Loading Logo

sonkarar

Sayfa Yükleniyor

"İçtihat Metni"MAHKEMESİ :Asliye Hukuk Mahkemesi Taraflar arasındaki kamulaştırmasız el atılan taşınmaz bedelinin tahsili davasından dolayı yapılan yargılama sonunda: Davanın kabulüne dair verilen yukarıda gün ve sayıları yazılı hükmün Yargıtay'ca incelenmesi, taraf vekillerince verilen dilekçeler ile istenilmiş olmakla, dosyadaki belgeler okunup uyuşmazlık anlaşıldıktan sonra gereği görüşülüp düşünüldü: - K A R A R – Davalı idare tarafından dava konusu taşınmazın bulunduğu bölgede fiili imar uygulamasına başlanıldığı ileri sürüldüğünden; Dava konusu taşınmazda fiili imar uygulaması yapılıp yapılmadığı, yapılmış ise hangi aşamada olduğu, uygulamaya ilişkin işlemler tamamlanmış ise imar uygulaması nedeniyle düzenlenen parselasyon planı, şuyulandırma cetvelleri ve yeni oluşan tapu kayıtları ilgili Belediye Başkanlığı İmar Müdürlüğü ve Tapu Sicil Müdürlüğünden getirtildikten sonra, Birlikte gönderilmek üzere dosyanın mahkemesine GERİ ÇEVRİLMESİNE...

    Somut olayda olayda davalı tarafından yapılan inşaat faaliyeti nedeniyle davalıya ait taşınmazda çökme, kabarma ve kayma gibi olayların yaşandığı, bu olaylar ile davalıya ait inşaat faaliyeti arasında illiyet bağının bulunduğu sabittir. Davacı vekilince davalıya ait inşaat faaliyeti nedeniyle oluşan zararların tazminine ilişkin olarak dava açılmış olup zarar kalemlerinden biri de davacıya ait taşınmazda oluşan değer kaybı olarak açıklanmıştır. Davacı vekilince değer kaybı talebinin gerekçelerinden biri olarak dava konusu taşınmazın imara kapatılması gösterilmiş ise de dosya kapsamından bu durumun geçici, olduğu dava tarihi itibariyle taşınmazın imar durumunun olay öncesindeki haliyle aynı olduğu anlaşıldığından bu yöndeki iddialara itibar edilmemiştir....

    Hal böyle olunca, davaya konu bölgede imar uygulaması yapılıp yapılmadığının araştırılması; yapılmış ise, taraflara ait imar öncesi ve imar sonrası tüm kayıtlar ve krokiler getirtilerek mahalline uygulanması, davalıların çekişmeli yeri kullanımının imar uygulamasından kaynaklanıp kaynaklanmadığının belirlenmesi, imar uygulamasından kaynaklanıyor ise çekişmeli yerde davalının imar öncesinde hukuken korunmaya değer bir hakkının bulunup bulunmadığının açıklığa kavuşturulması, müdahale imar uygulaması neticesinde meydana gelmiş ise, yıkımı istenen duvar ve ağaçların 3194 sayılı Kanunun 5. ve 20. maddelerinde sayılan tesislerden olmadığı gözetilerek yine bedel depo ettirilmeksizin yıkımına karar verilmesi, ayrıca imar uygulaması bir kamusal tasarruf olup bu durumda kusurları olmadıkları dikkate alınarak davalıların yargılama giderlerinden de sorumlu tutulmamaları gerekirken değinilen hususlarda araştırma ve inceleme yapılmadan yazılı şekilde karar verilmesi doğru değildir....

