DAVA: Şikayetçi borçlu vekili dava dilekçesinde; davalı alacaklı tarafından müvekkili aleyhine ilamlı icra takibi başlatıldığını, dayanak ilama karşı istinaf yoluna başvurduklarını, icranın geri bırakılması için Müdürlükten mehil talep ettiklerini, mehil süresi içinde icranın geri brakılmasına dair Bölge Adliye Mahkemesi kararını icra dosyasına sunduklarını, icranın geri bırakılması kararından sonra taraflarına, bakiye borç muhtırası gönderilmesinin hukuka aykırı olduğunu iddia ederek müdürlük işleminin kaldırılmasını ve takibin iptalini talep etmiştir. II. CEVAP: Davalı alacaklı vekili cevap dilekçesinde; ilama dayalı alacak için süresinde borçlu kuruma başvuruda bulunduklarını, icra takibinin hukuka uygun olduğunu, borçlunun mehil süresi içinde icrayı geri bırakma kararını sunmadığını savunarak davanın reddine ve borçlu aleyhine dava konusu miktarın %20’si oranında tazminata hükmedilmesine karar verilmesini talep etmiştir. III....
Düzce İcra Dairesinin (Eski dosya no:2013/2292 esas) 2021/15082 esas sayılı takip dosyasının incelenmesinde; Düzce Aile Mahkemesinin 27/09/2011 tarih, 2010/758 E., 2011/678 K. sayılı ilamına dayalı olarak birikmiş yoksulluk nafakası ve iştirak nafakası alacağın tahsili için davalı alacaklı tarafından davacı borçlu aleyhine ilamlı icra takibine başlandığı, davacı borçlu tarafından İİK 33. maddesine göre icranın geri bırakılması için eldeki davanın açıldığı, mahkemece yapılan yargılama neticesinde; şikayetin kısmen kabulü ile Düzce İcra Dairesinin 2021/15082 esas sayılı takip dosyasında düzenlenen 27/12/2021 tarihli birikmiş yoksulluk ve iştirak nafakası kapak hesabı raporunun iptali ile Düzce İcra Dairesinin 2021/15082 esas sayılı takibin yoksulluk nafakası ve iştirak nafakası alacakları yönünden İİK 33 md gereğince geri bırakılmasına, fazlaya ilişkin istemin reddine, karar verildiği anlaşılmıştır ....
Mahkemece şikayetin reddine karar verilmesi üzerine şikayet eden alacaklı vekilince istinaf kanun yoluna başvurulmuş olup, Bölge Adliye Mahkemesi'nce İİK'nun 36/4 maddesi uyarınca nafaka alacaklarında icranın geri bırakılması için süre verilmeyeceği, takibe konu edilen nafaka alacağı her ne kadar ilamsız takibe konu edilen tedbir nafakası alacağı ile ilgili itirazın kaldırılması kararına ilişkin olmasına rağmen nafaka alacaklarının ilamlı veya ilamsız icra takibi ayrımı yapılmaksızın zorunlu yaşam ihtiyaçlarının karşılanmasına yönelik olarak hükmedildiklerinden dolayı, diğer alacaklardan farklı olarak icranın geri bırakılması prosedüründen ayrı tutulduğu, bu nedenlerle nafaka kararının hiçbir şekilde tehiri icra talepli olarak temyiz edilemeyeceği gerekçesiyle, istinaf isteminin reddi yönündeki mahkeme kararı doğru olduğundan istinaf başvurusunun esastan reddine karar verilmiştir. Hüküm şikayet eden alacaklı vekili tarafından temyiz edilmiştir....
Somut olayda; takip dayanağı 17/05/2007 karar tarihli ilamın davacı borçlu vekili ile davalı alacaklı vekiline 01.07.2010 tarihinde, takip dışı davalı vekiline 02.07.2010 tarihinde tebliğ edildiği, ilamın kanun yoluna başvurulmaksızın 19.07.2010 tarihinde kesinleştiği, alacaklının ilamın tebliğ edildiği 01.07.2010 tarihinden itibaren henüz 10 yıllık süre dolmadan 19.12.2017 tarihinde harç yatırmak suretiyle takip başlattığı, takip ve ödeme emrinin tebliğ tarihi itibarıyla ilamın zamanaşımına uğramadığı anlaşılmaktadır. O halde; ilk derece mahkemesince borçlunun zamanaşımı sebebiyle icranın geri bırakılması isteminin reddi yerine, icranın geri bırakılmasına dair yazılı şekilde hüküm tesisi isabetsiz olup, bu yönden karar kaldırılmalıdır....
İcra Müdürlüğünün 2019/20405 Esas sayılı dosyaları ile yapılan takiplere itirazın kaldırılması davalarında mahkemelerin takip konusu belgelerin ancak ilamlı takibe konu edileceği gerekçesi ile reddedildiğini, bu nedenle mükerrer takip söz konusu olmadığını, aksine mahkeme kararlarıyla da belirlenmiş şekilde takip yolu düzeltilerek ilamlı takip başlatıldığını, takip talebinde de tahsilde tekerrür olmamak kaydı bulunduğunu, kaldı ki dava dilekçesinde davacının mükerrerlik itirazı bulunmadığını, daha sonra sunulan beyan dilekçesi ile bu iddianın yapıldığını, dolayısıyla mükerrerlik itirazının süresi içerisinde ileri sürülmediğini, bu durumun resen dikkate alınamayacağını bildirerek, ilk derece mahkemesi kararının kaldırılmasına, davanın reddine karar verilmesini istemiştir....
