İcra Hukuk Mahkemesi'nin 04/07/2019 tarih, 2019/350 Esas, 2019/475 Karar sayılı kararı ile Mersin İcra Müdürlüğü'nün yetkisizliğine icra dosyasının Ahlat İcra Müdürlüğü'ne gönderilmesine karar verildiği, örnek 10 ödeme emrinin takip borçlusu davacıya 13/09/2019 tarihinde tebliği üzerine yasal süre içerisinde borca ve imzaya itiraz edildiği görülmektedir. Öncelikle davacının yetkisiz icra müdürlüğünde yürütülen takibe ilişkin yapılan itiraz üzerine taraflar arasında görülen davada takip borçlusunca imzaya itirazdan feragat edildiği gözetildiğinde yetkili icra müdürlüğünde yeniden ödeme emri gönderilmesi üzerine davacının imzaya itirazının incelenmesi gerekmektedir. İlk derece mahkemesince davacı borçlunun imzaya itirazdan feragat ettiğine ilişkin kabulü isabetli değildir....
İlk derece mahkemesi gerekçeli kararında özetle; "...Dosyada bulunan tüm bilgi, belge ve beyanlar birlikte değerlendirildiğinde; Somut olayda, davacı vekilinin yetki itirazı yanında, imzaya yönelik olarak da itirazda bulunduğu anlaşıldığından öncelikle yetki itirazı yönünden değerlendirme yapmak gerekmiştir....
İLERİ SÜRÜLEN İSTİNAF SEBEPLERİ: Davacı vekili istinaf dilekçesinde özetle; Yerleşik Yargıtay kararlarından da görüleceği üzere; borç ödense dahi imzaya itiraz davasının açılabileceğini, taraflarıca yasal süresi (5gün) içerisinde 25/06/2021 tarihinde işbu imzaya itiraz davasının açıldığını, ancak 20/01/2021 tarihli duruşmada daha önce müvekkili lehine verilen takibin tedbiren durdurulması kararının kaldırıldığını, akabinde alacaklının, davalı müvekkilinin bütün banka hesabı, menkul, araç ve gayrimenkullerine haciz koyduğunu ve buna istinaden müvekkilinin zor durumda kalarak işlerini yürütemediğini, bu nedenle müvekkilinin hacizleri kaldırabilmek amacıyla söz konusu icra dosyasını ödemek zorunda kaldığını, somut olayda imzaya itirazdan vazgeçilmediği için yargılamaya devam edilerek imzaya itiraz davasının esası incelenerek sonucuna göre olumlu veya olumsuz bir karar verilmesi gerekirken gerekçeli kararda yazılı şekilde hüküm kurulmasının hukuka açıkça aykırı olduğunu belirterek usul ve...
DEĞERLENDİRME VE GEREKÇE : Dava, İİK'nın 170. maddesi uyarınca imzaya itiraz istemine ilişkindir. Somut olayda, bilirkişi Şerafettin Çankaya tarafından düzenlenen rapor, Yargıtay Hukuk Genel Kurulunun 07/10/2009 tarihli 2009/12- 382- 415 sayılı kararında belirtilen hususları içerir şekilde düzenlenmiş olup, kesin kanaat içeren raporun hüküm kurmaya elverişli ve denetime olanaklı olduğu anlaşılmaktadır. Takibe konu senet üzerindeki imzaların aynı zamanda davacı şirketi temsile yetkili olan davacı T1 ait olduğu belirlendiğinden, senet üzerindeki yazıların davacının eli ürünü olup olmadığı konusunda bilirkişi incelemesi yaptırılmasına gerek bulunmamaktadır. Davacıların borca itirazı, imzaya itirazın doğal sonucu olduğundan, kararda bu konuda herhangi bir değerlendirme olmaması sonuca etkili değildir....
Bilirkişi raporundaki değerlendirmeler doğrultusunda takibe konu senet üzerindeki imzalanın davacının eli ürünü olduğunu anlaşılmakla davacının imzaya itirazının davanın reddine karar vermek gerekmiş ve aşağıdaki şekilde hüküm kurulmuştur." şeklinde karar verilmiştir. Davacılar dava dilekçesindeki beyanlarını tekrarla, senet üzerinde yazı incelemesi yapılmadığını, fotokopi belgeler üzerinden yapılan imza incelemesinin yeterli olmadığını, bilirkişilerin raporlarında görüşlerini belli ettiğini beyanla kararın kaldırılmasını talep etmiştir. Tüm dosya kapsamına göre, her ne kadar davacı tarafından senet üzerindeki yazıların incelenmesi talep edilmiş ise de, davanın imzaya itiraz olduğu, imzaya itirazlarda senet üzerindeki yazıların incelenmesi gerekmediği anlaşıldığından, davacının bu yöndeki istinaf istemi yerinde görülmemiştir....
