Bu olanağı kullanmayan paydaş taşınmazın intifa hakkı ile yükümlü olarak satılmasının sağlayacağı düşük bedelle satış veya başka alıcı çıkmaması gibi durumlardan yararlandıktan sonra intifa hakkının terkinini istemesi yine az yukarıda sözü edilen Türk Medeni Kanununun 2. maddesi uyarınca hakkın kötüye kullanılması anlamına gelecektir. Bu koşullarda taşınmaza malik olan kişi ancak Türk Medeni Kanununun 785. maddesi hükmünden yararlanarak intifa hakkının terkinini isteme olanağına sahip olabilecektir. Diğer bir anlatımla; lehine intifa hakkı bulunan kişiye göre kendisinin çok ağır külfete maruz kaldığının intifa hakkının devam etmesinin onun için çekilmez hal aldığının kanıtlanmış olması gerekir. Bunların dışında malik sözleşmeye bağlılık (ahde vefa) kuralı gereği sözleşme yapıldığı andaki gibi hükümlerine aynen uymak zorundadır....
"İçtihat Metni" MAHKEMESİ :Aile Mahkemesi DAVA TÜRÜ :Aile Konutunun Tespiti-İntifa Hakkının Kaldırılması Taraflar arasındaki davanın yapılan muhakemesi sonunda mahalli mahkemece verilen ve yukarıda tarih numarası gösterilen hüküm temyiz edilmekle evrak okunup gereği görüşülüp düşünüldü. Davalı ... vekili Av. ... 17.2.2010 tarihli dilekçesiyle temyizden feragat ettiğinden, temyiz dilekçesinin reddine karar verilmesi gerekmiştir. SONUÇ: Açıklanan nedenle temyiz dilekçesinin REDDİNE, temyiz peşin harcın yatırana geri verilmesine oybirliğiyle karar verildi. 01.03.2010 (Pzt.)...
İntifa hakkının kurulmasını sağlayan hukuki sebepte (anlaşma, vasiyetname) bu hak için bir süre gösterilmişse o sürenin bitmesi ve herhalde hak sahibi gerçek kişi ise TMK’nın 796. maddesine göre intifa hakkı sahibinin ölümü, intifa hakkı sahibi tüzel kişilik ise infisahı veya hakkın kurulmasının üstünden 100 yıl geçmesi, mahkemeden verilmiş intifa hakkını sona erdiren bir kararın bulunması intifa hakkını son bulduran diğer sebeplerdir. Bu genel açıklamalardan sonra somut olaya gelince; davacı T1 taşınmazların tamamının çıplak mülkiyetine sahip olduğu anlaşılmıştır. İntifa hakkının kurulması ile mülkiyet hakkına konu olan mal üzerinde çıplak mülkiyet sahibinin yararlanma ve kullanma yetkisini kaldırır. İntifa hakkı üzerine yüklendiği mülkiyet hakkını içi boşaltılmış bir hak durumuna sokar. İntifa hakkı varken bir mülkiyet hakkının sahibine verdiği mutat kullanma yetkilerinden mülkiyet hakkı sahibi mahrum kalmış olur....
Davacılar, dava konusu taşınmazda paydaşlığın satış yolu ile giderilmesini ve 4721 Sayılı Türk Medeni Kanununun 700. maddesine göre intifa hakkının bedel üzerinde devamına karar verilmesini istemişlerdir. Davalı paydaş ... ve ... payının 1/2 si üzerinde intifa hakkı sahibi ve aynı zamanda paydaş olan davalı ..., taşınmaz üzerinde 4721 sayılı TMK'nın yürülüğe girdiği 01.01.2002 tarihinden önce kurulmuş bir intifa hakkından ötürü 4721 Sayılı Türk Medeni Kanununun 700. maddesinin uygulama imkanının bulunmadığını aynı zamanda intifa hakkının buna ilişkin paya düşecek bedel üzerinde devam etmesini istemediklerini beyan etmişler, taşınmazın intifa hakkı ile yükümlü olarak satılmasını istemişlerdir....
"İçtihat Metni"MAHKEMESİ :Asliye Hukuk Mahkemesi Davacı vekili tarafından, davalılar aleyhine 27.3.2007 gününde verilen dilekçe ile intifa hakkının kaldırılması istenmesi üzerine yapılan duruşma sonunda; davanın reddine dair verilen 29.1.2008 günlü hükmün Yargıtayca incelenmesi davacı vekili tarafından istenilmekle süresinde olduğu anlaşılan temyiz dilekçesinin kabulüne karar verildikten sonra dosya ve içerisindeki bütün kağıtlar incelenerek gereği düşünüldü: K A R A R Dava, 13.8.1981 ve 26.8.1981 günlü sözleşmelerle davalılardan ...’e tanınan yararlanma hakkının terkini istemiyle açılmıştır. Davalılar davanın reddini savunmuştur. Mahkemece, dava reddedilmiştir. Hükmü, davacı temyiz etmiştir. Çekişme konusu 1382 ada 45 parsel sayılı taşınmazın kadastro beyannamesinde tasarruf krokisindeki (C) harfi ile gösterilen muhdesatın davalı ... ’e ait olduğu belirtmesinin yapıldığı görülmektedir. Bu işlemin hukuki dayanağı 3402 sayılı Kadastro Kanununun 19.maddesidir....
