Loading Logo

sonkarar

Sayfa Yükleniyor

Öte yandan, İİK'nun 170/2 ve 3. maddesinden, kambiyo senetlerine mahsus haciz yolu ile başlatılan takiplerde imzaya itirazın da duruşmalı olarak incelenmesi gerektiği anlaşılmaktadır. Somut olayda, başvuru borca, yetkiye ve imzaya itiraz niteliğinde olup, anılan madde gereğince mahkemece mutlaka duruşma açılmalı ve itiraz duruşmalı olarak incelenmelidir. Dosya üzerinden karar verilemez. Borca itiraz yönünden tayin edilen duruşma gününde taraflar gelmez veya alacaklı gelip de duruşmayı takip etmeyeceğini bildirir ise, HMK'nun 150. maddesinin uygulanması gerekir. Ancak yetki itirazının incelenmesinde anılan madde hükümleri uygulanmayıp, taraflar gelmese bile gereken kararın verilmesi zorunludur. O halde mahkemece, duruşma açılarak, itirazlar incelenmek suretiyle varsa tarafların delilleri değerlendirilerek oluşacak sonuca göre karar verilmesi gerekirken, dosya üzerinden inceleme yapılarak yazılı şekilde hüküm tesisi isabetsizdir....

    İlk derece mahkemesince;Davanın imzaya itiraz bakımından reddine, Davanın borca itiraz bakımından reddine, dair karar verilmiştir. İSTİNAF SEBEPLERİ : İlk derece mahkemesi kararına karşı, davacı vekili ve davalı vekili yasal süresi içerisinde istinaf talebinde bulunmuş, gerekli harçlar yasal süresinde yatırılmıştır....

    Davalı borçlu itiraz dilekçesi ile, borca, faize ve imzaya itiraz ettiğini bildirmiş ancak davacı alacaklı ile aralarındaki kira ilişkisine açıkça karşı çıkmamıştır. İİK'nin 269/2. maddesi hükmüne göre borçlu itirazında kira akdini ve varsa buna ait sözleşmedeki imzasını açık ve kesin olarak reddetmezse akdi ve kira ilişkisini kabul etmiş sayılır. Borçlunun kira ilişkisine açıkça karşı çıkmaması karşısında İİK'nin 269/2. maddesi gereğince sözlü kira ilişkisinin kesinleştiğinin kabulü gerekir. Eş söyleyişle davalı borçlu takibe itirazında açıkca ve ayrıca sözlü kira sözleşmesine ve alacağın miktarına karşı çıkmadığına göre, kira ilişkisi ve takip konusu miktar kesinleşmiştir. İtirazın kaldırılması davalarına özgü olarak, İ.İ.K.nun 63. maddesi hükmü uyarınca borçlu, borca itiraz dilekçesinde ileri sürdüğü hususlarla bağlı olup, yargılama ve doğal olarak istinaf aşamasında bu sebepleri değiştiremez ve genişletemez....

    evine hırsız girdiğini ve hırsızın altı imzalı bu senetleri çalınmış ve üzerilerini doldurmuş olabileceğini, borca da itiraz ettiklerini beyanla imzaya ve borca itirazlarının kabulüne ile takibin iptaline ve tazminata karar verilmesini talep etmiştir....

    HUKUK DAİRESİ DOSYA NO : 2021/206 KARAR NO : 2021/219 T Ü R K M İ L L E T İ A D I N A İ S T İ N A F K A R A R I İNCELENEN KARARIN MAHKEMESİ : GEMEREK İCRA HUKUK MAHKEMESİ TARİHİ : 03/12/2020 NUMARASI : 2020/14 ESAS 2020/22 KARAR DAVA KONUSU : İcra Takibine İtirazın Kaldırılması KARAR : Yukarıda tarih ve numarası yazılı mahkeme kararı aleyhine süresi içinde davacı vekili tarafından istinaf yasa yoluna başvurulmuş olmakla, HMK’nın 353. maddesi gereğince dosya üzerinden yapılan inceleme neticesinde işin gereği görüşülüp düşünüldü: Davacı vekili dava dilekçesinde özetle; Borçlular aleyhine 31/10/2013 tanzim ve 31/10/2014 vade tarihli 92.270 TL bonoya dayalı olarak Gemerek İcra Müdürlüğü'nün 2020/88 Esas sayılı dosyası ile ilamsız takip başlatıldığını, borçluların borca, imzaya, iddia edilen asıl alacağa ve borcun tamamına, takipte işletilen faize ve faiz miktarına, takipte işletilmiş ve işletilmesi istenen faiz oranına ve tüm ferilere itiraz ettiğini, aynı zamanda...

