Loading Logo

sonkarar

Sayfa Yükleniyor

Bu durumda davalı borçlu kiranın ödendiğini veya sair bir sebeple istenemeyeceğini İİKnun 269/c maddesinde belirtilen belgelerle kanıtlamak durumundadır. Mahkemece işin esası incelenerek sonucuna göre bir karar vermek gerekirken, yazılı gerekçeyle davanın reddine karar verilmesi doğru değildir. SONUÇ: Yukarıda açıklanan nedenlerle temyiz itirazlarının kabulü ile 6100 sayılı HMKnun 6217 sayılı Kanunla eklenen geçici 3.madde hükmü gözetilerek HUMKnun 428.maddesi uyarınca hükmün BOZULMASINA, taraflarca İİK'nun 366/3. maddesi gereğince Yargıtay Daire ilamının tebliğinden itibaren ilama karşı 10 gün içinde karar düzeltme isteğinde bulunulabileceğine ve peşin harcın istek halinde temyiz edene iadesine 11.10.2017 tarihinde oybirliğiyle karar verildi....

    Asliye Ceza Mahkemesinin 09.03.2009 tarihli ve 2009/99 sayılı kararına yönelik itirazın reddine ilişkin Nazilli Ağır Ceza Mahkemesinin 30.03.2009 tarihli ve 2009/530 değişik ... sayılı karar aleyhine Yüksek Adalet Bakanlığınca verilen 08.02.2010 gün ve 2009/1138/7277 sayılı kanun yararına bozma talebine dayanılarak dava dosyası Yargıtay Cumhuriyet Başsavcılığının 25.02.2010 gün ve 2010/35965 sayılı tebliğnamesiyle dairemize gönderilmekle okundu....

      Hukuk Dairesi         2020/99 E.  ,  2020/2047 K."İçtihat Metni"MAHKEMESİ :İcra Ceza Mahkemesi Yerel Mahkemece verilen hüküm temyiz edilmekle; başvurunun süresi, kararın niteliği ve suç tarihine göre dosya incelendi, gereği görüşülüp düşünüldü: Temyiz isteğinin reddi nedenleri bulunmadığından işin esasına geçildi....

        Mahkemece iddia, savunma, toplanan delillere göre; dava konusu haczin ödeme emrinin tebliğ edildiği adreste yapıldığı hacizden sonra 21.6.2010 tarihli karar ve 5.7.2010 tarihli ticaret sicil gazetesindeki ilan ve tescile kadar haciz adresinin borçlunun merkez ve acenta adresi olduğu, davalı 3. kişilerinde adresinin haciz adresi olduğu bu durumda 97/a maddesindeki mülkiyet karinesinin borçlu dolayısı ile alacaklı yararına olduğu, icra müdürlüğünün 16.6.2010 günlü haciz işleminde haczin İİK 99. maddeye göre yapıldığına dair kararı hacze ve somut olaya uygun olmadığından İİK 97/a madde hükmü gözetilerek haczin 96 ve 97. maddeler uyarınca yapılması gerekirken İİK 99. maddeye göre yapılmasının usul ve yasaya uygun olmadığı alacaklı vekilinin esas ve birleştirilen dosyasındaki aynı mahiyetteki şikayetinin kabulüyle esas ve birleşen dosya yönünden 16.6.2010 tarihli haczin İİK 99. maddeye göre yapılmasına dair müdürlük işleminin kaldırılmasına haczin İik 96 ve 97. maddelerine uygun olarak yapıldığının...

          Mahkemece dosya üzerinden yapılan inceleme sonucunda: “dava konusu haczin borçlunun adresinde yapıldığı, üçüncü kişinin istihkak iddiası üzerine takibin devamı kararı verildiği, alacaklının bir başka takip dosyasında aynı yerde yapılan hacze dayandığı, ancak 02.06.2012 tarihli bu haczin İİK’nun 99. maddesi gereğince yapılmış sayılmasına ... verildiği, dava konusu hacizde de aynı maddenin uygulanması gerekirken sehven takibin devamı kararı verildiği, ancak bu koşullarda anılan Mahkeme kararının yok hükmünde kabul edilerek haczin İİK’nun 99. madde gereğince yapılmış sayılması gerektiği“ gerekçesi ile şikâyetin kabulüne haczin İİK’nun 99. maddesi uyarınca yapılmış sayılmasına ... verilmiş; hüküm, alacaklı vekili tarafından temyiz edilmiştir. Uyuşmazlık konusu, üçüncü kişinin hacizde İİK’nun 99. maddesinin uygulanması isteğine ilişkin “şikâyet” başvurusu niteliğindedir....