İCRA HUKUK MAHKEMESİ TARİHİ : 28/12/2022 NUMARASI : 2022/245 ESAS, 2022/236 KARAR DAVA KONUSU : İmzaya İtiraz KARAR : Taraflar arasında görülen imzaya itiraz davasına ilişkin olarak yapılan açık yargılama sonucunda verilen karara karşı, yasal süresi içerisinde istinaf kanun yoluna başvurulması üzerine HMK 353. madde uyarınca dosya üzerinden inceleme yapıldı....
Somut olayda, borçlunun imzaya itirazı üzerine mahkemenin, İİK.nun 170. maddesi uyarınca, takibin geçici durdurulmasına karar vermediği anlaşıldığından alacaklı yararına tazminata hükmedilmesi isabetsiz olup kararın bu nedenle bozulması gerekir ise de; anılan yanlışlığın giderilmesi yeniden yargılama yapılmasını zorunlu kılmadığından hükmün düzeltilerek onanması yoluna gidilmiştir. SONUÇ : Borçlunun temyiz itirazlarının kısmen kabulü ile ... İcra Mahkemesi'nin 13.02.2015 tarih ve 2013/643 E. 2015/186 K. sayılı ilamının hüküm bölümünün inkar tazminatı ile ilgili (2) nolu bendinin karar metninden çıkartılmasına, kararın düzeltilmiş bu şekliyle İİK'nun 366. ve HUMK’nun 438. maddeleri uyarınca (ONANMASINA), mahkeme kararı düzeltilerek onandığından harç alınmasına yer olmadığına, ilamın tebliğinden itibaren 10 gün içinde karar düzeltme yolu açık olmak üzere, 06/10/2015 gününde oybirliğiyle karar verildi....
. - K A R A R - Davacı vekili, müvekkili banka ile davalı arasında imzalanan Kredi Kartı Üyelik Sözleşmesinden kaynaklanan borçların ödenmemesi nedeniyle başlatılan takibin davalının itirazı üzerine durduğunu bildirerek itirazın iptaline, takibin devamına, % 40 tazminatın davalıdan tahsiline karar verilmesini talep ve dava etmiştir. Davalı vasisi duruşmalara katılmamış, cevap da vermemiştir. Mahkemece toplanan deliller ve bilirkişi raporuna göre, davalı vasisinin sözleşmeye ve sözleşmedeki imzaya itirazı bulunmayıp, şifre kullanılmak suretiyle alışveriş ve nakit çekimlerden dolayı kısıtlananın, karşı tarafın aleyhine olacak şekilde zenginleştiği, kendisinin ehil gibi gösterip hukuki işlem yapması ve davacı bankayı zarara uğratması nedeniyle zarardan sorumlu olacağı gerekçeleriyle davanın kısmen kabulüne, asıl alacak üzerinden hesaplanan 738.85.-TL.inkar tazminatının davalıdan tahsiline karar verilmiş, hüküm davalı vasisi tarafından temyiz edilmiştir....
Bu durum karşısında imzaya itirazı reddedilen borçlunun 4949 sayılı Kanun ile değişik İİK'nun 170/3. maddesine aykırı şekilde icra inkar tazminatına ve para cezasına mahkum edilmesi isabetsiz olup, kararın bu nedenlerle bozulması gerekir ise de anılan yanlışlığın giderilmesi yeniden yargılama yapılmasını zorunlu kılmadığından kararın düzeltilerek onanması yoluna gidilmiştir.SONUÇ : Borçlu vekilinin temyiz itirazlarının kısmen kabulü ile Karşıyaka İcra Mahkemesi'nin 28.12.2005 tarih ve 2005/53 E. 2005/1349 K. sayılı kararının hüküm bölümünün (2) no'lu bendindeki %40 inkar tazminatı ile 3. bendinde yer alan %10 para cezasına ilişkin kısımların karar metninden çıkartılmasına, kararın düzeltilmiş bu şekliyle İİK 366 ve HUMK’nun 438. maddeleri uyarınca (ONANMASINA), mahkeme kararı düzeltilerek onandığından harç alınmasına mahal olmadığına, 18.04.2006 gününde oybirliğiyle karar verildi. ...
İcra Hukuk Mahkemesi 28/02/2020 tarih 2019/322 Esas 2020/429 Karar sayılı kararı KALDIRILMASINA; Yeniden esas hakkında; İmzaya itirazın kabulü ile B.Çekmece 3....