İntifa hakkının imar uygulamasından önce tesis edilmesi karşısında az yukarıda değindiğimiz hakkın kötüye kullanılması olgusunun varlığı olasılığını ortadan kaldırmaktadır. Ayrıca, 52 ve 53 parsel malikleri imar uygulamasının iptali için idari yargıda dava açmışlar, davacı tarafta ortaklığın giderilmesi davası açmıştır. Bu davalar derdest iken, intifa hakkının terkini istemi ile 09.04.2003 tarihinde de eldeki dava açılmıştır. Dava görülmekte iken de, idari yargı imar uygulamasını iptal etmiş ve karar kesinleşmiştir. İntifa hakkının terkini davasının açıldığı tarihte idari yargıdaki davalardan davacının haberdar olmadığından söz etmek mümkün değildir. Ortaklığın giderilmesi davasında da idari yargıdaki dava dikkate alınmıştır. Davacının intifa hakkının terkinini idari yargıdaki davanın sonucunu beklemeden eldeki davayı açması davanın konusuz kalabileceği riskini ... kabul etmesi anlamına da gelmektedir....
Davalı .... vekili, lehine intifa hakkı tesis edilenin dava dışı ... olduğunu, müvekkiline husumet düşmediğini, davacının iddiasında haklı olmadığını belirterek davanın reddine karar verilmesini istemiştir. Birleşen davada davacı şirket vekili, müvekkili şirkete ait taşınmaz üzerinde davalı şirket lehine tesis edilen intifa hakkının Rekabet Kurulu Kararında belirtilen 5 yıllık süreyi aştığından tapudan terkini gerektiğini ileri sürerek intifa hakkının tapudan terkinine karar verilmesini talep ve dava etmiş, 18.09.2014 tarihli ıslah dilekçesi ile tapuda 18.800,00- TL harç bedeli yatırılarak tapudan intifa hakkının terkin edildiğini, ödemiş oldukları harç bedelinin davalıdan tahsilini istemiştir. Birleşen davada davalı ... vekili, müvekkilinin intifa hakkının fekki için vekaletname verdiğini, terkin harç ve masraflarından davacının sorumlu olduğunu belirterek davanın reddine karar verilmesini istemiştir....
Bu itibarla, tapu kaydına göre davacı lehine intifa hakkı tesis edilen taşınmazda, intifa hakkının sona ermesini gerektiren bir durumun dosyaya yansımaması, sınırlı ayni hak olan intifa hakkının sahibine malı zilyetliğinde bulundurma, yönetme, kullanma ve ondan yararlanma yetkileri tanıması, bir başka deyişle tam yararlanma yetkisi sağlaması göz önüne alındığında, davacının intifa hakkı olmasına rağmen intifa hakkı tesis edilen taşınmazdan yararlanmasına ve intifa hakkı tesis edilen taşınmazı kullanmasına rızasına aykırı olarak, davalı T4'ın taşınmazı diğer davalılara kiralamak, bu çerçevede davalılar T7 ve T6'nın da taşınmazı davalı T4'dan kiralamak suretiyle kiracı olarak kullanmak şeklindeki eylemleriyle engel olunması, davalılar tarafından davacının intifa hakkına müdahale niteliğinde görülmüş, davalılar T4 ve T6'nın taşınmaza yönelik müdahaleleri devam ettiğinden bu davalılar yönünden açılan davanın kabulüne karar vermek gerektiği sonucuna varılmış, yargılama devam ederken davalı T7...