      Uyuşmazlık, bir adet taşınmazda ortaklığının satılarak giderilmesine karar verilmesi istemine ilişkin olup, mahkemece, davanın kabulüne karar verilmesi üzerine hüküm, davalı tarafından temyiz edilmiştir. Paydaşlığın(ortaklığın) giderilmesi davasını paydaşlardan (ortaklardan) biri veya bir kaçı diğer paydaşlara (ortaklara) karşı açar. HUMK.nun 569. (HMK 27) maddesi hükmü uyarınca davada bütün paydaşların (ortakların) yer alması zorunludur. Paydaşlardan veya ortaklardan birisinin ölmesi halinde alınacak mirasçılık belgesine göre mirasçılarının davaya katılmaları sağlandıktan sonra işin esasının incelenmesi gerekir. Olayımıza gelince; dava konusu edilen ve satışına karar verilen taşınmazda yargılama devam ederken 08.10.2010 tarihinde Başbakanlık Toplu Konut İdaresi tarafından 3194 sayılı İmar Kanununun 18. maddesine göre yapılan imar uygulaması sonucu bir çok yeni pay sahibi oluştuğu getirtilen tapu kaydından anlaşılmaktadır....

        Şöyle ki; 1-2942 Sayılı Yasanın 4650 Sayılı Yasa ile değişik 11. maddesinin son fıkrası hükmüne göre, kamulaştırma yoluyla irtifak hakkı kurulmasında kamulaştırma bedeli, bu kamulaştırma nedeniyle taşınmazda oluşan değer düşüklüğüdür. Diğer bir anlatımla, taşınmaz malın irtifak kurulmadan önceki değeri ile irtifak hakkı kurulduktan sonraki değeri arasındaki fark kamulaştırma bedelidir. İrtifak hakkı kurulması nedeniyle taşınmazda oluşacak değer düşüklüğü oranı, taşınmazın cinsi, niteliği, kullanım biçimi ile irtifakın niteliği (akaryakıt boru hattı, elektrik enerjisi nakil hattı vb) taşınmazda kapladığı alan, yeri, konumu ve yönü dikkate alınarak belirlenir. Yargıtay uygulamalarında, taşınmaz malın niteliğine uygun kullanımını önemli ölçüde etkileyen özel bir durum sözkonusu değilse, irtifak nedeniyle taşınmazda olabilecek değer düşüklüğü irtifaktan etkilenen (irtifakın geçtiği) alanın mülkiyet değerinin arazilerde %35’ini, arsalarda %50’sini aşmaması gerekir....

          İLERİ SÜRÜLEN İSTİNAF SEBEPLERİ: Davacı vekili 07/09/2021 tarihli istinaf talebini içerir dilekçesinde; mahkemece verilen kararın usul ve yasaya aykırı olduğunu, davalının maliki bulunduğu binada yönetim planına, projeye ve Kat Mülkiyeti Kanununa aykırı imalatlar yaptığının, yapılan keşif ve bilirkişi raporları ile tespit edildiğini, mahkemece, davalının yapmış olduğu eklentiler için imar barışından faydalanmış olduğu ve davacılara ait parsellere ait meskenler açısından davalı ile aralarında herhangi bir komşuluk ilişkisi bulunmadığı belirtilmiş ise de, davalının meskeninde yapmış olduğu imalatların ortak alana tecavüz teşkil ettiğinin ve yönetim planı ile mimari projeye aykırı olduğunun sabit olduğunu, mahkemece sitede birçok taşınmazda aynı şekilde mimari projeye aykırı ve ortak alana müdahale teşkil eden taşınmazlar bulunduğu belirtilmiş ise de, davanın reddi ile yasalara aykırı imalatlara meşruluk kazandırıldığını, toplanan delillere göre davanın kabulüne karar verilmesi gerekirken...

          Diğer taraftan, bir kimsenin ayni veya kişisel hakkının bulunduğu kadastral parsel üzerine inşa ettiği binanın üzerinde bulunduğu zeminin, bina ile birlikte imar uygulaması sonunda başkasına özgülenmesi ve onun adına sicil kaydının oluşması halinde 3194 sayılı İmar Yasasının 18.maddesinde öngörülen, binadan kaynaklanan kaim bedele hak kazanacağı asıldır. Oysa somut olayda, davalı ...'nin binayı yaptığı sırada imar öncesi 1263 ada 3 parselde kişisel veya ayni bir hakkı bulunmamaktadır. Kendisine gayrimenkul satış vaadi sözleşmesi ile temlik eden ... ondan öncesi ... ise yapının inşa edilmesinde bir dahli bulunmadığı gibi bina ile ilgili bir hakları da bulunmamaktadır.Bu durum karşısında davalı ...'nin 3194 sayılı İmar Yasasının 18.maddesinde yapı nedeniyle öngörülen kaim bedele müstahak bulunmadığı da açıktır. ./.....

