili, icra dosyasının bakiye hesabının en son 21.05.2012 tarihinde ödendiğini, İİK'nın 72. maddesi uyarınca istirdat davasının ancak ödeme tarihinden itibaren bir yıl içinde açılabileceğini savunarak, davanın reddini istemiştir. Mahkemece, yapılan yargılama ve toplanan delillere göre, davacının icra dosyasının infazen işlemden kaldırılmasından itibaren bir yıllık hak düşürücü süre içinde istirdat davası açması gerekirken açmadığı gerekçesiyle hak düşürücü süre yönünden davanın reddine karar verilmiş, hüküm davacı vekili tarafından temyiz edilmiştir....
'in şahsi hesabında bulunduğunun anlaşıldığını, interaktif banka işlemleri yapma formundaki imzanın yönetim kurulu başkanı Dilek Erkey'e ait olmadığını ileri sürerek davacı hesabından hangi hesaplara ne kadar para aktarıldığının ve İnteraktif İşlem Yapma Formundaki imzanın sahteliğinin tespitini, şimdilik 10.000 TL'nin tahsilini talep ve dava etmiştir. Davalı vekili, davanın reddini istemiştir. Mahkemece, davanın reddine dair verilen kararın davacı vekilince temyizi üzerine karar Dairemizce onanmıştır. Davacı vekili, bu kez karar düzeltme isteminde bulunmuştur. Dosyadaki yazılara, mahkeme kararında belirtilip Yargıtay ilamında benimsenen gerektirici sebeplere göre, davacı vekilinin HUMK 440. maddesinde sayılan hallerden hiçbirisini ihtiva etmeyen karar düzeltme isteğinin reddi gerekir....