Loading Logo

sonkarar

Sayfa Yükleniyor

Kişinin istihkak iddiası nedeniyle icra müdürlüğünün 04/11/2016 tarihli karar ile İİK 99. Madde gereğince alacaklı tarafa istihkak davası açmak üzere 7 günlük süre verilmesine karar verildiği, istinafa konu davanın takip alacaklısı tarafından İİK 99. Madde kapsamında açılan 3. Kişinin istihkak iddiasının reddine ilişkin dava olduğu, davanın konusunun İİK 99. Madde kapsamında olmasına rağmen ilk derece mahkemesince bu konuda talep olmadığı halde davanın İİK 99. Maddenin uygulanmasına yönelik şikayet olarak değerlendirilerek haczin İİK 96- 97. Madde kapsamında yapılmış sayılmasına yönelik verdiği kararın yasaya aykırı olduğu, ayrıca dava açılırken harç yatırılmadığı anlaşıldığından istinaf talebinin kabulü ile ilk derece mahkemesi kararının kaldırılmasına, davanın İİK 99....

İcra Hukuk Mahkemesi'nin 2018/907 esas sayılı dosyasından da davacının haczedilmezlik şikayetlerinin husumet ehliyeti bulunmadığından reddedildiğini, davanın haczedilmezlik şikayeti olduğunu, borçlu tarafından ileri sürülebileceğini, 3. Şahıs durumunda bulunan davacıların, mahcuzların kendisine ait olduğuna ilişkin iddiasının ancak istihkak davası açıldığında değerlendirilmesi mümkün olup, davacı 3. Şahısların hacizle ilgili şikayetinin İİK. Madde 16 ve İİK 97. Hükümleri uyarınca yerinde olmadığını, haczedilen malların haczi kabil mallar olup, münferiden haczinin mümkün olduğunu, davacının hacze ilişkin İİK. 99 Maddesinin uygulanmış sayılması isteminin yerinde olmadığını, borçlu şirketin Bursa 18....

iddiasının reddi davası kapsamında incelenebileceği, haczin İİK.99....

Bu durumda hüküm aynı zamanda kesin nitelik taşıdığından davacı 3.kişi vekilinin temyiz isteminin reddine dair ek kararı sonuç itibari ile yerindedir SONUÇ:Yukarıda açıklanan nedenlerle davacı 3.kişi vekilinin İİKnun 365.maddesini göre verilen ve sonuç itibari ile doğru bulunan mahkemenin 07.01.2010 tarihli ek kararına yönelik yerinde bulunmayan temyiz itirazlarının reddiyle usul ve yasaya uygun hükmün ONANMASINA ve aşağıda dökümü yazılı 17,15 TL peşin harcın onaama harcına mahsubuna 06.07.2010 gününde oybirliğiyle karar verildi....

    ın borçlunun durumu ve amacını bilebilecek kişilerden olduğu dolayısıyla tasarrufların İİknun 280/1 madde gereğince iptale tabi olduğu gerekçesiyle asıl ve birleştirilen davanın kabulüne dava konusu ..., ... İlçesi, ... Mahallesi, 1902 Ada, 19 parselde kayıtlı 1.kat 1 nolu ve çatı katı 5 nolu bağımsız bölümlerin davalı Mehmet Kökelma tarafından davalı ...'ya satışına ilişkin 25.10.2004 tarihli tasarrufun İstanbul, ..., ... Mahallesi 3246 Ada 5 parsel nolu taşınmazın borçlu tarafından davalı ...'ya satışına ilişkin 2.11.2004 tasarruf ile bu davalı tarafından da davalı ...'a satışına ilişkin 16.8.2005 tarihli tasarrufun, birleştirilen dava yönünden ... ilçesi, 7126 Ada, 1 parselde kayıtlı B blok 12 nolu bağımsız bölümün borçlu tarafından davalı ...'ya satışına ilişkin 27.10.2004 tarihli ve bu davalı tarafından da davalı ...'...

      SONUÇ: Yukarıda açıklanan nedenlerle davalının temyiz itirazlarının kabulü ile 6100 sayılı HMKya 6217 Sayılı Kanunla eklenen geçici 3.madde hükmü gözetilerek HUMKnın 428 ve İİK.nın 366.maddesi uyarınca kararın BOZULMASINA, taraflarca İİKnun 366/3. maddesi gereğince Yargıtay Daire ilamının tebliğinden itibaren ilama karşı 10 gün içinde karar düzeltme isteğinde bulunulabileceğine ve peşin harcın istek halinde temyiz edene iadesine 01.11.2017 tarihinde oybirliğiyle karar verildi....

