den bir taşınmaz satın aldığını, satış sırasında davalının müvekkilinden 320.000,00- TL borç istediğini, müvekkilinin bu talebi kabul ettiğini, davalının karşılığında 25.05.2016 düzenleme, 20.06.2016 vade tarihli 320.000,00- TL tutarında bir adet senedi müvekkiline verdiğini, davalının vade tarihinde borcu ödemediğini, ne var ki senedin borçlusu ile alacaklısının aynı kişi olması nedeniyle ilamsız icra takibine başlandığını, davalının ödeme emrine itiraz ettiğini, takibin durmasından sonra davalının bir kısım ödeme yaptığını ve bakiye borcun 230.000,00- TL olduğunu, söz konusu senedin yazılı delil başlangıcı olduğunu, davalının imzaya itiraz etmediği için borçlu olmadığını ispat yükümlülüğü altında olduğunu savunarak davalının Silivri İcra Müdürlüğünün 2016/10685 E. sayılı dosyasında ödeme emrine yapılan itirazın iptali ile icra takibinin 230.000,00- TL'lik kısmı yönünden takibin devamına, davalının %20'den az olmamak kaydıyla inkar tazminatına hükmedilmesine, yargılama giderleri ve vekalet...
----karşı ----- ile icra takibine geçildiğini, ödeme emrinin davacıya tebliğ edildiğini ve süresi içinde borca veya imzaya itiraz edilmediğinden takibin kesinleştiğini, İİK m.168/4 gereği borçlu imza itirazını ödeme emrinin tebliğinden itibaren 5 gün içerisinde, açıkça, dilekçe ile icra mahkemesine yapılması gerektiğini, aksi halde kambiyo senedindeki imzanın borçluya ait sayılacağını, süresi içinde imzaya itiraz edilmeyip işbu dosya ile imzaya itiraz edilmesinin yalnızca borçtan kurtulma maksadı taşıdığını, dava konusu çek üzerindeki imzanın da davacı tarafa ait olduğunu belirterek, dava şartı yokluğu sebebiyle öncelikle davanın usulden reddine, mahkeme aksi kanaatte ise hukuki dayanaktan yoksun davanın esastan reddine, yargılama giderleri ile vekalet ücretinin davalı tarafa yükletilmesine karar verilmesini talep etmiştir. DELİLERİN DEĞERLENDİRİLMESİ VE GEREKÇE; Dava takibe konulan çekteki imzanın keşideciye ait olmaması iddiasına dayalı menfi tespit talebine ilişkindir....
İSTİNAFA BAŞVURAN TARAF VE İLERİ SÜRÜLEN İSTİNAF SEBEPLERİ: Davacı dava dilekçesinde belirtilen nedenlerle istinaf yasa yoluna başvurulmuştur. DELİLLERİN DEĞERLENDİRİLMESİ VE GEREKÇE: Dava; kambiyo takibine, imzaya ve borca itiraz talebinden ibarettir. Osmancık İcra Müdürlüğünün 2018/119 E. sayılı takip dosyası dosya arasına alınmış, alacaklının Ziraat Bankası, borçluların T5 ve İBD turizm olduğu, borç miktarının toplam 40.580,00 TL olduğu, takip dayanağının Osmancık Asliye Hukuk Mahkemesinin 2018/9 D.iş sayılı ihtiyati haciz kararı olduğu, ihtiyati hacze konu belgenin 20.06.2016 keşide tarihli ve 18.12.2016 vade tarihli 40.000,00 TL'lik bono olduğu, ödeme emrinin davacı borçlu T5'a 30/01/2018 tarihinde tebliğ olduğu, davanın süresinde açıldığı, görülmüştür. Dosyadaki tüm bilgi ve belgeler Adli Tıp Kurumu Fizik ve İhtisas dairesine gönderilmiş 09/04/2019 tarihli raporda; senetteki el imzasının davacıya ait olup olmadığının tespiti yapılamadığına dair rapor sunulduğu görülmüştür....
