Tüm bu açıklamalar karşısında mahkemece, başlangıçta yetkisiz Encümen Kararıyla tesis edilen intifa hakkının yolsuz tescil niteliğinde bulunduğu, ayrıca intifa hakkının dayanağı Encümen Kararının iptal edilmiş olması karşısında intifa hakkının yasal dayanaktan yoksun hale geldiği hususları gözetilerek davanın kabulü gerekirken, reddi doğru olmamıştır. Karar bozulmalıdır. SONUÇ: Yukarıda açıklanan nedenlerle temyiz olunan hükmün BOZULMASINA, peşin yatırılan harcın istek halinde yatırana iadesine, 18.09.2008 tarihinde oybirliği ile karar verildi....
Mahkemece, intifa hakkının 09.06.2015 tarihinde sona ereceğini, 4054 sayılı Rekabet Kanununun 56. maddesi uyarınca, Borçlar Kanununun 63 ve 64. maddelerine göre davacıların tazminat ödemesi gerekeceğinden aşaması itibariyle intifa hakkının terkin edilemeyeceği gerekçesiyle davanın reddine karar verilmiştir.Hükmü, davacı temyiz etmiştir.Dava, intifa hakkının terkini istemine ilişkindir.Taraflar arasındaki intifa hakkının akaryakıt bayilik ilişkisinden kaynaklandığı ve Rekabet Kanunu ile Rekabet Kurumunun 2002/2 - 2003/3 sayılı Tebliğleri kapsamında intifa hakkının 18.09.2010 tarihinden itibaren geçersiz olacağı konusunda çekişme bulunmamaktadır. Tarafların iradeleri açıklanan hususlarda birleşmiş olmasına rağmen mahkemece Rekabet Kanunun 56. maddesi hükmü gerekçe gösterilerek dava reddedilmiştir. Bu nedenle Rekabet Kanununun 56. maddesi üzerinde durmak gerekir. Anılan madde, "Bu Kanunun 4. maddesine aykırı olan her türlü anlaşma ile teşebbüs birlikleri kararı geçersizdir....
Tapu İşlemleri” alt başlıklı bölümünün 20. maddesinin e bendinin karşılaştırılmasından, intifa hakkının süresinden önce ivazsız terkin edilmesi halinde kayıtlı değer üzerinden binde 68,31 oranında tapu harcı alınacağı düzenlenmişken, intifa hakkının süresinden önce bedel karşılığında terkin edilmesi halinde ise belirtilen bedel üzerinden binde 20 oranında tapu harcı alınacağının düzenlendiğinin, dolayısıyla Yargıtay’ın yerleşmiş içtihatlarında da kabul edildiği üzere, intifa hakkının tapu sicilinden terkini için gereken harçlara taşınmazın malikinin katlanmasının gerektiği düşünüldüğünde, taşınmaz maliki için intifa hakkının bedel gösterilerek terkin edilmesi halinin intifa hakkının bedelsiz terkin edilmesi halinden daha lehe olduğunun anlaşıldığını, başka bir deyişle, taşınmaz maliki intifa hakkının süresinden önce ivazsız terkin edilmesi halinde daha fazla tapu harcı ödeyeceğinden taşınmaz maliklerinin intifa hakkının süresinden önce terkin edilmesi hallerinde tapu müdürlüğüne intifa...
ye geçmiş olup, davacının ortaklık hakkının kalmadığı, davalı bankaya kanunla devredilen ...bank...A.Ş.'nin kurucu intifa senedinden doğan davacının ortaklık hakkı sona erdiğinden aktif husumet ehliyeti bulunmadığı gerekçesiyle, davanın reddine karar verilmiştir. Kararı, davacı vekili temyiz etmiştir. Dava, kurucu intifa senedinden kaynaklanan kar payı alacağının tahsili istemine ilişkin olup, mahkemece yukarıda özetlendiği şekilde ...bank...A.Ş.'nin temettü hariç ortaklık hakları ile yönetim ve denetiminin ...'ye devredildiği, ... ... kurulu kararı ile ...bank...A.Ş.'nin tamamının mülkiyetinin ...'ye geçmiş olup, davacının ortaklık hakkının kalmadığı ve bu nedenle aktif husumet ehliyetinin bulunmadığı gerekçesiyle, davanın reddine karar verilmiştir. Ancak, Kurucu intifa senetleri 6102 sayılı TTK'nın 502-503 (6762 sayılı TTK'nın 402- 403) maddelerinde düzenlenmiş olan intifa senetlerinin özel bir türünü oluşturur....
Bilindiği gibi, Türk Medeni Kanununun 794.maddesi uyarınca intifa hakkı, belirli bir gerçek ya da tüzel kişiye, hakkın konusunu oluşturan ve başkasına ait eşya üzerinde tam olarak kullanma ve yararlanma yetkisi sağlayan el değiştirebilme ve miras yoluyla da geçebilme olanağı bulunmayan bir ayni haktır. Taşınmazlardaki intifa hakkı tescil ile kurulur. Konusu taşınmaz olan intifa hakkını kurma borcunu yükleyen sözleşmenin de kamusal biçimde (resmi biçimde) düzenlenmesi gerekir. İntifa hakkının doğması ve varlığı için tescil gereklidir. İntifa hakkının ortadan kalkması ise; taşınmazın büsbütün ortadan kalkması, intifa süresinin dolması, hak sahibinin kişiliğinin son bulması, kamulaştırma, cebri icra terkin ve mahkeme kararı ile olur. Eldeki davada da, dava konusu taşınmaz üzerinde 1948 yılında Devlet Su İşleri Genel Müdürlüğü yararına intifa hakkı tesis edildiği anlaşılmaktadır....
