Loading Logo

sonkarar

Sayfa Yükleniyor

İCRA HUKUK MAHKEMESİ TARİHİ : 07/10/2021 NUMARASI : 2020/89 ESAS- 2021/887 KARAR DAVA KONUSU : İLAMA AYKIRILIK ŞİKAYETİ KARAR : TARAFLARIN İDDİA VE SAVUNMALARININ ÖZETİ: Davacı vekili dava dilekçesinde özetle; İstanbul 28. İcra Müdürlüğünün 2020/540 Esas sayılı dosyası ile başlatılan takipte 363.708.90 Euro'ya kamu bankalarınca Euro hesabına uygulanacağı bildirilen azami faiz oranları ve değişen faiz oranlarına göre işlemiş faiz talep edildiğini, oysa ilama göre bu miktara T.C....

Delillerin Değerlendirilmesi ve Gerekçe; Borçlu hakkında başlatılan ilamlı takipten sonra alacaklı adına vekili tarafından yasal süresinde icra mahkemesine başvurularak istinaf incelemesi sonucunda kaldırma kararı ile birlikte verilen yeni ilamda alacak kalemlerinde değişiklik bulunmamasına rağmen yeniden icra emri düzenlenmesine ve 6.8.2020 ve 28.10.2020 tarihli dosya kapak hesaplarında yapılan ödemeler ve faiz başlangıç tarihleri dikkate alınmadan ilama aykırı hesaplama yapıldığı şikayet konusu yapılmıştır. Borçlunun takipte ilama aykırı olarak fazla alacak talep edildiği yönündeki iddiası ilama aykırılık şikayeti olup, kamu düzenine ilişkin olması nedeniyle, süresiz olarak icra mahkemesi önüne getirilebilir. (HGK'nun 21.06.2000 tarih, 2000/12- 1002 sayılı Kararı)....

Dava, haczedilmezlik şikayeti ile, 3. kişinin İİK’nun 96 ve devamı maddelerine dayalı olarak açtığı istihkak davasına ilişkindir. 1-Dava dosyası içerisindeki bilgi ve belgelere, mahkeme kararının gerekçesinde dayanılan delillerin tartışılıp, değerlendirilmesinde usul ve yasaya aykırı bir yön bulunmamasına göre, davacı 3. kişi vekilinin tüm temyiz itirazlarının REDDİNE, 2- Davalı alacaklı vekilinin temyiz itirazlarına gelince; haczedilmezlik şikayeti kabul edilen davacı .... Otomotiv ...Ltd Şti, davaya konu takip dosyası olan .... 36. İcra Müdürlüğü’nün 2012/9300 Esas sayılı takip dosyasında taraf olmadığı gibi, ipotek alacaklısı sıfatına da sahip değildir. Bu nedenle anılan şirketin haczedilmezlik şikayeti bakımından aktif dava ehliyeti bulunmamaktadır....

    nin ayrı ayrı beraatlerine karar verilmiş, hüküm yasal süresi içerisinde şikayeti vekili tarafından temyiz edildiğinden, Yargıtay C.Başsavcılığının bozma istemli tebliğnamesiyle dosya Daireye gönderilmiş olmakla, inceleme raporu ve dosyadaki belgeler okunarak GEREĞİ GÖRÜŞÜLDÜ: Müşteki vekili şikayet dilekçesiyle sanıkların İ.İ.K’nun 331, 333/a maddelerinden dolayı cezalandırılmalarını talep etmelerine ve mahkemece sadece İ.İ.K’nun 331. maddesine aykırılık nedeniyle hüküm kurulmasına karşın Tebliğnamenin yalnızca İİK’nun 333/a maddesine yönelik olarak düzenlendiği görülmekle, İ.İ.K’nn 331. maddesine aykırılık suçundan dolayı tebliğname düzenlenip düzenlenmeyeceği konusunun takdiri için dosyanın Yargıtay C.Başsavcılığına tevdiine, 05.07.2010 gününde oybirliğiyle karar verildi....

      "İçtihat Metni"MAHKEMESİ :Ağır Ceza Mahkemesi SUÇ : Hizmet nedeniyle güveni kötüye kullanma, görevi kötüye kullanma HÜKÜM : Beraat (her iki suçtan ayrı ayrı) Hizmet nedeniyle güveni kötüye kullanma, görevi kötüye kullanma suçlarından sanığın beraatine ilişkin hükümler katılan vekili tarafından temyiz edilmekle, dosya incelenerek gereği düşünüldü: Sanığın, vekilliğini yürüttüğü katılan tarafından kendisine verilen vekaletnamede ahzu kabz yetkisi bulunmadığı ve katılanın talimatı bulunmadığı halde, katılanın iş hukukundan kaynaklanan alacakları için açtığı dava neticesinde verilen ilama istinaden davalı/borçlu Mehmet hakkında yürüttüğü icra takibiyle ilgili olarak, takip alacağının bakiye kısmı olan 4.909,00 TL’den, alacaklı sıfatıyla Mehmet tarafından aynı ilama istinaden vekalet ücreti alacağının tahsili için başlatılan takip alacağının tamamı olan 2.450,00 TL’nin mahsubuna, geriye kalan 2.450,00 TL’nin kendisine ödenmesine ve takip alacaklarından karşılıklı feragata dair...