İcra inkar tazminatı, aleyhindeki icra takibine itiraz ederek işin çabuk bitirilmesine engel olan borçluya karşı konulmuş bir yaptırımdır. İleri sürülüş şekli bakımından itiraz sebeplerini borca itiraz ve imzaya itiraz şeklinde ikiye ayırmak mümkündür. İmzaya itiraz dışındaki diğer bütün itirazlar borca itirazdır. Borçlu ödeme emrine itiraz ederken borca itiraz sebeplerini ayrıca ve açıkça bildirmek zorunda değildir. Borçlunun yalnız "itiraz ediyorum" demesi yeterlidir. İcra İflas Kanun'unun 63. maddesi gereğince borçlu itirazında bildirdiği itiraz sebepleri ile bağlı olduğundan borçlunun, senet metninden anlaşılamayan borca itiraz sebeplerini itirazında ayrıca ve açıkça bildirmesi kendi yararınadır. Dava konusu olayda; Davalı borçlu haksız yere aleyhine icra takibi başlatıldığını, mağduriyetine sebebiyet verildiğini bildirerek itiraz etmiştir. Davalı borçlunun bu itirazı borca itiraz olup, itirazı üzerine icra takibi durmuştur....
DELİLLERİN DEĞERLENDİRİLMESİ VE GEREKÇE: İncelenen icra dosyası fotokopisi ve tüm dosya kapsamına göre; davacılar aleyhine 3 adet bono alacağından dolayı 01/12/2020 tarihinde kambiyo senedine özgü takip başlatıldığı, davacı tarafın ödeme emrinin usulsüz tebliğ edildiği iddiası ile tebliğ tarihinin 19/01/2021 olarak düzeltilmesini istedikleri, ayrıca takibe konu bonolardaki imzaya itiraz ettikleri görülmüştür....
"İçtihat Metni"MAHKEMESİ :İcra Hukuk Mahkemesi Yukarıda tarih ve numarası yazılı mahkeme kararının müddeti içinde temyizen tetkiki borçlu tarafından istenmesi üzerine bu işle ilgili dosya mahallinden daireye gönderilmiş olup, dava dosyası için Tetkik Hakimi ... tarafından düzenlenen rapor dinlendikten ve dosya içerisindeki tüm belgeler okunup incelendikten sonra işin gereği görüşülüp düşünüldü : Genel haciz yolu ile ilamsız icra takiplerinde ödeme emrine karşı borçlu süresi içinde icra dairesine vereceği itiraz dilekçesi ile münhasıran icra dairesinin yetkisine itiraz edebileceği gibi, esasla birlikte yetkiye itirazda bulunabilir. Borçlu yalnız yetki itirazında bulunmuş ise alacaklı icra mahkemesinden İİK'nun 50/2. maddesi uyarınca itirazın kaldırılmasını talep eder. İtirazın kaldırılması isteminde ispat yükü alacaklıda olup, yetki itirazının haksız olduğunu İİK'nun 68/1. maddesinde sayılan belgelerle ispat etmek zorundadır....
İİK'nun 274/1. maddesinde; "İtiraz etmek isteyen kiracı itirazını tahliye emrinin tebliğinden itibaren yedi gün içinde dilekçe ile veya şifahen icra dairesine bildirir. Bu suretle itiraz tahliye takibini durdurur" hükmüne yer verilmiştir. Anılan yasa maddesine göre itirazın, tahliye emrinin tebliğinden itibaren yedi gün içerisinde icra dairesine bildirilmesi gerekir. Bu hüküm uyarınca borçlunun süresinde tahliye emrine itiraz etmesi halinde takibin icra müdürlüğünce durdurulması gerekir. Aksi yönde verilen karar, bir hakkın yerine getirilmemesi niteliğinde olup, İİK'nun 16/2. maddesi uyarınca süreye tâbi olmaksızın şikayet konusu yapılabilir. Somut olayda, borçlunun 26.06.2015 tarihli dilekçe ile icra müdürlüğüne yaptığı başvuruda; takip dayanağı 26.02.2015 tarihli kira sözleşmesi ve 30.05.2015 tarihli tahliye taahhütnamesi ile altındaki imzaya süresi içinde itiraz ettiği anlaşılmıştır....
