Gerçekten bir kimse kendisine veya yasanın himaye ettiği bir hakka dayanarak üçüncü bir şahsa ait bir taşınmaz üzerine ayrılmaz parça (mütemmim cüz) niteliğinde yapı inşa etmiş imar uygulaması sonucu bu yer davacıya ait imar parseli içerisinde kalmış ise, kendi arzu ve iradesi dışında idari kararla oluşan bir durum söz konusu olduğundan kusurlu sayılamaz. İşte bu nedenle yukarıda değinildiği gibi yasa koyucu imar parseli malikine karşı yapı sahibini koruma zorunluluğunu duymuştur. Somut olaya gelince; gerçektende, davalının paydaşı olduğu kadastral parselde imar öncesi yapmış olduğu binanın imar uygulaması sonunda kayden davacılara ait çekişmeli imar parsellerinde kaldığı sabittir. Esasen bu husus mahkemeninde kabulündedir. O halde; mahkemece, kaim bedel ödenmek suretiyle elatmanın önlenmesi ve yıkım isteğinin kabulüne karar verilmesi gerekirken, yanılgılı değerlendirme ve yasal olmayan gerekçe ile yazılı olduğu şekilde hüküm kurulması doğru değildir....
"İçtihat Metni" MAHKEMESİ :Asliye Hukuk Mahkemesi Taraflar arasındaki imar uygulaması sonucunda yolda kalan ağaç bedellerinin tahsili davasından dolayı yapılan yargılama sonunda: Mahkemenin görevsizliğine dair verilen yukarıda gün ve sayıları yazılı hükmün Yargıtay'ca incelenmesi davacı vekili yönünden verilen dilekçe ile istenilmiş olmakla, dosyadaki belgeler okunup iş anlaşıldıktan sonra gereği görüşülüp düşünüldü: - K A R A R – Dava, imar uygulaması sonucunda yolda kalan ağaç bedellerinin tahsili istemine ilişkindir....
Deresi mevkiine ait 1848 tahrir numaralı vergi kayıtlarının İlçe Özel İdare Müdürlüğü ile Başbakanlık Devlet Arşivleri Genel Müdürlüğünden getirtilerek dosyasına konulması, 2- Çekişmeli taşınmaza komşu 1284 ada 62 sayılı parselin kadastro tespit tutanağının onaylı sureti ile varsa dayanağı kayıtların getirtilerek dosyasına konulması, 3- Gaziantep 1.Asliye Hukuk Mahkemesinin 1993/360 Esas-1993/492 Karar sayılı dava dosyasının getirtilerek dosyasına konulması, 4- Dosyada imar uygulaması ile ilgili çelişkili müzekkere cevapları bulunduğundan çekişme konusu 1284 ada 63 sayılı parselin sonradan imar uygulaması görüp görmediği sorularak, imar uygulaması görmüş ise imar ile oluşan parsellerin tapu kayıtları getirtilerek dosyasına konulması, bundan sonra temyiz incemesi yapılmak üzere gönderilmesi için dosyanın Mahkemesine GERİ ÇEVRİLMESİNE, 31.01.2011 gününde oybirliğiyle karar verildi....
Asliye Hukuk Mahkemesinin 2019/91 Esas - 2019/209 Karar sayılı kararının Yargıtay'ca incelenmesi, davalı idare vekilince verilen dilekçe ile istenilmiş olmakla, dosyadaki belgeler okunup uyuşmazlık anlaşıldıktan sonra gereği görüşülüp düşünüldü: - K A R A R – Yapılan incelemede dava konusu taşınmazın 26.08.2020 tarih 40852 yevmiye numaralı imar uygulaması neticesinde 8402 ada 2 ve 3 parsel numaraları ile tapuda tescillerinin yapıldığı anlaşıldığından; 1-Dava konusu taşınmaza ilişkin bahsi geçen imar uygulaması kapsamında şuyulandırma cetveli ile birlikte oluşan yeni tapuların Tapu Müdürlüğünden getirtildikten, 2-İmar uygulaması kapsamında davacıların başka parselde hisselendirilip hisselendirilmediği, başka parselde hisselendirilmiş olmaları durumunda hisselendirilen parselin imar planında kamuya özgülenip özgülenmediği, ilgili belediye başkanlığından sorulup bu parsele fiilen el atma olup olmadığı da araştırılarak bu konuda fen bilirkişiden ek rapor alındıktan...
Hukuk Dairesince istinaf isteminin kabulü ile HMK'nun 353/1-b-2 maddesi uyarınca esas hakkında yeniden karar verilmesine dair yukarıda gün ve sayıları yazılı kararının Yargıtay'ca incelenmesi davalı idare vekilince verilen dilekçe ile istenilmiş olmakla, dosyadaki belgeler okunup uyuşmazlık anlaşıldıktan sonra gereği görüşülüp düşünüldü: - K A R A R - Yapılan incelemede dava konusu taşınmazın 26.08.2020 tarih 40852 yevmiye numaralı imar uygulaması neticesinde ... ada ... ve ... parsel numaraları ile tapuda tescillerinin yapıldığı anlaşıldığından; 1-Dava konusu taşınmaza ilişkin bahsi geçen imar uygulaması kapsamında şuyulandırma cetveli ile birlikte oluşan yeni tapuların Tapu Müdürlüğünden getirtildikten, 2-İmar uygulaması kapsamında davacıların başka parselde hisselendirilip hisselendirilmediği, başka parselde hisselendirilmiş olmaları durumunda hisselendirilen parselin imar planındaki konumunun ilgili belediye başkanlığından sorulup bu parsele fiilen el atma olup olmadığı...
