İcra Müdürlüğünün 2008/15493 Esas sayılı dosyası ile icra takibi başlatıldığını, davalıların haksız itirazı üzerine takibin durduğunu ileri sürerek, itirazın iptali ile takibin devamına, % 40 icra inkar tazminatının davalılardan tahsiline karar verilmesini istemişlerdir. Davalılar, davanın reddini dilemişlerdir. Mahkemece davanın kabulüne karar verilmiş, hükmün davalı tarafça temyizi üzerine, Dairemizin 26.11.2015 tarih 2014/38967-2015/34660 sayılı ilamı ile “...davacı ilamlı icra dosyası ile 21.2.2007 tarihinden sonraki faiz alacağını tahsil edeceğinden yalnızca asıl davanın açıldığı 10.6.2005 tarihi ile ilamlı icranın işleme alındığı 25.11.2008 takip tarihi arasında işleyecek faiz alacağını isteyebilecektir....
ihtiva etmediği, alacaklının genel mahkemelerde dava açıp alacağını miktar olarak belirlemeden ilamlı icra takibi yapamayacağı gerekçesiyle şikayetin kabulü ile takibin iptaline karar verildiği anlaşılmıştır....
Hukuk Mahkemesi'nin 2015/147 E. sayılı dosyası ile süresinde satış talep edilmediğinin alacaklı tarafından kabul edildiği gerekçesi ile 26.02.2015 tarihinde iptaline karar verildiği, bu takibin iptaline karar verilmeden önce 20.02.2015 tarihinde şikayete konu ilamlı (örnek 6) takibin başlatıldığı, her iki takip dosyasının mükerrer olduğu gerekçesi ile takibin iptali gerektiği belirtilerek kararın bozulduğu anlaşılmıştır....
İLERİ SÜRÜLEN İSTİNAF SEBEPLERİ : Davacı vekili süresinde verdiği istinaf dilekçesinde ; T4nin Bankalara Özel olarak getirilmiş 150/I dan faydalanamayacağı ifade edilerek takibin iptaline karar verildiğini, İİK 150/h hükmünün neden uygulanamayacağına ilişkin bir değerlendirme bulunmadığını, sadece ödeme emrinin iptaline karar verilmesi gerekirken, takibin iptaline karar verilmiş olması da yersiz olduğunu, ipotek belgesinin ilam hükmünde olmasa dahi takibin ilamlı olması için yeter şart olarak kabul edilmesine rağmen, hem kredi sözleşmesi, hem de senetler aynı şekilde ihtiyar heyeti tarafından onaylanarak ilam niteliği kazandığını, yasanın açık hükmü doğrultusunda, ilamlı takip yapılmasında herhangi bir usulsüzlük bulunmadığını, ilamlı takip yapılmasının yasal dayanağı İİK 150/ı olmadığını, İİK 150/h hükmü uyarınca ilamlı takip yapıldığını, davacının hatalı değerlendirme yaptığını, İİK 149....
Mirasın reddi ilâmı ile hakkındaki takip işlemlerinin iptalini isteyen şahsın başvurusu borca itiraz olarak nitelendirilmeyeceğinden ve İİK’nun 16/2 maddesi gereği süreyle sınırlandırılamayacağından, ilamlı icra takibinde mirasçıların mirasın reddi nedeniyle takibin iptali talebi süresiz şikayet olarak değerlendirilmelidir. O halde, şikayetçilerin mirasın reddi nedeniyle takibin iptali ve haczin kaldırılması talepleri süresiz şikayet olarak değerlendirilerek, işin esasına girilip, deliller değerlendirilmek suretiyle oluşacak sonuca göre karar verilmesi gerekirken yazılı şekilde hüküm tesisi isabetsiz olup, Bölge adliye mahkemesi kararının bozulması gerekmiştir. SONUÇ : Şikayetçi-borçluların temyiz itirazlarının kabulü ile, ... Bölge Adliye Mahkemesi 10....
