Loading Logo

sonkarar

Sayfa Yükleniyor

CEVAP : Davalı alacaklı T3 vekili cevap dilekçesinde özetle; haksız ve dayanaksız şekilde yapılan icra takibine, borca, faize, ferilerine, imzaya itiraz içerikli davayı kabul etmediklerini, davacının her ne kadar imzaya itiraz etmiş ise de dava dilekçesinin sonuç kısmında ödemiş olduğu borca istinaden başlatılan takipte borca ve ferilerine itiraz ettiğini, bu şekilde zımni olarak borcu kabul ettiğini, alacağın tahsiline engel olmak için dava açıldığını, icra dosyasında davacı borçlu T1'e ve borçlu eşi Özden Döğer'e usulüne uygun ödeme emri tebliğ edildiğini ancak Özden Döğer'in takibe itiraz etmediğini, davacının, eşinin imza atmış olabileceğini ileri sürüp, bu hukuki ilişkiden haberdar olmadığını ileri sürmesi hayatın olağan akışına aykırı olduğunu, davacının ödemeden kaçınmak için bu yola başvurduğunu, zira ilgili icra dosyasında UYAP sorgusunda borçlu Özden Döğer'in üzerinde kayıtlı malvarlığı görünmezken, borçlu T1'in üzerinde 8 gayrimenkul ve 2 araç kaydı bulunduğunu, üzerinde malvarlığı...

Davalı alacaklı vekili, istinaf dilekçesinde mazeretin belgelendirilmemesi nedeniyle duruşmanın ertelenmeyip davanın esası hakkında karar verilmesinin kanuna aykırı olduğunu ileri sürmüş ise de, HMK'nun 150/2 maddesinde "Geçerli bir özrü olmaksızın duruşmaya gelmeyen taraf, yokluğunda yapılan işlemlere itiraz edemez." hükmü yer aldığından bu hususa ilişkin istinaf sebebi yerinde görülmemiştir. Davalı alacaklı vekili, takibin geçici durdurulması kararında yasa yolunun belirtilmemesi nedeniyle savunma hakkının kısıtlandığını ileri sürmüş ise de, İİK'nun 169/a ve 170. Maddelerine göre icra mahkemesince verilen "takibin geçici durdurulması" kararlarının müstakilen veya esas kararla birlikte istinaf incelemesine konu edilmesi bu hususta yasal düzenleme bulunmadığından mümkün değildir. İmzaya itiraz dışındaki diğer bütün itirazlara borca itiraz denir. Bu nedenle, bonoyu düzenleyen şirketin "çift imza" ile temsil edildiği iddiası borca itiraz niteliğindedir....

Davalı alacaklı vekili, istinaf dilekçesinde mazeretin belgelendirilmemesi nedeniyle duruşmanın ertelenmeyip davanın esası hakkında karar verilmesinin kanuna aykırı olduğunu ileri sürmüş ise de, HMK'nun 150/2 maddesinde "Geçerli bir özrü olmaksızın duruşmaya gelmeyen taraf, yokluğunda yapılan işlemlere itiraz edemez." hükmü yer aldığından bu hususa ilişkin istinaf sebebi yerinde görülmemiştir. Davalı alacaklı vekili, takibin geçici durdurulması kararında yasa yolunun belirtilmemesi nedeniyle savunma hakkının kısıtlandığını ileri sürmüş ise de, İİK'nun 169/a ve 170. Maddelerine göre icra mahkemesince verilen "takibin geçici durdurulması" kararlarının müstakilen veya esas kararla birlikte istinaf incelemesine konu edilmesi bu hususta yasal düzenleme bulunmadığından mümkün değildir. İmzaya itiraz dışındaki diğer bütün itirazlara borca itiraz denir. Bu nedenle, bonoyu düzenleyen şirketin "çift imza" ile temsil edildiği iddiası borca itiraz niteliğindedir....