            Davalı 3.kişi vekili cevap dilekçesinde özetle; müvekkili şirketin yetkilisi ve kurucusunun Oğuzhan Bilada olduğunu, 06/05/2016 tarihinde kurulduğunu ve hali hazırda aynı adreste faaliyetini sürdürdüğünü, borçlu ile akrabalık dışında bir bağının bulunmadığını, borçlunun gerçek kişi olduğunu, şahsi borçları nedeniyle müvekkili şirketin sorumlu tutulamayacağını, borçlu ile ticari ilişkisinin söz konusu olmadığını, icra müdürlüğünün İİK 99 madde uyarınca karar vermesinin yasaya uygun olduğunu belirterek davanın reddini talep etmiştir. İLK DERECE MAHKEME KARARININ ÖZETİ: Mahkemece, "...Tüm dosya kapsamı birlikte değerlendirildiğinde, İİK 99. maddesinde “Haczedilen şey, borçlunun elinde olmayıp da üzerinde mülkiyet veya diğer bir ayni hak iddia eden üçüncü kişi nezdinde bulunursa, bu kişi yedieminliği kabul ettiği takdirde bu mal muhafaza altına alınmaz. İcra müdürü, üçüncü kişi aleyhine icra mahkemesinde istihkak davası açması için alacaklıya yedi gün süre verir....

            nın 6352 sayılı Yasanın 99. maddesi ile değişik 308. maddesi gereğince yapılan incelemede; Yargıtay Cumhuriyet Başsavcılığının 17.04.2014 günlü 6 - 2009/82662 sayılı yazılarında özetle; “İtiraza konu olayda Başsavcılığımız ile Yüksek 6. Ceza Dairesi arasındaki uyuşmazlık suçun subütuna veya vasfına ilişkin olmayıp sanık hakkında etkin pişmanlığı düzenleyen 168.madde hükmünün uygulanıp uygulanmayacağı noktasında toplanmaktadır. Somut olay incelendiğinde iddianamede anlatıldığı şekliyle sanığın olay günü saat 15:30 sularında okul bahçesinde arkadaşları ile birlikte basket oynayan mağduru yakalayarak önce tehditle para isteyip, olmadığını söylemesi üzerine de tartaklayarak ve tehdit ederek ... marka cep telefonunu yağmaladığı ve bilahare bu telefonu suçtan elde ettiğini söyleyerek arkadaşı olan diğer sanık ... 15 TL bedelle sattığı sabittir....

              İcra müdürünce İİK'nın 96. ve 99. maddelerine göre işlem yapılıp yapılmayacağı hususu ancak evrak araştırması sonucunda netleşmektedir. Gerek İİK 96. ve 99. maddeleri şikayeti ve gerekse istihkak iddiası ayrı bir dava konusu olduğundan hali hazırda borçluya ait olduğu iddia edilen yerde evrak araştırması yapılması usul ve yasaya aykırı olmamaktadır. O halde ilk derece mahkemesince, şikayetin kabulü yerine şikayetin reddine yönelik hüküm tesisi ve Bölge Adliye Mahkemesince de başvurunun esastan reddi isabetsiz olup bozmayı gerektirmiştir. SONUÇ : Alacaklının temyiz isteminin kabulü ile yukarıda yazılı nedenlerle 5311 sayılı Kanun ile değişik İİK'nun 364/2. maddesinin göndermesiyle uygulanması gereken 6100 sayılı HMK'nun 373/1. maddesi uyarınca, ... Bölge Adliye Mahkemesi 20. Hukuk Dairesi'nin 15.09.2021 tarih ve 2020/2551 E. - 2021/2322 K. sayılı kararının KALDIRILMASINA, ... 2....

                Yargılama sırasında, çekişmeli taşınmazın bulunduğu yörede yeniden imar uygulaması yapılmış ve 147 ada 9 sayılı parselin bulunduğu alana 99-101-705 ve 1385 ada 7 ve 8 parsel numaraları verilmiştir. 99 ve 101 sayılı parseller kadastro parseli olup 99 parsel tarla niteliği ile 2280 m2 olarak davalı gerçek kişiler adına, 101 sayılı parselde yine tarla niteliği ile 2320 m2 olarak gerçek kişiler adına, 705 sayılı parsel ahşap ev ve tarla niteliğiyle 6656,22 m2 olarak Hazine adına, 1385 ada 7 sayılı parsel arsa niteliğiyle gerçek kişiler adına,1385 ada 8 sayılı parsel arsa niteliği ile Hazine adına tescil edilmiştir. Çekişmeli taşınmazın bulunduğu yörede 1938 yılında 3116 Sayılı Yasa gereğince yapılan orman kadastrosu ile 14.09.1982 tarihinde ilan edilerek kesinleşen 1744 Sayılı Yasa ile değişik 2. madde uygulaması vardır....

                  Ceza Genel Kurulu         2012/99 E.  ,  2012/777 K....

                    UYAP Entegrasyonu