GEREĞİ DÜŞÜNÜLDÜ : Davacı vekili dava dilekçesinde özetle; Müvekkili hakkında İnegöl İcra Müdürlüğü'nün 2019/6012 Esas sayılı takip dosyasında 10 örnek ödeme emri gönderildiğini, imzaya, borca ve tüm ferilerine ayrıca ve açıkça itiraz ettiklerini, takibe konu çekteki imzanın müvekkiline ait olmadığını, çekte bulunan kimlik numarasının dahi müvekkiline ait olmadığını, müvekkiline yapılan tebligatın usulsüz olduğunu beyanla takibe/ ödeme emrine karşı yaptıkları itirazların/ şikayetlerin ayrıca ve açıkça icra takibine esas teşkil eden ilgili çekte bulunan imzanın müvekkiline ait olmaması nedeniyle imzaya karşı yaptıkları itirazların/ şikayetlerin kabulü ile takibin tamamen iptaline, icra takibinin tedbiren durdurulmasına, davalının asıl alacağın %20'sinden az olmamak üzere tazminata ve yine alacağın %10'u oranında para cezasına mahkumiyetine, yargılama giderleri ile vekalet ücretinin davalıya yüklenmesine karar verilmesini talep etmiştir....
Sayılı dosyası ile müvekkili aleyhinde kambiyo senetlerine mahsus haciz yoluyla takip yapıldığını, davacıya gönderilen ödeme emrine çek fotokopisi eklenmediğini, davacının itiraz hakkının engellendiğini, ödeme emri zarfında da çek suretinin yazılmadığının görüleceğini, yine uyap sisteminde de kayıtlı çek bilgisi bulunmadığını, ödeme emri ve takip talebinde, takip konusu çekin 2016 tarihli olduğunun yazılı olduğunu, icra takibinin 2017 yılında açıldığını, davacının ise ilk kez 28.10.2020 tarihinde ödeme emri düzenlenerek gönderildiğini, çek borçlularına ilişkin başvurma hakkı 3 yıl geçmekle zamanaşımına uğradığını, her ne kadar takip talebi ile zaman aşımı kesilmişse de sonraki 3 yıl içerisinde de icra dosyası takipsiz bırakılarak işlem yapılmadığından, çekin zaman aşımına uğradığını, bu nedenle müvekkiline karşı artık kambiyo senetlerine mahsus haciz yoluyla takip yapılmasının mümkün olmadığını, imzaya, borca ve diğer takip fer'ilerine de itiraz ettiklerini belirterek, davanın kabulüne...
İLERİ SÜRÜLEN İSTİNAF SEBEPLERİ: Davalı vekili istinaf dilekçesi ile; dava konusu senetler üzerindeki imzasını inkar eden davacının, Cumhuriyet Başsavcılığı nezdinde hiçbir şikayette bulunmadığını, davacının ödeme emri kendisine tebliğ edildiğinde borcu kabul ettiğini ve ödeme emrine itiraz etmediğini, davanın icra takibinin kesinleşmesinden sonra açıldığını, bu durumun davacının açıkça kötü niyetli olduğunu ispatladığını, yerel mahkemenin davacının kötü niyetli eylemleri neticesinde zaten alacağını tahsil edememiş olan davalı aleyhine kötü niyet tazminatı ile hükmetmesinin hakkaniyetle bağdaşmadığını, belirterek İstinaf başvurusunun kabulü ile yerel mahkeme kararının kaldırılmasını talep etmiştir. DELİLLERİN DEĞERLENDİRİLMESİ: Dava, icra takibine konu bonolarda da imzaya itiraz nedeniyle menfi tespit istemine ilişkindir....