Kanundan doğan ipoteğin müvekkilimi böyle mağdur edilerek kaldırılması müvekkilimin mülkiyet hakkını ihlal etmiş ve müvekkilimin mağduriyetine sebebiyet vermiştir. Her ne kadar tapuya güven ilkesi gereği, ipotek bedelinin tapuda belirtilen miktarla sınırlı kalınacağı kabul edilsede davaya konu ipotek tarafların serbest iradeleriyle değil aksine devlet eliyle kanundan kaynaklanan zorunlu durumlar sebebiyle tesis edilmiş olduğu için Yargıtay kanuni ipotek bedelinin, taşınmazın dava tarihindeki değerine göre hesaplanarak ipoteğin kaldırılması gerektiğini belirtmiştir....
"İçtihat Metni"MAHKEMESİ :Asliye Hukuk Mahkemesi Davacı vekili tarafından, davalılar aleyhine 15.05.2012 gününde verilen dilekçe ile ipoteğin kaldırılması istenmesi üzerine yapılan duruşma sonunda; davanın yargı yolu nedeniyle reddine dair verilen 17.12.2012 günlü hükmün Yargıtayca incelenmesi davacı vekili tarafından istenilmekle süresinde olduğu anlaşılan temyiz dilekçesinin kabulüne karar verildikten sonra dosya ve içerisindeki bütün kağıtlar incelenerek gereği düşünüldü: K A R A R Dava, 13 parsel sayılı taşınmaza, imar uygulaması sonucu konulan ipoteğin kaldırılması istemine ilişkindir. Davalılar vekili, mülkiyet hakkının imar çalışmaları sonucunda ipoteğe çevrildiğini ve davacı parselinde 3900 YTL bedelli ipotek tesis edildiğini, ipotek bedelinin artırılması için dava açtıklarını, sonucunun beklenmesini ve davanın reddini istemiştir....
Çünkü; imar ipoteği olması halinde, bu ipotek türü yasadan kaynaklandığı için ipoteğin kaldırılması isteğini içeren karşı davada yargılama giderleri davacı üzerinde bırakılacak, asıl dava için de davalı taraf lehine ipotek güncel bedeli üzerinden nispi vekalet ücretine hükmedilecektir. Yerleşik yargı kararları bu yöndedir. (Örneğin; Yargıtay 14. HD.'nin 2019/5065 E. 2020/4915 K. Sayılı ilamı bu yöndedir.) Asıl davadaki davacı anlatımlarında ipoteğin imar ipoteği olduğu yönünde açıklamalar mevcut ise de, bu husus tapu kaydından ve dosyadaki diğer belgelerden anlaşılamamaktadır. Yine; imar ipoteği olmaması halinde de, nispi harç ikmali ve nispi vekalet ücreti verilmesi bakımından ipoteğin güncel bedelinin belirlenmesi gerekmektedir. Bu nedenlerle davalılar-karşı davacılar vekilinin istinaf sebebi yerindedir....
"İçtihat Metni" MAHKEMESİ :Sulh Hukuk Mahkemesi Davacı vekili tarafından, davalı aleyhine 12.07.2010 gününde verilen dilekçe ile ipoteğin fekki istenmesi üzerine yapılan duruşma sonunda; davanın kabulüne dair verilen 23.12.2010 günlü hükmün Yargıtayca incelenmesi davacı vekili tarafından istenilmekle süresinde olduğu anlaşılan temyiz dilekçesinin kabulüne karar verildikten sonra dosya ve içerisindeki bütün kağıtlar incelenerek gereği düşünüldü: K A R A R Davacı, 3995 ada 1 sayılı parselin maliki olduğunu, taşınmazın imar uygulamasına tabi tutulduğunu, bu uygulama sırasında kanuni ipotek tesis edildiğini, 5.400 TL ipotek bedelinin ödenmesi koşuluyla ipotek şerhinin terkinine karar verilmesini istemiştir. Davalı, ipoteğin 1987 yılında tesis edildiğini, ipotek kurulurken saptanan bedelin dava tarihi itibariyle parasal bir önemi kalmadığını, ipotek bedelinin artırılması koşuluyla davayı kabul ettiğini bildirmiştir....
"İçtihat Metni"MAHKEMESİ :Asliye Hukuk Mahkemesi Taraflar arasındaki imar uygulaması sırasında bedele dönüştürülen davacılar murisinin payı nedeniyle davacılar murisi lehine tesis edilen ipotek karşılığının arttırılması davası ile birleştirilen ipoteğin kaldırılması davasından dolayı yapılan yargılama sonunda: Davanın kısmen kabulüne dair verilen yukarıda gün ve sayıları yazılı hükmün Yargıtay'ca incelenmesi davacılar vekili yönünden verilen dilekçe ile istenilmiş olmakla dosyadaki belgeler okunup iş anlaşıldıktan sonra gereği görüşülüp düşünüldü: - K A R A R - Dava, imar uygulaması sırasında bedele dönüştürülen davacılar murisinin payı nedeniyle davacılar murisi lehine tesis edilen ipotek karşılığının arttırılması, birleştirilen dava ipoteğin kaldırılması istemine ilişkindir. Mahkemece davanın reddine, birleştirilen davanın kabulüne karar verilmiş, hüküm davacılar vekilince temyiz edilmiştir....
