İCRA HUKUK MAHKEMESİ TARİHİ : 02/03/2021 NUMARASI : 2019/1797 ESAS, 2021/218 KARAR DAVA KONUSU : Şikayet (İcra Memur Muamelesi) KARAR : Yukarıda tarih ve numarası yazılı mahkeme kararının yasal süresi içerisinde istinaf yolu ile incelenmesi talep edilmiş olup, dosya yerel mahkemece Dairemize gönderilmiş olmakla, üye hakim tarafından düzenlenen rapor dinlendikten ve dosyadaki tüm belgeler okunup incelendikten sonra gereği görüşülüp, düşünüldü. İDDİA VE SAVUNMANIN ÖZETİ: Davacı vekili dava dilekçesinde özetle; İstanbul 25 İcra Müdürlüğü'nün 2018/452 esas sayılı dosyasında alacaklı olduğunu, bahse konu dosya borçlusu TOKİ vekilince yapılan itiraz neticesinde ilgili icra memurunun takip sonrası işlemesi gerekli faizi hesap dışı bırakarak dosya kapak hesabı aldığını ve müvekkiline yapılan reddiyatın eksik şekilde yapılmasına sebebiyet verdiğini, icra müdürü tarafından verilen bu kararın hukuka aykırı olduğunu belirterek, icra müdürlüğü kararının kaldırılmasını istemiştir....
tazminat ve yargılama giderleri, bağlı olduğu icra dosyasının dosya hesabına eklendiğini, istinafa konu bu ilama dayanak bilirkişi raporunda ise bu kalemlerin hesaba dahil edilmediğini, esasen farkın büyük çoğunluğunun bu meblağdan kaynaklandığını beyan ederek yerel mahkeme kararının kaldırılmasını talep etmiştir....
HD'ce davanın kısmen kabulüne karar verildiğini, 04/09/2019 tarihinde tebliğ edilen ikinci icra emrinde takip öncesi faizin 18.141,00 TL olarak talep edildiğini, ilk derece mahkemesi kararının faiz yönünden bozulduğunu, dosya alacağının icra müdürlüğünce 269.923,31 TL olarak hesaplandığını, bu hesaplamanın İstanbul Bam kararına uygun olmadığını, dosyanın uzman bilirkişi eli ile İstanbul Bam kararına uygun şekilde hesaplanması gerektiğini belirterek icra emrinin işlemiş faiz yönünden iptaline, işlemiş faizin 28/06/2017 tarihli icra emrinde yazıldığı üzere 15.127,39 TL olarak tespitine, fazla yatırılan teminatın taraflarına iadesine karar verilmesini talep ve dava etmiştir. Davalı -alacaklı vekili cevap dilekçesinde özetle; hesaplamaların ilama ve yasalara uygun olduğunu, itirazların bilirkişi incelemesine muhtaç olduğunu, mehil vesikası talebi üzerine miktarın itirazı kayıt sunulmaksızın ödendiğini belirterek davanın reddine karar verilmesini talep etmiştir....
Somut olayda; davalı alacaklı yan tarafından davacı borçlu aleyhine (örnek no.4,5) İlamlı icra takibi başlatıldığı, takip dayanağının Erciş 1.Asliye Hukuk Mahkemesinin 02.10.2018 tarihli, 2016/320 esas-2018/521 karar sayılı ilamı olduğu, takip talebinde Kamulaştırma ve ecrimisil bedelleri, yargılama gideri ve ilam vekalet ücreti ile işlemiş faiz alacağı toplamı 173.830,21 TL alacak talep edildiği, icra emrinin 04.09.2019 tarihinde borçluya tebliğ edidiği, şikayete konu dosya kapak hesabının 02.03.2021 tarihinde yapıldığı, 04.03.2021 tarihli huzurdaki davanın süresi içerisinde açıldığı anlaşılmaktadır....
(HMK. m. 297/ç) ve İİK'nun 366/3. maddeleri gereğince Yargıtay Daire ilamının tebliğinden itibaren ilama karşı 10 gün içinde karar düzeltme isteğinde bulunulabileceğine ve 25,20 TL peşin harcın onama harcına mahsubu ile kalan 2,50 TL'nin temyiz eden davalıdan alınmasına, 20.01.2015 tarihinde oybirliğiyle karar verildi....