amacı kapsamında kullanabilmesi için intifa hakkı tanınması düzenlenmiş olup, bu intifa hakkının kira sözleşmesinin süresinin dolmasıyla veya yasadan ya da sözleşmeden kaynaklı sebeplerle herhangi bir şekilde sona ermesi halinde kiracının talebi ile terkin ve fek edileceğinin kararlaştırıldığını, kira kontratının 3. maddesinin b ve c bendine göre kiracı tarafından yapılması gereken ödemelerin 29/07/2015 tarihinde 40.000TL ve 31/08/2015 tarihinde 250.000TL olarak T5 tarafından yapıldığını, ancak soraki ödemelerin yapılmadığını, bu nedenle kiracıya ihtar çekildiğini ve sözleşmenin feshedildiğini, buna rağmen intifa hakkının kaldırılmamasından dolayı müvekkilinin kira kontratından ve yasadan kaynaklanan hakları saklı kalmak kaydıyla, davalı T5 tarafından kira kontratına ilişkin yükümlülükler yerine getirilmediğinden, kira kontratının feshedilmiş olmasına rağmen davalının intifa hakkının kaldırılması yönünden gereğini yapmadığından kira kontratının feshinin tespiti ile sebepsiz kalan intifa...
Olaya uygulanması gereken 01.01.2002 tarihinde yürürlüğe giren 4721 Sayılı Türk Medeni Kanunu'nun 700.maddesi "bir paydaşın kendi payı üzerinde intifa hakkı kurması halinde, diğer paydaşlardan biri intifa hakkının kurulduğunun kendisine tebliğinden başlayarak üç ay içinde paylaşma isteminde bulunursa satış yoluyla paylaşmada intifa hakkı buna düşecek bedel üzerinde devam eder" hükmünü taşımaktadır. Yürürlükten kaldırılan Türk Kanunu Medenisi'nde bulunmayan bu yeni düzenleme ile bir pay üzerinde intifa hakkı kurulması halinde diğer paydaşlardan biri üç ay içinde paylaşma isteminde bulunursa, satış yoluyla yapılacak paylaşmada pay üzerinde intifa hakkı bulunmaksızın satışın yapılması ve intifa hakkının söz konusu paya düşen bedel üzerinden devam etmesi esası getirilmiştir. Diğer yandan dava intifa hakkı sahibinin haklarını yakından ilgilendirdiğinden satış yoluyla paydaşlığın giderilmesi istenen taşınmaz üzerinde intifa hakkı varsa bu hak sahibinin davaya dahil edilmesi zorunludur....
Davalı vekili, davayı kabul etmediklerini belirtmiş, taşınmazda intifa hakkı sahibi olan dahili davalı ... da, bilirkişi raporlarına bir diyeceğinin olmadığını beyan etmiştir. Olaya uygulanması gereken 1.1.2002 tarihinde yürürlüğe giren 4721 Sayılı Türk Medeni Kanunu’nun 700 maddesi “bir paydaşın kendi payı üzerinde intifa hakkı kurması halinde, diğer paydaşlardan biri intifa hakkının kurulduğunun kendisine tebliğinden başlayarak üç ay içinde paylaşma isteminde bulunursa satış yoluyla paylaşmada intifa hakkı buna düşecek bedel üzerinde devam eder” hükmünü taşımaktadır. Yürürlükten kaldırılan Türk Kanunu Medenisi’nde bulunmayan bu yeni düzenleme ile bir pay üzerinde intifa hakkı kurulması halinde diğer paydaşlardan biri üç ay içinde paylaşma isteminde bulunursa , satış yoluyla yapılacak paylaşmada pay üzerinde intifa hakkı bulunmaksızın satışın yapılması ve intifa hakkının söz konusu paya düşen bedel üzerinden devam etmesi esası getirilmiştir....
İntifa hakkı, bir süreyle sınırlı olarak kurulmuşsa sürenin dolması veya bu süreden önce intifa hakkı sahibinin hakkından vazgeçmesi, intifa hakkı sahibinin ölümü veya tüzelkişi ise tüzel kişiliğin sona ermesi, konusu olan şeyin bütünüyle, harap olması sebebiyle artık ondan yararlanma olanağının kalmaması durumlarında sona erer (TMK m.796). Kanuni intifa hakları hariç (TMK m. 495 v.d.) intifa hakkının tesisi daima bir sözleşmeye dayanır. Taraflarına hak ve borçlar yükleyen bu sözleşmeyle intifa hakkı sahibi ile malik hakkın konusu olan şeydeki yararlanmanın nasıl sürdürüleceği kararlaştırılabilir. Şayet intifa hakkının tesisine neden olan sözleşmedeki edimler yerine getirilmemiş, intifa hakkının devamı malike yüklediği külfete göre çok az yarar sağlar hale gelmişse malik bozulan yararlar dengesini ileri sürerek hakimden sözleşmeye müdahale edilmesini, intifa hakkının sona erdirilmesini isteyebilir....