Taraflarına hak ve borçlar yükleyen bu sözleşmeyle intifa hakkı sahibi ile malik hakkın konusu olan şeydeki yararlanmanın nasıl sürdürüleceğini kararlaştırılabilir. Şayet intifa hakkının tesisine neden olan sözleşmedeki edimler yerine getirilmemiş, intifa hakkının devamı malike yüklediği külfete göre çok az yarar sağlar hale gelmişse malik bozulan yararlar dengesini ileri sürerek hakimden sözleşmeye müdahale edilmesini, intifa hakkının süresinden önce sona erdirilmesini isteyebilir. Kaldı ki, bu gibi durumlarda intifa hakkı sahibinin hakkın sürdürülmesini istemesi hakkın kötüye kullanılmasıdır. Her ne kadar intifa hakkının sona erme sebeplerini sayan Türk Medeni Kanununun 796 vd. maddelerinde eşyaya bağlı irtifak haklarında olduğu gibi şahsi bir irtifak hakkı olan intifa hakkının sona erdirilmesini malikin talep edebileceğine ilişkin (TMK.m.785) bir hüküm yoksa da burada Türk Medeni Kanununun 785. maddesinin kıyasen uygulanması gerekir....
İleri'ye verdiği vekaletname ile intifa hakkının tesis edildiğini, davalı ...'nin intifa hakkı bedelini ödeyecek maddi gücünün de bulunmadığını, işlemin danışıklı olduğunu ileri sürerek tapu kaydındaki intifa hakkının terkinini talep etmiştir. Davalılar, Türk Medeni Kanununun 700. maddesine göre ortaklığın giderilmesi davasında taşınmazın intifa hakkı bedele dönüştürülerek satışının mümkün olduğunu savunarak davanın reddini talep etmişlerdir. Mahkemece, Türk Medeni Kanununun 700. maddesine göre taşınmazın intifa hakkından ari olarak satışının mümkün olduğu ve satışla hakkın bedele dönüşeceği gerekçesi ile davanın reddine karar verilmiştir. Hükmün davacı tarafından temyizi üzerine Dairemizce yerel mahkeme kararı onanmış, bu kez davacı karar düzeltme isteminde bulunmuştur. Dava, intifa hakkının terkini istemine ilişkindir....
Davalı Halim Doğan vekili, müvekkilinin dava konusu taşınmazda 1 / 2 payının olduğunu, davalının payı üzerinde eşi Canan Doğan’ın intifa hakkının bulunduğunu, bu nedenle öncelikle intifa hakkı sahibinin davaya dahil edilmesini, paydaşlığın giderilmesinde intifa hakkının dikkate alınmasını, taşınmazın öncelikle aynen bölünmesini,mümkün değil ise satışı suretiyle paydaşlığın giderilmesini talep etmiştir. Dahili davalı Canan Doğan, taşınmazda intifa hakkının olduğunu, fiilen ektirdiğini, açılan davaya bir diyeceğinin olmadığını beyan etmiştir. Olaya uygulanması gereken 1.1.2002 tarihinde yürürlüğe giren 4721 Sayılı Türk Medeni Kanunu’nun 700 maddesi “ “ bir paydaşın kendi payı üzerinde intifa hakkı kurması halinde, diğer paydaşlardan biri intifa hakkının kurulduğunun kendisine tebliğinden başlayarak üç ay içinde paylaşma isteminde bulunursa satış yoluyla paylaşmada intifa hakkı buna düşecek bedel üzerinde devam eder” ” hükmünü taşımaktadır....
Şayet intifa hakkının tesisine neden olan sözleşmedeki edimler yerine getirilmemiş, intifa hakkının devamı malike yüklediği külfete göre çok az yarar sağlar hale gelmişse malik bozulan yararlar dengesini ileri sürerek hakimden sözleşmeye müdahale edilmesini, intifa hakkının sona erdirilmesini isteyebilir. Kaldı ki, bu gibi durumlarda intifa hakkı sahibinin hakkın sürdürülmesini istemesi hakkın kötüye kullanılmasıdır. Her ne kadar intifa hakkının sona ermesi sebeplerini sayan Türk Medeni Kanununun 796. v.d. maddelerinde eşyaya bağlı irtifak haklarında olduğu gibi şahsi bir irtifak hakkı olan intifa hakkının sona erdirilmesini malikin talep edebileceğine ilişkin bir hüküm yoksa da burada Türk Medeni Kanununun 785. maddesinin kıyasen uygulanması gerekir. Yukarıdaki açıklamalar doğrultusunda somut olaya gelince; Babaeski Sulh Hukuk Mahkemesi 2014/748 Esas sayılı dosya ile dava konusu 36 ada 72 parsel sayılı taşınmazda ortaklığın satış suretiyle giderilmesine karar verilmiştir....
lehine payı üzerinde intifa hakkı tesis ettirdiğini, ortaklığın giderilmesi davası neticesinde taşınmazın düşük bedelle satışını sağlamak ve taşınmazın tamamına malik olmak amacıyla yapılan bu işlemin gerçekte intifa hakkı tesis etmeye yönelik olmadığını ileri sürerek, tapu kaydındaki intifa hakkının terkinini talep etmiştir. Davalılar, davanın intifa hakkının tesisinden 11 yıldan fazla bir süre geçtikten sonra davanın kötüniyetle açıldığını, intifa hakkının kurulduğu tarihte taşınmaz üzerinde sera bulunduğunu ve intifa hakkı sahibi ...’ın serayı üçüncü kişilere kiralamak suretiyle intifa hakkını kullandığını savunmuşlardır. Mahkemece, intifa hakkının kurulduğu tarihten sonra 11 yıldan fazla bir sürenin geçtiği ve bu süre içerisinde davacının intifa hakkının muvazaalı olarak kurulduğunu ileri sürmediği ve paydaşın payı üzerinde başkası yararına intifa hakkı tesis etmesinin diğer paydaşları zarara uğratacağının da düşünülemeyeceği gerekçesi ile davanın reddine karar verilmiştir....