Davalı, taşınmaz üzerine konulan ipotek bedelinin gerçek bedeli yansıtmadığını, taşınmazın gerçek bedelinin belirlenerek faiziyle tarafına ödenmesini talep etmiştir. Mahkemece, davanın kısmen kabulü kısmen reddi ile depo edilen 1.596,20 TL bedelin davalıya ödenerek taşınmaz üzerindeki ipoteğin kaldırılmasına karar verilmiştir. Hükmü, davalı temyiz etmiştir. Uyuşmazlık konusu ipoteğin davacıların taşınmazında imar uygulaması sonucu oluşan 22 m2 artışa karşılık konulduğu ve ipotek bedelinin 39.000.000,00 ETL olduğu, mahkemece bu bedelin güncellenip depo ettirilerek ipoteğin kaldırılmasına karar verildiği görülmüştür. Taşınmazın değerindeki ipoteğin konulduğu tarihten bugüne kadar olan artış gözetilerek dava tarihi itibariyle rayiç bedeli depo ettirilmek suretiyle ipoteğin kaldırılmasına karar verilmesi gerekirken yazılı şekilde hüküm kurulması doğru görülmemiş, bu sebeple kararın bozulması gerekmiştir....
Arsa niteliğindeki taşınmaza emsal karşılaştırması yapılarak değer biçilmesinde ve ipotek bedelinin arttırılmasına ve karşı dava yönünden ipoteğin fekki koşulları oluşmadığından davanın reddine karar verilmesinde bir isabetsizlik görülmemiştir. Davalı (karşı davacı) vekilinin temyiz itirazları yerinde olmadığından usul ve yasaya uygun olan hükmün ONANMASINA, aşağıda yazılı kalan harcın alınmasına ve temyize başvurma harcının Hazineye irad kaydedilmesine, 07.03.2012 gününde oybirliğiyle karar verildi....
İleri Sürülen İstinaf Sebepleri: Davacı vekili istinaf dilekçesinde özetle; müvekkilinin tarafça yapılmış bir ipotek belgesi veya ipotek hususunda onayı mevcut olmadığını, ipotek senedi üzerinde herhangi bir faiz belirtilmediğini, davalıların itirazı olmamasına rağmen mahkeme keşif kararı vermiş, hukuka ve hakkaniyete aykırı olarak rapor tanzim edildiğini, tespit edilen m2 birim bedelinin fahiş olduğunu, davacı taraf fek talep ettikten sonra rayiç bedel üzerinden ödeme talep etmesinin haksız ve hukuka aykırı olduğunu belirterek yerel mahkeme kararının kaldırılmasını talep etmiştir. GEREKÇE: Dosya kapsamı, mevcut delil durumu ve ileri sürülen istinaf sebepleri dikkate alındığında; Dava, İmar uygulaması sonucu konulan ipoteğin kaldırılması istemine ilişkindir....
onayı ile dosya belediye encümenine havale edildiğini, 19/03/2013 tarih ve 198 sayılı belediye encümeni kararı ile ipotek bedelinin güncellenmesine ve Tapu Kadastro Müdürlüğüne bu yönde işlem yapılmasına karar verildiği ve bu kararın davacıya tebliğ edildiğini Yargıtay kararları ile kabul edilen denkleştirici adalet ilkesi kapsamında değerlendirilmesi halinde, imar uygulaması nedeniyle hak sahipleri aleyhine oluşturulan ipotek bedellerinin, enflasyon tüketici fiyat endeksi altın, memur ve işçi ücretlerindeki artış oranları gibi etkenlerin ortalaması alınarak bulunacak alım gücüne göre güncellenmesi ve ipotek bedelinin reel değerinin bulunması gerektiğini ileri sürmüş yine cevap dilekçelerinde imar uygulaması nedeniyle tapu kaydına konulan ipoteğin Medeni Kanunun 892....
DAVA Davacı vekili dava dilekçesinde; 986 ada 11 parsel sayılı taşınmazı davacılar murisinden intikal ettiğini, taşınmaz üzerine davalıların murisi .....lehine 04.03.2005 tarihli 7.945.650,00 TL bedelli ipotek tesis edildiğini, ipotek bedelinin İcra ve İflas Kanunu'nun 153. maddesi uyarınca Ümraniye 2. İcra Müdürlüğünün 2006/13734 Esas sayılı dosyasına yatırıldığını ipoteğin kaldırılmasını talep etmiştir. II. CEVAP 1. Davalılar cevap dilekçesinde; davanın reddini istemiştir. 2. Birleşen davada ise davalılar vekili, dava konusu taşınmazın imar uygulamasına alındığını ve imar uygulaması sonucu ipoteğin terkin edildiğini, ipotek bedelinin ödenmediğini bu nedenle ipoteğin yeniden ihdası, mümkün olmadığı takdirde ipoteğin rayiç bedelinin belirlenerek davalılara ödenmesini talep etmiştir. III. İLK DERECE MAHKEMESİ KARARI İlk Derece Mahkemesinin 25.12.2008 tarih, 2007/603 Esas, 2008/646 Karar sayılı kararıyla; davanın kabulüne ipoteğin terkinine karar verilmiştir. IV....