        SONUÇ: Borçlu vekilinin temyiz itirazlarının kabulü ile Mahkeme kararının yukarıda yazılı nedenlerle 6100 sayılı HMKnun Geçici 3. maddesi yollamasıyla 1086 sayılı HUMKnun 428. maddesi uyarınca BOZULMASINA, taraflarca İİKnun 366/3. maddesi gereğince Yargıtay Daire ilamının tebliğinden itibaren ilama karşı 10 gün içinde karar düzeltme isteğinde bulunulabileceğine ve peşin harcın istek halinde temyiz edene iadesine 06.11.2017 tarihinde oybirliğiyle karar verildi....

          SONUÇ: Yukarıda açıklanan nedenlerle davacılar vekilinin temyiz itirazlarının kabulü ile 6100 sayılı HMK.ya 6217 Sayılı Kanunla eklenen geçici 3. madde hükmü gözetilerek HUMK.nın 428. maddesi uyarınca hükmün BOZULMASINA, taraflarca İİK'nun 366/3. maddesi gereğince Yargıtay Daire ilamının tebliğinden itibaren ilama karşı 10 gün içinde karar düzeltme isteğinde bulunulabileceğine, istek halinde peşin harcın temyiz edene iadesine, 04.10.2017 tarihinde oybirliğiyle karar verildi....

            Davacı/ borçlu vekilinin şikayeti, Küçükçekmece 3.İcra Dairesi'nin 2019/14173 esas sayılı dosyasından verilen 21.01.2021 tarihli müdürlük kararının iptali ile 13.01.2021 tarihinde yapılan fiili haczin İİK 99' a göre yapıldığının tespitine, alacaklıya istihkak davası açmak üzere süre verilmesine ilişkin olup, 21.01.2021 tarihli kararın iptali için İİK'nın 16/1.maddesi gereğince yasal 7 günlük sürede 22.01.2021 tarihinde şikayette bulunulduğundan, mahkemece işin esasına girilerek hüküm kurulması gerekirken, yanılgılı değerlendirme ile yazılı şekilde şikayetin süre yönünden reddine karar verilmesi usul ve yasaya aykırı olduğundan, istinaf talebinin kabulüne, HMK.353/1- a6 maddesi gereğince ilk derece mahkeme kararının kaldırılmasına, kaldırma kararı doğrultusunda hüküm kurulmak üzere dosyanın mahkemesine iadesine karar vermek gerekmiş ve aşağıdaki gibi hüküm kurulmuştur. HÜKÜM : Yukarıda açıklanan nedenlerle; 1- Davacı/borçlunun istinaf talebinin KABULÜ ile, KÜÇÜKÇEKMECE 1....

            Mahkemece yapılan yargılama sonunda, davanın reddine ve ... (...) mahallesi 258 ada 98 ve 99 parsel sayılı taşınmazların tespit gibi tapuya tesciline karar verilmiş; hüküm, davacı ... ile davalı ... vekilleri tarafından temyiz edilmiştir. Çekişmeli taşınmazların bulunduğu yerde tespit tarihinden önce 3116 sayılı Kanuna göre 1948 yılında yapılmış orman kadastrosu, 06/08/1980 tarihinde ilân edilen aplikasyon ve 6831 sayılı Kanunun 1744 sayılı Kanunla değişik 2. madde uygulaması ve 24/12/1987 tarihinde ilân edilerek kesinleşen aplikasyon ve 6831 sayılı Kanunun 3302 sayılı Kanunla değişik 2/B madde uygulaması bulunmaktadır. İncelenen dosya kapsamına, kararın dayandığı gerekçeye ve davacı yararına 3402 sayılı Kadastro Kanununun l4. maddesinde öngörülen zilyetlikle mülk edinme şartlarının gerçekleşmediği mahallinde yapılan keşif, uygulama, dinlenen yerel bilirkişi ve tanık sözleri ile saptandığına göre, mahkemece davanın reddi yolunda kurulan hükümde bir isabetsizlik bulunmamaktadır....

              UYAP Entegrasyonu