- KARAR - Davacı vekili, davalı şirket tarafından davacının hissedarı olduğu taşınmaz üzerinde intifa hakkı tesis edildiğini, tesis edilen intifa hakkı kapsamında davalı şirket tarafından dava dışı... Ltd Şti.’ye petrol istasyonu işletme bayiliği verildiğini ileri sürerek, kurulan intifa hakkından dolayı davacıya hissesi oranında intifa bedeli verilmesini talep ve dava etmiştir. Davalı vekili, dava konusu taşınmazda davalı şirket lehine kurulmuş intifa hakkının bulunmadığını belirterek, davanın reddini istemiştir. Mahkemece, davacının dava konusu alacağına dayanak yaptığı intifa hakkının davalı şirket lehine tesis edilmediği, intifa hakkının dava dışı ......
Mahkemenin gerekçeli kararının hüküm kısmında intifa hakkının iptaline karar verilmesi doğru olmadığından kararın bozulması gerekir ise de yapılan yanlışlık maddi hatadan kaynaklanmış olup, yeniden yargılama yapılmasını gerektirmediğinden hükmün HUMK'nun 438/VII.maddesi gereğince düzeltilerek onanmasın gerekmiştir. SONUÇ: Yukarıda 1.bent uyarınca davacı vekilinin sair temyiz itirazlarının reddine, 2.bent uyarınca mahkeme kararının hüküm kısmının 2.paragrafının ikinci satırındaki "... intifa hakkının..." sözcüklerinin çıkarılarak yerine "irtifak hakkı kaydının..." sözcüklerinin konulmasına, hükmün DÜZELTİLMİŞ bu şekli ile ONANMASINA, 02.06.2009 tarihinde oybirliği ile karar verildi....
Davacıların dava dilekçesindeki istemleri, sözleşme gereğince verilen intifa şerhinin kaldırılması, intifa hakkı alacağı, karşılıksız hibe alacağı, karşılıksız hibe motorin ve kar mahrumiyeti talebine ilişkindir. Mahkemece öncelikle sözleşmenin davacı tarafından haklı olarak feshedilip edilmediği incelenerek davacının her bir talebi hakkında kabul ve red nedenleri açıkça tartışılarak karar verilmesi gerekirken, Anayasanın 141, HMK'nun 297/c ve 27/c maddelerine aykırılık teşkil edecek nitelikte karar verildiğinden, hükmün bu nedenle bozulması gerekmiştir. SONUÇ : Yukarıda açıklanan nedenlerle hükmün BOZULMASINA, bozma nedenine göre öteki temyiz itirazlarının şimdilik incelenmesine yer olmadığına, peşin harcın istek halinde iadesine, 03.12.2015 gününde oybirliğiyle karar verildi....
İntifa hakkı, Türk Medeni Kanununun 794 ilâ 822. maddelerinde düzenlenmiş olup; intifa hakkının taşınırlar, taşınmazlar, haklar veya bir malvarlığı üzerinde kurulabileceği; aksine düzenleme olmadıkça bu hakkın, sahibine, konusu üzerinde tam yararlanma yetkisi sağladığı (m.794); intifa hakkının taşınırlarda zilyetliğin devri, alacaklarda alacağın devri, taşınmazlarda tapu kütüğüne tescil ile kurulacağı; taşınır ve taşınmazlarda intifa hakkının kazanılması ve tescilinde, aksine düzenleme olmadıkça, mülkiyete ilişkin hükümlerin uygulanacağı, taşınmaz üzerindeki yasal intifa hakkı tapu kütüğüne tescil edilmemiş olsa bile, durumu bilenlere karşı ileri sürülebileceği, tescil edilmiş ise, herkese karşı ileri sürülebileceği (m.795) hüküm altına alınmıştır. İntifa hakkının sona ermesine ilişkin TMK'nun 796. Maddesinde "intifa hakkı, konusunun tamamen yok olması ve taşınmazlarda tescilin terkini; yasal intifa hakkı, sebebinin ortadan kalkması ile sona erer....
Bu durumda davaya konu intifa hakkının tesisi istemi yönünden peşin karar harcının yatırılıp yatırıldığına dair dosya kapsamında belge mevcut olmadığından, dava dilekçesi ekindeki resmi senette intifa 10.000.000.000 ETL (10.000 TL) bedelle intifa hakkı tesis edildiği anlaşılmakla, öncelikle güncel tapu kaydının ve intifa hakkı tesisine ilişkin resmi senedin getirtilmesi, intifa hakkının terkini istemi yönünden davacıya peşin nispi harcı tamamlaması için süre verilerek ve harç tamamlandığı takdirde yukarıda açıklanan yasal düzenleme ve yüksek mahkeme kararı gereğince somut olay değerlendirilerek dava tarihi itibarıyla haklılık durumu da gözetilmek suretiyle bir karar verilmesi gerekirken, intifa hakkının süresinin dava tarihi itibarıyla henüz dolmadığı, karar tarihi itibarıyla davacının intifa hakkının terkinini, tapu müdürlüğünden talep edebileceği gerekçesi ile davanın reddine karar verilmiş olması doğru görülmemiştir....