Alacaklı tarafından icra emrinde talep edilen " 137.016,40 TL mahkemece iptal edilmiş para cezası ( asıl alacak ) " ve 2.229,80 TL karar tarihi ile idareye müracaat tarihi arası işlemiş faiz "e ilişkin alacak kalemleri yönünden; ilamın bu alacak kalemlerinin eda hükmü içermediği, bu nedenle belirtilen bu alacak kalemlerinin ilamlı takibe konu edilemeyeceği anlaşılmakla, bu alacak kalemlerinin icra emrinden çıkartılmasına, ilam ile hükmedilen " 1.200,00 TL yargılama gideri " alacağı ile " 2.075,00 TL vekalet ücreti " alacağı yönünden ise ilamlı takip yapılabileceğinden ve yargılama gideri ile vekalet ücreti alacağı yönünden davacı taraf bu alacak kalemlerinin ödendiğini beyan etmiş ise de; bu yöndeki talebin İİK 'nın 33/1 mad.düzenlenen icranın geri bırakılması talebi olduğu, bu talebin de icra emrinin tebliği üzerine 7 gün içinde ileri sürülmesi gerektiği, somut olayda 7 günlük yasal süreden sonra talepte bulunulduğundan vekalet ücreti ve yargılama gideri alacak kalemlerine yönelik icranın...
İcra Hukuk Mahkemesinin 2020/396 esas ve 2020/397 esas sayılı dava açtığını, ancak ilamlı icra takiplerinde takibin durmasının mümkün olmadığı gibi istinafa başvurulmasının da satışın durma sebebi olmadığını, söz konusu İİK nun 363.madde hükmünün ilamsız takipler için getirilmiş hüküm olduğunu, ilamlı takiplere uygulanmasının hukuken mümkün olmadığını, söz konusu icra takibinin ipoteğin paraya çevrilmesi yolu ile ilamlı takip olduğunu, borçlunun ancak ve ancak itfa, imhal ve zamanaşımı sebebiyle icranın geri bırakılması yolu ile satışını durdurma imkanının mevcut olduğunu, bu hususta icranın geri bırakılma şartlarının dava açısından oluşmadığını, tedbir ile satışın durdurulmasının ilamlı takibin yasal hükümlerine ve işlerliğine aykırı olduğunu, ilamlı takiplerin uygulanma imkanını ortadan kaldıracağını, davacı borçlunun dilerse ödeme yaparak satışı durdurabileceğini, tüm davacılara satış ilanının usulüne uygun bir şekilde tebliğ edildiğini, buna rağmen davacının ihalenin yapılmasını bekleyerek...
Esas sayılı takip dosyasında davalı borçlu ... yönünden ödeme emrinin 03/02/2014 de tebliği üzerine takibin itiraz edilmeden kesinleştiği, dosyada takibin kesinleşmesinden sonra davalı hakkında 03/03/2014 tarihinden 03/07/2020 tarihine kadar dosyanın işlemsiz kaldığı, zamanaşımını kesen başkaca bir işlem yapılmadığı, bu durumda TTK 661 maddesi uyarınca 3 yıllık zaman aşımı süresinin geçmiş olduğu, alacağın zamanaşımına uğradığı anlaşılmakla; davanın kabulü ile dosyamız davalısı hakkında İİK 170/b göndermesi ile İİK 71/2 ve 33/a maddeleri gereğince icranın geri bırakılmasına karar verildiği görülmüştür. İİK 71/2 maddesi ''Borçlu, takibin kesinleşmesinden sonraki devrede borcun zamanaşımına uğradığını ileri sürecek olursa, 33/a....
Taraflar arasındaki tasarrufun iptali davasının yapılan yargılaması sonunda; kararda yazılı nedenlerden dolayı davanın reddine dair verilen hükmün süresi içinde davacı vekili tarafından temyiz edilmesi üzerine dosya incelendi gereği düşünüldü: -K A R A R- Hükmüne uyulan bozma ilamında, takip dosyalarından biri gerekçede zikredilerek tasarrufların borca yetecek oranda iptaline karar verildiği bu durumda hangi takip dosyası için karar verildiğinin belli olmadığı, infazda tereddüt oluşturacak bir hüküm kurulduğu, davacıdan hangi takip ya da takip dosyaları için dava açtığı hususunun sorulmadığı, takip dosyaları için verilmiş icranın geri bırakılmasına dair kararların kesinleşip kesinleşmediği sorulmadan, kesinleştiği anlaşılır ise davacının da İİK’nın 33/a-II fıkrası uyarınca, icranın geri bırakılması kararının kesinleştiğinin kendisine tebliğinden sonra zamanaşımının vaki olmadığını ispat sadedinde ve 7 gün içinde umumi mahkemelerde dava açıp açmadığı araştırılmadan yazılı şekilde eksik...
