İLERİ SÜRÜLEN İSTİNAF SEBEPLERİ: Davacı vekili istinaf dilekçesinde özetle , müvekkiline gönderilen ödeme emrinin usulsüz bir şekilde 04/11/2021 tarihinde muhtara tebliğ edilmiş olduğunu , müvekkili şirketin tebligattan haberdar olduğu 12/11/2021 tarihinde takibe şikayette bulunulduğunu ,müvekkili şirketin UETS’ye kayıtlı e-tebligat adresi bulunduğunu buna rağmen müvekkili şirket adına gönderilen ödeme emrinin e-tebliği gerekirken normal tebligat ile tebliğ edilmiş olduğunu , yapılan normal tebligatın da Tebligat Kanunu’na aykırı olduğunu , müvekkili şirketin 02/04/2010 tarihinden beri ve halen Abdurrahmangazi Mah. Dağıstan Sk. Kınalı Han Apt. No:14/23 Sultanbeyli/İSTANBUL adresinde faaliyet gösterdiğini , halen ticaret sicil kaydında bulunan adreste şirket faaliyetlerine devam etmekte iken tebligatın TK m. 21’e göre muhtara teslim edilmesinin Tebligat Kanununa açıkça aykırılık oluşturduğunu ileri sürerek istinaf talebinde bulunmuştur....
No:27/Z1 Manavgat/ Antalya adresine; icra dosyasından öncelikle -18- ptt barkod numarası ile tebligat gönderildiğini, 26/12/2018 tarihinde '' İADE:Muhatap Adresi Değişmiş/Yeni Adres Bulunumadı '' şerhine istinaden tebligat yapılamadığını, devamında taraflarınca Tebligat Kanunu 35. Maddesi gereği tebligat talep edildiğini, İstanbul 4.İcra Dairesi tarafından -28- ptt barkod numarası ile TK 35. Maddesine göre tebligat gönderildiğini, İşbu tebligat ise 01/03/2019 '' 35.mad. gore muhatap adresi kapısına yapıstırma '' şerhi ile borçlu tarafa tebliğ edildiğini, davacı tarafın icra takibini uzatmak ve sürüncemede bırakmak maksadıyla imzaya itirazında bulunduğunu, karşılıksız kalan çeklere ilişkin yapılan icra takibi tbk 89/1. madde gereğince alacaklının yerleşim yerinde de yapılabileceğini, senette imzası bulunan herkesin, hamile karşı müteselsilen sorumlu olduğunu, bu nedenlerle davanın reddine karar verilmesini talep etmiştir....
HUKUK DAİRESİ DOSYA NO : 2021/9 KARAR NO : 2021/2551 T Ü R K M İ L L E T İ A D I N A İ S T İ N A F K A R A R I İNCELENEN KARARIN MAHKEMESİ : İCRA HUKUK M TARİHİ : 15/10/2020 NUMARASI : 2018/797 ESAS 2020/834 KARAR DAVA KONUSU : İmzaya İtiraz|İcra Takibine İtiraz (Borca İtiraz) KARAR : Yukarıda mahal tarih ve numarası açıklanan ilk derece mahkeme kararı aleyhine süresi içinde istinaf kanun yoluna başvurulmakla, HMK'nun 352. maddesi gereğince dosya üzerinde yapılan inceleme ve heyetçe yapılan müzakere sonunda, gereği düşünüldü: Davacı vekili dava dilekçesinde özetle; İstanbul 37....
Somut olayda borçluların, dava dilekçesinde takip dayanağı çekte tahrifat yapıldığı, çekin teminat senedi olduğu ve borcun bulunmadığı iddiası ile ödeme emrinin usulsüz tebliğ edildiği şikayetini birlikte ileri sürmesi ve yerel mahkemece ilk verilen kararın istinaf incelemesinde Bölge Adliye Mahkemesi’nce usulsüz tebligat şikayeti hakkında karar verilip, daha sonrasında diğer borca itirazlar hakkında karar verilmesi gerektiğinden bahisle ortadan kaldırılmasına rağmen kaldırma kararı sonrası gerek İlk Derece Mahkemesince gerek Bölge Adliye Mahkemesince, iş bu usulsüz tebligat şikayeti hakkında olumlu veya olumsuz bir karar verilmediği görülmektedir....
Hukuk Dairesi Yukarıda tarih ve numarası yazılı Bölge Adliye Mahkemesince verilen kararın müddeti içinde temyizen tetkiki davacı tarafından istenmesi üzerine bu işle ilgili dosya daireye gönderilmiş olup, dava dosyası için Tetkik Hakimi ... tarafından düzenlenen rapor dinlendikten ve dosya içerisindeki tüm belgeler okunup incelendikten sonra işin gereği görüşülüp düşünüldü : Alacaklı tarafından bonoya dayalı olarak başlatılan kambiyo senetlerine özgü haciz yoluyla icra takibinde, borçlunun icra mahkemesine başvurusunda usulsüz tebligat şikayeti ile birlikte borca ve imzaya itirazını ileri sürerek takibin iptalini talep ettiği, mahkemece usulsüz tebligat şikayetinin kabulüne, borca ve imzaya itirazın ise reddine karar verildiği, kararın borçlu tarafından istinaf edilmesi üzerine ... Bölge Adliye Mahkemesi 22....