    Davacı vekili icra mahkemesine başvurusunda, yetki itirazında bulunduğu, ayrıca borca, imzaya, faize ve borcun sair tüm ferilerine itiraz haklarını saklı tuttuğu, mahkemece davacının yetki itirazının kabulüne dair verilen kararın davacı vekilince borca itirazlar belirtilerek istinaf edildiği anlaşılmıştır. Davacı vekilince yargılamayı sürüncemede bırakacak şekilde, ilk derece mahkemesine müracaatında her hangi bir borca itiraz ileri sürmeksizin ve borca itirazlarını da saklı tutarak yetki itirazında bulunulması, ilk derece mahkemesince de davacının yetki itirazının kabulü yönündeki karar aleyhine borca itirazlar ileri sürülerek istinaf yoluna başvurulması haksız ve kötü niyetli olup, davacı vekilinin istinaf başvurusunun esastan reddi ile HMK'nın 351. maddesi atfıyla HMK'nın 329/2 maddesi uyarınca davacı vekili hakkında takdiren 3.000,00 TL disiplin para cezası uygulanması gerekmektedir....

    gerekçesiyle imzaya ve borca itirazın süresinde olmadığından reddine karar verildiği görülmektedir....

      para almadığını ve borcunun bulunmadığını, borca itiraz ettiğini, 2015 yılında bedelini ödeyerek şirketten bir apartman dairesi satın aldığını, ancak tüm borcu ödediğini, daireyi de 1 yıl içerisinde sattığını, dolandırıcılık ve sahtecilik işiyle karşı karşıya olduğunu belirterek borca, imzaya ve bonoya itirazlarının kabulüne karar verilmesini talep etmiştir....

      İİK'nun 68/1. maddesi gereğince; talebine itiraz edilen alacaklının takibi, imzası ikrar veya noterlikçe tasdik edilen borç ikrarını içeren bir senede yahut resmi dairelerin veya yetkili makamların yetkileri dahilinde ve usulüne göre verdikleri bir makbuz veya belgeye müstenit ise, alacaklı itirazın kaldırılmasını isteyebilir. Somut olayda, takibe dayanak yapılan senet üzerindeki imzaya, borçlu tarafından ayrıca ve açıkça itiraz edilmediğinden bu belge, İİK'nun 68/1. maddesinde yer alan ve alacaklıya genel haciz yolu ile takip yapma imkanı tanıyan mücerret borç ikrarını içeren bir belge niteliğinde olup, buna karşılık borçlu, borcun aslına yönelik itirazını aynı nitelikte belgelerle kanıtlayamamışsa da; mahkemece, borçlunun işlemiş faize ve faiz oranına da itirazda bulunduğu ve alacağın vade tarihinde muaccel olacağı gözetilerek bu yönlerden de inceleme yapılmak suretiyle oluşacak sonuca göre karar verilmesi gerekirken, yazılı şekilde hüküm tesisi isabetsizdir....

        Davacı/borçlu vekili istinaf dilekçesinde özetle; dava dilekçesinde ödeme emrinin usulsüzlüğü şikayeti ile birlikte imzaya ve borca itiraz ettiklerini, borca ve imzaya itirazları da olduğu halde dosya üzerinden karar verildiğini, dosyanın duruşmalı olarak incelenmesi gerektiğini, kararın bu yönüyle hukuka aykırı olduğunu, sadece icra ceza dosyasından yapılan tebligatın yeterli görülüp icra dosyasından ödeme emrinin usulüne göre tebliğ edilmemesinin düşünülemeyeceğini, ödeme emrinin tebliğ edilmesi halinde borçlunun cebri icra yoluna kim tarafından, ne suretle ve miktarda maruz kaldığını bilebileceğini, ceza dosyasının da takibe ilişkin olmayıp çeke ilişkin olduğunu, icra dosyası ile bağı ve bağlantısı bulunmadığını belirterek kararın kaldırılmasını talep etmiştir. Davacının başvurusu, kambiyo senetlerine özgü haciz yolu ile takipte, ödeme emri tebliğinin usulüzlüğü şikayeti ile birlikte imzaya ve borca itiraz davasıdır. İlk derece mahkemesince; davacı/borçlunun İstanbul Anadolu 14....

        UYAP Entegrasyonu