Bu durumda mahkemece, davacının bu iddiası üzerinde durularak anılan bankalardan kredi sözleşmeleri, ipotek belgeleri ve diğer ilgili belgeler celp edilip, davacının ipotek verdiği kredi borcu nedeniyle davalı şirketin ne miktar borcunun davacı tarafından ödendiği sorulup tespit edilerek ve gerektiğinde banka kayıtları üzerinde de inceleme yaptırılarak ipotek nedeniyle davacı tarafından yapılan bir ödeme olduğu taktirde bu miktar için davanın kabulüne karar verilmesi gerekirken çekteki imzanın yetkili temsilciye ait olmadığı gerekçesiyle şirket yönünden davanın reddine karar verilmesi doğru görülmemiş, bozmayı gerektirmiştir. SONUÇ: Yukarıda açıklanan nedenlerle davacı vekilinin temyiz itirazlarının kabulüyle kararın davacı yararına BOZULMASINA, ödediği temyiz peşin harcın isteği halinde temyiz edene iadesine, 16.05.2013 tarihinde oybirliğiyle karar verildi....
Bugün dosyadaki bütün kağıtlar okunup gereği görüşülüp düşünüldü: 1-Dosyadaki yazılara, kararın dayandığı delillerle kanuna uygun sebeplere ve özellikle delillerin takdirinde bir yanlışlık görülmemesine göre, davacının davaya konu taşınmazın aile konutu olduğunun tespiti davasına yönelik temyiz itirazları yersizdir. 2-Davacı, dava dilekçesinde aile konutu üzerinde davalı eş... tarafından diğer davalı ...'nin borcuna karşılık davalı banka lehine ipotek tesis edildiğini ileri sürerek ipoteğin kaldırılmasını da talep etmiştir. Mahkemece, davacının ipoteğin kaldırılması talebinin davacı tarafından ipotek tesisine muvafakatname verildiği gerekçesi ile reddine karar verilmiştir. Davacı kadın yargılamada kendisinin okuma ve yazmasının olmadığını, ipotekten haberdar olmadığını, hiçbir belge imzalamadığını beyan ederek imza inkarında bulunmuştur....
. - K A R A R - Davacılar vekili, müvekkillerinden ... aleyhine davalının başlattığı icra takibindeki bonoda yer alan imzanın müvekkiline ait olmadığını, ayrıca ...'ün çalıştığı ve aynı zamanda diğer müvekkili olan şirkete davalı tarafından gönderilen haciz ihbarnamelerine süresinde itiraz edemedikleri için bu müvekkili hakkındaki takibin de kesinleştiğini ileri sürerek, senedin sahteliğinin tespitine karar verilmesini talep ve dava etmiştir. Davalı vekili, davacı şirketin diğer davacı ...'e ait iddiaları dayanak yaparak bu davayı açamayacağını, bu sebeple davacı şirket yönünden evrakın ayrılarak davanın hukuki yarar yokluğundan reddine karar verilmesi gerektiğini, ayrıca bu davacının 15 günlük dava açma süresini de kaçırdığını, diğer davacı yönünden ise senetteki imzanın sahte olmadığını, sözleşmeye istinaden düzenlendiğini savunarak, davanın reddini talep etmiştir....
Mahkemece davacının ipotek tesisine muvafakatname verdiği ve muvafakatnamedeki imzanın davacıya ait olduğu gerekçesi ile davanın reddine karar verilmiştir. Davacı kadın imza inkarında bulunmuştur. Davalı banka vekilinin sunduğu muvafakatnamede (aile konutunun ipotek verileceği hallerde diğer eşten alınacak yazılı rıza örneği) imzanın davacıya ait olup olmadığının tespiti için mahkemece davacının imza incelemesine esas teşkil edebilecek şekilde imza örnekleri ilgili kurumlardan celp edilmiş, İstanbul Adli Tıp Kurumu Fizik İhtisas Dairesinden rapor alınmıştır. İstanbul Adalet Bakanlığı Adli Tıp Kurumu Fizik İhtisas Dairesi' nin 02/02/2022 raporunda özetle, davalı bankanın dosyaya sunduğu muvafakatnamede yer alan imzanın davacının eli ürünü olduğunun belirtildiği anlaşılmıştır. Mahkemece açıklanan şekilde yapılan bu imza incelemesi hüküm kurmaya yeterlidir. Muvafakatnamedeki imzanın davacıya ait olduğu tespit edilmiştir....