İlamlı icraya konu olabilecek ilamlar, icrası yorum gerektirmeyecek ve açıkça tahsil hükmü (eda hükmü) taşıyan ilamlar olması gerekmekte olup, eda hükmü içermeyen “tespite” ilişkin ilamlar, ilamlı icra takibine konu edilemez. Somut olayda; takip talebinin dayanağı olan Kocaeli 1.Vergi Mahkemesinin 2019/794- 171 E.K.sayılı ilamının vekalet ücreti ve yargılama gideri dışındaki kısımları eda hükmü içermeyip, tespit hükmü niteliğinde olduğundan, ilamlı takip yoluyla infazı mümkün değildir. Bu durumda ilk derece mahkemesince ilamının vekalet ücreti ve yargılama gideri dışındaki kısımları yönünden takibin iptaline karar verilmesi gerekirken, yukarıda açıklanan gerekçeyle davanın reddine karar verilmiş olması isabetsizdir....
Mahkemece; davacının İİK. 40/2 md. gereği icra dairesinden icranın iadesini isteyebileceği, davayı açmakta hukuki yararı bulunmadığı gerekçesiyle davanın reddine karar verilmiş, hüküm, davacı vekili tarafından süresi içerisinde temyiz edilmiştir. İcra İflas Kanunun ''icranın iadesi'' başlığı altında düzenlenen 40. maddesinde; bir ilama dayanarak takip borçlusundan tahsil edilen paranın takip alacaklısına ödenmesinden sonra, takip dayanağı ilamın bozulması ve takip konusu alacağın haksızlığının daha sonra tesis edilip kesinleşen bir hükümle ortaya konması halinde, ayrıca hükme hacet kalmaksızın takip alacaklısından icra dairesi tarafından ve gerektiğinde cebri icra yolu ile geri alınıp takip borçlusuna iade edileceği öngörülmüştür. Buna göre, bir ilam tamamen icra edildikten sonra Yargıtay'ca bozulursa, icra hemen eski haline iade edilmez....
DEĞERLENDİRME VE GEREKÇE : Dava, İİK 33. Maddesine dayalı itfa nedeni ile icranın geri bırakılması talebine ilişkindir. İzmir 11. İcra Müdürlüğünün 2021/2918 Esas sayılı dosyası ile davalı alacaklı şirket vekilince davacı borçlu SGK Başkanlığı aleyhine İzmir 14. İş Mahkemesinin 2015/471 Esas, 2020/281 Karar sayılı ilamına dayalı olarak işlemiş faizleri ile birlikte 1.211.001,35 TL alacağın tahsili talebi ile yapılan ilamlı takipte icra emri 23/03/2021 tarihinde tebliğ edilmiş, dava 30/03/2021 tarihinde ve 7 günlük yasal sürede açılmıştır....
Mahkemece, takipten önce 15/01/2015 tarihinde, toplam 29.517,25 TL ödemeye ilişkin olarak, icra emrindeki 7.389,95 Euro masraf ve 2.736,31 Euro işlemiş faizi, 1.200 TL vekalet ücreti ve 52,25 TL yargılama gideri alacaklar hakkında İİK 33/1 maddesi kapsamında icranın geri bırakılmasına, takipten sonra yapılan 12/02/2015 tarihli 395.583,46 TL ödeme hakkında, öncelikle alacağın fer'ileri ve icra giderlerinden mahsup edilmek üzere belirtilen miktarda alacak hakkında İİK 33/2 maddesine göre icranın geri bırakılmasına karar verilmiştir. 6098 sayılı TBK'nun 97. maddesi hükmü de gözetilerek, iki tarafa borç yükleyen ilam hükmünün infazını isteyen tarafın, öncelikle kendi edimini yerine getirmiş olması gerekir....
Davalı vekili cevap dilekçesinde özetle; ilgili icra dosyası ile ipoteğin paraya çevrilmesi yoluyla ilamlı takip başlatıldığı ve icra emri gönderildiği, İİK M.150/1 uyarınca icra emri gönderilebilmesi için, ipotek akit tablosunun kayıtsız şartsız para borcunu içermesi ve alacaklı tarafından borçluların kredi sözleşmesinde yazılı ya da iptek akit tablosunda belirtilen adreslerine noter aracılığı ile hesap kat ihtarının gönderilmesi gerektiğini, ancak somut olayda alacaklının borçluya noter aracılığı ile hesap kat ihtarı göndermeden ilamlı takip başlattığını, bu sebeplerle şikayetin reddine karar verilmesi gerektiğini beyan etmiştir. İLK DERECE MAHKEMESİ KARARININ ÖZETİ : İlk derece mahkemesince "Takip dosyası getirtilip incelendiğinde takip dayanağı ipotek senedinde "......