Davalı alacaklı vekili, istinaf dilekçesinde mazeretin belgelendirilmemesi nedeniyle duruşmanın ertelenmeyip davanın esası hakkında karar verilmesinin kanuna aykırı olduğunu ileri sürmüş ise de, HMK'nun 150/2 maddesinde "Geçerli bir özrü olmaksızın duruşmaya gelmeyen taraf, yokluğunda yapılan işlemlere itiraz edemez." hükmü yer aldığından bu hususa ilişkin istinaf sebebi yerinde görülmemiştir. Davalı alacaklı vekili, takibin geçici durdurulması kararında yasa yolunun belirtilmemesi nedeniyle savunma hakkının kısıtlandığını ileri sürmüş ise de, İİK'nun 169/a ve 170. Maddelerine göre icra mahkemesince verilen "takibin geçici durdurulması" kararlarının müstakilen veya esas kararla birlikte istinaf incelemesine konu edilmesine yasal imkan bulunmadığından hususa ilişkin istinaf sebebi yerinde görülmemiştir. İmzaya itiraz dışındaki diğer bütün itirazlara borca itiraz denir. Bu nedenle, bonoyu düzenleyen şirketin "çift imza" ile temsil edildiği iddiası borca itiraz niteliğindedir....

Davalı alacaklı vekili, istinaf dilekçesinde mazeretin belgelendirilmemesi nedeniyle duruşmanın ertelenmeyip davanın esası hakkında karar verilmesinin kanuna aykırı olduğunu ileri sürmüş ise de, HMK'nun 150/2 maddesinde "Geçerli bir özrü olmaksızın duruşmaya gelmeyen taraf, yokluğunda yapılan işlemlere itiraz edemez." hükmü yer aldığından bu hususa ilişkin istinaf sebebi yerinde görülmemiştir. Davalı alacaklı vekili, takibin geçici durdurulması kararında yasa yolunun belirtilmemesi nedeniyle savunma hakkının kısıtlandığını ileri sürmüş ise de, İİK'nun 169/a ve 170. Maddelerine göre icra mahkemesince verilen "takibin geçici durdurulması" kararlarının müstakilen veya esas kararla birlikte istinaf incelemesine konu edilmesine yasal imkan bulunmadığından hususa ilişkin istinaf sebebi yerinde görülmemiştir. İmzaya itiraz dışındaki diğer bütün itirazlara borca itiraz denir. Bu nedenle, bonoyu düzenleyen şirketin "çift imza" ile temsil edildiği iddiası borca itiraz niteliğindedir....

Senetteki her imza, diğerlerinden bağımsız olarak sadece imza sahibini bağlar. İmzaların bağımsızlığı ilkesi, poliçeye atılı her geçerli imzanın (keşidecinin, cirantanın, avalistin, kabul eden muhatabın imzası gibi) sahibini bağladığını, geçersiz imzaların sahiplerinin sorumlu tutulmamasına rağmen poliçenin geçerliliğini ortadan kaldırmadığını ifade eder. Geçerli imzaların sahipleri, başkasının imzasının geçersiz olduğunu ileri sürerek kambiyo sorumluluğundan kurtulamazlar. Geçersiz bir imza, ciro zincirini de koparmaz. Çekin keşide tarihi itibariyle keşideci şirketin çift imza ile temsil olunduğu, takip dayanağı çek üzerinde tek imza bulunduğuna ilişkin iddia İİK'nın 169 ve 169/a maddeleri kapsamında borca itiraz niteliğindedir. Somut olayda, davacı/borçlu lehdar/ciranta konumunda olup, takip dayanağı çekteki keşideci imzasının temsil yönünden eksik olduğunu ileri süremez. Davacı, borçlu olmadığını kanıtlayan İİK'nın 169/a-1. maddesi kapsamında belge de sunmamıştır....