            "İçtihat Metni"MAHKEMESİ :ASLİYE HUKUK MAHKEMESİ DAVA TÜRÜ : TAPU İPTALİ VE TESCİL Taraflar arasında görülen davada; Davacı, paydaşı bulunduğu 610 parsel sayılı taşınmazda evi olduğunu, ortaklığın giderilmesi davası sonucu taşınmazın davalı tarafından satın alındığını, imar uygulaması ile müstekil imar parsellerinin oluştuğunu, davalının söz verdiği halde evinin bulunduğu 4 imar parselini kendi adına tescil ettirdiğini ileri sürerek, tapunun iptal ve tescilini istemiştir. Davalı, davanın reddini savunmuştur. Mahkemece, davanın reddine karar verilmiştir. Karar, davacı tarafından süresinde temyiz edilmiş olmakla; Tetkik Hakimi ...'ın raporu okundu, düşüncesi alındı. Dosya incelendi, gereği görüşülüp, düşünüldü. -KARAR- Dosya içeriğine, toplanan delillere, hükmün dayandığı yasal ve hukuksal gerekçeye ve özellikle delillerin takdirinde bir isabetsizlik bulunmamasına göre; davacının temyiz itirazı yerinde değildir....

              Mahallesi 343 ada 1 nolu parsele tahsis edildiği, tahsis edilen bu hissenin 2981/3290 sayılı İmar Affı Yasasına göre 2.436.000 TL ipotek alacağına dönüştürüldüğü, daha sonra da ipotek revizyon planı uyarınca 112938 ada 1 ve 2 nolu parselin üzerine taşındığı, ... Mahallesi 877 nolu parsel üzerinde murisleri ... kızı ...'nin 610 m² kadastro parselli hissesinin de aynı imar düzenlemeleri ile 192 m²'si Düzenleme Ortaklık Payı olarak kesildikten sonra 418 m² ... Mahallesi, 343 ada 1 nolu parsele gittiği, 10 m² hissenin ise 175.000 TL ipotek alacağı olarak aktarıldığı, davacıların talep edecekleri bedele dönüştürülen toplam alanın (139+10) 149 m² olduğu, ... Mahallesi 443/5. 491/3. 445/2 nolu parsellerde ise, davacıların ipotek alacağına ilişkin hisselerinin bulunmadığı anlaşılmıştır....

                Davacı vekili, müvekkilinin maliki olduğu dava konusu 30402 ada 3 parsel sayılı taşınmazda ıslah imar planı uygulaması yapıldığını ve 15.09.1987 tarihinde davalılar lehine 4.500 ETL bedelli imar ipoteği tesis edildiğini belirterek ipotek bedelinin ödenmesi karşılığında ipoteğin kaldırılmasına karar verilmesini talep etmiştir. Bir kısım davalı, davacının dava konusu taşınmazı taşınmazda ipotek şerhi olduğunu bilerek satın aldığını beyan ederek davanın reddini savunmuş ve lehlerine tesis edilen ipoteğin dava tarihindeki rayiç değerinin dikkate alınmasını istemiştir. Mahkemece, davanın kabulüne karar verilmiş, hükmün davalılar ..., ..., ..., ..., ... ve ... vekili tarafından temyiz edilmesi üzerine Dairemizin 21.05.2018 tarih, 2015/15762 E-2018/3885 K sayılı ilamı ile onanmasına karar verilmiştir. Onama kararına karşı davalılar ..., ..., ..., ..., ... ve ... vekili karar düzeltme isteminde bulunmuştur. Somut olayda dosya içeriğinden; 2885 ada 15 parsel sayılı kadastral parselde ......

                  UYAP Entegrasyonu