"İçtihat Metni"MAHKEMESİ :İcra Hukuk Mahkemesi Yukarıda tarih ve numarası yazılı mahkeme kararının müddeti içinde temyizen tetkiki alacaklı tarafından istenmesi üzerine bu işle ilgili dosya mahallinden daireye gönderilmiş olup, dava dosyası için Tetkik Hakimi ... tarafından düzenlenen rapor dinlendikten ve dosya içerisindeki tüm belgeler okunup incelendikten sonra işin gereği görüşülüp düşünüldü : Alacaklı tarafından bonoya dayalı olarak başlatılan kambiyo senetlerine mahsus haciz yolu ile takipte borçlunun icra mahkemesine yaptığı başvuruda imzaya itiraz ettiği, mahkemece ödeme emrinin hangi tarihte borçluya tebliğ edildiği anlaşılamadığından itirazın süresinde kabul edilmesi gerektiğinden bahisle işin esasına girilerek takibin durdurulmasına ve tazminata hükmedildiği anlaşılmıştır. İİK.nun 168/4. maddesi gereğince borçlu imzaya itirazını ödeme emri tebliğinden itibaren beş gün içinde icra mahkemesine bildirmek zorundadır....
İcra Müdürlüğünün 2020/2170 Esas sayılı dosyasının incelenmesinde, alacaklı davalı tarafından borçlu davacı aleyhine başlatılan ilamsız takip olduğu, ödeme emrinin 04/08/2020 tarihinde borçluya tebliğ edildiği, borçlu vekilinin 21/08/2020 tarihinde ödeme emri tebliğinin usulsüz olduğunu, borçlunun takipten 20/08/2020 tarihinde haberdar olduğunu belirterek takibe itiraz ettiği, icra müdürlüğünce 24/08/2020 tarihli karar ile icra müdürlüğünün usulsüz tebligat iddiasını inceleme görevi bulunmadığı gerekçesiyle itirazı reddettiği görülmüştür. Dava dilekçesinde ödeme emrinin usulsüz tebliğ edildiği iddiasına da dayanılmış olup, HMK'nın 33. maddesi uyarınca hukuki nitelendirme hakime ait olduğundan davanın usulsüz tebligat şikayeti ve borca itirazın reddine ilişkin icra memur işlemini şikayeti olarak nitelendirilmesi gerekir....
Mahkemece, anılan belgedeki imzaya itiraz edilmesi üzerine inceleme yapılmış, adli bilimler uzmanı bilirkişi 16.6.2010 havale tarihli raporunda imzanın şirket temsilcisi ...'ya ait olmadığını belirtmiştir. Mahkemece bu rapora ve davalının asliye ceza mahkemesindeki beyanlarına itibar edilerek davanın kabulüne karar verilmiştir. Ne var ki davacı şirketin şikayeti üzerine Kartal Cumhuriyet Başsavcılığı'ca yürütülen soruşturma sırasında yapılan inceleme neticesinde ise adli grafoloji uzmanı, belgedeki tarih kısmının fotokopi makinesi vasıtası ile taşınarak sonradan eklenerek elde edildiğini, söz konusu imzanın ...'nun eli ürünü olduğunu belirtmiştir....
Davacı vekili istinaf dilekçesinde özetle; yerel mahkemece yetki itirazı konusunda inceleme yapılmadan esasa ilişkin olarak karar verilmiş olmasının hukuka aykırı olduğunu, bilirkişi raporuna itirazları nedeniyle yeni bir bilirkişi raporu alınmadığını ayrıca müvekkil tarafından yapılan şikayetin incelendiği Bakırköy CBS şikayeti ile 2022/35419 Sor. Sayılı dosyasının incelenmediğini, mahkemece eksik inceleme ile karar verildiğini beyan ederek yerel mahkeme kararının kaldırılmasını talep etmiştir. İİK'nın 50/2. maddesi gereğince; yetki itirazı esas hakkındaki itirazla birlikte yapılır. İcra mahkemesi tarafından önce yetki meselesi tetkik ve kat'i surette karara raptolunur. Dava dilekçesinde borçlu davacı, yetkiye itirazla birlikte imzaya itirazını ileri sürmüş ise de, mahkemece yetkiye itiraz hakkında öncelikle karar verilmesi gerekirken, yetkiye itiraz konusunda hiçbir değerlendirme yapılmadan esas hakkında karar verilmiştir....
Yukarıda tarih ve numarası yazılı mahkeme kararının müddeti içinde temyizen tetkiki borçlu tarafından istenmesi üzerine bu işle ilgili dosya mahallinden daireye gönderilmiş olup, dava dosyası için Tetkik Hâkimi ... tarafından düzenlenen rapor dinlendikten ve dosya içerisindeki tüm belgeler okunup incelendikten sonra işin gereği görüşülüp düşünüldü : Alacaklı tarafından bonoya dayalı olarak kambiyo senetlerine mahsus haciz yolu ile başlatılan icra takibine karşı borçlu şirketin icra mahkemesine yaptığı başvuruda, sair itiraz ve şikayeti ile birlikte takip konusu bonodaki imzanın şirket yetkilisi ......ait olmadığını ileri sürerek imzaya itiraz ettiği, mahkemece, borçlu vekilinin davayı sürüncemede bıraktığı, İİK'nun 68/a-5. maddesinde yazılı meşruhatı taşıyan davetiyenin borçluya bila tebliğ iade edildiği, borçlunun davasını ispatlayamadığı gerekçeleriyle istemin reddine karar verildiği, kararın borçluca temyiz edildiği görülmektedir....