İLERİ SÜRÜLEN İSTİNAF SEBEPLERİ: Davacı vekili istinaf dilekçesinde özetle; hükme esas alınan bilirkişi raporunda takip öncesi dönem için ayrı bir hesaplama yapılmadığını bu hususun usul ve yasaya aykırı olduğunu, uyuşmazlığa konu olan icra dosyasında hesaplanan kapak hesabındaki alacak kalemlerinin tümüne ve işletilmiş faiz tutarına itirazları bulunmasına rağmen bilirkişi tarafından; sadece takip sonrası döneme ilişkin bir hesaplama yapmış olması, takip öncesi döneme ilişkin herhangi bir hesaplama yapılmamasının eksiklik olduğunu ,kapak hesabında yer alan kalemlerden birinin de takipte kesinleşen miktar olduğunu ,bilirkişinin sadece kapak hesabının doğruluğu konusunda hesap yapmasının usul ve yasaya aykırı olduğunu , kıdem tazminatı alacak kalemine ilişkin olarak iş akdi fesih tarihi olan 14.06.2016 tarihinden takibin açıldığı 16.04.2019 tarihine kadar olan takip öncesi döneme ait ayrıca bir hesaplama yapılması gerekirken; herhangi bir hesaplama yapılmadığını, takibe konu alacaklar bakımından...
%29 faiz miktarının değil değişen ve düşen oranlarda faizin uygulanarak kapak hesabının yapılmasını talep ettiklerini, icra dairesininde kapak hesabının takip tarihinden itibaren değişen ve düşen faiz oranları kullanılarak 845.782,82 TL olarak yaptığını, icra dairesinin 3.kişilerin talebini kabul ederek yapmış olduğu kapak hesabının doğru ve yasal olmadığını, talepte bulunan 3.kişilerin işlem yapma taraf ehliyetine haiz olmadığını, ayrıca %29 sabit faiz oranı ile birlikte bu güne kadar güncel kapak hesabı yapılması gerektiğini beyan ederek 03/10/2017 tarihli güncel kapak hesabı işleminin ortadan kaldırılmasına karar verilmesini talep etmiştir....
Asliye Hukuk Mahkemesinin 15.03.2011 tarih 2011/184 Esas, 2015/360 Karar sayılı ilamına istinaden hükmedilen kamulaştırmasız el koymadan kaynaklanan tazminatın tahsilinin talep edildiği, borçlunun icra dosyasında yapılan 19.12.2019 tarihli dosya hesabının ilama aykırı olduğunu, dosya borcunun maktu vekalet ücreti olacak şekilde ödendiğini, borcun ödenmesi nedeniyle düzenlenen muhtıranın mükerrer olduğundan iptal edilmesi talebiyle icra mahkemesine başvurduğu, ilk derece mahkemesince şikayetin kabulü ile 19.12.2019 tarihinde dosya borcunun 213.828.18- TL olarak belirlenmesine karar verildiği, kararın davacı vekili tarafından ve katılma yolu ile davalı vekili tarafından istinaf edildiği anlaşılmıştır. İlama aykırı hesap yapıldığı şikayeti, niteliği itibariyle kamu düzenine ilişkin olması nedeniyle süresiz olarak icra mahkemesi önüne her zaman getirilebilir....
SONUÇ :Borçlunun temyiz itirazlarının kısmen kabulü ile hükmün açıklanan nedenlerle İİK'nun 366 ve 6100 sayılı HMK'nun Geçici 3. maddesi yollamasıyla 1086 sayılı HUMK'nun 428.maddesi gereğince BOZULMASINA, taraflarca HUMK'nun 388/4. (HMK m.297/ç) ve İİK.nun 366/3.maddeleri gereğince Yargıtay Daire ilamının tebliğinden itibaren ilama karşı 10 gün içinde karar düzeltme isteğinde bulunulabileceğine 23.12.2013 tarihinde oybirliğiyle karar verildi....
Sair temyiz itiraz yerinde değil ise de; İİK'nun 149/1. maddesi, "İcra müdürü ibraz edilen akit tablosunun kayıtsız şartsız bir para borcunu ihtiva ettiğini ve alacağın muaccel olduğunu anlarsa, borçluya ve taşınmaz üçüncü şahıs tarafından rehnedilmiş veya taşınmazın mülkiyeti üçüncü şahsa geçmişse ayrıca bunlara birer icra emri gönderir." hükmünü içermektedir. Borçlu vekilinin takip dayanağı ipoteğin, limit ipoteği olup ilam niteliği taşımadığı ve bu nedenle de ilamlı takip yapılamayacağı ve icra emri gönderilemeyeceği yönündeki başvurusu; ilama aykırılık şikayeti niteliğindedir. İlamlı icra takibinde, ilama aykırılık kamu düzenine ilişkin olduğundan, anılan başvuru İİK'nun 16/2. maddesine göre süresiz olarak ileri sürülebilir. (HGK'nun 21.06.2000 tarih, 2000/12-1002 sayılı kararı). Bu nedenle Mahkemece, şikayetin süreden reddine karar verilmesi isabetsizdir....