        Bakanlığı Ceza İşleri Genel Müdürlüğü’nün 25.08.2006 gün ve 38787 sayılı Yazılı Emirlerine atfen Yargıtay C.Başsavcılığının 25/09/2006 gün ve Y.E.2006/200008 sayılı tebliğnamesiyle istenilmiş olmakla, GEREĞİ DÜŞÜNÜLDÜ: Dosya kapsamına göre, 5358 sayılı İcra ve İflas Kanunu'nun 340. maddesine uygun olarak, "....alacaklının şikayeti üzerine, üç aya kadar tazyik hapsine karar verilir" şeklindeki düzenleme karşısında sanık hakkında tazyik hapsi yerine disiplin hapsi ile cezalandırılmasına" karar verilmesi isabetsizdir. Bu nedenle Yargıtay C.Başsavcılığının Yazılı Emre atfen düzenlediği tebliğname yerinde görülmekle ve kanuna aykırılık halinin giderilmesinin de başkaca hallinin mümkün bulunmadığı anlaşılmakla, uygulamada birliğin sağlanması amacıyla ... İcra Mahkemesinin 17.04.2006 gün ve 2006/27-68 sayılı kararının, 5271 sayılı CMK’nun 309.maddesi uyarınca BOZULMASINA, dosyanın Yargıtay C.Başsavcılığına TEVDİİNE, 17.11.2006 gününde oybirliği ile karar verildi....

          İcra Mahkemesi İİK.nun 333/a, 345/a maddelerine muhalefet etmek suçundan sanıklar ... ve ...’ın beraatlerine karar verilmiş, hüküm yasal süresi içerisinde şikayetçi vekili tarafından temyiz edildiğinden Yargıtay C.Başsavcılığının bozma istemli tebliğnamesiyle dosya Daireye gönderilmiş olmakla, inceleme raporu ve dosyadaki belgeler okunarak GEREĞİ GÖRÜŞÜLDÜ: İcra ve İflas Kanunu'nun 333/a. maddesinde "Ticaret şirketlerinde hukuken veya fiilen yönetim yetkisine sahip olanların alacaklıları zarara uğratmak kastıyla ticari işletmenin borçlarını kısmen veya tamamen ödemeyerek alacaklıları zarara soktukları takdirde, bu işlem ve eylemlerin başka bir suç oluşturmaması halinde alacaklının şikayeti üzerine...." cezalandırılacağı, aynı Kanun'un 345/a maddesinde ise, "İdare ve temsil ile görevlendirilmiş kimseler veya tasfiye memurları, 179.maddeye göre şirketinin mevcudunun borçlarını karşılamadığını bildirerek şirketin iflasını istemezlerse, alacaklılardan birinin şikayeti üzerine.... cezalandırılır...

            Somut olayda Mahkemece tebligatlar usulsüz kabul edildiğine göre, Tebligat Kanunu'nun 32. maddesine göre tebliğ tarihlerinin düzeltilmesi gerekirken usulsüz tebligat şikayeti hususunda hüküm kurulmaması isabetsiz olup kararın bu yönden bozulması gerekmiştir. SONUÇ: Borçlunun temyiz itirazlarının kabulü ile Mahkeme kararının yukarıda yazılı nedenlerle İİK'nun 366 ve 6100 sayılı HMK'nun Geçici 3. maddesi yollamasıyla 1086 sayılı HUMK'nun 428. maddeleri uyarınca BOZULMASINA, taraflarca HUMK'nun 388/4. (HMK m. 297/ç) ve İİK'nun 366/3. maddeleri gereğince Yargıtay Daire ilamının tebliğinden itibaren ilama karşı 10 gün içinde karar düzeltme isteğinde bulunulabileceğine, 12.09.2013 tarihinde oybirliğiyle karar verildi....

              (HMK m.297/ç) ve İİK'nun 366/3. maddeleri gereğince Yargıtay Daire ilamının tebliğinden itibaren ilama karşı 10 gün içinde karar düzeltme isteğinde bulunulabileceğine ve 24,30 TL peşin harcın onama harcına mahsubu ile kalan 3,40 TL'nin temyiz edenden alınmasına, 25,20 TL peşin harcın da istek halinde temyiz eden davalıya iadesine 07.12.2015 tarihinde oybirliğiyle karar verildi....

                ın ilama aykırılık şikayeti ve şikayetin TMSF 'ye ihbarı istemi ile icra mahkemesine başvurduğu, mahkemece TMSF’nin fer’i müdahil olarak duruşmaya kabulüne karar verilip bilirkişi raporu doğrultusunda hüküm kurulduğu, karara karşı borçlu ... Bank A.Ş. ile TMSF'nin istinaf talebinde bulunması üzerine bölge adliye mahkemesince istinaf başvurusunun esastan reddine karar verildiği, verilen karara karşı borçlu ... A.Ş. ile TMSF'nin temyiz talebinde bulunduğu görülmektedir. 6100 sayılı HMK'nun 66. maddesinde; “Üçüncü kişi, davayı kazanmasında hukuki yararı bulunan taraf yanında ve ona yardımcı olmak amacıyla, tahkikat sona erinceye kadar, fer’i müdahil olarak davada yer alabilir. 6100 sayılı HMK’nın 67/2 maddesine göre; fer’i müdahale dilekçesi davanın taraflarına tebliğ edilir. Mahkeme gerekirse taraflarla birlikte üçüncü kişiyi de dinlemek üzere davet eder, gelmeseler dahi müdahale talebi hakkında karar verir....

                  UYAP Entegrasyonu