İCRA HUKUK MAHKEMESİ TARİHİ : 15/02/2021 NUMARASI : 2019/861 ESAS - 2021/127 KARAR DAVA KONUSU : İmzaya İtiraz|İcra Takibine İtiraz (Borca İtiraz) KARAR : Yukarıda tarih ve numarası yazılı mahkeme kararının istinaf yolu ile incelenmesi talep edilmiş olup, dosya yerel mahkemece Dairemize gönderilmiş olmakla, üye hakim tarafından düzenlenen rapor dinlendikten ve dosyadaki tüm belgeler okunup incelendikten sonra gereği görüşülüp, düşünüldü. İDDİA VE SAVUNMANIN ÖZETİ: Davacı vekili dava dilekçesinde özetle; takibe konu senetteki imzanın müvekkiline ait olmadığını, ayrıca müvekkilinin takip alacaklısına herhangi bir borcunun olmadığını beyan ederek, imzaya ve borca itiraz etmiş, davalının %20 tazminata mahkum edilmesini talep ve dava etmiştir....

DELİLLERİN DEĞERLENDİRİLMESİ VE GEREKÇE: İncelenen tüm dosya kapsamına göre; davacı vekilinin icra mahkemesine yaptığı başvuruda, imza itirazında bulunduğu, mahkemece yapılan yargılama sonucunda imzaya itirazın kabulüne karar verildiği, karara karşı davalı alacaklı vekilinin istinaf yoluna başvurduğu, İİK.168/5 maddesi gereğince kambiyo takiplerinde borca itiraz süresinin 5 gün olduğu, ödeme emrinin davacı borçluya 09.11.2019 tarihinde tebliğ edildiği, 5 günlük itiraz süresinin son gününün 14.11.2019 olduğu ve resmi tatile denk gelmediği, dava dilekçesinde ödeme emrinin usulsüz tebliğine ilişkin bir iddianın da bulunmadığı, dava tarihinin 18.11.2019 olduğu dikkate alındığında 5 günlük itiraz süresinin dolduğu, mahkemece davanın süre yönünden reddine karar verilmesi gerekirken, kabulüne karar verilmesinin usul ve yasaya aykırı olduğu anlaşılmakla, istinaf talebinin kabulüne, ilk derece mahkeme kararının kaldırılmasına, davanın süre yönünden reddine karar vermek gerekmiş ve aşağıdaki şekilde...

İcra Dairesinin 2020/5232 Esas sayılı dosyası ile tarafına kambiyo senetlerine mahsus haciz yolu ile takip başlatıldığını, e-devlet üzerinden öğrendiğini, alacaklı olduğunu iddia eden tarafa herhangi bir borcunun bulunmadığını, dosya hakkında bilgi almak için icra dairesine gittiğinde ödeme emri ve senet fotokopisinin verildiğini, söz konusu dosyadaki senet üzerindeki imzanın kendisine ait olmadığını, alacaklı olduğunu iddia eden tarafa herhangi bir borcunun olmadığını, kimlik fotokopisindeki imza ile senetteki imza arasında fark olduğunu, imzalar birbirine hiç benzemediğini, Senet düzenleme tarihinin13.10.2010 tarihi olup vade tarihinin ise 01.10.2017 gözüktüğünü, hayatın olağan akışına aykırı bir senet olduğunu, senet üzerinde belirtilen borca ve imzaya itiraz ettiğini, senet üzerinde alacaklı gözüken kişiye herhangi bir borcunun bulunmadığını, bu nedenlerle senetteki borca ve imzaya itiraz etiğini, takibin durdurulmasına, ödeme emrinin ve takibin iptaline, davalı aleyhine %20 oranında...

DELİLLERİN DEĞERLENDİRİLMESİ VE GEREKÇE: İncelenen tüm dosya kapsamına göre; alacaklı tarafından davacı aleyhine kambiyo senetlerine mahsus haciz yoluyla icra takibine başlandığı, borçlunun imzaya ve borca itiraz ederek icra mahkemesine başvurduğu, mahkemece, imza ve borca itirazın reddine karar verildiği görülmektedir. Kambiyo senetlerine dayalı olarak başlatılan takiplerde imzaya itiraz İİK.nun 170. maddesinde düzenlenmiş olup, bu maddenin üçüncü fıkrasında, icra mahkemesince imza incelemesinin aynı kanunun 68/a maddesinin dördüncü fıkrasına göre yapılması gerektiğine işaret edilmiştir....

UYAP Entegrasyonu