"İçtihat Metni"MAHKEMESİ :Asliye Hukuk Mahkemesi Taraflar arasındaki tasarrufun iptali davasının yapılan yargılaması sonunda; kararda yazılı nedenlerden dolayı davanın reddine dair verilen hükmün süresi içinde davacı vekili tarafından temyiz edilmesi üzerine dosya incelendi gereği düşünüldü: -K A R A R- Hükmüne uyulan bozma ilamında, takip dosyalarından biri gerekçede zikredilerek tasarrufların borca yetecek oranda iptaline karar verildiği bu durumda hangi takip dosyası için karar verildiğinin belli olmadığı, infazda tereddüt oluşturacak bir hüküm kurulduğu, davacıdan hangi takip ya da takip dosyaları için dava açtığı hususunun sorulmadığı, takip dosyaları için verilmiş icranın geri bırakılmasına dair kararların kesinleşip kesinleşmediği sorulmadan, kesinleştiği anlaşılır ise davacının da İİK’nın 33/a-II fıkrası uyarınca, icranın geri bırakılması kararının kesinleştiğinin kendisine tebliğinden sonra zamanaşımının vaki olmadığını ispat sadedinde ve 7 gün içinde umumi mahkemelerde...
yargılama gideri " alacağı ile " 2.075,00 TL vekalet ücreti " alacağı yönünden ise ilamlı takip yapılabileceği, yargılama gideri ile vekalet ücreti alacağı yönünden davacı taraf bu alacak kalemlerinin ödendiğini beyan etmiş ise de; bu yöndeki talebin İİK 'nın 33/1 ...düzenlenen icranın geri bırakılması talebi olduğu, bu talebin de icra emrinin tebliği üzerine 7 gün içinde ileri sürülmesi gerektiği, somut olayda 7 günlük yasal süreden sonra talepte bulunulduğu gerekçesi ile ... 37.İcra Müdürlüğünün 2019/26738 Esas sayılı icra dosyasındaki icra emrinde yer alan " 137.016,40 TL mahkemece iptal edilmiş para cezası ( asıl alacak ) " ile 2.229,80 TL karar tarihi ( 13.03.2019 ) ile İYUK 29/2 uyarınca idareye müracaat tarihi ( 21.05.2019 ) arası işlemiş faiz " alacak kalemlerinin icra emrinde çıkartılmasına, 1.200,00 TL yargılama gideri " ve 2.075,00 TL vekalet ücreti yönünden icranın geri bırakılması talebinin süre aşımı nedeniyle reddine, 04.09.2020 hesap tarihli muhtıranın iptaline, karar...
Ve T2 yönelik icra takibinde İİK 71/2 ve 33/a Maddeleri gereğince icranın geri bırakılmasına" dair karar verildiği görülmüştür....
İcra Müdürlüğü'nün 2012/1085 sayılı takip dosyası ile ilgili olarak borçlu bulunmadığının tespitine, icraca ödenen paranın istirdatı konusundaki istemin İİY'nun 361. maddesi gereğince reddine, karar verilmiş; hüküm, davacı vekili tarafından süresinde temyiz edilmesi üzerine; Dairemizin 2017/1203 esas 2018/11658 karar sayılı 15/11/2018 tarihli ilamıyla; “1)İcra İflas Kanununun ''icranın iadesi'' başlığı altında düzenlenen 40. maddesinde; bir ilama dayanarak takip borçlusundan tahsil edilen paranın takip alacaklısına ödenmesinden sonra, takip dayanağı ilamın bozulması ve takip konusu alacağın haksızlığının daha sonra tesis edilip kesinleşen bir hükümle ortaya konması halinde, ayrıca hükme hacet kalmaksızın takip alacaklısından icra dairesi tarafından ve gerektiğinde cebri icra yolu ile geri alınıp takip borçlusuna iade edileceği öngörülmüştür. Buna göre, bir ilam tamamen icra edildikten sonra Yargıtay'ca bozulursa, icra hemen eski haline iade edilmez....
Diğer davacılar bakımından yapılan incelemede ise; alacaklı tarafından başlatılan ilamlı icra takibinde borçlular, icra mahkemesine başvurusunda, takip konusu alacağın, ilamın karar tarihinden itibaren 10 yıllık zamanaşımı süresi geçtikten sonra takibe konulduğunu ileri sürerek icranın geri bırakılmasını talep etmiş, mahkemece, İİK’nun 33/a maddesindeki icranın geri bırakılması şartlarının oluşmadığı gerekçesi ile istemin reddine karar verilmiştir. 6098 sayılı TBK’nun 156. maddesinde (818 sayılı EBK 135. md.); “Zamanaşımının kesilmesiyle yeni bir süre başlar. Borç bir senetle ikrar edilmiş veya bir mahkeme ya da hakem kararına bağlanmış ise, yeni süre her zaman on yıldır.” hükmüne yer verilmiş olup yine TBK’nun 157. maddesinde (818 sayılı EBK 136. md. ) “Bir dava veya def’i yoluyla kesilmiş olan zamanaşımı, dava süresince tarafların yargılamaya ilişkin her işleminden veya hakimin her kararından sonra yeniden işlemeye başlar....
Mahkemece toplanan delillere göre: dava konusu takip kesinleştikten sonra açılan zamanaşımı nedeni ile takibin iptali davasının 12.12.2013 tarihinde.. İcra Hukuk Mahkemesi'nin 2013/45-44 sayılı dosyasında karara bağlandığı ve kararın kesinleştiği, takibin iptaline karar verilip icranın geri bırakılması ile dosyadaki tüm işlemlerin hükümsüz kaldığı gerekçesi ile davanın reddine karar verilmiş; hüküm, davacı alacaklılar vekili tarafından temyiz edilmiştir. Dava, üçüncü kişinin İİK’nun 99. maddesi uyarınca açtığı “istihkak iddiasının reddi” davası niteliğindedir....