Mahkemece, taşınmazın meralık vasfı kalkmış olmasına rağmen imar planı içerisinde kısmen Belediye hizmet alanı, kısmen yol ve kısmen de rekreasyon alanında kaldığı, taşınmazın üzerinde de Belediye hizmet binalarının bulunduğu, belediyenin taşınmazı intifa hakkı amacına uygun olarak kullandığı gerekçesiyle davanın reddine karar verilmiştir. Hükmü, davacı temyiz etmiştir. Dava, taşınmaz niteliğinin değişmesi nedeniyle intifa hakkının terkini isteğine ilişkindir. Gerçekten de dava konusu taşınmaz, belediye adına tescilli iken açılan dava sonucu mera vasfı ile ... siciline kaydedilmiş ve intifa hakkının da belediyeye ait olduğu belirtilmiştir. Ancak, taşınmazın Belediye Başkanlığının başvurusu üzerine niteliği yasal prosedürüne uygun olarak değiştirilmiş, 01.02.2008 tarihinde de ham ... vasfı ile Hazine adına tescil edilmiştir. Bu işlem sırasında da tapuya intifa hakkı da yazılmıştır....
Davalı vekili, davacının intifa bedeli olarak sadece 300.000,00 TL ödediğini, bu tutarın kullanılmayan kısmı için 215.557,00 TL talep edebileceğini bildirerek, davanın reddini istemiştir. Mahkemece yapılan yargılama neticesinde, intifa hakkının süreden önce sona ermesi sebebiyle kullanılmayan döneme ilişkin bedelin talep edilebilmesi için intifa hakkının terkin edilmesinin ön koşul olduğu, tapu kayıtlarına göre halen davacı adına taşınmaz üzerinde takhidat devam ettiğinden gerekçesiyle erken açılan davanın usulden reddine karar verilmiş, hüküm taraf vekillerince temyiz edilmiştir. Dava, daha uzun süreli tesis edilen intifa hakkının rekabet kurulu kararı gereğince süresinden önce terkin edildiği iddasına dayalı irtifa hakkının kullanılmayan kısmına ilişkin bedelin sebepsiz zenginleşme hükümlerine göre tahsilini amaçlayan davadır....
Eldeki davada da intifa hakkının terkini ve kira sözleşmesi şerhinin terkini istemleri aynı davada ileri sürülmüş ve objektif dava birleştirmesi oluşmuştur. Objektif dava birleşmesinde taleplerin değeri toplamı üzerinden görevli mahkeme belirlenir (HUMK.m.3). Bu durumda terkini istenen intifa hakkı değeri ile şerh edilen kira sözleşmesine konu bir yıllık kira bedeli toplamı davanın değerini oluşturur. Davacının terkinini istediği intifa bedeli yıllık 3.000.00 TL olup dava tarihi itibariyle kalan 10 yıllık intifa hakkının terkini istendiğinden 30.000,00 TL intifa hakkının terkini davasının değerinin bir yıllık kira bedeli 6000,00 TL'de kira sözleşmesi şerhinin terkini isteminin bedelini oluşturur. Taleplerin toplam değeri nazara alındığında da görevli mahkeme asliye hukuk mahkemesidir. Mahkemece görev hususu üzerinde durulmadan işin esasına girilerek sonuca gidilmesi doğru görülmemiş, hükmün bozulması gerekmiştir....