Davalı cevap dilekçesinde; 02.06.1994 tarihli 57-366 no ile düzenlenen su işletmesi abonman senedindeki imzanın kendisine ait olmadığını, adreste başkasının ikamet ettiğini, su borcu tahakkuk ettirilen ikametle hiç bir ilgisinin olmadığından bahisle davanın reddini talep etmiştir. Mahkemece, "adli tıp kurumu raporundan anlaşılacağı üzere abone sözleşmesindeki imzanın davalıya ait olmadığı anlaşılmakla davacının davalı hakkında başlattığı icra takibine davalının haklı olarak itiraz ettiği" gerekçesi ile davanın redddine karar verilmiş, hüküm davacı vekili tarafından temyiz edilmiştir. Uyuşmazlık; abonelik sözleşmesinden doğan fatura borcuna vaki takibe yönelik itirazın iptali istemine ilişkindir. Davalı borca itirazında; abonelik sözleşmesindeki imzanın kendisine ait olmadığını ve fatura borcunun ilişkin olduğu ikametle bir ilgisinin olmadığını beyan etmiştir....
Mahkemece, icra takibine konu ve imzası davacı tarafından inkar edilen 393 numaralı ortaklık borç senedindeki davacıya atfen atılan imzanın davacının eli ürünü olup olmadığının kesin olarak tesbiti için, Kriminal Laboratuvarından ya da Güzel Sanatlar Fakültesi öğretim üyelerinden oluşturulacak bilirkişi kurulundan rapor alınarak oluşacak sonuç dairesinde bir karar verilmesi gerekirken eksik incelemeye dayalı olarak imzanın davacıya ait olmadığı yönünde re'sen değerlendirme yapılarak yazılı şekilde hüküm kurulması doğru görülmemiştir. 2-Bozma nedenine göre davacının tüm, davalının ise sair temyiz itirazlarının şimdilik incelenmesine gerek görülmemiştir....
in sahte olduğunu ileri sürdüğü ve satıcı olarak imzası bulunan 13.9.1967 tarihli satış senedindeki imzanın Adli Tıp Kurumunun davacı ...'in eli mahsulü olmadığına ilişkin raporu ve taraflar arasındaki işlemin para faizsiz, tarla icarsız kuralına dayanması nedeniyle davanın kabulüne karar verilmiş ise de; mahkeme delillerin takdirinde hataya düşmüştür....
KARAR Davacı, 12.07.2009 tarihli borç senedine dayanarak icra takibi yaptığını, davalının senet üzerindeki imzanın kendisine ait olmasına rağmen imzaya itiraz ettiğini itiraz üzerine takibin durduğunu belirterek itirazın iptaline, takibin devamına ve icra inkar tazminatına hükmedilmesini talep etmiştir. Davalı, borç senedindeki imzanın kendisine ait olmadığını savunarak davanın reddini dilemiştir. Mahkemece davanın kısmen kabulüne karar verilmiş,hüküm davalı tarafından temyiz edilmiştir. 1- Davacı davalıdan borç senedine dayalı alacağın tahsili için başlattığı icra takibine yapılan itirazın iptaline karar verilmesini talep etmiş, davalı imzanın kendisine ait olmadığını savunarak imza itirazında bulunmuş, mahkemece dava konusu borç senedi üzerinde imza incelemesi yaptırılmış, alınan ekspertiz raporunda imzanın davalı ... eli ürünü olduğu bildirilmiştir....
in kredi sözleşmesinde kefil olduğunu ve ... lehine rehin senedi verdiğini, borcun ödenmemesi üzerine davalıya ve dava dışı asıl borçluya ihtarname gönderildiğini, sözleşmedeki ve rehin senedindeki imzanın davacıya ait olduğunu savunarak davanın reddini istemiştir. Davacı vekili yargılama sırasında müvekkiline ait olduğu değerlendirilen imzanın müvekkili tarafından rızaen ve bilerek atılmadığını, müvekkiline hata ve hile ile kendi mevduatı ile ilgili olduğu düşüncesi ile imza attırıldığını, müvekkilinin kefil olma iradesinin bulunmadığını ileri sürerek davasını dava sebebi noktasında ıslah ettiğini belirtmiştir....
Kooperatifinden hiç bir zaman kredi kullanmadığını, 01.12.1999 tarihli 4585 sayılı Müşterek ve Müteselsil Borç Senedindeki imzanın kendisine ait olmadığını ileri sürerek borç senedi nedeniyle borçlu olmadığının tespit edilmesini talep ve dava etmiştir. Davalı kooperatif davaya cevap vermemiştir. Mahkemece iddia, savunma, imza incelemesine dair Adli Tıp Kurumu raporu ve tüm dosya kapsamına göre, Borçka İcra Müdürlüğünün 2007/123-124-125-126-127-128-129 Esas sayılı dosyalarında yürütülen takibe esas 01.12.1999 tarihli 4585 nolu Müşterek ve Müteselsil Borç Senedi'nde davacıya atfen atılan imzanın davacının eli ürünü olmadığı gerekçesiyle davanın kabulü ile davacının borçlu olmadığının tespitine karar verilmiştir. Kararı, davalı vekili temyiz etmiştir Dosyadaki yazılara, kararın dayandığı delillerle gerektirici sebeplere, delillerin takdirinde bir isabetsizlik bulunmamasına göre davalı vekilinin temyiz itirazları yerinde görülmemiştir....