Sulh Hukuk Mahkemesi'nin 2013/92 Esas ve 2014/121 Karar sayılı ilamının bir kira tesbit kararı olduğunu, kira farkı alacaklarının bu ilama dayanılarak ilamlı takipte istendiğini, tespit kararlarının ilamlı takibe konu edilemeyeceğini, bu sebeple takibin iptalini talep etmiş, Mahkemece; şikayetin reddine karar verilmiş, hüküm borçlu vekili tarafından temyiz edilmiştir. İcra takibinin dayanağı olan....... Sulh Hukuk Mahkemesi'nin 13.02.2014 tarih ve 2013/92 Esas, 2014/121 Karar sayılı ilamı ile "...... ... Cad...Sok. No.... ../ ..... adresindeki 180 m2 mağaza nitelikli taşınmazın aylık kirasının 15.10.2011 tarihinden itibaren 11.250,00 TL olarak tesbitine," karar verildiği, hüküm fıkrasının bu haliyle alacaklı lehine belli bir miktarın tahsiline dair eda hükmünü içermediği görülmektedir. Bu nedenle anılan ilama dayanılarak kira bedelinin tahsili istenemez ise de; ilamda hükmedilen yargılama giderleri ve vekalet ücreti yönünden ilamlı takip yapılması olanaklıdır....
nin bu ödemeleri ilamlı takibe konu ettiğini anılan ilamın alacaklısı da kendileri olduğundan ilamlı takip yapamayacaklarını belirtip takibin iptalini talep etmiştir. İcra Mahkemesi'nce yapılan şikayet kabul edilmiş kabul kararı olayda yukarda yazılı İİK'nun 40/2. maddesi gereğince işlem yapılması gerekirken ilamlı takip yapılamayacağından yerindedir. Ancak, bu durumda takibin iptali kararı verilmesi yerine başvurunun İİK'nun 33/1. maddesine uyarlığı bulunmadığı halde icranın geri bırakılmasına karar verilmesi doğru olmayıp kararın bozulması gerekir ise de anılan yanlışlığın giderilmesi yeniden yargılama yapılmasını icap ettirmediğinden mahkeme kararının düzeltilerek onanması yoluna gidilmiştir. SONUÇ : Borçlu vekilinin temyiz itirazlarının kabulü ile ... 9. İcra Hukuk Mahkemesi'nin 31.12.2012 tarih ve 2012/1073 Esas, 2012/1435 karar sayılı kararının hüküm bölümünün 1....
Asliye Ticaret Mahkemesi'nin 2014/121 Esas sayılı dosyasıyla itirazın iptali ve alacak davası açıldığını, İstanbul 18. Asliye Ticaret Mahkemesi'nin 2019/601 Esas, 2020/73 Karar sayılı ilamı ile itirazın iptali davasının süre yönünden reddine, alacak davasının ise kısmen kabulüne karar verildiğini, alacak davasına ilişkin hükmün itirazın iptali ilamı olmayıp ayrı bir ilamlı takibe konulması gerektiğini, ilamsız takibin devamına yönelik 17.12.2020 tarihli müdürlük kararının hukuka aykırı olduğunu iddia ederek müdürlük kararının iptali ile takibin durdurulmasına karar verilmesini talep etmiştir. II. CEVAP Alacaklı vekili cevap dilekçesinde; ihtiyati haciz kararının İstanbul 9. İcra Müdürlüğü’nün 2013/5344 E. sayılı dosyası ile 14.02.2013 tarihinde infaz edildiğini, İstanbul 18. Asliye Ticaret Mahkemesi 2014/120 E. 2017/460 K. sayılı 16.01.2017 tarihli ilamı ile müvekkilinin, İstanbul 9....
İcra Müdürlüğünün 2017/21039 Esas sayılı dosyasıyla takip başlatıldığını, takibin mükerrer olduğu gibi gönderilen tebligatta ilamlı icraya dayanak yapılan ilamın eklenmediğini, icra emrinde faiz miktarlarının yanlış hesaplandığını, takibin ilamda hükmedilen brüt miktarlar üzerinden başlatıldığını, net miktar üzerinden düzenlenmesi gereken takibin bu haliyle de hukuka aykırı olduğunu, müvekkili idarenin harçtan muaf olduğu halde harç talep edildiğini belirterek, şikayetlerinin kabulüne, Aydın İcra Müdürlüğünün 2019/39517 Esas sayılı icra takibinin iptaline karar verilmesini istemiştir....
İcra Hukuk Mahkemesi Taraflar arasındaki mükerrer takibin iptali şikayetinden dolayı yapılan yargılama sonunda İlk Derece Mahkemesince şikayetin kabulü ile takibin iptaline karar verilmiştir. Kararın davalı alacaklı vekili tarafından istinaf edilmesi üzerine, Bölge Adliye Mahkemesince davalının istinaf başvurusunun kabulü ile İlk Derece Mahkemesi kararının kararın kaldırılmasına, şikayetin reddine karar verilmiştir....