Her ne kadar Dairemizce, davacının mahkeme ilamına dayalı mülkiyet hakkının imar parsellerine yansıtılması yönünde bozma kararı verilmiş ise de somut olayda, davacının açmış olduğu dava sonucunda lehine verilen pay tesciline ilişkin kararı, imar uygulaması öncesi tapuda infaz ettirmek suretiyle 1/16 payın adına tescilini sağladığı, başka bir deyişle mülkiyet hakkının imar uygulaması öncesi sicil kaydında mevcut olduğu, buna rağmen imar uygulaması sırasında bu hususun gözetilmediği bu defa yapılan incelemede anlaşılmıştır. Davalı ......
Somut olaya gelince; davacı her ne kadar 206 ada 8 parsel sayılı taşınmazının, imar uygulaması sonucu 977 ada 15 sayılı imar parseli olarak şuyulandırıldığını, tarafına ait 480 m2'lik kısmın davalıya ait 977 ada 21 sayılı imar parseline katıldığını, 977 ada 21 sayılı imar parselindeki kendisine ait 480 m2'lik kısmın iptal edilerek zemindeki gibi adına kayıtlı 977 ada 15 sayılı imar parseline eklenerek adına kaydedilmesini istemişse de eldeki davanın kadastral parselin ihyasına ilişkin tapu iptali ve tescil davası olduğu anlaşılmaktadır. Davacı tarafından dava konusu taşınmazı kapsayan alanda 3194 sayılı İmar Kanununun 18. maddesi uyarınca imar uygulaması yapılmasına ilişkin 03.08.2010 tarihli ve 2010/783 sayılı ... Belediye Encümeni Kararının iptali istemiyle idari yargı yerinde açılan davanın ... 2....
Mahallesi ... ada ... ve ... ada ... parsel sayılı taşınmazlarda şuyulandırıldığı, UYAP sistemi üzerinden yapılan sorgulamada ise imar uygulaması sonucu oluşan yeni tapu kayıtlarının 17.12.2018 tarihinde tescil edildiği anlaşılmıştır. Bu durumda, mahkemece yeni oluşan imar parsellerinin tapu kayıtları, ölçekli krokileri ve imar durumları da getirtildikten sonra yeniden keşif yapılarak, imar uygulaması sonucu oluşan parsellere fiilen el atılıp atılmadığı belirlenip, el atmanın varlığının tespiti halinde veya yeni parsellerin fiilen el atılmamakla birlikte davalı idare sorumluluğunda kamu hizmetine tahsis edilen taşınmazlar olup olmadığının belirlenmesi ve sonucuna göre karar verilmesi gerektiğinden, Hükmün yukarıda açıklanan gerekçelerle davacı vekilinin temyiz isteminin kabulü ile BOZULMASINA, peşin alınan temyiz harcının istenildiğinde iadesine ve temyize başvurma harcının Hazineye irad kaydedilmesine, 17/06/2019 gününde oybirliğiyle karar verildi....
Davanın reddine dair verilen karar, Dairece; “ ... davacıya ait parselin imar öncesi 3206 parsel iken imar uygulaması sonucu 1112 ada 1, davalıya ait parselin imar öncesi 3225 parsel iken 1112 ada 20 parsel olduğu, taraflara ait taşınmazlarda bulunan yapıların imar öncesi herhangi bir tecavüzünün bulunmadığı, imar uygulaması sonucu davalıya ait binanın davacıya ait taşınmaza tecavüzlü hale geldiği mahkemece yapılan uygulama sonucu düzenlenen bilirkişi rapor krokisi ve dosya kapsamı ile sabit olduğu, bu hususun mahkemenin de kabulünde bulunduğu, öte yandan imara aykırılığın idareyi ilgilendiren ve idari yaptırımı gerektiren bir husus olduğunu, hal böyle olunca, değinilen ilke ve olgular gözetilerek 3194 sayılı İmar Yasasının 18. madde hükmü gereğince inceleme ve araştırma yapılarak sonucuna göre bir karar verilmesi, kabule göre de dava ret edildiği halde davalı yararına vekalet ücreti takdir edilmemesinin doğru olmadığı ” hususlarına değinilerek bozulmuş, mahkemece bozma ilamına uyulduktan...
HUKUK USULÜ MUHAKEMELERİ KANUNU(MÜLGA) [ Madde 1 ] "İçtihat Metni" Taraflar arasında görülen davada; Davacı, çekişmeli 11 nolu imar parselinin kendisine ait 1 nolu imar parseli ile bir bütün olduğu halde, davalılar adına tescil edildiğini, tescilin haksız olduğunu ileri sürerek iptal ve tescil isteğinde bulunmuştur. Davalılar, çekişmeli yerin imar uygulaması sonucunda adlarına tescil edildiğini belirtip, davanın reddini savunmuşlardır. Mahkemece, dava konusu taşınmazın imar uygulaması sonucu oluştuğu, idare mahkemesinin davaya bakmakta görevli olduğu gerekçesiyle, görevsizlik kararı verilmiştir. Karar, davacı vekili tarafından süresinde temyiz edilmiş olmakla, tetkik hakimi'nin raporu okundu, düşüncesi alındı. Dosya incelendi, gereği görüşülüp düşünüldü: Dava, imar uygulaması sonucu oluşan parsel kaydının iptal ve tescili isteğine ilişkindir....